İHİRAP - Toplantı Tutanağı Özeti

5724

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ İNSAN HAKLARI MERKEZİ
“İNSAN HAKLARI İZLEME, RAPORLAMA VE ARŞİVLEME PROJESİ”
BARO TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI
28 Mart 2010
- Toplantı Tutanağı Özeti -

 

I. AÇILIŞ KONUŞMALARI

Av. Talay ŞENOL – Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı

Değerli Baro Başkanlarım, Baro Temsilcilerim,

Türkiye Barolar Birliği ve şahsım adına hepinize hoş geldiniz diyor sizleri saygıyla selamlıyorum.

Hepinizin de çok iyi bildiği gibi insan hakları, kişinin sırf insan olduğu için “doğuştan” sahip olduğu vazgeçilemez, devredilemez haklardır.

Her bireyin insan hakları açısından diğerleriyle eşit konumda olması, demokratik hukuk devletinin de ön koşuludur. Devleti hukuk devleti olarak kuran,”temel haklardır”! Bir başka deyişle, yaşadığımız çağda,  “Temel haklar hukuk devletinin kurucusudur”.

Anayasamızın, “Devletin temel amaç ve görevleri” başlıklı 5’ici maddesinde de bu husus vurgulanarak; “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır” denilmiştir.

Devlet, bütün kurum ve kuruluşlarıyla temel hak ve özgürlüklerin sadece yasalarca tanınmış soyut haklar olarak değil de, yaşanılan hak ve özgürlükler olarak gerçekleşmeleri için aktif çaba harcamak zorundadır.

Özellikle, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğünü savunanlar için, insan temel hak ve özgürlüklerinin evrensel olarak ve ayrım gözetmeksizin herkes için gerçekleştirilmesi çağımızın başlıca amaçlarından biri olmuştur.

Türkiye Barolar Birliği kuruluşundan bu yana, hukuk devletinin tüm kurum ve kurallarıyla birlikte oluşturulması ve hukukun üstünlüğünü savunmuş; insan temel hak ve özgürlüklerinin tanınması, korunması ve geliştirilmesini, varlığının bir gereği olarak görmüştür.

Bu anlayış çerçevesinde insan hakları faaliyetleri uzun süre Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu uhdesinde yürütülmüştür. 1980’li yılların sonlarından itibaren ülkemizde gittikçe artan insan haklarıyla ilgili kurum ve kuruluşların oluşturulmasına paralel olarak 1997 yılında “Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Komisyonu”  kurulmuş ve bu komisyon insan hakları ile ilgili toplantı, eğitim seminerleri ve rapor düzenleme gibi çeşitli etkinler gerçekleştirmiştir, 2001 yılında 1136 sayılı Avukatlık Kanununda yapılan değişiklikler Türkiye Barolar Birliği’ni “insan hakları” konusunda daha farklı yapılanmalara doğru götürmüştür.

Bilindiği gibi 2001 yılında gerçekleştirilen 4667 Sayılı “Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, 1136 sayılı Yasada köklü değişiklikler getirmiş, yasanın 59 ve 63. Maddeleri, 1136 sayılı yasanın 110 ve 121. Maddelerini değiştirmiştir. Bu değişiklikler ile; Türkiye Barolar Birliği, “Hukukun üstünlüğü ve İNSAN HAKLARINI savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak” (Av. Yasası md. 110/17) ve “ Mesleki dayanışmanın sağlanması ve devamlılığı için her türlü çalışmalarda bulunmak, mesleğe ve meslek mensuplarına yönelik HAK İHLALLERİNE karşı avukatlık mesleğini ve meslektaşlarını savunmak ve bu konularda her türlü yasal ve idari girişimde bulunmak” (Av. Yasası md. 121/18) görevleriyle donatılmıştır. 

Bu doğrultuda Türkiye Barolar Birliği içinde faaliyet gösteren İnsan Hakları Komisyonu yerine bir İnsan Hakları Merkezi oluşturma sürecine girilmiştir. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun 19-20/10/2001 günlü toplantısında “ İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetmeliği” görüşülerek kabul edilmiştir.

Kanunun verdiği bu görev ve yetkilere paralel olarak hazırlanan , “Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetmeliği”nin “amaç” maddesinde ,”Merkezin amacı, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması, hukukun üstünlüğünün egemen kılınması, insan hakları alanında ulusal ve ulusal üstü hukuk ekseninde, insan haklarının tanınması, korunması uygulanması ve geliştirilmesi açılarından mesleki, kuramsal ve uygulamaya yönelik araştırma ve çalışma yapmak” denilmek suretiyle merkezin kuruluş ve çalışma ilke ve yöntemleri belirtilmiştir.

“Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi, çalışmalarını insan hakları alanında uzmanlaşmış akademik kadrolardan ve avukatlardan oluşan 28 kişilik bir Bilim-Danışma Kurulu ve 7 kişiden oluşan bir Yürütme Kurulu ile ve daha çok konferans, panel gibi etkinliklerle sürdürmüştür.

Merkezin, “İnsan Hakları ve Araştırma ve Uygulama Merkezi” olan ismi, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun 20 Kasım 2009 gün ve 2009-841 sayılı kararıyla “İnsan Hakları Merkezi” olarak değiştirilmiştir.

Barolar, mesleki bir örgüt olmalarının yanında bir hukuk örgütüdürler ve hukuk örgütü niteliklerinin gereği olarak ta insan hakları ihlallerinde doğrudan taraftırlar ve toplumsal işlevleri gereği olarak, insan hakları ihlallerine karşı “müdahaleci” ve “mücadeleci” olmaları gerekmektedir.

Yine, Anayasamızın 90 ‘ıncı maddesi hükmünce, “… usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası anlaşma ve sözleşmelerin ve eki protokollerin iç hukukumuzun bir parçası olması…”  ve “…uyuşmazlık halinde ulusal kanunlarımızdan öncelikli bir normlar bütünü teşkil etmesi…”, tüm hukukçularımızı, özellikle barolarımız ve baro mensubu meslektaşlarımızı , “insan hakları”nın doğrudan ilgilisi ve tarafı yapmaktadır.

Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi, görevlerini yerine getirmede yine en büyük desteği, kendisini oluşturan barolardan ve baro üyesi meslektaşlarımızdan alacağını bir an için bile unutmadan bu yönde çabalarda bulunmuş ancak bugüne değin barolarımızı ve baro üyesi meslektaşlarımızla daha yakın bir işbirliği içinde çalışma birlikteliğini maalesef oluşturamamıştır.

Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi’nce yürütülecek olan insan hakları ihlallerini tespit, bu ihlallerin değerlendirilmesi ve ihlallere karşı mücadelede barolarımız temel bir role sahiptir. İnsan hakları ihlallerini tespit, raporlama ve fiili ve hukuki mücadele faaliyetleri Barolarımız ve baro mensubu meslektaşlarımızın katkıları ile anlam kazanır ve sonuca ulaşır.

Birlik yönetim kurulumuz artık zaman yitirmeden bu çalışmaların gerçekleştirilebilmesini teminen harekete geçmenin gerekliliğine inanarak “İnsan Hakları Merkezimizin” çalışmalarına hız verme kararlılığını vurgulayarak sizleri Birliğimize davetle önceden gündemi belirtilen bu toplantıya katılmanızı talep etmiştir.

