Açış Konuşması

5792

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI’NIN,
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ İNSAN HAKLARI MERKEZİ TARAFINDAN 26 MART 20101TARİHİNDE SİNOP’TA DÜZENLENEN “İNSAN HAKLARI İZLEME, RAPORLAMA VE ARŞİVLEME PROJESİ”
BÖLGE TOPLANTISI’NDA YAPTIĞI AÇIŞ KONUŞMASI

 

Sinop Barosu’nun Değerli Başkanı,

Sinop Sayın Başsavcısı,

TBB’nin Değerli Yönetim Kurulu Üyeleri,

Değerli Baro Başkanları,

TBB İnsan Hakları Merkezi’nin Değerli Başkanı ve Bilim Danışma Kurulu Üyeleri,

Sevgili Meslektaşlarım,

Sizleri, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu adına, kendi adıma sevgi ve saygı ile selamlıyorum.

Türkiye Barolar Birliği’ni temsilen Sinop’ta sizlerle birlikte olmaktan duyduğumuz mutluluğu özellikle ifade etmek isterim. 

Avukatlık Kanunu’nun Barolara ve Barolar Birliği’ne verdiği görevlerin en başında hukukun üstünlüğü ile insan haklarını savunmak ve korumak gelir. Öyle olduğu için  Türkiye Barolar Birliği ve Barolarımız kendi bünyeleri içinde İnsan Hakları Merkezleri, kurulları veya komisyonları kurmuşlardır.

Baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin kendi bünyeleri içinde insan hakları ile ilgili birimler kurmalarından amaç, toplumdaki her birey nezdinde bir hukuka aidiyet bilinci oluşturmak, insan hakları ile ilgili olarak yine toplumda ortak bir bilinç oluşturmak, insan hakları ihlalleriyle mücadele etmektir. 

Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi tarafından İHİRAP, yani İnsan Hakları İzleme, Raporlama ve Arşivleme Projesi adıyla başlatılan projenin temel amacı ve işlevi de, ülkemizdeki insan hakları ihlallerini izlemek, saptanan ve saptanacak olan ihlalleri raporlamak, arşivlemek ve bu suretle hem insan hakları ihlalleri hakkında ortak bir hafıza oluşturmak, hem de bu ihlaller ve ihlallerin sorumlularıyla mücadele etmektir.

Takdir edileceği üzere böyle bir projenin yürütülmesi ve başarıya ulaşması sadece Türkiye Barolar Birliği’nin ve Baroların İnsan Hakları Merkezi, kurulu veya komisyonlarında görevli kişilerin gönüllü çabaları ile mümkün değildir. Bu konuda başarıya ulaşmak için ayrıca sivil topluma ait diğer kurum ve kuruluşların çabalarına, insan hakları alanında çalışan avukat meslektaşlarımızın katkılarına, insan hakları aktivistlerinin desteklerine gereksinim vardır.
İlkini İzmir’de, ikincisini Mardin’de, üçüncüsünü de Hopa’da, dördüncüsünü Mersin’de, beşincisini İstanbul’da, altıncısını bugün Sinop’ta gerçekleştirdiğimiz bölgesel nitelikteki bu toplantıların düzenlenmesinden amaç da, hem projenin tanıtılması ve hem de Barolarımızın, insan hakları alanında çalışan meslektaşlarımızın, insan hakları aktivistlerinin projeye katkı ve desteklerinin sağlanmasıdır.

