TEMEL CEZA
KANUNLARINA UYUM AMACIYLA ÇEŞİTLİ KANUNLARDA VE DİĞER BAZI
KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
MADDE
1- 1 Şubat 1329; 18 Rebiülevvel 1332 tarihli Ameliyatı İskaiye
İşletme Kanunu Muvakkatının 32 nci maddesinin birinci fıkrasının bağlama
cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Mecra
dahilinde her ne suretle olursa olsun balık saydgahı tesis edenler ef’ali
mezkûreden tahaddüs edecek zarar ve ziyanı tazminden maada mahallî mülkî amir
tarafından ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezasıyla cezalandırılır.” MADDE
2- 1332 tarihli Ameliyatı İskaiye İşletme Kanunu
Muvakkatının 33 üncü maddesinin birinci fıkrasının bağlama cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Bilamüsaade
mecraların tarafeyn süddelerinde fetha ve mehaz küşat edenler ile süddeler
üzerine tarik ihdas eyleyenler tahakkuk edecek zararuziyanın tazmininden
maada mahallî mülkî amir tarafından beşyüz Türk Lirası idarî para cezasıyla
cezalandırılır. Ancak, verilen para cezasının miktarı meydana gelen
zarar ve ziyandan az olamaz.” MADDE
3- 14/4/1341 tarihli ve 618 sayılı Limanlar Kanununun 11 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 11-
İşbu Kanun ile ikinci maddede mezkür nizamnamelere muhalif hareket edenlere
liman başkanı tarafından beşyüz Türk Lirasından yirmibin Türk Lirasına kadar
idarî para cezası verilir.” MADDE
4- 2/1/1924 tarihli ve 394 sayılı Hafta Tatili Hakkında
Kanunun 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
10- Bu Kanunun ahkamına muhalefet eden dükkan ve mağaza ve müessese sahip
veya müdürlerine belediye encümeni tarafından yüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir.” MADDE
5- 10/4/1926 tarihli ve 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi
Türkçe Kullanılması Hakkında Kanunun 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
7- Bu Kanun hükümlerine aykırı hareket eden kişi, yüz günden az olmamak üzere
adlî para cezasıyla cezalandırılır.” MADDE
6- 19/4/1926 tarihli ve 815 sayılı Türkiye Sahillerinde Nakliyatı
Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Kara Suları Dahilinde İcrayı San’at ve
Ticaret Hakkında Kanunun 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
5- Bu Kanunun 1 inci maddesi hükmüne aykırı olarak Türkiye limanları arasında
kabotaj yapan gemilerin kaptanlarına ve yabancılara ait deniz taşıtlarının
sahiplerine bin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idarî para
cezası verilir. Donatanı yabancı olan gemilerle yabancılara ait sair deniz
taşıtları, idarî para cezası tahsil edilinceye kadar elverişli bir limanda
masrafları kendisine ait olmak üzere tutulur. Bu Kanunun 2 ve 3 üncü
maddelerinde belirtilen yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan
hakları kullanan yabancılara beşyüz Türk Lirasından beşbin
Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir ve gemi ve sair deniz taşıtları
seferden alıkonulur. Birinci
fıkrada yazılı olan idarî para cezalarına o yerin mülkî amiri, diğer idarî
tedbirlere liman başkanı tarafından karar verilir.” MADDE
7- 2/3/1927 tarihli ve 984 sayılı Ecza Ticarethaneleriyle Sanat ve
Ziraat İşlerinde Kullanılan Zehirli ve Müessir Kimyevi Maddelerin Satıldığı
Dükkanlara Mahsus Kanunun 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
21- Bu Kanunda tasrih edilen kaidelere riayet etmiyen veya memnuiyetlere
muhalif hareket eden ecza ticarethaneleri sahip veya müdiri mesulleri ile
sanat ve ziraat işlerinde kullanılan zehirli ve müessir maddeler satıcılığı
yapanlara, mahallî mülkî amir tarafından ikiyüz Türk Lirasından beşyüz Türk
Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Bu maddelerin satışı kamu sağlığı
bakımından tehlikeli bir durum oluşturuyorsa, tehlike giderilinceye kadar
geçici olarak işletme faaliyetten menedilir.” MADDE
8- 19/3/1927 tarihli ve 992 sayılı Seriri Taharriyat ve Tahlilat
Yapılan ve Masli Teamüller Aranılan Umuma Mahsus Bakteriyoloji ve Kimya
Laboratuvarları Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “Uzman olup
da izinsiz laboratuvar açanın lâboratuvarı, bu Kanunda yazılı usul uyarınca
izin alınıncaya kadar mahallî mülkî amir tarafından kapatılır. Uzman olmayıp
da bu çeşit laboratuvar açanlara veya izinle açmış oldukları
laboratuvarlarını uzman olmayanlara terk edenlere bin Türk Lirasından beşbin
Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir ve ayrıca lâboratuvar
kapatılır.” MADDE
9- 992 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
10- Fenne uygun tahliller yerine getirilmediği ve beyannamesinde belirtilen
hükümlere uymadığı veya bu Kanunun 7 nci maddesi uyarınca düzenlenen
yönetmeliğe aykırı hareket ettiği belirlenenlere mahallî mülkî amir
tarafından bin Türk Lirasından üçbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası
verilir. Ayrıca, şartlar yerine getirilinceye kadar laboratuvar kapatılır.” MADDE
10- 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun 36 ncı maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “Ret
talebinin, kötüniyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul
edilmemesi hâlinde, talepte bulunanların her birine mahkemece beşyüz Türk
Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Hâkim
hakkında aynı davada aynı tarafça tekrar ileri sürülen ret talebinin reddi
hâlinde verilecek idarî para cezası, daha önce verilen idarî para cezasının
iki katından az olamaz.” MADDE
11- 1086 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
90- Islahın davayı uzatmak veya karşı tarafı rahatsız etmek gibi kötüniyetli
düşüncelerle yapıldığı deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme,
ıslahı dikkate almadan karar verir. Ayrıca, mahkemece kötüniyetle ıslaha
başvurana, karşı tarafın bu yüzden uğradığı bütün zararlarının tazmininin
yanı sıra ikiyüz Türk Lirasından beşyüz Türk Lirasına kadar idarî para cezası
verilir.” MADDE
12- 1086 sayılı Kanunun 113/A maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
113/A- İhtiyati tedbir kararının uygulanması dolayısıyla verilen emre uymayan
veya o yolda alınmış tedbire aykırı davranışta bulunan kimse fiili daha ağır
cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aya kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.” MADDE
13- 1086 sayılı Kanunun 149 uncu maddesinin dördüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kapalı
yapılan duruşmalar hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.” MADDE
14- 1086 sayılı Kanunun 150 nci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Bir
kimse, ihtara rağmen mahkemenin düzenini bozar veya mahkeme huzurunda münasip
olmayan bir söz söylemeye veya davranışta bulunmaya devam ederse derhâl
yakalanması emredilerek hakkında dört güne kadar disiplin hapsi uygulanır.
Ancak, avukatlar ve çocuklar hakkında disiplin hapsi uygulanmaz.” “Mahkemenin
düzenini bozan fiilin veya mahkeme huzurunda söylenen sözün suç oluşturması
halinde, durum bir tutanakla Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir ve
gerekiyorsa fiili işleyenin yakalanması emredilerek Cumhuriyet
başsavcılığında hazır bulundurulması sağlanır. Ancak bu durum üçüncü fıkra
hükmüne göre disiplin hapsi uygulanmasını engellemez.” MADDE
15- 1086 sayılı Kanunun 253 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
253- Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen
tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir
edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Zorla
getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan
bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır.” MADDE
16- 1086 sayılı Kanunun 271 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
271- Tanık, kanuni bir sebep göstermeden veya göstermiş olduğu sebep
mahkemece kabul edilmemesine rağmen tanıklık yapmaktan çekinir, kendisine
sorulan sorulara cevap vermekten kaçınır ya da yemin etmemekte direnirse, bu
yüzden doğan giderler takdir edilerek, hakkında kamu alacaklarının tahsili
usulüne göre ödettirilmesine karar verilir. Ayrıca, tanıklığının veya
yemininin gerçekleştirilmesi için, dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve
her hâlde onbeş günü geçmemek üzere disiplin hapsine karar verilebilir. Kişi,
tanıklığa ve yemine ilişkin yükümlülüğüne uygun davranması halinde, derhâl
serbest bırakılır.” MADDE
17- 1086 sayılı Kanunun 313 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
313- Hâkim, senedin münkire aidiyetine karar verdiği takdirde münkiri talep
vukuunda davanın teahhuru sebebiyle diğer tarafın maruz kaldığı zararı
tazmine mahkûm eder.” MADDE
18- 1086 sayılı Kanunun 319 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
319- Mahkemece sahtelik iddiasının reddi hâlinde talep vukuunda diğer tarafın
maddi ve manevi zararları mahkemece takdir edilerek tazminine
hükmolunur.” MADDE
19- 1086 sayılı Kanunun 320 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
320- Sahtelik iddiasından feragat olunabilir ise de feragatı vakıayı kabul
edip etmemekte mahkeme muhtardır. Mahkeme feragatı kabul ettiği takdirde 319
uncu madde hükmü uyarınca talep vukuunda diğer tarafın maddi ve manevi
zararları mahkemece takdir edilerek tazminine hükmolunur.” MADDE
20- 1086 sayılı Kanunun 422 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
422- Kötüniyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf,
yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında
kararlaştırılan vekâlet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkum
edilebilir. Vekâlet ücretinin miktarı hakkında uyuşmazlık çıkması veya
mahkemece miktarının fahiş bulunması hâlinde, bu miktar doğrudan mahkemece
takdir olunur. Kötüniyet
sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan tarafa ayrıca
mahkemece beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası
verilir. Bu hâllere vekil sebebiyet vermiş ise idarî para cezası vekil
hakkında uygulanır.” MADDE
21- 1086 sayılı Kanunun 576 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Dava
sabit olmadığı takdirde müddeiden, kendisinden dava olunan hâkimin duçar
olduğu maddi ve manevi zarar ve ziyan için takdir olunacak münasip bir
tazminatın tahsiline hükmolunur. Ayrıca davacıya, mahkemece beşyüz Türk
Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” MADDE
22- 11/4/1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı
San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 25 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
25- Diploması olmadığı hâlde, menfaat temin etmek amacına yönelik olmasa
bile, hasta tedavi eden veya tabip unvanını takınan şahıs iki yıldan beş yıla
kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
23- 1219 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
26- Bu Kanunun ahkamına tevfikan icrayı sanat salahiyeti olmayan veya her ne
suretle olursa olsun icrayı sanattan memnu bulunan bir tabip sanatını icra
ederse, beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası
verilir.” MADDE
24- 1219 sayılı Kanunun 27 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
27- 5, 6, 10, 12, 15, 23 ve 24 üncü maddeler ahkamına riayet etmeyen
tabiplere yüz Türk Lirasından bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası
verilir.” MADDE
25- 1219 sayılı Kanunun 28 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
28- Hekimlik mesleğinin icrası için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde
belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl
veya daha fazla süreyle ya da devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal
düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar,
devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, kamunun sağlığına karşı suçlar,
zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye
kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat
karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık
suçlarından hapis cezasına mahkûm olmamak gerekir. İcrayı
sanat etmesine mani ve gayrıkabili şifa bir marazı aklı ile malul olduğu
bilmuayene tebeyyün eden tabipler, Sağlık Bakanlığının teklifi ve Sağlık
Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla icrayı sanattan menolunur ve
diplomaları geri alınır.” MADDE
26- 1219 sayılı Kanunun 41 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
41- Kişisel çıkar amacı olmasa bile diplomasız olarak diş hekimliği mesleğine
ilişkin herhangi bir muayene veya müdahale yapan, diş hekimliği klinik
hizmetleri ile ilgili işyeri açanların meslek icraları durdurulur. Bu
kimseler hakkında üç yıldan beş yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para
cezasına hükmolunur.” MADDE
27- 1219 sayılı Kanunun 42 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
42- Bu Kanunun ahkamına tevfikan icrayı sanata salahiyeti olmayan veya her ne
suretle olursa olsun icrayı sanattan memnu bulunan bir tabip veya diş tabibi
veyahut dişçi, dişçilik sanatını icra ederse beşyüz Türk Lirasından beşbin
Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” MADDE
28- 1219 sayılı Kanunun 44 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
44- 29 uncu maddede hududu gösterilen icrayı sanat salahiyetini tecavüz eden
veya 33, 35, 36, 37, 39 ve 40 ıncı maddeler ahkamına riayet etmeyen diş
tabipleri veya dişçilere yüz Türk Lirasından bin Türk Lirasına kadar idarî
para cezası verilir.” MADDE
29- 1219 sayılı Kanunun 45 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
45- Diş hekimliği mesleğinin icrası için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü
maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan
dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin güvenliğine karşı
suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli
savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, kamunun
sağlığına karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık,
sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma,
edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini
aklama veya kaçakçılık suçlarından hapis cezasına mahkûm olmamak gerekir. İcrayı
sanata mani ve gayri kabili şifa bir marazı akli ile malul olduğu bilmuayene
tebeyyün eden diş tabibi ve dişçiler, Sağlık Bakanlığının teklifi ve Sağlık
Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla icrayı sanattan menolunur ve
diploma veya ruhsatnameleri geri alınır.” MADDE
30- 1219 sayılı Kanunun 54 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
54- Diploma veya belgesi olmadığı hâlde ebeliği sanat ittihaz edenlere,
fiilleri suç oluşturmadığı takdirde, ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezası
verilir.” MADDE
31- 1219 sayılı Kanunun 55 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
55- Bu Kanunun 47, 49, 50 ve 53 üncü maddelerindeki şeraiti ifa etmemiş olan
veya muvakkaten menedilmiş oldukları hâlde icrayı sanat eden ebelere yüz Türk
Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
32- 1219 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
56- 51 inci maddede zikredilen icrayı sanat hududunu tecavüz eden veya 51 ve
52 nci maddeler ahkamına riayet etmeyen ebelere yüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir.” MADDE
33- 1219 sayılı Kanunun 57 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
57- İcrayı sanata mani ve gayrikabili şifa bir marazı akli ile maluliyeti
bilmuayene anlaşılan ebeler, Sağlık Bakanlığının teklifi ve Sağlık Bakanlığı
Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla icrayı sanattan menolunur ve şahadetname
veya vesikası geri alınır.” MADDE
34- 1219 sayılı Kanunun 61 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
61- Ruhsatsız ve izinsiz sünnetçilik edenler altı aydan iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.” MADDE
35- 1219 sayılı Kanunun 62 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
62- 60 ıncı madde hükmüne riayet etmeyen sünnetçilere yüz Türk Lirası idarî
para cezası verilir.” MADDE
36- 1219 sayılı Kanunun 67 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
67- Salahiyeti olmadığı hâlde hastabakıcılık eden ve bu unvanı takınanlara
yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
37-1219 sayılı Kanunun 68 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
68- 64 üncü maddede gösterilen icrayı sanat hududunu tecavüz eden veya 65
inci madde hükmüne riayet etmeyen hastabakıcılara yüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir.” MADDE
38- 1219 sayılı Kanunun 70 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
70- Tabipler, diş tabipleri ve dişçiler yapacakları her nevi ameliye için
hastanın, hasta küçük veya tahtı hacirde ise veli veya vasisinin evvelemirde
muvafakatını alırlar. Büyük ameliyei cerrahiyeler için bu muvafakatin tahriri
olması lazımdır. (Veli veya vasisi olmadığı veya bulunmadığı veya üzerinde
ameliye yapılacak şahıs ifadeye muktedir olmadığı takdirde muvafakat şart
değildir.) Hilafında hareket edenlere ikiyüzelli Türk Lirası idarî para
cezası verilir. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
39- 1219 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
73- Protokol defterlerinde tahrifat yapan ve mugayiri hakikat malumat
derceylediği sabit olan tabipler, diş tabipleri, dişçiler ve ebeler Türk Ceza
Kanununun belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır.” MADDE
40- 1219 sayılı Kanunun ek 7 nci maddesinin ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Yukarıdaki
fıkra hükmüne aykırı hareket eden diş protez teknisyenleri, 41 inci madde
hükümlerine göre cezalandırılır.” MADDE
41- 1219 sayılı Kanunun ek 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “EK
MADDE 8- Diploması veya meslek belgesi olmaksızın diş protez teknisyenliği
mesleğini icra edenler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin güne
kadar adlî para cezasına hükmolunur.” MADDE
42- 14/5/1928 tarihli ve 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi
Müstahzarlar Kanununun 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE
18- 10 uncu maddede yazılı tahlil neticesinde, müstahzarların terkibinde
bulunan maddelerin saf olmadığı veya ruhsat almak için verilmiş olan formüle
uymadığı veya müstahzarın tedavi vasıflarını azaltacak veya kaybedecek
surette imal edilmiş olduğu anlaşılırsa, fiil suç oluşturmadığı takdirde,
ruhsat sahibi ve müstahzarların bu şekilde imal edildiğini bilerek satan,
satışa arzeden veya sattıranlara bin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk
Lirasına kadar idarî para cezası verilir; ayrıca, ruhsatname geri alınır.” MADDE
43- 1262 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
19- Ruhsatsız olarak müstahzar imal edenler veya bu suretle imal edilen
müstahzarları bilerek satan, satışa arzeden veya sattıranlara, müstahzar imaline
salahiyet sahibi oldukları takdirde, beşyüz Türk Lirasından onbin Türk
Lirasına kadar; müstahzar imaline salahiyet sahibi olmadıkları takdirde,
binbeşyüz Türk Lirasından yirmibin Türk Lirasına kadar idarî para cezası
verilir. Bu müstahzarlar kendilerine atfedilen tedavi vasıflarını haiz
olmadığı veya bu vasıfları azaltacak veya kaybedecek şekilde veya saf olmayan
maddelerden imal edildiği anlaşıldığı takdirde 18 inci maddede yazılı ceza
tatbik olunur. Memleket
dışında yapılmış müstahzarları ruhsatsız olarak ticaret amacıyla ithal etmek
veya bunların özelliklerini bilerek satmak veya satışa arz etmek veya
sattırmak kaçakçılıktır. Bu fıkrada yazılı suçları işleyenler hakkında
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri tatbik olunur.” MADDE
44-1262 sayılı Kanunun 20 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
20- 18 ve 19 uncu maddelerde mezkûr ahval hariç olmak üzere bu Kanun ahkamına
muhalif hareket edenlere ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu Kanunda
yazılı olan idarî para cezalarına ve diğer idarî yaptırımlara mahallî mülkî
amir tarafından karar verilir.” MADDE
45- 1262 sayılı Kanunun ek 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “EK
MADDE 4- Müstahzarları taklit ederek bunların tedavi vasıflarını azaltacak
veya kaybedecek ya da kullananların sıhhatine az veya çok zarar verecek
surette imal edenler veya bu suretle imal edildiğini bilerek satan, satışa
arzeden veya sattıranlar, Türk Ceza Kanunu veya diğer ilgili kanun
hükümlerine göre cezalandırılır.” MADDE
46- 1262 sayılı Kanunun ek 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “EK
MADDE 6- Bu Kanunun 18 ve 19 uncu maddelerinde tanımlanan kabahatlerin
konusunu oluşturan müstahzarlara elkonularak, bunların mülkiyetinin kamuya
geçirilmesine karar verilir.” MADDE
47- 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun
110 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
110- Zührevi hastalıklardan birine düçar olduğunu bildiği veya görünüşe
