Basın Açıklaması

9226

BASIN AÇIKLAMASI

Toplanma ve gösteri yürüyüşü düzenleme ve yapma hakkı; modern siyasi demokrasinin varlığı bağlamında -asgari usul- olarak kabul edilen unsurlar arasında yer alan ve yurttaşların en geniş anlamıyla siyasal meseleler hakkında, ciddi bir ceza tehdidi ve korku altında olmaksızın, rejimin, sosyo-ekonomik düzenin ve yürürlükte bulunan ideolojinin eleştirisi de dahil olmak üzere, kendi düşüncelerini ifade edebilme hakkı olarak tanımlanan anlatım hakkının/ifade özgürlüğünün özel bir türüdür. 

Düşüncelerin buluşması ve değişimi ile ortak çıkarları savunmak için silahsız ve saldırısız olarak bir araya gelmek suretiyle belli fikir ve kanaatler çerçevesinde kamuoyu oluşturmayı veya siyasal karar organlarını etkilemeyi amaçlayan bu hak, gerek Anayasamız, gerekse taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile düzenlenmiş ve güvence altına alınmış olan temel haklardandır.

Anayasal ve demokratik bu hakkı kullanmak amacı ile bir araya gelen üniversite öğrencilerine yönelik olarak polis tarafından 04 Aralık 2010 tarihinde İstanbul Dolmabahçe’de kullanılan ve şiddet düzeyine varan orantısız güç, bu hakkı sınırlayan milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerini korunması amacıyla açıklanamayacak boyuttadır, polise verilen yetkinin sınırları dışındadır ve mutlak bir hak olan insanlık dışı veya onur kırıcı herhangi bir davranışa muhatap olmama hakkına aykırıdır.         

Dahası polis tarafından kullanılan bu orantısız güç; Birleşmiş Milletlerin 10.12.1984 tarihinde kabul ettiği ve ülkemizin 16.06.1988 tarihinde onayladığı ‘İşkence ve Diğer Zalimce, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Davranış veya Cezalara Karşı Sözleşme’nin 1.maddesi hükmüne: “Hiç kimseye işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı bir muamele yapılamaz…” diyen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3.maddesine açıkça aykırı ve yine “Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları” suç sayan Türk Ceza Yasası’nın 94. maddesi kapsamındadır ve suçtur. 

Açıklanan nedenler ile ülkemizin geleceği olan üniversite öğrencisi gençlere yönelik olarak polis tarafından orantısız güç kullanılmasını Türkiye Barolar Birliği olarak kınıyor, sorumluları hakkında idari ve cezai takibat yapılmasını talep ediyoruz.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