KAMUOYUNA DUYURU

10298

Çağdaş demokrasilerde ayrıcalıklı kişi, sınıf, zümre yoktur. Kanun önünde herkes eşittir. Hiç kimse yargısal bağışıklığa sahip değildir.

Bağımsız, tarafsız, adil yargılama yapabilen yargı; tüm kişi, kurum ve kuruluşların güvencesidir.

Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın karşı çıkmak; her koşulda ve herkes için hukuk ve adalet talep etmek, herkesin adil yargılanma hakkına saygı göstermek, demokrat olmanın ön şartıdır.

Geçtiğimiz hafta sonu, özellikle basın-yayın kuruluşları ile gazetecileri hedef alan operasyonların, basın özgürlüğünü ağır şekilde ihlal ettiğini, önyargılardan uzak ve "rövanş alma” güdüsüne kapılmadan değerlendirmemiz gerekiyor.

Burada üzerinde durmamız gereken asıl konu; yargıya güven duygumuzdaki haklı azalmadır.

Siyasi iktidarın veya başka herhangi bir yapının etkileme imkânının olmadığı, keyfilikten uzak bir yargı sistemini kurduğumuzda; toplumumuz, dalga dalga gelen operasyonların travmalarından kurtulacak ve ceza soruşturmalarının toplumda huzursuzluk yaratması son bulacaktır.

Bunun için ilk adım, dünden ve bugünden dersler çıkarmak; bugün yapılan bir haksızlık var ise, bunun ilk kez yapılmadığını bilerek, daha önce yaşanan acılara saygı duymaktır.

Adalet ülkenin temelidir. Yargının öç alma aracı olarak kullanıldığı düşüncesi, ülkeyi temelsiz bırakmaktadır.

Türkiye Barolar Birliği, dün olduğu gibi, bugün de haksızlıkların karşısında, hukuk devletinin, demokrasinin ve savunma hakkının yanındadır.

Saygılarımızla kamuoyunun bilgilerine sunarız.

Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu
Türkiye Barolar Birliği Başkanı