nazaran veyahut tedavisi altında bulunduğu tabiplerinin izahatıyla bu
hastalıklardan birine müptela olduğunu bilmesi lazım geldiği halde hastalığı
bir diğerine sirayet ettirenler hakkında bu Kanunda mezkur mücazat tatbik
olunur. Frengili bir çocuğun frengiye musap olduğunu bildiği halde salim bir
süt anneye emzirtmek memnudur.” MADDE
48- 1593 sayılı Kanunun 282 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
282- Bu Kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket edenler veya
zorunluluklara uymayanlara, fiilleri ayrıca suç oluşturmadığı takdirde,
ikiyüzelli Türk Lirasından bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası
verilir.” MADDE
49- 1593 sayılı Kanunun 283 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
283- Bu Kanunda yazılı belediye vazifelerine taallûk edip 266 ncı maddede
gösterilen sıhhi zabıta nizamnamesinde mezkur memnuiyetlere muhalif hareket
edenlerle mecburiyetlere riayet etmeyenler, 15/5/1930 tarihli ve 1608 sayılı
Kanunla değişik 16/4/1924 tarihli ve 486 sayılı Kanun mucibince
cezalandırılır.” MADDE
50-1593 sayılı Kanunun 284 üncü maddesinde yer alan “Ceza Kanununun
263 üncü” ibaresi “Türk Ceza Kanununun 195 inci” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
51- 1593 sayılı Kanunun 285 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
285- 78 inci maddede yazılı memnuiyete rağmen laboratuvarlarında kolera ve
veba ve ruam kültürleri bulunduranlar elli günden az olmamak üzere adlî para
cezası ile cezalandırılır.” MADDE
52- 1593 sayılı Kanunun 287 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
287- 101 inci maddede zikredilen tedbirlere muhalefet edenler veya tedaviye
icabet etmeyenler, Kabahatler Kanununun 32 nci maddesine göre
cezalandırılır.” MADDE
53- 1593 sayılı Kanunun 288 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
288- 103 üncü maddedeki mecburiyete riayet etmeyenlere, yüz Türk Lirası idarî
para cezası verilir.” MADDE
54- 1593 sayılı Kanunun 289 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
289- 109 uncu maddedeki mecburiyete riayet etmeyen tabiplere yüzelli Türk
Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
55- 1593 sayılı Kanunun 290 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
290- 110 uncu maddede yazılı yasaklara aykırı hareket edenler, Türk Ceza
Kanunu hükümlerine göre cezalandırılır.” MADDE
56- 1593 sayılı Kanunun 291 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
291- 112 nci maddede gösterilen tedbirlere riayet etmeyen ve tedaviye icabet
eylemeyenler, Kabahatler Kanununun 32 nci maddesine göre cezalandırılır.” MADDE
57- 1593 sayılı Kanunun 292 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
292- 137 nci maddede gösterilen mecburiyete riayet etmeyen gemi süvarilerine
ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
58- 1593 sayılı Kanunun 294 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
294- Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletiyle İktisat Vekaleti tarafından 141
inci maddede gösterildiği veçhile müştereken tespit edilen nizamnamede
mündemiç levazım ve saireyi bulundurmayan ve yolcuların selamet ve emniyetini
temin eyleyecek tedbirlere riayet etmeyen gemi sahip veya süvarilerine
dörtyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir ve bu levazım ikmal edilinceye
kadar gemilerin seyrüseferlerine mümanaat olunur. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
59- 1593 sayılı Kanunun 295 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
295- 179 uncu maddede zikredilen nizamname ile Sıhhat ve İçtimai Muavenet ve
İktisat Vekaletlerince müştereken tespit edilen tedbirlere riayet etmeyen iş
sahiplerine beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu yüzden şahsî
veya umumi zarar hasıl olduğu takdirde ahkamı umumiye mucibince takibatı
kanuniye ifa edilir.” MADDE
60- 1593 sayılı Kanunun 296 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
296- 185 inci maddedeki memnuiyet hilafına hareket edenler altı aya kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
61- 1593 sayılı Kanunun 297 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
297- 186 ve 187 nci maddelerdeki fiilleri işleyenler, üç aydan altı aya kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
62- 1593 sayılı Kanunun 298 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
298- 205 inci maddedeki mecburiyete riayet edilmeyen mahaller, gerekli
yükümlülükler yerine getirilinceye kadar mahallî mülkî amir tarafından
faaliyetten men edilir.” MADDE
63- 1593 sayılı Kanunun 299 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
299- 215 inci maddede zikredilen defin ruhsatiyesi olmadan cenaze defneden
mezar bekçileri veya ölü sahipleri Kabahatler Kanununun 32 nci maddesine göre
cezalandırılır.” MADDE
64- 1593 sayılı Kanunun 301 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
301- Müsaadesiz olarak bir şehir ve kasabadan diğerine ölü nakledenler
Kabahatler Kanununun 32 nci maddesine göre cezalandırılır.” MADDE
65- 1593 sayılı Kanunun 302 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
302- Belediyelerce 252 nci maddeye tevfikan sıhhi mahzuru olmadığı tasdik
edilmeden sahip oldukları binaları iskan ettirenler veya icara verenlere yüz
Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
66- 15/5/1930 tarihli ve 1608 sayılı Umuru Belediyeye Müteallik
Ahkâmı Cezaiye Hakkında 16 Nisan 1340 Tarih ve 486 Numaralı Kanunun Bazı
Maddelerini Muaddil Kanunun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
1- Belediye meclis ve encümenlerinin kendilerine kanun, nizam ve
talimatnamelerin verdiği vazife ve salahiyet dairesinde ittihaz ettikleri
kararlara muhalif hareket edenlerle belediye kanun ve nizam ve
talimatnamelerinin men veya emrettiği fiilleri işleyenlere veya yapmayanlara
belediye encümenince Kabahatler Kanununun 32 nci maddesi hükmüne göre idarî
para cezası ve yasaklanan faaliyetin menine karar verilir. Bu kararda ilgili
kişiye bir süre de verilebilir. Belediye
encümeni kararında belli bir fiilin muayyen bir süre zarfında yapılmasını da
emredebilir. Emredilen fiilin ilgili kişi tarafından yapılmaması hâlinde,
masrafları yüzde yirmi zammı ile birlikte tahsil edilmek üzere belediye
tarafından yerine getirilir.” Bu madde
hükümleri ilgili kanunda ayrıca hüküm bulunmayan hâllerde uygulanır.” MADDE
67- 1608 sayılı Kanunun 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
2- Belediyelerin karar organları veya ilgili komisyonlar tarafından mevzuata
uygun olarak belirlenen yolcu nakil araçlarına ilişkin ücret tarifelerine
uymayan kişi, belediye encümeni tarafından ikiyüzelli Türk Lirasından beşbin
Türk Lirasına kadar idarî para cezasıyla cezalandırılır.” MADDE
68- 10/6/1930 tarihli ve 1705 sayılı Ticarette Tağşişin Men’i ve
İhracatın Murakabesi ve Korunması Hakkında Kanunun 6 ncı maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
6- Bu Kanun uyarınca ilgili Bakanlıkça alınan kararlara ve düzenlemelere
aykırı hareket edenlere, tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, beşyüz Türk
Lirasından yirmibin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Ayrıca,
sınai veya ticari tesiste ya da ürünlerde, bu Kanun uyarınca ilgili
Bakanlıkça alınan karar ve düzenlemelere uygunluk sağlanması için
zamana ihtiyaç bulunması hâlinde, bu eksiklikler giderilinceye kadar sınai ve
ticari faaliyetin durdurulmasına karar verilebilir. Ürünlerin,
ikinci fıkra uyarınca verilen süre içerisinde alınan karar veya düzenlemelere
uygun hâle getirilmemesi hâlinde bunların mülkiyetinin kamuya geçirilmesine
karar verilir.” MADDE
69- 1705 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
9- Bu Kanunun hükümlerine göre idarî yaptırım kararı mahallî mülkî amirler
tarafından verilir.” MADDE
70- 24/5/1933 tarihli ve 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanununun 35
inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
35- 34 üncü maddede mezkur ihtar hükümlerini tayin olunan zamanda yapmayan
hususi hastanelerin işletenlerine beşbin Türk Lirası idarî para cezası
verilmekle birlikte, ihtarı mucip olan noksanlar, hastaların tedavi ve
istirahatine müessir olduğu takdirde ayrıca 36 ncı madde hükmü de tatbik
olunur.” MADDE
71- 2219 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinde yer alan “müdürler
seksenyedimilyon lira idarî para cezasıyla cezalandırılır.” ibaresi
“müdürlere bin Türk Lirası idarî para cezası verilir.” şeklinde
değiştirilmiştir. MADDE
72- 2219 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde yer alan “müdürlerinden
yüzyetmişdörtmilyon lira idarî para cezası alınır.” ibaresi, “müdürlerine
ikibin Türk Lirası idarî para cezası verilir.” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
73- 2219 sayılı Kanunun 42 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
42- Yatan hastalardan 26 ve 27 nci maddelere aykırı olarak fazla ücret alan
hususi hastanelerin işletenlerine onbin Türk Lirası idarî para cezası
verilir. Ayrıca, fazla tahsil edilen ücret geri alınarak ilgililere iade
edilir.” MADDE
74- 2219 sayılı Kanunun 43 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
43- 29 uncu maddede yazılan cerrahi ameliyeleri aynı maddede yazılı tetkik ve
tedavileri yapılmadan icra eden tabiplere, fiilleri suç oluşturmadığı
takdirde, beşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Eğer bu suretle
cerrahi ameliye yapılan hasta vefat eder ve vefatın ameliyattan evvel
yapılması lazım ve mümkün olan şartların ifa edilmemesinden ileri geldiği
meydana çıkarsa cerrahi ameliyeyi icra eden tabip hakkında Türk Ceza
Kanununun ilgili maddeleri tatbik olunur. 29 uncu maddenin son fıkrasında
yazılı zaruri sebeple ameliyattan evvel ifa edilmeyen şartlardan ve bunların
neticelerinden dolayı cezaya hükmolunmaz.” MADDE
75- 2219 sayılı Kanunun 44 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
44- Tedavisini üstüne aldığı hastaları, yerine vekil bırakmadan izinsiz olarak
kendi arzularıyla terkederek bu hastaların tedavisiz kalmalarına sebep olan,
11 inci maddede yazılan mütehassıs tabiplere ikibin Türk Lirası idarî para
cezası verilir. Eğer bu suretle tedavisiz bırakılmak neticesi olarak hasta
kişinin hastalığının ağırlaşması veya ölmesi halinde mes’ul mütehassıs tabip
hakkında Türk Ceza Kanununun ilgili maddeleri tatbik olunur.” MADDE
76- 2219 sayılı Kanunun 45 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
