Açış Konuşması

4120

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ TARAFINDAN DÜZENLENEN “CUMHURİYETİMİZE GİDEN YOL 3” “ERZURUM KONGRESİ” KONULU ETKİNLİKTE TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ
BAŞKAN YARDIMCISI AV.BERRA BESLER’İN 07.08.2012 TARİHİNDE ERZURUM’DA YAPTIĞI AÇILIŞ KONUŞMASI

 

Türkiye Barolar Birliği’nin Değerli Yönetim Kurulu Üyeleri, Erzurum Barosunun Sayın Başkanı, Yönetim, Disiplin, Denetleme Kurulu ‘nun Sayın Üyeleri ile, Türkiye Barolar Birliği Sayın Delegeleri, Çeşitli İllerden Gelen Çok Değerli Baro Başkanlarım, Erzurum Barosu Üyesi Değerli Meslektaşlarım, Sayın Rektör, Çok Değerli Akademisyenler ve Milli Mücadele Kahramanımız Saygıdeğer Kazım Karabekir Paşamızın Değerli Evladı Sayın Timsal Karabekir, Basınımızın Seçkin Temsilcileri, Türkiye Barolar Birliği ve Erzurum Barosunun birlikte düzenlediği “ Cumhuriyetimize Giden Yol 3” “Erzurum Kongresi” konulu Etkinliğimize onur verdiniz, hoş geldiniz. Çok arzu etmesine rağmen Rahatsızlığı sebebiyle bugün aramızda bulunamayan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın V.Ahsen COŞAR’ın bugünkü çalışmalara başarı dileklerini, selam ve saygılarını ileterek, sizleri şahsım ve Türkiye Barolar Birliği adına saygıyla selamlıyorum.

Değerli Konuklar;

Bir çağdaşlaşma projesi olan Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinin temeli; Mondros Ateşkes Anlaşması’yla toprakları parçalanan, ordusu dağıtılan halkımızın direniş yıllarında atılmıştır.

Türkiye Barolar Birliği olarak; dünyada eşi görülmemiş bir hukuk devrimi gerçekleştiren Cumhuriyetimize giden zorlu süreci, Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere miras bıraktığı akıl ve bilimin ışığında yeniden anlamak, yeniden yorumlamak ve yeniden anlatmanın en çok biz hukukçuların görevi olduğunu

düşünerek başlattığımız “Yirmibirinci Yüzyılda Atatürk’ü Düşünmek” başlığı altında “Atatürk’ü Çağdaş Yorumlama ve Anma” programı çerçevesinde dört yıllık bir sürece yaydığımız etkinliklerin ilkini 09-14 Kasım 2009’da Ankara’da yaparak Çanakkale ve Samsun’daki etkinliklerle devam ettirmiştik. Bu program içerisinde yer alan “Cumhuriyetimize Giden Yol” etkinliklerinin de ilkini Samsun’da, ikincisini Amasya’da geçekleştirdik.
Bugün burada, “Cumhuriyetimize Giden Yol”un üçüncü büyük adımının atıldığı Erzurum’dayız.

Erzurum Kongresi’nin hangi amaçlarla, güç koşullar altında gerçekleştirildiğini ve Cumhuriyetimize giden yolda taşıdığı önemi bugün çok değerli katılımcılardan dinleyerek hatırlayıp o günlerde canları pahasına bağımsızlık uğruna mücadelelerini yürüten kahramanlarımızı minnet ve şükranla anacağız.

Değerli Konuklar,

Samsun’da buluştuğu Anadolu halkını, Amasya’da işgallere karşı direnişe çağıran Mustafa Kemal Paşa’nın Erzurum’da atacağı adımın önemini çok iyi anlamış olan işgalciler ve onun baskısı altında bulunan İstanbul Hükümeti, burada gerçekleşecek kongreyi engellemek için her yolu denemişlerdi.

İstanbul’a dönmeyi reddeden ve bütün görevlerinden istifa eden Mustafa Kemal’i sivil bir önder olarak bağrına basan, ona meşruiyetini halktan alma gücünü veren Erzurum halkıydı.

Bir milletin bütün umutlarının kırıldığı, çaresizlik içinde kaldığı bir dönemde; Hoca Raifler, Solakzâdeler, Hakkızâde Fehimler, Hacı Hafızlar, Cevat Dursunoğlular, Namıkzâde Ahmetler, Hüseyin Avniler ve daha nice yiğit insanla başlayan bir diriliş destanını Erzurumlular yazmıştı.

Değerli Konuklar,

Erzurum, çoğunluğu işgal altındaki Trabzon, Erzurum, Sivas, Bitlis ve Van’dan gelen 56 delegenin İstanbul Hükümeti’nin kongreye katılanlar hakkında çıkardığı tutuklama kararına rağmen gecikmeli de olsa buluştuğu yerdir.
Erzurum’dayız, çünkü halk direnişi, burada örgütlenmeye başlanmış, ulusal birliğin ateşi burada yakılmıştır.

Erzurum, ulusal direnişin şekillendiği, misak-ı millinin temelinin atıldığı, mandanın reddedildiği yerdir.

Erzurum, Büyük Millet Meclisi’ne giden yolun başlangıcıdır.

Erzurum, Mustafa Kemal’in “Zaferden sonra, devletin şekli Cumhuriyet olacaktır” sözünü kayda geçirdiği yerdir.

Değerli Konuklar,

Ulu Önderimiz ve silah arkadaşlarının dünyada benzeri olmayan fedakarlıkları, Türk halkının yaşlısı, genci, kadını, erkeği, çocuğu ile gösterdikleri kahramanlıklarla gerçekleştirilen Kurtuluş ve ilan edilen Cumhuriyetimiz değeri ölçülemeyen bir nimettir.

Büyük Atatürk’ün; kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sonsuza kadar barış içinde yaşamasını istemesi, O’nun ve Cumhuriyetin ilanında emeği geçenlerin ödenemeyecek haklarıdır. Cumhuriyetimizin; kurumlarını, kavramlarını, kuruluş felsefesini yaşatmak ve bu bilinci gelecek nesillere aktarmakta Türk insanının en önde gelen görevidir.

Değerli Konuklar,

Türkiye Barolar Birliği olarak; bağımsızlık savaşımızın önderi, laik, demokratik cumhuriyetimizin kurucusu ve eşsiz devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine olan sonsuz bağlılığımızla aklın ve bilimin rehberliğinde O’nun manevi mirasına sahip çıkarak açtığı aydınlık yolda ilerleyerek anısını minnet, şükran ve saygıyla selamlıyoruz.

Saygılarımla.

Avukat Berra BESLER
Türkiye Barolar Birliği
Başkan Yardımcısı
 

Fotoğraflar


Fotoğraf 1

Fotoğraf 2

Fotoğraf 3

Fotoğraf 4

Fotoğraf 5

Fotoğraf 6

Fotoğraf 7

Fotoğraf 8

Fotoğraf 9

Fotoğraf 10

Fotoğraf 11

Fotoğraf 12

Fotoğraf 13

Fotoğraf 14

Fotoğraf 15

Fotoğraf 16

Fotoğraf 17

Fotoğraf 18

Fotoğraf 19

Fotoğraf 20

Fotoğraf 21

Fotoğraf 22

Fotoğraf 23

Fotoğraf 24

Fotoğraf 25

Fotoğraf 26

Fotoğraf 27

Fotoğraf 28

Fotoğraf 29

Fotoğraf 30