İnsan hakları Merkezimiz sizlere “İnsan Hakları İzleme, Raporlama ve Arşivleme Projesi Önerisi”ni sunacak ve siz katılımcıların görüş ve önerilerini de alarak bu çalışma birlikteliğini gerçekleştireceğiz.

Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

Av. Prof. Dr. Rona AYBAY – TBB  İnsan Hakları Merkezi Başkanı

Değerli Başkanlar, Sayın Meslektaşlarım,

Toplantımıza katıldığınız için en içten duygularla teşekkür ediyor; sizleri saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

TBB İnsan Hakları Merkezi, Hukukumuzun gerek kuramsal gerek uygulamalı yönleri açısından önem taşıyan çeşitli konularla ve sorunlarla ilgili çalışmalar yapmaktadır. Yurt içinden ve dışından seçkin uzman hukukçuların katıldığı toplantıların tutanakları ve sonuçları, kitap haline getirilerek TBB yayınları arasından yer almaktadır.  Merkezimizin Yürütme Kurulu ve Bilim-Danışma Kurulu üyelerinin katkılarıyla oluşturulan raporların da düzenli olarak yayınlanması kararı alınmıştır. Böylece, etkinliklerimizin daha geniş çevrelere ulaştırılması ve kalıcı olması amaçlanmaktadır.

Türkiye’nin hukuk ve insan hakları gündeminde önemli yer tutan bazı sorunlar, bunların önemi anlaşılıp, güncelleşmelerinden önce Merkezimizce inceleme konusu yapılmıştır. Örneğin,  savcıların yetkileri ve görevleri gibi konuların Türkiye’de güncelleşmesinden çok önce, 2006 yılında Savcılık konusunda uluslararası bir toplantı düzenleyip, sonuçlarını 350 sayfalık bir cilt halinde yayımladık.

TBB Yönetim Kurulunun isteği üzerine 2007 yılında Merkezimizin sorumluğunda hazırlanan “T.C.Anayasa Önerisi” de, Türk Anayasacılığının tarihine ilişkin bilgiler, genel gerekçe ve madde gerekçeleri ile 400 küsur sayfalık bir cilt olarak kamuya sunulmuştur. Bugün Anayasa tartışmalarının yeniden gündeme getirildiği bir dönemde, güncelliğini korumakta olan bu çalışmaya katılarak, hiçbir maddi karşılık beklemeden aylarca çalışan Türkiye’nin önde gelen biliminsanlarına teşekkürlerimizi yinelemek isterim. TBB Yönetim Kurulunun 27 Mart 2010 tarihli Kamuoyu Açıklamasında da belirtildiği gibi, hazırlamış olduğumuz Anayasa Önerisi, “özgürlükler alanını genişleten, kişiler için yeni özgürlükler ve haklar getiren niteliğiyle sivil ve özgün bir Anayasa Önerisidir”.

Bu Anayasa önerimizde, doğal olarak, İnsan Hakları kavramına özel bir önem verilmiştir. İnsan hakları, “Adalet” kavramıyla yakından ilgilidir. Mesleğimiz gereği, Adalet kavramıyla hergün karşı karşıya kalmaktayız. Adalet, soyut ve felsefi bir kavramdır; bir idealdir. Adaletin somutlaşması ve evrensel bir biçimde benimsenen bir değer olması açısından “insan hakları”nın özel bir önemi vardır.

“İnsan Hakları Evrensel Bildirisi” gibi uluslararası insan hakları belgelerinde ilan olunan temel hak ve özgürlüklerin, evrensel biçimde kabul edilmesi “soyut” olan Adalet kavramını, dünya çapında “somutlaştırma” çabalarıdır. Bu alanda atılmış başarılı adımlar görülmüş olmakla birlikte; insanlığın önünde aşılması gereken daha pek çok yol olduğu bir gerçektir.

Bununla birlikte, günümüzde bir hukuk sisteminin, gerek kuralların oluşturulmasında, gerek bu kuralların uygulanmasında , “İnsan hakları” ülküsünü gerçekleştirmeye yaklaştığı ölçüde , “Adalet”e de yaklaştığını söylemek yanlış olmaz.

İnsan hakları, çok boyutlu bir kavramdır; felsefi, ahlaki, tarihsel çeşitli açışlardan incelenebilir. Ama, avukatlar için en önemli boyutu, elbette önümüze gelen somut olaylarda çözüm bekleyen sorunlarla ilgili olan boyutudur. Bu nedenle, insan haklarının uygulamaya ilişkin yönlerinin, avukatlarca iyi bilinip, gelişmelerin izlenmesi; uygulamada karşılaşılan yanlışların ve ihlallerin ortadan kaldırılması, önde gelen bir meslek görevidir. Hiçbir avukat, “insan hakları beni ilgilendirmez” diyemez, dememelidir. İnsan hakları konularının sadece işkence ve kötü muameleden ibaret olmadığı, mülkiyet de içinde olmak üzere her türlü hakkın ve özellikle düzgün (adil) yargılamanın da bu kavramın kapsamında olduğu unutulmamalıdır.

Değerli Başkanlar, Sayın Meslektaşlarım;

Çeşitli Barolarımızda İnsan Hakları konusunda çalışmalar yapan Komisyonlar ve benzeri birimler vardır. Bugünkü toplantımızın amacı, bu birimlerin çalışmalarında eşgüdüm ve haberleşme olanaklarının araştırılmasıdır. Sizlerce de uygun görülürse, TBB İnsan Hakları Merkezi, çeşitli Barolarımızın insan hakları konusundaki çalışmaları için bir haberleşme ve eşgüdüm merkezi olmaya isteklidir. Burada, Barolarımızdan gelecek bilgilerle bir “Veri Havuzu”  oluşturmayı ve bu havuzu yine sizlerin yararlanmasına sunulur hale getirmeyi amaçlıyoruz.

Değerli arkadaşımız Av. Serhan Özbek, TBB Yönetim Kurulunun, Merkezimizle ilgili “koordinatör” üyesidir ve Merkezimizin çalışmalarına çok önemli katkılarda bulunmaktadır. Sayın Özbek, aylardır süren bir çalışma sonucunda “İnsan Hakları İzleme, Raporlama ve Arşivleme”  konusunda bir proje geliştirdi. Biraz sonra kendisi, kısaca İHİRAP dediğimiz bu proje konusunda ayrıntılı bilgi verecek; sorularınız, önerileriniz ve varsa eleştirileriniz dinledikten sonra Projeye son biçimi verilecek.

Mali açıdan bütünüyle TBB’nin desteğiyle yürütülecek ve Türkiye’nin hep birlikte saptayacağımız öncelikleri dikkate alınarak geliştirilecek olan bu Proje’nin başarılı olmasını umuyor ve diliyorum.