45- Bu Kanun ve 21 inci maddede yazılan nizamname ile tayin olunan
mecburiyetleri yapmayan veya memnuiyetlere aykırı hareketlerde
bulunanlara bin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
77- 12/6/1933 tarihli ve 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin
Murakabesi Hakkında Kanunun 23 üncü maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra
eklenmiştir. “İzin
belgesi almadan ya da izin belgesi almasına rağmen bilerek belgesinde
belirtilen alandan fazla yerde veya izin belgesinde kayıtlı yerden başka
yerde kenevir ekimi yapan kişi, elli günden az olmamak üzere adlî para cezası
ile cezalandırılır.” “Münhasıran
esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişi bir yıldan yedi yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Bu madde kapsamında ekim yapma ibaresinden,
tohumun toprağa ekilmesinden ürünün hasadına kadarki süreç anlaşılır.” MADDE
78- 2313 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
24- Uyuşturucu maddeleri 15 inci maddede zikredilenlerden başkalarına satan
ecza ticarethaneleri sahip ve mesul müdürleri ile tabip reçetesi olmadan
satan eczane sahip veya mesul müdürleri Türk Ceza Kanununun ilgili maddeleri
uyarınca cezalandırılır.” MADDE
79- 2313 sayılı Kanunun 25 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
25- 17 nci maddede yazılı vesikaları almayı ihmal eden veya saklamayan yahut
bu Kanunda zikredilen defterleri tutmayan ecza ticarethaneleri sahip ve mesul
müdürlerine mahallî mülkî amir tarafından beşyüz Türk Lirasından ikibin Türk
Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” MADDE
80- 2313 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin üçüncü ve dördüncü
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Birinci
fıkrada belirtilen maddelerden herhangi birini izinsiz imal, ithal ve ihraç
edenler, nakledenler veya bulunduranlar, satın alanlar veya satanlara,
mahallî mülkî amir tarafından onbin Türk Lirasından yüzbin Türk Lirasına
kadar idarî para cezası verilir. Ayrıca, bu maddelerin mülkiyetinin kamuya
geçirilmesine karar verilir. Birinci
fıkrada belirtilen maddelerden herhangi birini, uyuşturucu veya uyarıcı
maddelerin imalatında kullanılmak amacıyla imal, ithal veya ihraç edenler,
nakledenler veya bulunduranlar, satın alan veya satanlar, Türk Ceza Kanununun
188 inci maddesine göre cezalandırılır.” MADDE
81- 21/6/1934 tarihli ve 2527 sayılı Basma Yazı ve Resimleri
Derleme Kanununun 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
10- Verilmesi mecburi olan basma yazı ve resimleri müddeti içinde
vermeyenlere mahallî mülkî amir tarafından ikiyüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir. Ayrıca, verilmesi gereken basma yazı ve resimlere elkonularak
Milli Eğitim Bakanlığına devredilmek üzere mülkiyetinin kamuya geçirilmesine
karar verilir.” MADDE
82- 27/1/1936 tarihli ve 2903 sayılı Pamuk Islahı Kanununun 7 nci
maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu
Kanun hükümlerine aykırı hareket edenlere mahallî mülkî amir tarafından
üçyüzelli Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
83- 11/6/1936 tarihli ve 3039 sayılı Çeltik Ekimi Kanununun 11 inci
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İzinsiz
ve fakat kanunun hükümlerine uygun olarak çeltik ekenlere ektikleri her dekar
için elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. İzinsiz yapılan çeltik ekimi
aynı zamanda bu Kanunun ve bu Kanuna göre yapılacak idarî ve fenni
talimatların hükümlerine uygun olmazsa, ekilen her dekar için yüz Türk Lirası
idarî para cezası verilir. Ayrıca, komisyonca gerek görülmesi ve karar
verilmesi hâlinde zabıta kuvvetleriyle bu gibi çeltikliklerin suyu da
kesilir.” MADDE
84- 3039 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Sıhhi zararı
olduğu hâlde istenildiği zaman sularının tamamen ve az zamanda boşaltılmasını
temin edecek savakları olan bendlerin uzaklığı kesik sulama usulünde olduğu
gibidir. Bu bendlerin çeltik arkları gibi muayyen zamanlarda açılıp sulara
serbest akıntı verilmesi gerekir. Bu hükümlere aykırı hareket edenlere,
ikiyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Çeltik biçildikten sonra ertesi
yıl ekim hazırlıklarına başlanıncaya kadar çeltikliklerin yine su altında
bırakılması yasaktır. Ancak milleme, zararlı hayvanların öldürülmesi gibi
maksadlarla sıtma sürfelerinin yaşamayacağı kış ayları içinde bu yerlerin su
altında bırakılmasına komisyonca izin verilebilir. Başka zamanlarda ise bir
haftaya kadar izin verilebilir. Bunun aksini yapanlara her dekar için on Türk
Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
85- 3039 sayılı Kanunun 22 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
22- Kesik sulama tatbik olunan yerlerde çeltik komisyonunun tespit ettiği
zamanlarda çeltik tarlalarını tamamen susuz bırakmayanlara ve bu maksadlarla
suyu kesik ana arkların suyunu açmak teşebbüsünde bulunanlara yüzelli Türk
lirası idarî para cezası verilir ve tekrarında bunları yapanların suları
büsbütün kesilir.” MADDE
86- 3039 sayılı Kanunun 27 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
27- Çeltikliklerde çalıştırılan işçilerin sıhhatlerinin korunması için
konulan hükümlere aykırı hareket edenlere veya mükellef oldukları vazifeleri
yapmayanlara yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Tekrarlayanlara bu
ceza verilmekle beraber komisyonca bunlara çeltik ekimi yasak edilir.” MADDE
87- 3039 sayılı Kanunun 28 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
28- Bu Kanun hükümleri içinde çeltikliklerin yeniden yapılması, idare ve
ıslahı, suların sevk ve idaresi ve bunun gibi hususlar hakkında bu Kanunda
yazılı yasaklara aykırı hareket edenlere veya mükellef oldukları vazifeleri
yerine getirmeyenlere ve çeltik komisyonu kararlarını yapmayanlara yüz Türk
Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca, bu fiilin tekrarı hâlinde bu ceza
verilmekle beraber komisyonca bunlara çeltik ekimi yasak edilir.” MADDE
88- 3039 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
30- Bu Kanunda yazılı idarî para cezalarına çeltik komisyonlarınca karar
verilir.” MADDE
89- 3039 sayılı Kanunun 31 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
31- Bu Kanun hükümlerine göre verilen idarî para cezaları 5326 sayılı
Kabahatler Kanunu hükümlerine göre tahsil olunarak ilgili il özel idaresinin
hesabına aktarılır. Hususi
idareler, buna karşı her yıl bütçelerine çeltik ekimi için, çeltik
komisyonunca yapılacak masrafa karşılık olmak üzere gelir kısmına koyduğu
gelir kadar masraf kısmına da aynı tahsisatı koymak mecburiyetindedir. Şu
kadar ki, hususi idareler, herhangi bir zamanda gelirden karşılığı olmadıkça
sarfiyat yapamazlar. Her yıl içinde kalan para hususi idarelerce çeltik
komisyonu emrine o yerin Ziraat Bankasına yatırılır. Bu para çeltik
komisyonunun teklifi ve Ziraat Vekilliğinin imzasıyla mahallî çeltik
işlerinin ileri götürülmesi hususlarında kullanılır ve yıl sonunda bu
sarfiyatın hesabı Ziraat Vekilliğine verilir. Çeltik
komisyonlarının masrafları için komisyon nam ve hesabına hususi idarelerce
tahsil edilmiş para bulunmadığı takdirde bu işler için icab eden tahsisat
Ziraat Vekilliğince hususi idarelere verilir. Şu kadar ki; masraf geliri
aşarsa karşılığı Ziraat Vekilliği bütçesinde Çeltik Ekimi Kanununun tatbiki
masrafı adı ile açılacak fasıldan hususi muhasebeler emrine tediye olunur. MADDE
90- 3039 sayılı Kanunun 33 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
33- Çeltik komisyonunun memur olmayan üyeleri ve mutemet heyetleri üyeleriyle
su korucularına karşı, vazifelerini yaptıkları sırada, suç işleyenler
hakkında, Türk Ceza Kanununun kamu görevlileri aleyhine suç işleyenlere dair
olan hükümleri tatbik olunur.” MADDE
91- 19/4/1937 tarihli ve 3153 sayılı Radiyoloji, Radiyom ve
Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanunun 11 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 11-
Mütehassıs olduğu hâlde bu Kanunda yazılı müesseseler için izin almayan
kişiye üçbin Türk Lirası; bu müesseseleri açan mütehassıs olmayanlara ise,
beşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
92- 3153 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
13- 3 üncü maddede adı geçen nizamnamedeki vasıf ve şartlara uygun olmayan
cihazları kullananlara üçbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
93- 17/12/1937 tarihli ve 3284 sayılı Bazı Maden Hurdalarının
Dışarı Çıkarılmasının Yasak Edilmesi ve Satın Alınması Hakkında Kanunun 7 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
7- Yasaklanmış olmasına rağmen, 1 inci maddede yazılı hurdaları; a) Yurt
dışına çıkarmaya teşebbüs edenlere bin Türk Lirasından onbin Türk
Lirasına kadar, b)Yurt
dışına çıkaranlara hurdanın piyasa değerinin iki katı, idarî
para cezası verilir. Ayrıca,
birinci fıkranın (a) bendinde sayılı kabahat konusu eşyaya elkonulur ve
mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. Bu
maddede yazılı olan idarî yaptırım kararları mahallî mülkî amir tarafından
verilir. Mülkiyetinin
kamuya geçirilmesine karar verilen hurda, askerî fabrikalara teslim edilir.” MADDE
94- 17/6/1938 tarihli ve 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık
Hakkında Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “Yukarıdaki
madde hükümlerine aykırı harekette bulunanlar, altı aydan iki yıla kadar
hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
95- 20/6/1938 tarihli ve 3468 sayılı Pul ve Kıymetli Kağıtların
Bayiler ve Memurlar Vasıtasiyle Sattırılmasına ve Bunlara Satış Aidatı
Verilmesine Dair Kanunun 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
5- Pul ve kıymetli kâğıt bayiliği yapabilmek için mahallin en büyük maliye
memurundan ruhsat tezkeresi almak şarttır. Noterler ve kendilerine izin
verilen memurlar bu kayidden müstesnadır. Ruhsat
tezkeresi almaksızın pul ve kıymetli kâğıt satanlara, almakla yükümlü oldukları
ruhsat tezkeresi resminin beş misli idarî para cezası verilir. İzin
almaksızın pul ve kıymetli kâğıt satan memurlara, bulundukları mahalle mahsus
bayi ruhsat tezkeresi resminin beş misli idarî para cezası verilir. Pul ve
kıymetli kâğıtları kıymetinden fazla bedelle satanlara fazla bedelle sattığı
pul ve kıymetli kâğıt bedellerinin beş misli idarî para cezası verilir.
Ancak, verilecek idarî para cezasının miktarı yüz Türk Lirasından az olamaz.
