Basın Açıklaması

8446

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Kasım ve 1 Aralık 2013 tarihlerinde Muğla merkez ve ilçelerinde katılacağı açılış törenleri nedeniyle 4 gün gösteri yürüyüşlerinin yasaklanması kararına ilişkin değerlendirmesi:

VALİLERİN KAMU DÜZENİNDEN ANLADIKLARI SİYASİ İKTİDARIN CANININ SIKILMAMASIDIR

2918 sayılı Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Kanunu Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır. Çünkü gerek Anayasa, gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi önceden hiçbir şekilde izin alınmaksızın barışçıl, silahsız, saldırısız gösteri hakkının temel bir hak olduğunu söyler.

Bu kanunun, Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılığının ötesinde, mülki idareciler kanunun yasaklarını da aşan bir yasakçı zihniyetle her türlü toplantı, gösteriye açıktan karşı durumdadır.

Toplantı gösteri yürüyüşü; insanlar kendilerini tatmin etsinler, rahatlasınlar diye, kendi kendilerine bağırsınlar diye kimsenin görmeyeceği, duymayacağı, etkili, faydalı olmayacağı bir yerde ve zamanda yapılmaz. Toplantı gösteri yürüyüşü; bir düşünceyi etkili bir şekilde açıklamak, kamuoyuna aktarmak vasıtasıdır. Dolayısıyla böyle bir gösteriyi bir ‘ay sonra yap’ deyip ertelemek veya ‘burada yapma şehir dışında yap, kimse görmesin’ demek toplantı gösteri yürüyüşünün amacına aykırıdır. Öte yandan; kamu düzeninin, milli güvenliğin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi gibi aslında son derece somut verilere dayanarak yapılması gereken çıkarımlar maalesef mülki idareciler, valiler tarafından son zamanlarda tamamen keyfi bir şekilde kullanılmaktadır.

Muğla’daki olayda hangi veriler bir suç işleneceğini, kamu düzeninin bozulacağını göstermektedir? Ortada hiç böyle bir veri yokken keyfi bir şekilde yasaklandığı anlaşılmaktadır. Ama sanıyorum valilerin yine son dönemde kamu düzeninin bozulmasından anladıkları siyasi iktidarın canının sıkılmasıdır. Onlara göre, siyasi iktidarın canı sıkıldığında kamu düzeni bozulmaktadır. Dolayısıyla canı sıkılmasın diye güllük gülistanlık içerisinde gezsin, Türkiye çok güzel, güneş çok güzel, deniz çok güzel, şiş kebap çok güzel denebilsin diye dikensiz gül bahçesinde yürünüyor izlenimi vermek adına bütün toplantı gösteriler Başbakan veya hükümetin bir bakanı bir yere gittiğinde yasaklanır hale gelmiştir. Tabi bu uygulamanın demokrasiyle ilgisi yoktur.