Sevgili Meslektaşlarım,

Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2010 Türkiye İlerleme Raporu’nda da işaret edildiği üzere, Türkiye’de insan hakları ihlalleri ne yazık ki artarak devam etmektedir. Bu bağlamda insan hakları savunucuları ceza davalarına muhatap olmakta ve hatta tutuklanmaktadırlar. Duruşma öncesi gözaltılar, cezaya, hatta infaza dönüşerek amacından çıkan uzun süreli tutuklamalar geçmişe oranla bugün daha da fazladır. Hukuka son derece yabancı olan adil yargılanma ilkesine aykırı uygulamalara, bu bağlamda uzun süren yargılamalara, savunmaya getirilen kısıtlamalara, delillere ulaşma hakkını ortadan kaldıran uygulamalara, delil imal etme iddialarına, başkaca hukuksuzluklara ve hak ihlallerine hep birlikte tanıklık ediyoruz. İnsanlar, isimsiz, imzasız ihbar mektupları ile soruşturmaya tabi tutulmakta, ne ile suçlandıklarını, haklarındaki suçlamanın dayanağı olan kanıtların ne olduğunu bilmeden ve bunları görmeden, adına soruşturma veya kovuşturma denilen hukuksuz bir sürecin süjesi durumunda adaletin gerçekleşmesini beklemektedirler. Basın özgürlüğünün aynı zamanda basın sorumluluğunu da kapsadığının ayırtında olmayan kimi basın organları yarattıkları haber kirliliği ile masum yurttaşların temiz zihnini bulandırmakta ve hatta iğfal etmektedir. Demokrasinin olmaz ise olmazlarından olan, yurttaşların haber edinme hakkının kaynağını oluşturan basın özgürlüğü ciddi tehdit altındadır. Daha birkaç gün önce henüz basılmamış ve taslak halinde olan bir kitapla ilgili olarak verilen el koyma ve imha kararı, bu kitabın taslağını elinde bulundurup da teslim etmeyenlerin örgüte yardım ve yataklıktan gözaltına alınacakları yönündeki savcılık tehditleri, Avukatlık Kanunu’na aykırı biçimde avukatların sır saklama yükümlülükleri kapsamında olan müvekkillerine ait dosya ve belgelerine yargı kararıyla el konulması hukukla açıklanması mümkün olmayan, örneği demokratik hukuk devletlerinde olmayan, sadece hukuka değil, insan vicdanına da ters düşen  uygulamalardır.

Değerli Meslektaşlarım,

Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2010 Türkiye İlerleme Raporu’nda işaret edilen bu ve benzeri hususlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2010 yılı raporuyla da doğrulanmaktadır. Öyle ki mahkemenin 2010 yılıyla ilgili olarak yayımladığı istatistiklere göre hakkında en fazla karar alınan ülke Türkiye’dir. Bu bağlamda Türkiye, hakkında verilen 278 kararla Avrupa Konseyi’ne üye diğer 46 ülkeyi geride bırakmıştır. 2010 yılında elindeki dosyalardan 1499’unu karara bağlayan mahkemenin Türkiye ile ilgili olarak verdiği karar sayısı 228’dir. 2010 yılında mahkemeye yapılan başvuru sayısı 139650 olup bu dosyaların %10.9’u, yani 12812’si Türkiye ile ilgilidir. Bu oranla Türkiye, %28.9 oranıyla birinci olan Rusya’dan sonra ikinci sırada yer almaktadır.

Türkiye’nin en fazla ihlalde bulunduğu alan, 83 kararla yargılama sürecinin uzunluğudur. Yine özgürlük ve güvenlik hakkı ihlalleriyle ilgili karar sayısı 80, adil yargılama ihlalleriyle ilgili karar sayısı 42 ve kötü muameleyle ilgili karar sayısı da 32’dir.

İstatistiki bu rapor Türkiye’nin en önemli sorununun hukuk, daha doğrusu hukuksuzluk olduğunu göstermektedir. Hukukun üstün ve egemen olduğu ülkelerdeki insan hakları ihlalleriyle, hukukun üstün ve egemen olmadığı ülkelerdeki ihlallerin karşılaştırılması da bunu doğrulamaktadır. Nitekim    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2010 yılıyla ilgili olarak yayımladığı istatistiklere göre Danimarka, Monako, San Marino, Andora, mahkemenin hiç karar almadığı ülkeler arasında yer almaktadır.

Bütün bunlar dikkate alındığında bugünkü toplantımızın gündemini oluşturan İHİRAP Projesinin önemi daha iyi anlaşılacaktır. O nedenle projeye vereceğiniz destek, insan hakları ihlalleri ile mücadelede başarıya ulaşmamız konusunda son derece etkili olacaktır.       

Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür eder, saygılar sunarım.

Av.V.Ahsen Coşar
Türkiye Barolar Birliği Başkanı

 

Fotoğraflar


Fotoğraf 1

Fotoğraf 2

Fotoğraf 3

Fotoğraf 4

Fotoğraf 5

Fotoğraf 6

Fotoğraf 7

Fotoğraf 8

Fotoğraf 9

Fotoğraf 10

Fotoğraf 11

Fotoğraf 12