Tekrarı hâlinde bayilerin ruhsat tezkeresi iptal edilir ve bir daha
kendilerine ruhsat tezkeresi verilmez.” MADDE
96- 3468 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
6- 5 inci maddede yazılı idarî yaptırımlara karar vermeye defterdar veya mal
müdürü yetkilidir.” MADDE
97- 26/1/1939 tarihli ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve
Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunun 14 üncü maddesinin üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu
hükme aykırı hareket edenler hakkında zarar görenin şikâyeti üzerine üç
aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” MADDE
98- 3573 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Yukarıdaki
fıkra gereğince kurulacak birliklerin kuruluş ve çalışma esasları ile
zeytinliklerin bakımı Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca üç ay içinde
hazırlanacak yönetmelikle belirlenir. Belirlenecek bu kurallara göre
zeytinliklerine bakmayan üreticiye ağaç başına on Türk Lirası idarî para
cezası verilir.” MADDE
99- 3573 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Zeytincilik
sahaları daraltılamaz. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik
sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması hâlinde altyapı ve sosyal
tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının % 10’unu geçemez. Bu
sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının
fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir. Bu iznin verilmesinde, Tarım ve
Köyişleri Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin ve mahallinde varsa
ziraat odasının uygun görüşü alınır. Bu hâlde dahi kesin zaruret görülmeyen
zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez. İzinsiz kesenler veya sökenlere ağaç
başına altmış Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
100- 3573 sayılı Kanunun 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
21- Bu Kanun hükümlerine göre idarî para cezasına karar vermeye mahallî mülkî
amir yetkilidir.” MADDE
101- 7/6/1939 tarihli ve 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti
Kanununun 64 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
64- Milli Müdafaa mükellefiyetine tabi tutulan, mallarını mevcut olmasına
rağmen vermeyenlerden bu mallar zorla alınır ve haklarında üç aya kadar hapis
cezasına hükmolunur.” MADDE
102- 3634 sayılı Kanunun 65 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE 65-
Bu Kanun mucibince salahiyettar makamlara bildirmeğe mecbur oldukları
hususatı suiniyetle yanlış olarak bildirenler haklarında üç aya kadar hapis
cezasına hükmolunur.” MADDE
103- 3634 sayılı Kanunun 67 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
67- 27 nci maddede yazılı mecburiyetlere riayet etmeyenlere mahallî mülkî
amir tarafından ikiyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
104- 3634 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kanunun
1 inci maddesinde yazılı hâllerde milli müdafaa mükellefiyetine tabi
tutulduğu sahiplerine tebliğ edilen her türlü nakil ve cer vasıtalarını,
kabul edilebilir bir sebebe dayanmaksızın milli müdafaa mükellefiyeti
komisyonunun tayin ettiği müddet zarfında bildirdiği yerde bulundurmayanlar,
yirmi günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
105- 3634 sayılı Kanunun 69 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
69- Milli Müdafaa mükellefiyetine tabi tutulan madenleri işletenler mükellefiyet
emrini suiniyetle yapmadıkları takdirde altı aydan iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. Milli
Müdafaa mükellefiyetinin tatbikinden sonra çıkarmış oldukları madenleri
ciheti askeriyenin müsaadesi olmaksızın başkalarına vermiş olanlar, birinci
fıkra hükmüne göre verilen hapis cezasının yanı sıra beşbin güne kadar adlî
para cezası ile cezalandırılır. Ancak, verilecek adlî para cezasının miktarı
suçun konusunu oluşturan madenlerin piyasa değerinden az olamaz.” MADDE
106- 3634 sayılı Kanunun 70 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
70- Milli Müdafaa mükellefiyetine tabi tutulan sınai müesseselerin sahipleri
veya işletenleri mükellefiyet emrini suiniyetle yapmadıkları takdirde altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Milli
Müdafaa mükellefiyetinin tatbikinden sonra ciheti askeriyenin müsaadesi
olmaksızın başkalarına mamul veya mahsul verenler, birinci fıkra hükmüne göre
verilen hapis cezasının yanı sıra beşbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır. Ancak, verilecek adlî para cezasının miktarı suçun konusunu
oluşturan mamul ve mahsullerin piyasa değerinden az olamaz.” MADDE
107- 3634 sayılı Kanunun 71 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
71- Manevralarda atış yapılan ve hususi işaret ve alametlerle girilmesi yasak
edilen yerlere girenler ve bu mahallere hayvan sokanlara mahallî mülkî amir
tarafından elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
108- 5/7/1939 tarihli ve 3670 sayılı Milli Piyango Teşkiline Dair
Kanunun 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
13- Biletlerin, üzerinde yazılı kıymetlerden daha yüksek fiyatla satılması
memnudur. Hilafına hareket eden bayiler yüksek fiyatla sattıkları beher bilet
için ikiyüz Türk Lirası idarî para cezasıyla cezalandırılacakları gibi
bayilik ruhsatnameleri de o yerin en büyük mülkî amiri tarafından geri
alınır. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
109- 2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması
Hakkında Kanunun 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
10- Bu Kanunda yazılı istisnalar ile idarî para cezaları dışında koruma veya
ihtiyar meclislerinin bu Kanun hükümlerine göre verecekleri kararlar aleyhine
alakalılar tarafından kararın kendilerine tebliği tarihinden itibaren on gün
zarfında murakabe heyetine müracaat ve itiraz olunabilir. Murakabe heyetinin
verdiği; a) İdarî
para cezasına ilişkin kararlarına karşı Kabahatler Kanunu hükümlerine göre, b) Diğer
kararlarına karşı bu Kanun hükümlerine göre, kanun
yoluna başvurulabilir.” MADDE
110- 4081 sayılı Kanunun 14 üncü maddesine “çıkarmak” ibaresinden
sonra gelmek üzere “disiplin” ibaresi eklenmiştir. MADDE
111- 4081 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
23- Bu Kanun ile vazifedar olanların vazifeleri dolayısıyla işledikleri
suçlarla ilgili olarak Türk Ceza Kanununun kamu görevlilerine ilişkin
hükümleri tatbik olunur. Bu
gibilerin ifa ettikleri vazifeden dolayı kendilerine karşı görevleriyle
bağlantılı olarak işlenen suçlar kamu görevlileri aleyhine işlenmiş sayılır.” MADDE
112- 4081 sayılı Kanunun 31 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
31- Murakabe heyetlerinin 8 inci maddenin (V) numaralı bendine göre ittihaz
edecekleri tedbirlere aykırı harekette bulunanlara, koruma veya ihtiyar
meclislerince elli Türk Lirasından ikiyüzelli Türk Lirasına kadar idarî para
cezası verilir. Sahip
bulunduğu hayvanları mahallî adetlere aykırı olarak başıboş bırakan kişiye,
koruma veya ihtiyar meclisi tarafından, başıboş bırakılan her bir hayvanla
ilgili olarak on Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ancak her defasında
verilecek ceza ikiyüz Türk Lirasından fazla olamaz. Bu Kanun
hükümleri uyarınca verilen idarî para cezalarından tahsil edilen miktarın
tamamı koruma sandığına irat kaydolunur.” MADDE
113- 14/1/1943 tarihli ve 4373 sayılı Taşkın Sulara ve Su
Baskınlarına Karşı Korunma Kanununun 15 inci maddesinin ikinci ve üçüncü
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Davet
anında köy ve kasabalarında bulunup da sıhhi vaziyetleri müsait olduğu hâlde
ve başkaca makbul bir sebep olmaksızın bu davete icabet etmeyenler ile gidip
çalışmayanlar, kaymakam veya valinin kararıyla Kabahatler Kanununun 32 nci
maddesi uyarınca cezalandırılır. 6 ncı
maddede yazılı memurlardan hadise mahalline yardımcı göndermeyenlerle bu
Kanunun hükümlerini tatbikte ihmali görülenler Türk Ceza Kanununun 257 nci
maddesinin ikinci fıkrasına göre cezalandırılır.” MADDE
114- 16/7/1943 tarihli ve 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylap
veya Heyelan Sebebiyle Mahkeme ve Adlîye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar
Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanunun 35 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
35- Bir işe ait vesika kimin elinde ise o kimse yenilemeyi yapan merciin
emriyle bu vesikayı vermeğe mecburdur. Bu makamlarca vesika asıllarının
alıkonulmasına lüzum görülmezse suretleri alınarak aslı iade edilir. Asılları
alıkonulan vesikaların suretleri bedava tasdik olunur. Mahkeme veya büro veya
tetkik mercii tetkik ettiği maddeye müteallik olarak hakiki ve hükmi her
şahıstan lüzum gördüğü her suali sorabilir. Bu suallere doğru olarak ve tayin
edilen müddette cevap vermek mecburidir. Bu müddet beş günden aşağı ve yirmi
beş günden yukarı olamaz. Bu Kanun
kapsamına giren belgeleri, açıkça istenmesine rağmen, kendisinde bulunduğu
hâlde yetkili kamu görevlisine vermeyen kişi bir yıldan beş yıla kadar hapis
cezasıyla cezalandırılır. Bu Kanun
kapsamına giren belgelerle ilgili bilgileri açıkça istenmesine rağmen,
yetkili kamu görevlisine vermeyen veya yanlış bilgi veren kişi üç aydan iki
yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Bu madde
hükümleri bir doğal veya sosyal felaket dışında herhangi bir sebeple
belgelerin yok olması veya kaybedilmesi hâlinde de uygulanır. Bu
maddede yazılı suçlar bir avukat tarafından yapılmışsa doğrudan doğruya veya
yukarıda belirtilen makamlardan verilecek müzekkere üzerine hakkında baro
tarafından ayrıca disiplin cezası dahi tayin olunur. Baro,
disiplin cezası tayini hususunda mahkemece verilecek beraat kararıyla
mukayyet değildir.” MADDE
115- 4473 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Soruşturma
evresi genel hükümler uyarınca yenilenir.” MADDE
116- 4473 sayılı Kanunun 38 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
38- Kovuşturma evresinde dosyaların noksanı mahkemece ikmal edilir. Dosya
yoksa veya mevcudu duruşma yapılmasına imkân vermeyecek derecedeyse
soruşturma yeniden yapılır.” MADDE
117- 4473 sayılı Kanunun 43 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
43- Bir doğal veya sosyal felaket nedeniyle ya da başka herhangi bir sebeple belgelerin
yok olması veya kaybolması hâlinde dava zamanaşımı süresi dosya kovuşturma
işlemlerine devam edecek ölçüde tamamlanıncaya kadar işlemez. Ancak, dosyanın
yok edilmesine veya kaybolmasına kasten sebebiyet verilmemiş olması hâlinde
bu durma süresi beş yıldan fazla olamaz.” MADDE
118- 7/8/1944 tarihli ve 4654 sayılı Memleket İçi Düşmana Karşı
Silahlı Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu
Kanun hükümlerine göre tesis edilen mükellefiyetlerde davete icabet
etmeyenlerle icabetten sonra kaçanlar veya verilen vazifeleri ihmal edenler
veya bu Kanunun tatbikini her hangi bir şekilde zorlaştıranlar Kabahatler
Kanununun 32 nci maddesi hükmü uyarınca cezalandırılır. İdarî para cezasına,
mahallî mülkî amir tarafından karar verilir.” MADDE
119- 4654 sayılı Kanunun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
8- Bu Kanun hükümlerine göre müdafaa işlerinde kullanılmak üzere hazırlanmış
veya bu işte tahsis kılınmış olan tesisatı ve eşyayı kasten tahrip edenler
veya hasara uğratanlar ve bu işe tahsis edilmiş olan esliha, cephane ve
teçhizatı zorla alanlar ve çalanlar iki seneden sekiz seneye kadar hapis
cezasıyla cezalandırılır. Zararın
taksirle meydana gelmesi halinde, faile altı aydan üç seneye kadar hapis
cezası verilir.” MADDE
120- 10/6/1946 tarihli ve 4922 sayılı Denizde Can ve Mal Koruma
Hakkında Kanunun 20 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
20- Bu Kanunda yazılı sebeplerle; a)
Yolculuğuna izin verilmemiş, b) Denize
elverişlilik belgesi almamış, c)
Belgesi battal edilmiş, d)
Belgesinin süresi geçmiş ve idarece uzatılmamış, olmasına
rağmen sefere çıkan ticaret gemisi derhal seferden alıkonularak muhafaza
edilmek üzere en yakın elverişli limana çekilir. Gemideki yükün gideceği yere
götürülmesi için gerekli bütün masraflar donatan tarafından karşılanır.
Ayrıca, gemiyi sevk ve idare eden kaptan ile gemi donatanına beşbin Türk
Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Geminin
muhafaza edilmek üzere limana çekilmesi ve limanda tutulması, yük ve
yolcuların gidecekleri yere götürülmesi dolayısıyla oluşan bütün masraflar
ile idarî para cezaları eksiksiz olarak ödendiği takdirde 4 üncü madde
hükümleri çerçevesinde gemi serbest bırakılır. Geminin
alıkonulduğu tarihten itibaren otuz gün geçmesine rağmen kaptan veya
donatanın bu madde hükümlerine göre yükümlülüklerini yerine getirmemesi
hâlinde gemi, limanın bulunduğu yerin mülkî amirliği tarafından ihale
mevzuatı hükümlerine bağlı olmaksızın satılır. Satıştan elde edilen gelirden
geminin limana çekilmesi ve muhafaza edilmesi için gerekli olan bütün
masraflar karşılandıktan ve para cezası tahsil edildikten sonra bakiye
miktarın kalması hâlinde bu miktar donatanın veya yasal temsilcisinin
başvurusu üzerine kendisine ödenir. Geminin
satışının gerçekleştirilememesi veya gerçekleştirilmekle beraber satış
bedelinin masrafları ve para cezasını karşılamaması hâlinde bu miktar
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun hükümlerine göre donatandan ve gemi kaptanlarından müşterek ve
müteselsil sorumluluk esasına göre tahsil edilir. Donatanın
yabancı gerçek veya tüzel kişi olması veya kaptanın Türk vatandaşı olmaması
hâlinde bu masraflar aylık yüzde beş gecikme zammıyla birlikte genel
hükümlere göre tahsil olunur.” MADDE
121- 4922 sayılı Kanunun 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
21- Yolcu taşımasına izin verilmemiş bir ticaret gemisiyle ilgili olarak da
20 nci madde hükümleri uygulanır. Bu Kanunun
11 inci maddesine göre belirlenen yükleme markası üzerindeki yükleme
çizgilerinin gösterdiği hadden fazla yükle yolculuk yapan gemi derhal
seferden alıkonularak en yakın elverişli limana çekilir. Gemideki yükün
gideceği yere götürülmesi için gerekli bütün masraflar donatan tarafından
karşılanır. Ayrıca gemiyi sevk ve idare eden kaptan ile gemi donatanına
beşbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası
verilir. Geminin
limana çekilmesi, limanda tutulması ve fazla yükünün boşaltılması dolayısıyla
oluşan bütün masraflar ile idarî para cezaları eksiksiz olarak ödendiği
takdirde gemi serbest bırakılır. Yetkili
olmadığı hâlde yükleme markasının yerini değiştirenler üç aydan altı aya
kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Donatanın
kanuna aykırı emrine uymuş olması, kaptanı sorumluluktan kurtaramaz.” MADDE
122- 4922 sayılı Kanunun 22 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
22- 12 nci maddede yazılı tehlikeli eşyayı tüzükte belirtilen hükümlere
aykırı olarak yükleyen veya taşıyan gemi kaptanına beşbin Türk Lirasından
yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Gemi donatanı ile
ilgili olarak bu cezanın üst sınırı yüzbin Türk Lirasıdır. 12 nci
maddede yazılı tehlikeli eşyayı kişilerin hayatı veya sağlığı açısından
tehlikeli olabilecek şekilde taşıyan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis
cezasıyla cezalandırılır.” MADDE
123- 4922 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
23- Tüzükle belirtilen yardım isteme işaretlerini yerinde ve gereği gibi
kullanmayanlarla bu Kanunun 10 uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına
aykırı hareket eden kaptana beşbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına
kadar idarî para cezası verilir. Deniz
kazasının gerçekleşmesi hâlinde Türk Ticaret Kanununun 982 ve 984 üncü
maddeleri hükümlerine göre deniz raporu almayan veya bu raporun tasdikli bir
örneğini kazadan sonra uğradığı liman reisliği bulunan ilk limanda liman
reisliğine vermeyen gemi kaptanı iki yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandırılır. Bu
Kanunda yer alan idarî para cezaları yetkili liman başkanları ile sahil
güvenlik bot komutanları tarafından verilir.” MADDE
124- 4922 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
24- Bu Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 14, 15 ve 16 ncı
maddelerindeki yardım yükümlülüklerinin her birine aykırı hareket eden
kaptanlar, Türk Ceza Kanununun 98 inci maddesi hükmüne göre cezalandırılır.” MADDE
125- 10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 66 ncı
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
66- İl genel kurulu veya idare kurulları yahut en büyük mülkiye amirleri
tarafından kanunların verdiği yetkiye istinaden ittihaz ve usulen tebliğ veya
ilan olunan karar ve tedbirlerin tatbik ve icrasına muhalefet eden veya
müşkülat gösterenler veya riayet etmeyenler, mahallî mülkî amir tarafından
Kabahatler Kanununun 32 nci maddesi hükmü uyarınca cezalandırılır.” MADDE
126- 11/2/1950 tarihli ve 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Karayolları
Genel Müdürlüğü işletiminde olan erişme kontrollü karayolları için belirlenen
geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen araç sahiplerine
Karayolları Genel Müdürlüğünce geçiş ücretinin on katı kadar idarî para
cezası verilir.” MADDE
127- 2/3/1950 tarihli ve 5584 sayılı Posta Kanununun 56 ncı maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
56- 8 inci maddede yazılı yasağa aykırı olarak posta pullarıyla ücret
alınmakta kullanılan değerli kağıtları satanlara yüz Türk Lirası idarî para
cezası ve 7 nci maddede yazılı ücret alma makinelerini izinsiz satan ve
kullananlara beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
128- 5584 sayılı Kanunun 57 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
57- İzin almadan posta kutularını, abone kutularını ve bunları açacak
anahtarları yapanlara, bunları kullananlara, taşıtlara posta taşıtları
şeklini verenlere veya bunları kullananlara, fiilleri suç oluşturmadığı
takdirde, ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
129- 5584 sayılı Kanunun 58 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
58- Tehlikeli oldukları için kabulü yasak olan maddeleri posta ile gönderenlere,
fiili suç oluşturmadığı takdirde, dörtyüz Türk Lirası idarî para cezası
verilir.” MADDE
130- 5584 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
59- I- A) Posta tekeli altında bulunan maddeleri kaçak olarak götürenlerle
bilerek bunlarla gönderenler, B)
Başkalarının adlarına olan tekele bağlı maddeleri bir araya toplayıp posta
ile yollayanlar, C) 22
nci madde hükmünü ihlal edenler, ikiyüzelli
Türk Lirası idarî para cezasıyla cezalandırılırlar. II- Bu sebeplerle
verilmemiş olan posta ücretleri de dört kat alınıp dörtte üçü kaçağı tutana
verilir. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları o yerin mülkî amiri tarafından
verilir.” MADDE
131- 5584 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesi başlığı ile birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İzinsiz
posta faaliyetinde bulunulması MADDE
60- Bu Kanun kapsamına giren faaliyetleri ilgili makamlardan gerekli izinler
alınmaksızın ticari amaçla yürüten kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve
beşbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır. Bu suçun bir tüzel
kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde ilgili tüzel kişi hakkında
tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.” MADDE
132- 15/7/1950 tarihli ve 5681 sayılı Matbaalar Kanununun 6 ncı
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
6- Bu Kanunun 1 inci maddesine göre beyanname vermeden matbaa açanlarla 2, 4
ve 5 inci maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler, Cumhuriyet savcısı
tarafından yüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para
cezasıyla cezalandırılır.” MADDE
133- 5681 sayılı Kanunun 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
7- Hakikate aykırı beyanname veren kimse, üç aydan iki yıla kadar hapis
cezasıyla cezalandırılır.” MADDE
134- 15/7/1950 tarihli ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet
ve Seyahatleri Hakkında Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Türkiye’den
sınır dışı edilenler İçişleri Bakanlığının hususi müsaadesi alınmadıkça
Türkiye’ye dönemezler, bunlardan ağır ceza mahkemesinin görevine giren bir
suçtan dolayı Türkiye’de mahkûm olmuş ve cezası çektirilerek sınır dışı
edilmiş olanlar bir daha Türkiye’ye giremezler; ancak İçişleri Bakanlığının
müsaadesiyle durmadan transit geçmeleri caizdir.” MADDE
135- 5683 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
24- 12 ve 15 inci maddelerle 18 veya 19 uncu maddeler hükümlerine makbul bir
sebebe müstenit olmaksızın riayet etmeyenlere mahallî mülkî amir tarafından
yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
136- 5683 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
26- Sınır dışı edildikleri veya Türkiye’yi terke davet olundukları halde
müsaadesiz gelmeye mütecasir olan yabancılar bir yıla kadar hapis veya adlî
para cezası ile cezalandırılır. Bu suretle mahkûm edilen yabancılar cezaları
çektirildikten sonra sınır dışı edilirler.” MADDE
137- 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri
Kanununun 68 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
68 - Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna
uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan,
temsil eden veya hertürlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla
umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması
halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit
edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir. İzinsiz
çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmamışsa hak sahibi çoğaltılmış kopyaların,
çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imhasını veya üretim
maliyet fiyatını geçmeyecek uygun bir bedel karşılığında kendisine
verilmesini ya da sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat
fazlasını talep edebilir. Bu husus, izinsiz çoğaltanın hukuki sorumluluğunu
ortadan kaldırmaz. İzinsiz
çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmışsa hak sahibi, tecavüz edenin elinde
bulunan nüshalar hakkında ikinci fıkradaki şıklardan birini kullanabilir. İkinci
ve üçüncü fıkraların eser sahibinden başka hak sahiplerince uygulanabilmesi
için eser sahibinin bu Kanunun 52 nci maddesine uygun yazılı çoğaltma izni
aranır. Hak
sahiplerinden biri, ikinci ve üçüncü fıkralar uyarınca talepte
bulunduklarında Ceza Muhakemesi Kanununun el koymaya ilişkin hükümleri delil
elde etmek amacı dışında uygulanmaz. Bedel
talebinde bulunan kişi, tecavüz edene karşı onunla bir sözleşme yapmış olması
halinde haiz olabileceği bütün hak ve yetkileri ileri sürebilir.” MADDE
138- 5846 sayılı Kanunun 71 inci maddesi başlığı ile birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “1.
Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz MADDE
71- Bu Kanunda koruma altına alınan fikir ve sanat eserleriyle ilgili manevi,
mali veya bağlantılı hakları ihlal ederek: 1. Bir
eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı hak sahibi kişilerin yazılı izni
olmaksızın işleyen, temsil eden, çoğaltan, değiştiren, dağıtan, her türlü
işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma ileten, yayımlayan
ya da hukuka aykırı olarak işlenen veya çoğaltılan eserleri satışa arz eden,
satan, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yayan, ticarî
amaçla satın alan, ithal veya ihraç eden, kişisel kullanım amacı dışında
elinde bulunduran ya da depolayan kişi hakkında bir yıldan beş yıla kadar
hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. 2.
Başkasına ait esere, kendi eseri olarak ad koyan kişi altı aydan iki yıla
kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır. Bu fiilin dağıtmak veya
yayımlamak suretiyle işlenmesi hâlinde, hapis cezasının üst sınırı beş yıl
olup, adlî para cezasına hükmolunamaz. 3. Bir
eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunan kişi altı aydan iki yıla
kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır. 4. Hak sahibi
kişilerin izni olmaksızın, alenileşmemiş bir eserin muhtevası hakkında kamuya
açıklamada bulunan kişi, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 5. Bir
eserle ilgili olarak yetersiz, yanlış veya aldatıcı mahiyette kaynak gösteren
kişi, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 6. Bir
eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı, tanınmış bir başkasının adını
kullanarak çoğaltan, dağıtan, yayan veya yayımlayan kişi, üç aydan bir yıla
kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır. Bu Kanunun
ek 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında bahsi geçen fiilleri yetkisiz olarak
işleyenler ile bu Kanunda tanınmış hakları ihlâl etmeye devam eden bilgi
içerik sağlayıcılar hakkında, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren bir suç
oluşturmadığı takdirde, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur. Hukuka
aykırı olarak üretilmiş, işlenmiş, çoğaltılmış, dağıtılmış veya yayımlanmış
bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı satışa arz eden, satan veya satın
alan kişi, kovuşturma evresinden önce bunları kimden temin ettiğini
bildirerek yakalanmalarını sağladığı takdirde, hakkında verilecek cezadan
indirim yapılabileceği gibi ceza vermekten de vazgeçilebilir.” MADDE
139- 5846 sayılı Kanunun 72 nci maddesi başlığı ile birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “2.
Koruyucu programları etkisiz kılmaya yönelik hazırlık hareketleri MADDE
72- Bir bilgisayar programının hukuka aykırı olarak çoğaltılmasının önüne
geçmek amacıyla oluşturulmuş ilave programları etkisiz kılmaya yönelik
program veya teknik donanımları üreten, satışa arz eden, satan veya kişisel
kullanım amacı dışında elinde bulunduran kişi altı aydan iki yıla kadar hapis
cezasıyla cezalandırılır.” MADDE
140- 5846 sayılı Kanunun 75 inci maddesi başlığı ile birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “II-
Soruşturma ve kovuşturma MADDE
75- 71 ve 72 nci maddelerde sayılan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma
yapılması şikâyete bağlıdır. Yapılan şikâyetin geçerli kabul edilebilmesi
için hak sahiplerinin veya üyesi oldukları meslek birliklerinin haklarını
kanıtlayan belge ve sair delilleri Cumhuriyet başsavcılığına vermeleri
gerekir. Bu belge ve sair delillerin şikâyet süresi içinde Cumhuriyet
başsavcılığına verilmemesi hâlinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Bu
Kanunda yer alan soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı suçlar dolayısıyla
başta Millî Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri olmak
üzere ilgili gerçek ve tüzel kişiler tarafından, eser üzerinde manevi ve malî
hak sahibi kişiler şikâyet haklarını kullanabilmelerini sağlamak amacıyla
durumdan haberdar edilirler. Şikâyet
üzerine Cumhuriyet savcısı suç konusu eşya ile ilgili olarak 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre elkoyma koruma tedbirinin alınmasına
ilişkin gerekli işlemleri yapar. Cumhuriyet savcısı ayrıca, gerek görmesi
hâlinde, hukuka aykırı olarak çoğaltıldığı iddia edilen eserlerin
çoğaltılmasıyla sınırlı olarak faaliyetin durdurulmasına karar verebilir.
Ancak, bu karar yirmidört saat içinde hâkimin onayına sunulur. Hâkim
tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan karar hükümsüz kalır.” MADDE
141- 5846 sayılı Kanunun 76 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
76- Bu Kanunun düzenlediği hukukî ilişkilerden doğan davalarda, dava
konusunun miktarına ve Kanunda gösterilen cezaya bakılmaksızın, görevli
mahkeme Adalet Bakanlığı tarafından kurulacak ihtisas mahkemeleridir. İhtisas
mahkemeleri kurulup yargılama faaliyetlerine başlayıncaya kadar, asliye hukuk
ve asliye ceza mahkemelerinden hangilerinin ihtisas mahkemesi olarak görevlendireceği
ve bu mahkemelerin yargı çevreleri Adalet Bakanlığının teklifi üzerine
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir. Bu Kanun
kapsamında açılacak hukuk davalarında mahkeme, davacının iddianın doğruluğu
hakkında kuvvetli kanaat oluşturmaya yeter miktar delil sunması hâlinde,
korunmakta olan eserler, fonogramlar, icralar, filmler ve yayınları
kullananların, bu Kanunda öngörülen izin ve yetkileri aldıklarına dair
belgeleri veya tüm yararlanılan eser, fonogram, icra, film ve yayınların listelerini
sunmasını isteyebilir. Belirtilen belge veya listelerin sunulamaması tüm
eser, fonogram, icra, film ve yayınların haksız kullanılmakta olduğuna karine
teşkil eder.” MADDE
142- 5846 sayılı Kanunun 77 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
77- Esaslı bir zararın veya ani bir tehlikenin yahut emrivakilerin önlenmesi
için veya diğer her hangi bir sebepten dolayı zaruri ve bu hususta ileri
sürülen iddialar kuvvetle muhtemel görülürse hukuk mahkemesi, bu Kanunla
tanınmış olan hakları ihlal veya tehdide maruz kalanların ya da meslek
birliklerinin talebi üzerine, davanın açılmasından önce veya sonra diğer
tarafa bir işin yapılmasını veya yapılmamasını, işin yapıldığı yerin
kapatılmasını veya açılmasını emredebileceği gibi, bir eserin çoğaltılmış
nüshalarının veya hasren onu imale yarıyan kalıp ve buna benzer sair çoğaltma
vasıtalarının ihtiyati tedbir yolu ile muhafaza altına alınmasına karar
verebilir. Kararda, emre muhalefetin İcra ve İflas Kanununun 343 üncü
maddesindeki cezai neticeleri doğuracağı açıklanır. Haklara
tecavüz oluşturulması ihtimali hâlinde yaptırım gerektiren nüshaların ithalat
veya ihracatı sırasında, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 57 nci maddesi
hükümleri uygulanır. Bu
nüshalara gümrük idareleri tarafından el konulmasına ilişkin işlemler Gümrük
Yönetmeliğinin ilgili hükümlerine göre yürütülür.” MADDE
143- 5846 sayılı Kanunun 81 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
81- Musiki ve sinema eserlerinin çoğaltılmış nüshaları ile süreli olmayan
yayınlara bandrol yapıştırılması zorunludur. Ayrıca, kolay kopyalanmaya
müsait diğer eserlerin çoğaltılmış nüshalarına da eser veya hak sahibinin
talebi üzerine bandrol yapıştırılması zorunludur. Bandroller, Bakanlıkça
bastırılır ve satılır. Bakanlıkça belirlenen satış fiyatı üzerinden meslek
birlikleri aracılığı ile de bandrol satışı yapılabilir. Bandrol
alınabilmesi için, bandrol talebinde bulunanın yasal hak sahibi olduğunu
beyan eden bir taahhütnameyi doldurması zorunludur. Bakanlıkça tespit edilen
diğer evrak ve belgelerle birlikte başvuru yapılır. Bakanlık, bu başvuru
üzerine başka bir işleme gerek kalmaksızın on iş günü içinde bandrol vermek
mecburiyetindedir. Beyana müstenit yapılan bu işlemlerden Bakanlık sorumlu
tutulamaz. Bandrol
yapıştırılması zorunlu nüshaların tespit edilmesi ve çoğaltılmasına ilişkin
materyalleri üreten veya bu materyallerin dolum ve çoğaltımını yapan yerler,
bu maddede belirtilen taahhütnamenin bir kopyasını almak, saklamak ve
istendiğinde yetkili makamlara ibraz etmekle yükümlüdür. Bandrol
yükümlülüğüne aykırı ya da bandrolsüz olarak bir eseri çoğaltıp satışa arz
eden, satan, dağıtan veya ticarî amaçla satın alan ya da kabul eden kişi bir
yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasıyla
cezalandırılır. Bakanlık
ile mülkî idare amirleri bandrollenmesi zorunlu olan nüshaların ve süreli
olmayan yayınların, bandrollü olup olmadıklarını her zaman denetleyebilir.
Gerekli görüldüğünde, mülkî idare amirleri re’sen veya Bakanlığın talebi ile
bu denetimi gerçekleştirmek üzere illerde denetim komisyonu oluşturabilir.
İhtiyaç hâlinde, bu komisyonlarda Bakanlık ve ilgili alan meslek birlikleri
temsilcileri de görev alabilirler. Bu
denetimler sırasında bu Kanunda koruma altına alınan hakların ihlal
edildiğinin tespiti hâlinde 75 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca işlem
yapılır. Bu Kanun
kapsamında korunan, yasal olarak çoğaltılmış, bandrollü nüshaların da yol,
meydan, pazar, kaldırım, iskele, köprü ve benzeri yerlerde satışı yasaktır.
Bu yasağa aykırı hareket edenler, Kabahatler Kanununun 38 inci maddesinin
birinci fıkrasına göre cezalandırılır. Bu
maddede belirtilen hususların uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık
tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir. Sahte
bandrol üreten, satışa arz eden, satan, dağıtan, satın alan, kabul eden veya
kullanan kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para
cezasıyla cezalandırılır. Bir
eserle ilgili olarak usulüne uygun biçimde temin edilmiş bandrolleri başka
bir eser üzerinde tatbik eden kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve
binbeşyüz güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır. Yetkisi
olmadığı hâlde, hileli davranışlarla bandrol temin eden kişi bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Yetkisi
olmayan kişilere bandrol temin eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis ve
beşbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır. Bandrol
yükümlülüğüne aykırılığın aynı eserle ilgili olarak 71 inci maddenin birinci
fıkrasının (1) numaralı bendinde tanımlanan suçla birlikte işlenmesi hâlinde,
fail hakkında sadece 71 inci maddeye göre cezaya hükmolunur. Ancak, verilecek
ceza üçte biri oranında artırılır. Bu
Kanunda tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi
hâlinde, ilgili tüzel kişi hakkında Türk Ceza Kanununun tüzel kişilere özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur.” MADDE
144- 5846 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin üçüncü ve dördüncü
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Yukarıdaki
hükümlere aykırı hareket edenler hakkında Borçlar Kanununun 49 uncu maddesi
ve Türk Ceza Kanununun 132, 134, 139 ve 140 ıncı maddeleri hükümleri
uygulanır. Birinci
ve ikinci fıkra hükümlerine göre yayımın caiz olduğu hâllerde de 4721 sayılı
Türk Medenî Kanununun 24 üncü maddesi hükmü saklıdır.” MADDE
145- 5846 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin üçüncü ve dördüncü
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Birinci
fıkra hükmüne aykırı hareket edenler hakkında Borçlar Kanununun 49 uncu
maddesi ile koşulları varsa, Türk Ceza Kanununun 134, 139 ve 140 ıncı
maddeleri hükümleri uygulanır. Birinci
ve ikinci fıkra hükümlerine göre yayımın caiz olduğu hâllerde de Türk Medenî
Kanununun 24 üncü maddesi hükmü saklıdır.” MADDE
146- 5846 sayılı Kanunun ek 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “EK
MADDE 10- Aşağıda belirtilen hâllerde idarî para cezası uygulanır: 1. 44
üncü madde gereğince alınması zorunlu sertifikaları almaksızın faaliyet
gösteren kişi mahallî mülkî amir tarafından onbin Türk Lirasından otuzbin Türk
Lirasına kadar idarî para cezasıyla cezalandırılır. İlgili tüzel kişi
hakkında verilecek idarî para cezasının üst sınırı ellibin Türk Lirasıdır. 2. Ek 5
inci madde hükümlerine aykırı olarak derlenmesi gereken eserleri süresi
içinde vermeyen kişi Kültür ve Turizm Bakanlığının telif haklarının
korunmasıyla ilgili biriminin amiri tarafından bin Türk Lirasından beşbin
Türk Lirasına kadar idarî para cezasıyla cezalandırılır. Bu madde
hükümlerine göre verilen idarî para cezalarından tahsil edilen miktarın yüzde
ellisi Kültür ve Turizm Bakanlığının hesabına aktarılır.” MADDE
147- 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla
Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 26 ncı
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
26- a) Çalıştırdığı gazeteci ile 4 üncü maddede gösterilen şekilde
yazılı iş akdi yapmayan işverene beher mukavele için yediyüz Türk Lirası, b)
6 ncı maddenin ikinci fıkrasında bahsi geçen tazminatı gazeteciye ödemeyen
işverene ikibinbeşyüz Türk Lirası, c)
18 inci maddede yazılı ölüm tazminatını hak sahiplerine ödemeyen işverene
ikibinbeşyüz Türk Lirası, idarî
para cezası verilir, ayrıca yukarıdaki (b) veya (c) bentlerinde yazılı
tazminatlar da hak sahiplerine ödenir.” MADDE
148- 5953 sayılı Kanunun 27 nci maddesinde yer alan
“birmilyarikiyüzmilyon lira” ibaresi “binbeşyüz Türk Lirası” şeklinde
değiştirilmiştir. MADDE
149- 5953 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
29- Gazeteciye bu Kanunun 21 inci maddesinde yazılı yıllık izni vermeyen veya
izni vermiş olup da izin müddetine ait ücreti
ödemeyen işverene, yıllık izin vermediği veya izin süresine ait ücretleri
ödemediği kimsenin izin müddetine tekabül eden ücretler yekununun üç katı
kadar idarî para cezası verilir; ayrıca gazeteciye ödenmesi gereken ücret
toplamı, iki kat olarak ödenir.” MADDE
150- 5953 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
30- Bu Kanunun 25 inci maddesi hükmüne aykırı hareket eden işverene ikibinbeşyüz
Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları, o yerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı bölge müdürü tarafından verilir.” MADDE
151- 5953 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “EK
MADDE 3- Bu Kanunun ek 1 inci maddesinde yazılı fazla saatlerle çalışma
ücretlerini gazeteciye ödemeyen veya mezkur maddede yazılı zam hadlerinden
daha aşağı hesap etmek suretiyle ödeyen işverene, ödemediği fazla saat
ücretleri tutarının veya eksik ödediği ücretler tutarının beş katı kadar
idarî para cezası verilir.” MADDE
152- 10/7/1953 tarihli ve 6132 sayılı At Yarışları Hakkında Kanunun
7 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
7- Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak her şekil ve surette müşterek
bahisler veya yarış piyangosu tertip ve tanzim edenler ve bunlara ait her
türlü evrakı matbaa, teksir, daktilo, fotokopi ve sair suretlerde
düzenleyenler ve düzenletenler, satanlar, dağıtanlar, sattıranlar veya
dağıttıranlar, üç aydan iki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para
cezasıyla cezalandırılır. Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde
işlenmesi hâlinde ayrıca tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur. Suçun;
at sahibi, antrenör, jokey, jokey yamağı, seyis ve sair yarış hizmetlileri
ile birlikte işlenmesi halinde, verilecek hapis cezası altı aydan az olamaz.
Haklarında bu nedenle soruşturma ve kovuşturma başlatılan bu kişilerin
Komiserler Kurulu kararı ile yarış yerlerine, hipodromlara ve yarışlarla ilgili
mahal ve tesislere girmeleri yasaklanır. Komiserler Kurulunca yarış yerlerine
girmeleri yasaklanan kimselerin isimleri ve kimlikleri yarış müessesesi ve
mahalli mülki amirlere yazılı olarak bildirilir.” MADDE
153- 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar
ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Ancak,
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Hükümet Üyeleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Üyeleri, Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel Komutanı,
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Sekreteri, Başbakanlık ile İçişleri Bakanlığı müsteşarları, Savunma Sanayii
Geliştirme ve Destekleme İdaresi Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü, Sahil
Güvenlik Komutanı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter yardımcıları, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Sekreter yardımcıları ve bu görevlerde bulunmuş
olanların ruhsatlarında süre kaydı aranmaz.” MADDE
154- 6136 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Ateşli
silahla işlenen suçlardan hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak
üzere bir yıldan veya bu Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı altı aydan
fazla hapis cezasına mahkûm olanlara, affa uğramış olsalar bile ateşli silâh
taşıma ve bulundurma izni verilemez.” MADDE
155- 6136 sayılı Kanunun 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
12- Her kim bu Kanunun kapsamına giren ateşli silahlarla bunlara ait
mermileri ülkeye sokar veya sokmaya kalkışır veya bunların ülkeye sokulmasına
aracılık eder veya bunları 29/6/2004 tarihli ve 5201 sayılı Harp Araç ve
Gereçleri ile Silâh, Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşlarının
Denetimi Hakkında Kanun hükümleri dışında ülkede yapar veya bu suretle ülkeye
sokulmuş ve ülkede yapılmış olan ateşli silahları veya mermileri bir yerden
diğer bir yere taşır veya yollar veya taşımaya bilerek aracılık eder, satar
veya satmaya aracılık ederse veya bu amaçla bulundurursa beş yıldan oniki
yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adlî para cezasıyla
cezalandırılır. Birinci
fıkrada yazılı suçları üçüncü fıkradaki hal dışında iki veya daha çok kişinin
birlikte işlemeleri halinde, failler hakkında sekiz yıldan onbeş yıla kadar
hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Birinci
fıkradaki fiillerin, suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti
çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek cezalar bir kat artırılır. Ateşli
silahın tüfek veya seri ateşli kısa sürede çok sayıda ve etkili biçimde mermi
atabilen tam otomatik veya dürbünlü tabanca veya bu fıkrada sayılanların
benzerleri olması ya da bu niteliği taşımayan ateşli silahlar veya her türlü
mermilerin miktar bakımından vahim olması halinde yukarıdaki fıkralarda
yazılı cezalar yarı oranında artırılarak hükmolunur. Dördüncü
fıkrada niteliği belirtilen ateşli silahlar ile benzerlerinin miktar
bakımından vahim olması halinde birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarda yazılı
cezalar bir kat artırılarak hükmolunur.” MADDE
156- 6136 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
13- