Zorunlu Açıklama

11595

ZORUNLU AÇIKLAMA

08 Mart 2011 günü Haber Türk Televizyon Kanalında Sayın Balçiçek Pamir ile yaptığı röportajda; bir yandan hukuktan, hukukun üstünlüğünden söz eden, diğer yandan Türkiye Barolar Birliği Başkanı olarak beni, “görevini adam gibi yapmamakla”, “kimi yargısal tasarruflara karşı isyan etmemekle”, “yeri göğü inletmemekle”, “yerini bilmemekle” itham etmek suretiyle istifaya davet eden, yine hem beni ve hem de yargının diğer mümtaz temsilcileri olan kimi yargıçları ve savcıları “üç maymunu oynamakla” suçlamak suretiyle kişilik haklarıma çok ağır saldırıda bulunan CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na cevap verme hakkım her ne kadar doğmuş ise de, bu hakkımı kullanmayacağımın kamuoyu tarafından bilinmesini isterim.

Cevap verme hakkımı kullanmayacağım, zira konumum, yetişme tarzım, kişiliğim, nezaketim siyasi bir partinin başkanı ile hangi konuda olursa olsun polemiğe girmeye engeldir.

Bununla birlikte kimi konularda bilgi veya bilgilendirme eksikliği olduğu anlaşılan Sayın Kılıçdaroğlu’nu, bu konularla ilgili olarak bilgilendirmek isterim. Şöyle ki;

  1. Anayasamızın 135/1.maddesi kapsamında bir meslek kuruluşu olan Türkiye Barolar Birliği, herhangi bir siyasi partinin değil, baroların ve avukatların birliğidir.  Türkiye Barolar Birliği’nin görevleri 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 110.maddesinde yazılıdır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun okuduğu zaman göreceği üzere, anılan maddede tahdidi olarak sayılan görevler arasında, “isyan etmek”, “yeri göğü inletmek” gibi görevler yer almadığı gibi, kanunla verilen görevlerin dışında bir başka faaliyette bulunulması da hukuken mümkün değildir.
  2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 110/16.maddesi hükmü gereğince Türkiye Barolar Birliği, aynı zamanda hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmakla da görevlidir. Bu görev de, diğer görevleri gibi Türkiye Barolar Birliği ve onun Başkanı olarak benim tarafımdan ciddiyetle yapılmıştır, yapılmaktadır ve yapılacaktır.  Bu görevin yapılmasında Türkiye Barolar Birliği’nin ve Başkanı olarak benim ölçüm: hukukçu olmanın, hukuk kuruluşu olmanın ağırlığına, ciddiyetine, saygınlığına dikkat etmek, siyasetin diliyle değil, hukukun diliyle yazmak ve konuşmak, medya yoluyla kendi kişisel reklamımı yapmamak,  devam eden kimi davalarla ilgili olarak yapılan açıklamalarda Anayasa’nın 138/2 ve Türk Ceza Kanunu’nun 288. maddelerine uygun hareket etmektir.
  3. Türkiye Barolar Birliği Başkanı olarak benim görevimi adam gibi yapıp yapmadığımı değerlendirmek, Sayın Kılıçdaroğlu’nun da takdir edeceği üzere, beni seçen Türkiye Barolar Birliği delegelerinin görevidir. O nedenle benim bu konuda hesap vereceğim makam Ana Muhalefet Partisinin Sayın Başkanı değil, Türkiye Barolar Birliği Genel Kuruludur.
  4. Hukuktan, hukukun üstünlüğünden, herkesin hukuktan yana tavır koyması gerektiğinden söz eden ve yine herkesi hukuka uygun ve saygılı davranmaya davet eden Sayın Kılıçdaroğlu’nun bilmesini isterim ki, hukuk “haklar” demektir. Diğer bütün hakların üstünde ve merkezinde yer alan en temel hak ise insan haklarıdır. Kategorik hukuk ilkeleri olarak hukuk felsefesinin merkezinde yer alan, özgürlük, eşitlik, adalet gibi ontolojik ve ahlaki değerden türeyen insan hakları, diğer bütün hak iddialarına göre ahlaki öncelik taşır. İnsanın, sadece insan olması nedeniyle sahip olduğu özgürlük ve eşitlik değerlerinin başkalarınca tanınmasını ve her türden dış saldırıya karşı korunmasını gerektiren en üstün ahlaki ve vicdani talep olan insan hakları bu yönüyle diğer bütün ahlaki, hukuki ve siyasi taleplerden önce gelir. Salt yaşamış olmak için değil, onurlu yaşamak için gereksinim duyduğumuz insan hakları, “insanın, insan olarak özündeki onurdan” kaynaklanır. Bu öz insanın ahlaki doğasıdır. O nedenle haktan, hukuktan, hukukun üstünlüğünden söz eden Sayın Kılıçdaroğlu’ndan, benim kişilik haklarıma ve insanlık onuruma saygılı olmasını beklemek herhalde benim de hakkım olsa gerekir.   

Saygılarımla.


Av.V.Ahsen Coşar
Türkiye Barolar Birliği Başkanı