TBB’DEN TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİNE DAVA

6576

Türkiye Barolar Birliği, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sınırlamalar getiren yönetmelik değişikliğinin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Danıştay’da dava açtı.

5 Ağustos 2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” kamuoyunda 90’lara dönüş olarak yorumlanmış, hukukçular tarafından keyfiliğe yol açacağı uyarısı yapılmıştı.

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı tarafından Danıştay’a sunulan dilekçede söz konusu düzenlemenin; Anayasa’ya, ilgili kanunlara ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu ileri sürülerek, kamuya açık mekânlarda toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına kısıtlamalar getirilmesinin, demokratik toplum düzenine aykırı olduğu, ölçülü olmadığı ve bu hakkın özünün engellendiğine vurgu yapıldı.

Dilekçede ayrıca, söz konusu değişikliğe dayanak 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6. ve 22. maddelerinin Anayasal dayanağı olan, “Şehir düzeninin bozulmasını önlemek amacıyla yetkili idari merci, gösteri yürüyüşünün yapılacağı yer ve güzergahı tespit edebilir” hükmünün 2001 yılında yürürlükten kaldırıldığı hatırlatılarak, Danıştay’dan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun ilgili maddelerinin iptali amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurması istendi.

Yine, açık ve yakın tehlike halinde vali ve kaymakamlara toplantı ve gösteri yürüyüşünü bir aya kadar erteleme veya yasaklama yetkisi veren değişikliğin dayanağı 2911 sayılı Kanun’un 17. ve 19. maddelerinin anayasal dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması istendi.

DEMOKRATİK TOPLUMU TEHLİKEYE SOKAR

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ifade özgürlüğü ile birlikte demokratik toplumun temelini oluşturduğuna vurgu yapılan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu dava ile ilgili şunları söyledi:

“Toplanma özgürlüğüne ve göstericilerin ifade özgürlüklerine müdahale yapılması demokrasiyi işlevsiz kılmakta, hatta demokratik toplumun varlığını tehlikeye sokmaktadır.

Hukukun üstünlüğü, hukuk devleti ve anayasal toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına aykırılık teşkil eden iptal konusu hükümler, yürürlükte kaldığı sürece; insan haklarına dayanan hukuk devleti ve toplumun adalet duygusunda telafisi olanaksız zararlar doğacağından bu durumun önlenebilmesi için yargılama sonuçlanıncaya kadar yürütmenin durdurulmasını talep zorunluluğu doğmuştur.”

DİLEKÇEYİ GÖRÜNTÜLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