Gerek bugünkü kuşaklar için bir kaynak olmak bakımından, gerek gelecek kuşaklara kalacak bir Arşiv olmak bakımından değerli olduğuna inandığım bu Proje’yi, sizlere açıklamak üzere sözü Sayın Av. Serhan Özbek’e bırakıyor, hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

II. PROJE SUNUMU

Av. Serhan ÖZBEK- TBB Yönetim Kurulu (İHM Koordinatör) Üyesi

Toplantı katılımcılarını saygıyla selamlıyorum. Açılış konuşmalarını yapan TBB Başkan Yardımcısı sayın Talay Şenol’a ve İHM Başkanı sayın Rona Aybay’a teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Değerli Katılımcılar,

Sizlere ilettiğimiz gündemden de anlaşılabileceği üzere, gündemimizin ana eksenini “İnsan Hakları İzleme Raporlama ve Arşivleme Projesi”nin bir ön adımı olarak oluşturduğumuz proje önerisinin sunumu ve değerlendirmesi oluşturmaktadır. Öncelikle gündem hakkında kısa bir bilgi sunmak istiyorum: Toplantımızın sabah oturumunda proje önerisinin olabildiğince kısa bir sunumu yapılacak, öğlen yemeği için verilecek aranın ardından toplantı katılımcılarının proje hakkındaki değerlendirmeleri alınacaktır. 

İHİRAP’ın temel amacı, TBB ve Baroların görevleri kapsamında Avukatlık Yasası ve TBB İHM Yönetmeliğinde yapılan vurgular uyarınca “insan haklarının yaşama aktarılması, korunması ve geliştirilmesi”dir. Aslında bu amaç az önce sayın Aybay’ın da söylediği gibi savunma mesleğinin ayrılmaz bir parçası ve varlık nedenidir. Bu nedenle insan hakları konusunda enine, boyuna ve derinliğine söz söyleyebilecek birinci meslek savunma mesleğidir ve meslek örgütlenmeleri olan TBB ve Barolardır. Türkiye’de insan hakları alanında izleme, araştırma ve raporlama çalışmaları yapmış ve yapmakta olan sivil kuruluşların bu çalışmalarının da, yararlı işlevler gördüğü bilinmektedir. İHİRAP’ın hedefi, mesleksel ve örgütsel konumumuzun özelliklerinden yararlanılarak ve savunma mesleği olarak bu alanda, en yaygın ve derinlemesine bir biçimde, insan hakları ihlallerine ve bu ihlallerin ait olduğu olgulara ilişkin tespitlerin yapılması; raporlama  yoluyla kamuoyunun aydınlatılması; yasama, yürütme ve yargı organlarına öneriler getirilmesidir. İhlallerin, uygulama yetersizliklerinin ve çarpıklıklarının kaynağına inilebilmesi için öncelikle tespit edilmelerinin, teorik çalışmalar kadar önem taşıdığı düşüncesindeyiz. Kuşkusuz olumsuzlukların tespiti tek başına yeterli değildir. Bu tespitlerin kamuoyu tarafından doğru algılanması ve hukuk örgütleri olarak sağlıklı çözüm önerilerinin üretilmesi de önemlidir.

Ülkemizde insan hakları alanındaki çarpıcı ihlal ve olumsuzlukların, günümüzde, bu hakları koruması beklenen yargısal organlara ve görevlilere dek uzanıyor olması sorunun boyutları ve bizlere yüklediği görevler konusunda yeterince uyarıcıdır. Bugün bir savcının salt siyasi nedenlerle tutuklanması ve tutuklu kalması, görevi özellikleri yönünden olduğu kadar kişi güvenliği yönünden de çarpıcı bir örnek oluşturmaktadır. Ancak yanlış tutuklama uygulamalarından doğan insan mağduriyetleri ülkemizde çok uzun süredir yaşanmaktadır ve savunma mesleğinin tüm uyarılarına karşın bu uygulamalar konusunda olumlu bir adım atılmamıştır. Ya da olumlu olduğu söylenen adımlar ne yazık ki bu sorunu çözmeye yetmemiştir, yasal düzenlemelerle hafifleyeceği söylenen sorunlar giderek ağırlaşmıştır. Rakamlar bunu göstermektedir. Savunma mesleği olarak yurttaşların adil yargılanma ve savunma hakkına ilişkin olarak yıllardır yapılan uyarılara karşın yüzyüze kalınan bu tablonun ibret verici olduğunu düşünüyoruz. Bu tür tespitlerin Barolardan elde edilen bilgiler doğrultusunda TBB tarafından toplumun bilgisine sunularak uyarı konusu yapılmasının, Türkiye’de insan haklarının yaşama geçirilmesi, korunması ve geliştirilmesi açısından vazgeçilemez bir çalışma biçimi olduğuna inanıyoruz.

Projenin çeşitli vadelerde hedefleri olacağı ve sınırlı bir zaman için öngörülmediği öncelikle vurgulanmalıdır. Ayrıca projenin yaşama aktarılmasında dinamik bir süreç öngörülmektedir. Bu sürece meslektaşlarımızın, meslek örgütleri olarak Baroların, sivil örgütlerin gönüllü katkılarının alınmasına çalışılacaktır. Az sonra başlıklar halinde sizlere aktaracağımız gibi öngörülen bilgi ağının oluşumu için bu katkı vazgeçilmezdir. Ortaya çıkacak ürünün savunma mesleğinin ortaklaşa yarattığı bir ürün olacağı düşüncesi ve dileğindeyiz. Oluşturulması düşünülen veri tabanı için ciddi bir alt yapının gerekliliği açıktır. Bu gereksinmenin aktarılacak olduğu  TBB Yönetimi tarafından karşılanacağı konusunda son derece iyimseriz.

Projenin gerçekleştirilmesinde bu toplantı bir ilk adım olarak düşünülmüştür. Bu adımın ardından bilgi ağının oluşumu için hızlı adımlar atılması gerekmektedir. Sonraki adımda burada yapmakta olduğumuz toplantıyı, pratiğe dönük bir formatla bölge toplantıları halinde sürdüreceğiz. Bu genel girişten sonra toplantı öncesi Baro Başkanlıkları tarafından sizlere iletilmiş olması gereken İHİRAP konusunda, olası bilgi eksikliğini göz önüne alarak tarafımızca kısa bir sunum yapılacaktır. Bunun ardından sizler tarafından dile getirilecek görüş ve öneriler son derece önemlidir; bu yolla başlıkların altı doldurulacaktır.

Toplantı katılımı konusunda sizleri bilgilendirecek olursak; toplantı için tüm Barolara çağrı yapılmıştır, bunlardan 48 Baro katılım için temsilci bildirmişlerdir ve bir kısım Barolarımız da mazeret iletmişlerdir. Mevcut toplantı katılımının ilk toplantı için önemli ve iyimserlik aşılayacak sayıda olduğunu, öngörülen bölge toplantılarında bu katılımın daha da büyüyeceğini düşünüyoruz.  

Değerli Arkadaşlar

Proje az önce de vurguladığımız gibi insan haklarının yaşama geçirilmesini, korunmasını ve geliştirilmesini  hedeflemektedir. Ekranda TBB İHM Yönetmeliğinin 3. Maddesinde görev ve etkinlikler başlığı altındaki düzenlemeyi görüyorsunuz. Proje, Yönetmelikte belirtilen amaç, görev ve etkinlikler kapsamında, insan hakları ve ihlallerine ilişkin olay ve olguların “sistematik olarak izlenmesi, raporlanması ve arşivlenmesi”  gerekliliğinden hareket etmektedir.

İHİRAP, TBB İHM Bilim Danışma Kurulunda görüşülmüş, İHM Yürütme Kurulunda değerlendirilerek TBB Yönetim Kuruluna sunulmuştur. TBB Yönetim Kurulu projeyi onaylayarak ve uygulama çalışmasına geçilmesine karar vermiştir.

Projenin ilk basamağını oluşturan İZLEME etkinliği kapsamına temel olarak;

  • Kamuoyuna, Barolara ve TBB’ne yansıyan insan hakları ve ihlalleri konuları,
  • İhlal iddialarına ilişkin olarak yürütülen adli ve idari süreçler,
  • Uygulamada ortaya çıkan ve mercek altına alınması gereken  hukuki olgular girmektedir.

Bu türden bir izleme etkinliği için bir veri tabanı oluşturulması gereklidir. Bunun için TBB İHM tarafından yürütülecek koordinasyon çalışması ile oluşacak bir bilgi ağı öngörülmektedir. Bu kapsamda savunma mesleğinin yaygın etkinlik alanının İHİRAP’ın vazgeçilmez olarak öngördüğü “bilgi ağı” için son derece önemli olanaklar sunduğu açıktır. Bu bilgi ağı içerisinde bir yandan TBB, Barolar ve avukatlara yansıyan ihlal iddiaları, varsa bunlara ilişkin çalışmalar sistematik olarak tespit edilecektir. Öte yandan basına, ulusal- uluslararası kuruluşlara, sivil inisiyatiflere, uzman/ uzmanlık raporlarına vb. ilişkin veri kaynakları sistematik olarak taranacaktır. (Bu çalışmaya deneysel olarak başlanmıştır.)

Bunlardan karakteristik özellik gösterenler mercek altına alınarak haklarında bilgi formu düzenlenecektir. Bilgi formlarının ilgili birimlere iletilmesinin ardından yapılacak değerlendirmelere göre (belirlenen öncelikler ve olanaklar kapsamında) belirlenenler hakkında araştırma dosyaları açılacaktır. Araştırma dosyaları bilgi ağının olanaklarıyla sistematik olarak güncellenecek, süreçler dinamik olarak izlenecektir. Bu dosyalardan yine belirlenmiş önceliklere ve olanaklara uygun bulunanlar hakkında izleme dosyaları açılacak ve ilgili süreçler görevlendirilen gözlemcilerce fiilen izlenecektir.

İzleme çalışmalarıyla elde edilen veriler hakkında yürütülecek çeşitli tür ve süreli RAPORLAMA etkinlikleri kapsamında, 

a) Veri kaynaklarının taranması yoluyla “Kronolojik Olay Raporları”,  

b) Mercek altına alınan olaylar, araştırma ve izleme dosyaları kapsamında “Araştırma Raporları”,

c) Fiili olarak izlenen süreçlere ilişkin periyodik ve nihai “İzleme Raporları”,

d) Hukuki olguların irdelenmesi kapsamında “Olgusal Raporlar”,

e) Belirlenecek temel konularda kapsamlı “Tematik Raporlar”,

f) Olay ve olgular bazında yılda iki kez olmak üzere “Yıllık İnsan Hakları Raporları” öngörülmektedir.

Oluşan raporlar İHM Bilim Danışma ve İHM Yürütme Kurullarında ele alındıktan sonra, İHM Yönetmeliği uyarınca raporlara ilişkin değerlendirme yetkisinin ait olduğu  TBB Yönetim Kuruluna sunulacaktır.

Kısaca değindiğimiz izleme ve raporlama etkinlikleri dışında, Türkiye’de insan hakları alanında ARŞİVLEME yoluyla bir “insan hakları belleği” oluşturulmasını görevinin TBB ve Barolarımıza ait olduğu düşüncesindeyiz. Proje kapsamında oluşturulan veri tabanına, araştırma/ izleme dosyalarına, olgusal ve tematik raporlamalara ilişkin tüm materyal gibi, geçmişe ilişkin bilgi ve dokümantasyonun da TBB İHM bünyesinde, araştırmacıların yararlanmasına açık olacak bir şekilde arşivlenmesi  öngörülmektedir. İnsan hakkı ihlallerine ilişkin kaynak niteliğindeki adli soruşturma ve kovuşturma dosyalarının örnekleri – ki bunların arasında simgesel nitelikte davalar vardır ve bu türden dosyaların arşivlenmesi ülkemizde yerel ve yüksek yargı tarafından ciddiyetle sağlanmamaktadır – ve araştırmacılara yararlı olabileceği düşünülen diğer belgeler TBB İHM bünyesinde arşivlenecektir. Bu etkinliğin de İHİRAP’ın önemli bir ayağı olduğunu düşünüyoruz.      

Projenin yürütümünde öngörülen ilk adım olarak İHİRAP konusunda Baro Başkanlıkları yazılı olarak bilgilendirilmiş ve Baroların belirlediği temsilcilerle proje sunumunun yapılacağı ve proje hakkındaki görüş ve önerilerinin tespit edileceği bu toplantı düzenlenmiştir.

Toplantının ardından yeterli bir zaman aralığında, 5 bölgede, veri tabanı oluşumundaki çalışmaların değerlendirmesinin yapıldığı gündemli bölge toplantıları öngörülmektedir. 

Proje çalışması insan hakları etiğine uygun ilke kararlarıyla yönlendirilecektir. İnsan hakları alanında bizzat savunulan hakkın özünün zedeler nitelikte ön yargılı, tek boyutlu ve çifte standartlı yaklaşımlar gözlenmekte, bunlar, kamuoyunda zaman zaman hatalı algılara ya da tereddütlere yol açmaktadır. Bu nedenle proje yürütümünde, yansızlık temelinde ilke ve etik kurallara azami özen gerekliliğinin altı çizilmektedir. Bunun da dışında yansızlık ilkesinin uygulanmasında, öznel olduğu kadar nesnel yansızlık kurallarına da özen gösterilmelidir. Konuya ilişkin ilke kararlarının çalışma dinamiği içerisinde oluşacağını düşünüyoruz.    

Proje, oluşturulacak bilgi ağında, proje çalışmasından beklenen çıktıların özelliklerine uygun, alanda deneyimli avukatların görev almasını öngörmektedir.

İHM bünyesinde veri tabanı oluşturmak için kalıcı bir alt yapı oluşturulması öngörülmektedir. Veri kaynakları taraması Baro kaynakları ve yerel kaynaklarla desteklenmelidir.

Proje sorumluluğunun, TBB İHM Yürütme Kuruluna ait olması; projenin yürütümünün ise oluşturulacak çalışma grubu tarafından, Yönetmelik hükümleri uyarınca yerine getirilmesi öngörülmektedir. 

Değerli arkadaşlar

Açılış konuşmalarında konuşmacılar TBB İHM’nin çalışmaları hakkında sizlere bilgiler de sundular. Bu kapsamda TBB İHM’nin çalışmaları konusunda da görüş ve düşüncelerin toplantı katılımcıları tarafından dile getirilmesinin toplantımızın verimini arttıracağını düşünüyoruz. Bu kısa sunumun ardından toplantıya katılımcılarının görüş ve önerilerinin elde edileceği bölüme geçiyoruz ve katılımcıların; 1. Proje hakkında, 2. İHM çalışmaları hakkında değerlendirmelerini almaya başlıyoruz.

III. TOPLANTI KATILIMCILARININ DEĞERLENDİRMELERİ

  • Değerlendirme/ Öneri:

Proje dolayısıyla TBB Yönetim Kurulu’nu kutluyorum. Bu tür projelerin, ülkemizde demokrasinin gelişmesi için çok önemli olduğuna inanıyorum. Bu proje kapsamında İnsan Hakları Merkezi’ne personel istihdamı sağlanmalıdır. Ayrıca baroların en az 3’er kişiden oluşacak İnsan Hakları Komisyonları kurmaları gerekmektedir. TBB İnsan Hakları Merkezi ise, bu komisyonlara her ay bölgelerindeki insan hakları ihlallerini bildirmek üzere bir bildirim formu göndermelidir. Bu çerçevede, günlük, aylık ve yıllık raporlar hazırlanmalıdır. TBB İHM, bu konuda konferanslar, paneller düzenlemeli, bölgesel toplantılarla kişilerin bu hususta bilgilendirilmesini sağlamalıdır. Ayrıca, kişilerin İnsan Hakları konusunda eğitimini de kapsayan bilimsel çalışmalar yapılarak, bunların barolara iletilmesi ve basına da duyurulması sağlanmalıdır.

  • Değerlendirme/ Soru/ Öneri:

Projenin çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Özellikle bu konuda bugüne kadar arşivleme çalışması yapılmadı, bu nedenle çok önemli. Ayrıca, projenin amacında “ulusal üstü hukuk” ifadesinin kullanılmış olması da çok önemli. Projede hangi başlıklar altında tarama yapılacağının belirlenmesi gerekiyor; En çok ihlal görülen alanlarda mı? Yoksa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında mı? Aksi takdirde bilgi karmaşası olacaktır. “Özellik gösteren” ifadesi ile ne kastediliyor? Öncelik sırası belirlenmelidir. Bir öncelik sırası belirlenerek ona göre basın kaynaklarının taraması yapılabilir.  Altı ayda bir dönem raporlarının hazırlanması uygundur. Bunun yanı sıra zaman zaman periyoda bağlamaksızın tematik raporlar hazırlanabilir. İlkelerin baştan genel hatları ile belirlenmesi gerekiyor. Örneğin, türban meselesi ve Kürt meselesi gibi konular inceleme kapsamına alınacak mı? Ayrıca, TBB ile barolar arasındaki iletişimin sağlıklı bir biçimde yürütülebilmesi için, her baroda bu konuda görevlendirme yapılması gerekiyor. İnsan Hakları ihlalleri meydana geldiği anda bunlara ilişkin e-posta yoluyla bildirimde bulunulabilir. 

  • Değerlendirme/ Öneri:

Böyle bir projenin hazırlanmış olmasına çok sevindim, çok faydalı olacağını düşünüyorum.  İzleme konusunda yeknesaklığın önüne geçilmelidir.

  • Değerlendirme/ Soru/ Öneri:

Raporların değerlendirilmesi TBB Yönetim Kurulu’ndan bağımsız olarak yapılmalıdır. Yönetim Kurulu tarafsız davranmayabilir. İnsan Hakları Merkezi, Yönetim Kurulu tarafından vesayet altına alınmamalıdır. Çoğu zaman avukatlar da bilgilerinin yetersizliği nedeniyle insan hakkı ihlallerine neden olabiliyorlar. Bu konuda avukatlara da eğitim verilmesi gerekmektedir. Salonlardan sahalara inilmesi, sahadaki ihlallere müdahale edilmesi gerekiyor. Bu projenin faydalı olacağını düşünüyorum. Diğer dernek vb. örgütler ile bu konuda işbirliği yapılmalıdır. Bunun yanında avukatların maruz kaldıkları hak ihlallerinin de değerlendirilmesi gerekmektedir. Avukatlar, yargı personeli değil, yargı profesyoneli olarak görülmektedir. Merak ettiğim bir diğer konu ise, bu proje kapsamında faili meçhul avukatların dosyalarının yeniden açılması, bu davalara müdahil olunması konusunda ne düşünüldüğüdür.

  • Değerlendirme/ Soru/ Öneri:

Bu toplantının duyurulma biçimi doğru değildir. Davet metninde baroların insan hakları merkezlerine de hitap edilmesi gerekirdi. Sadece toplantı duyurusu gönderilmiş olduğundan, dile getireceğim görüşler, şahsi görüşlerimden ibaret olacak. Öncelikle, proje ile ilgili belirli hususların netleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kim yapacak? Hangi kaynak ile yapacak? Bu konuda profesyoneller ile çalışmak gerekiyor. Bu kişilerin hukuk ve insan hakları bilgisine sahip olmaları gerekiyor. Bu konuda nasıl bir istihdam politikası izlenecek? İncelenecek ihlaller için bir öncelik sırası belirlenmesi çok önemli, aksi halde bilgi yığılması olacaktır. Veri toplama konusunda en önemli kaynak kolluk kuvvetleri olacaktır. Bu hususta bir işbirliği düşünülüyor mu?

  • Değerlendirme/ Soru/ Öneri:

Bu proje için TBB İnsan Hakları Merkezi’ni tebrik ediyor ve geç kalmış bir proje olduğunu düşünüyorum. İnsan Hakları konusunda ihlal sayısı çok fazla, bu ihlalleri nasıl ve neye göre bildireceğiz? Bu konuda Bakanlıktan ve Başsavcılıktan yararlanılabileceğini düşünüyorum. İzleme konusunda temel ilkelerin ve karakteristik özellik gösteren olayların belirlenmesi gerekmektedir. Siyasi olarak bazı olayların göz ardı edilip edilmeyeceğini merak ediyorum. Bugüne kadar TBB İHM’nin hiçbir somut geri dönüşünü görmedim. İHEP çok faydalı bir projeydi, çok faydalandım. Öncelikle, kişilere insan hakları konusunda somut bir bilgilendirmede bulunup,  insanları hakları konusunda eğitip daha sonra buna ilişkin veri akışını sağlayabiliriz diye düşünüyorum.

  • Değerlendirme/ Öneri:

Veri tabanı konusunda, Başbakanlık İnsan Hakları Komisyonu’nun yerel bir veri toplama mekanizması mevcuttur. Burada toplanan veriler merkeze aktarılarak bir veri akışı sağlanabilir. Bu projede sekretarya faaliyeti çok büyük önem taşıyor. İhlallerin belirlenmesi konusunda en önemli sakınca, ihlallere ideolojik ve siyasi açıdan yaklaşıldığında insanların insan hakkı kavramından rahatsız olmalarıdır. Dolayısıyla ihlallerin belirlenmesinde bu tür sınıflandırmalardan uzak durulması gerekmektedir. Ayrıca, avukatların da insan hakları konusunda iyi bir karneye sahip olduklarını söylemek mümkün değildir. Eksikliklerin kendi içimizde aşılması gerekmektedir.

  • Değerlendirme/ Öneri:

İzleme ve veri tabanı konusundaki bilgilerin çok soyut olduğunu düşünüyorum. Bu konuda diğer örneklerden daha somut bilgiler toplanabilir. Sekretarya ve personel tanımlaması başlangıç itibariyle yapılmalı ve projeye ilişkin ekonomik kaynak ayrılmalıdır.

 

  • Değerlendirme/ Öneri:

Bu projenin çok önemli bir eksikliği gidereceğini düşünüyorum. İnsan Hakları’nı, insan olan herkesin hakkı olarak değerlendirmek gerekiyor. TBB, Türkiye’nin en büyük hukuk kurumudur. TBB’nin bu konuda insanları eğitmesi gerekiyor. İnsanları, haklarının ne olduğu ve nasıl ihlal edildiği konusunda bilgilendirmek gerekmektedir. AİHM, bizim mahkememizdir. AİHM’in iş yükünün azaltılması konusunda bize de iş düşmektedir. Avukatların AİHM konusunda bilgilendirilmeleri gerekiyor. İnsan hakkı ihlalleri en çok İstanbul’da yaşanıyor. Avukatların AİHM’e başvuru konusunda daha fazla bilgiye ihtiyaçları var. Biz İstanbul’da bu konuda bir eğitim düzenledik ve eğitimin kontenjanı tamamen doldu. Dolayısıyla bu konuda bir gereksinim olduğu görülmektedir. Projenin bu bağlamda ciddi bir ihtiyacı karşılayacağını düşünüyorum. Okunabilen, ulaşılabilen yayınlar yapılması gerekiyor. “Tutuklama” raporu son derece faydalı şekilde hazırlanmış. Bu çalışmalarımızı, mahkemelere, savcılıklara, kurumlara ulaştırmalıyız. Yaptıklarımızdan haberdar olmalılar. İnsan Hakları Kurulları bile bir şeyler yapıyor. Öncelikli ve güncel haberleri belirlemek gerekiyor. Prof. Dr. Rıza Türmen’in Milliyet gazetesindeki yazılarının çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, “geçici önlemler” konusu çok önemli. Örneğin, cezaevindeki kişiler rahatsızlandıklarında hastaneye gidemiyorlar. Bu konuyu ayrıca yazılı olarak da Merkezimize teslim edeceğim. Bu konuda bilgilendirici kitaplar yazılarak avukatlara dağıtılırsa çok faydalı olacaktır. Engin Çeber iddianamesinde yirmi beş yerde AİHM kararlarına atıf var. Genç bir savcının AİHM kararlarına bu denli atıfta bulunmuş olması çok önemli.

  • Değerlendirme/ Öneri:

İnsan hakları ihlalleri konusunda İstanbul Barosu’na uluslararası insan hakları kuruluşlarından ciddi bir bilgi akışı var. Ulusal ve uluslararası çapta önemli bir network var. Ancak bizim bu network içinde nerede yer aldığımız belli değil. Ortak bir duruş sergilemek gerekiyor. Baronun ne anlama geldiğini hala anlayamadılar. Baronun varlığını kabul etmiyorlar. Siyasi kaygılardan arınmamız gerekiyor. Gün gelecek, bu uluslararası network’e çok ihtiyacımız olacak. Oluşturacağımız bilgi arşivini onlarla da paylaşmalıyız. Baronun kendi nezdinde İnsan Hakları Uzmanı görevlendiremiyoruz. Bu konuya da bir çözüm bulunması gerekiyor.

  • Soru:

Standart bir bilgilendirme formu olacak mı? Arşivleme konusunda bilgiye sahip miyiz?

  • Değerlendirme/ Öneri:

Tarafsızlık konusunun önemli olduğunu düşünüyorum. İnsan Hakları Merkezi, TBB Yönetim Kurulu’ndan bağımsız olmalı. TBB’nin bölge toplantılarıyla sahaya inecek olmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu konuda halihazırda bir kopukluk var.

  • Değerlendirme/ Soru/ Öneri:

Mevcut yasal düzenlemeler altında, örnek dosya bile almak mümkün değil. Bu koşullar altında arşivleme nasıl yapılacak? İnsan Hakları Merkezi yerel barolardan bilgi istediğinde bu bilgi nasıl temin edilecek? Kalem bürokrasisi nedeniyle kendi dosyamızdan bile doküman alamıyoruz. Raporların değerlendirilmesinin TBB Yönetim Kurulu tarafından değil, baroların da katılacağı geniş katılımlı toplantılarla yapılması gerekiyor. Bu raporların da ulusal basın ile paylaşılması gerekiyor. Öncelikle İnsan Hakları konusunda baronun etkinliğini kabul ettirmek gerekiyor.

  • Değerlendirme/ Öneri:

En kutsal hak, yaşama hakkıdır. Bu hak sürekli ihlal edilmektedir. Bu konuda kolluk kuvvetlerinin de eğitilmesi gerekmektedir.

  • Değerlendirme/ Öneri:

Toplantı davetiyesinin daha kapsamlı bir biçimde gönderilmesi gerekirdi. Biz de hazırlık yaparak gelebilirdik. Bölge toplantılarının çok önemli olduğunu, en az üç ayda bir yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bunun yanı sıra, kolluk kuvvetlerinin de insan hakları konusunda eğitilmesi gerekmektedir. Kolluk kuvvetleri cezalandırmanın kendi yetkileri dahilinde olduğunu düşünmektedirler. İnceleme konusunda önceliklerin mutlaka belirlenmesi gerekiyor. Örneğin, işkence ve adil yargılanma gibi konu başlıklarının bu bağlamda değerlendirilmesi gerekiyor. Mağdurun avukat olduğu her davaya TBB’nin de katılması gerekiyor. Barolara gelen verilerin e-posta yoluyla gelmesi daha kolay olacaktır.

  • Değerlendirme/ Soru/ Öneri:

Hakkı ihlal edilenler nasıl tatmin edilecek? Avukatların hakları nasıl korunacak? Kendi hakkını savunamayan avukat başkasının hakkını nasıl savunacak? Avukatlar ulaşım giderlerini dahi tahsil edemiyorlar. Avukatlar da insandır, onların haklarının da korunması gerekir.

  • Değerlendirme/ Soru/ Öneri:

Proje ve toplantının gecikmiş olduğunu düşünüyorum. Bu proje hayata geçtiği takdirde incelemeye nereden başlanacak? Geriye dönük, örneğin faili meçhul cinayetlere yönelik inceleme ve arşivleme yapılacak mı?  İnsan Hakları Eğitimi ayrı bir proje konusu olabilir, bu projenin kapsamında değildir. Aksi takdirde altından kalkmak mümkün olmayacaktır. İnsan Hakları Derneği’nin İnceleme ve Raporlama şeklinde bir çalışma sistemi var. Bu tür kurulların oluşturulması, yerinde incelemeler yapılması ve derhal basınla paylaşılması gerekiyor. Belirli dosyalarda TBB’nin müdahale talebinde bulunması gerekiyor. Raporların değerlendirilmesi TBB Yönetim Kurulu tarafından yapılmamalıdır. En demokratik yol, değerlendirmenin baro başkanlarının toplanması ile yapılması olacaktır. İhlal mağdurları, İnsan Hakları Derneği, Mazlumder gibi kurumlara başvuruyor ancak İnsan Hakları Kurullarına başvurmuyorlar. Bu kurulları idarenin bir uzantısı olarak kabul ediyorlar. Aynı şey burada da söz konusu olacak. Bu sistemin başında uzman bir kimsenin yer alması gerekiyor.

  • Değerlendirme/ Soru/ Öneri:     

Hukukçunun insan hakları ile ilgili olmaması düşünülemez. Barolar, hem mesleğin sorunlarına hem de insan hakkı ihlallerine ilişkin bir form düzenleyip avukatlarına verebilirler. Projedeki raporlama ve etkili izleme bu şekilde çözülmüş olur. TBB İnsan Hakları Merkezi, bu konuda bağımsız tek kurumdur. Bu nedenle yansız, tarafsız olması şarttır. Çok sayıda ihlal gerçekleşiyor. Örneğin, Antalya Cezaevi’nde mahkumlar üç vardiya halinde yatıyorlar: 1200 ayrı ihlal. CMK avukatları dolmuşlarla oradan oraya sürünüyorlar, kolluk kuvvetlerinden ricada bulunmak zorunda kalıyorlar. Bu avukatlar başkalarının hakkını nasıl savunacaklar? Kim ciddiye alacak bunları?

  • Değerlendirme/ Öneri:

Projeye  “Çözümleme” de eklenmelidir. Avukatlardan önce hakimlerin, savcıların ve kolluk kuvvetlerinin eğitilmesi gerekmektedir. Biz baro olarak, toplum merkezlerinde halka haklarını anlattık ancak bu haklar dile getirildiğinde şiddete maruz kalınıyor, hak ihlalleri artıyor. Kolluk tarafından çok ciddi ihlaller söz konusu. Avukat, eğer dikkate alınmıyorsa, bir imdat hattı gibi bunun TBB tarafından dile getirilmesini sağlayabilmeli. Bence ihlallerin hepsi aynı büyüklüktedir. Hepsi aynı önemdedir. Öncelikle daha ufak çapta ihlaller ile ilgilenerek toplumun desteğinin alınması gerekiyor. Toplumun ihlallere karşı durması, duyarlı olması gerekiyor. Bu bağlamda savcıların ve kolluk kuvvetlerinin eğitilmesi büyük önem taşıyor.

  • Değerlendirme/ Öneri:

TBB İnsan Hakları Merkezi, TBB Yönetim Kurulu’na tabi olan, aldığı kararları TBB Yönetimine sunan bir merkezdir. Çok mümkün olmamakla birlikte, TBB Yönetimi ve İnsan Hakları Merkezi’nin görüşleri arasında çatışma olabilir. Bu durumda yapılması gereken, ortak bir kurulda bu fikir ayrılıklarının giderilmesini sağlamaktır. Avukatlar, yargının savunma ayağını teşkil etmeleri dolayısıyla insan hakları ile birebir ilişki içindedirler. Dolayısıyla, öncelikle avukatların, baroların ve TBB’nin güçlendirilmesi gerekmektedir. Avukatlık kurumu, günümüzde gereksiz gibi bir konumda görülmektedir. Halbuki yasada açıkça savunmanın, yargının kurucu unsuru olduğu ifade edilmektedir. İnsan hakları ihlallerinin bir ucu da yargıya dayanmaktadır. Hakim ve savcı ortak çalışarak insan hakları ihlallerine neden olmakta, savunmayı dışlamakta ve insan hakları ihlallerine neden olmaktadırlar. Avukatlar, insan hakları ihlalleri konusunda çalışma yaptıklarında, şiddete maruz kalmaktadırlar. Bu konuda avukatların pozisyonunun güçlendirilmesi gerekmektedir.

 

IV. DEĞERLENDİRMELER HAKKINDA AÇIKLAMALAR

Av. Serhan ÖZBEK – TBB İHM Koordinatör Üyesi:

Değerli katılımcılar

Son derece yararlı değerlendirmeler ve öneriler izledik. Bunları projede değerlendireceğiz. Saat 15.00’den itibaren bir kısım katılımcıların dönüşe geçmek zorunda olduğunu biliyoruz. Bu nedenle zaman tasarrufu açısından tespit ettiğimiz soruları yanıtlamaya çalışalım.

Hepimizin içerisinde olduğu, insan hakları alanındaki mücadele doğrultusu, çalışmalarımızda içtenliğin de güvencesi olarak görülmelidir. TBB İnsan Hakları Merkezinin, bu projenin önerisinin sonuna kadar – ki bu proje süreç içerisinde daha da zenginleşecektir - arkasında duracağına güvenilmelidir.

“Toplantıya davet” konusunu açıklamakta yarar bulunmaktadır. Projenin temel dayanakları; TBB (TBB İHM’nin işlevi koordinasyon ve alt yapı oluşturma işlevidir), Barolarımız ve İHM’leri, alanda çalışma gösteren meslektaşlarımızdır. Biz tüm bu toplamın enerjisinden yararlanmak durumundayız. Bu kapsamda, toplantı davetinde yer alan “alanda duyarlı meslektaşlarımız” tanımı, elbette Baroları ve İnsan Hakları Merkezlerini, kişi ve yapıların tümünü kapsamaktadır.

Baro Başkanlıklarına TBB Başkanlığı tarafından iletilen davetiyenin ekinde proje önerisi de yer almıştır. Ancak kimi temsilcilere proje metninin verilmemiş olduğunu öğrendiğimiz için, bu bilgilenme eksikliğini yaptığımız sunumla gidermeye çalıştık.

“Raporların değerlendirmesi” konusuna ilişkin olarak, kimi konuşmacılarca TBB İnsan Hakları Merkezi ve TBB Yönetim Kurulu arasındaki ilişki “vesayet” ilişkisi olarak nitelendi ve çalışmaların yansızlığı konusunda kimi tereddütler dile getirildi. Öncelikle ifade etmek isterim ki Merkezimiz ve TBB Yönetimi arasındaki ilişki bir “vesayet” ilişkisi değil, çerçevesi tanımlanmış bir bilimsel ve örgütsel çalışma ilişkisidir. Bu ilişkinin kurallara tabi olacağı anlaşılabilir bir şeydir ve nitekim bu kurallar TBB İnsan Hakları Merkezi Yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Öte yandan İHİRAP çalışması TBB Yönetim Kurulu kararıyla kabul görmüş ve onaylanmıştır. Tüm bunların yansızlık konusunda bir hukuk örgütü için önemli güvenceler olduğunu düşünüyoruz. Bunların da dışında, hem öznel, hem de nesnel yansızlık, insan hakları alanında bu türden bir proje çalışmasının vazgeçilmezleridir. Biz İHM olarak yansız olduğumuzu söylüyoruz ve bunun nesnel olarak da doğrulanması gerekliliğinin farkındayız ve bunun proje için aynı zamanda bilimsel bir yükümlülük olduğunu da biliyoruz. Bu nedenlerle “vesayet vb.” kavramların dışına çıkılmalıdır. Proje kapsamında yapılması öngörülenler edilgen değil etken bir çalışma anlayışını da gerekli kılmaktadır. Bu tespit ve raporların kamuoyu ile paylaşılmasından, izleme etkinliğinin adli ve idari süreçlerdeki işlevlerinden ve çalışmanın bütününden çözüme ilişkin olarak hem eylemli hem de teorik sonuçlar elde edilecektir. Bu nedenle yansızlık kavramıyla çalışmaların bu özelliklerini birleştirmek zorundayız.

“Davalara müdahil olunması” yolundaki öneriyi bu açıdan değerlendirmekte yarar vardır. Az önce değinilen yansızlık kuralları gereğince, davalara taraf olarak müdahil olunması söz konusu olamaz. En azından bu proje kapsamında olamaz. TBB gerek gördüğü bir davada davaya taraf olarak müdahil olabilir. Ancak bu çalışma kapsamında ancak izleme yoluyla sürece dahil olunabilecektir. Benzeri bir etik sınırlama izleme görevi alan meslektaşlarımızın görev aldıkları olay ya da davada, dava tarafı olmamaları gerekliliğinde de ortaya çıkabilecektir. Kuşkusuz böyle bir çalışmada taraf vekilleri ile de bağ kurulacaktır, ancak bu çalışma taraf olmaya göre daha soyut niteliktedir. İzleme etkinliği, bir davada, dava konusu maddi olayın gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin bir faaliyet de değildir. Aksine çoğu zaman da olmamalıdır da… Olması gereken, izlemeye konu sürecin adil yargılanma ölçütlerine uygun olup olmadığının tespitidir.  

“Projenin finansmanı” konusu İnsan Hakları Merkezi’nde değerlendirilmiş, yansızlık konusunda olası hatalı algılara yol açılmaması için, finansmanın TBB’den ve Barolardan sağlanmasına karar verilmiştir.

“Veri kaynaklarının çeşitliliği” konusundaki değerlendirme ve önerilere tümüyle katılmaktayız. Proje çalışmasında, alanda nitelikli tüm veri kaynakları dikkate alınacaktır. Eğer kurumsal çalışmalar varsa bağ kurulacak, bilgi alışverişinde bulunulacaktır. Proje hedefleri gerçekleştiğinde oluşacak veri tabanı , Türkiye’de insan hakları konusunda en geniş veri tabanı olacağına inanıyoruz.

 “İzleme etkinliğinin başlangıcı/ miladı” sorusuna gelince; kronolojik tarama çalışmamızın elbette ki en az bir yıllık başlangıcı olacaktır. Ancak bu sınır, önceden başlamış ve devam etmekte olan süreçler söz konusu olduğunda (çoğu süreç de bu özelliktedir) elbette geçmişe dönük izleme yapılmasına engel bir sınır değildir. İsterse 10 yıl önce başlamış bir süreç olsun izleme, raporlama ve arşivleme etkinliğimizin konusu olacaktır.  Bunun aksi de bu türden bir çalışma için zaten olanaklı değildir.

“Çalışma öncelikleri”ne ilişkin olarak, insan hakları alanının genişliği göz önüne alınarak, önceliklerin belirlenmesi gerektiği açıktır. Ancak öncelikler belirlenirken alandaki gereksinmelerin göz önüne alınarak kapsamın dar tutulmasının doğru olmadığı, AİHS kapsamının göz önüne alınması gerektiği düşünülmektedir. Ancak Türkiye’de çok ağır hak ihlallerinin yaşandığı çalışma yaşamına ilişkin hakların da çalışmalarda ihmal edilmemesi gereklidir. Çünkü ne yazık ki Türkiye’de özellikle çalışma alanlarını gözeten haklar göz ardı edilmektedir. İHM Türkiye’de insan hakları çalışma alanına yeni boyutlar katabilmeyi istemektedir.

“Bilgi Formu” düzenlenmesine ilişkin olarak, bir çalışmanın varolup, kaynak taraması sırasında elde edilen tespitin mercek altına alınması halinde olay hakkında bilgi formu düzenlenecektir. Bu formlar ilgili Barolara iletilecek, izlemenin yerel kaynaklarla desteklenmesine çalışılacaktır. Ya da yerelde tespit edilen bir olayın benzer yol ve yöntemle  İHM’ne iletilmesi ve izlenmesi sağlanacaktır. Yerel tespit ve izlemelerin, olayların çoğunlukla basına yansımaması ya da hatalı yansıması nedeniyle önemi büyüktür.

Bilgi formu düzenlenmesi konusunda çalışmamız var. İncelenecek özelliğe sahip olayları tespit ettiğimizde bunları ilgili barolara ileteceğiz. Basına eksik biçimde yansıyan ya da hiç yansımayan vakaları da bu şekilde bilgi alışverişi ile tespit edeceğiz. Konuya ilişkin bilgilendirme “ağ temsilcisi” olarak gördüğümüz arkadaşlara yapılacaktır.

Sözlerimizi bitirirken değerli katılımcıların, proje konusunda ilk adımları atmalarını diliyoruz.

Av. Uğur ALTUN – TBB İHM Yürütme Kurulu Üyesi:

Bazı konularda bizim de sıkıntıya düşmemiz mümkündür. Örneğin, yasadan kaynaklanan sır saklama yükümlülüğü veya ilgili dava dosyasında gizlilik kararı alınmış olması gibi nedenlerle veri toplama konusunda sıkıntı yaşanabilir. Hakim ve savcıların eğitimleri konusunda adalet müfettişleri konusu hiç gündeme gelmemektedir. Bizim, avukatlar olarak önce kendi haklarımızı savunmamız lazım ki başkalarının haklarını da savunabilelim.

V. KAPANIŞ

Av. Prof. Dr. Rona AYBAY – TBB İHM Başkanı

Bütün katılımcılara candan teşekkür ederim. Bu yardımınızın ve desteğinizin, projenin devamı için ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu gördük. Bu projede hiçbir dış destek yoktur. O yüzden bağımsız bir proje olacaktır. Bu bağlamda, İnsan Hakları İl Kurullarının da dikkate alınması gerekmektedir. Avukatlar, bizim bilgi havuzumuz sayesinde sağlam bir bilgi bankasına sahip olarak, hakim ve savcıların karşısında daha dik durabileceklerdir. Projede öncelikle bilgi akışı sağlanacak, dava süreçlerine dahil olma vb. faaliyetler daha sonraki aşamalarda gerçekleşecektir. Arşivleme konusu, Türkiye’nin çok büyük bir ayıbıdır. Bu proje sayesinde başarılı bir arşiv çalışması yapma imkanı da bulacağız. Sizlerden ricam, projemizin uygulamaya konulmasında bizlere yardımcı olmanız, ilgisiz kalmamanızdır.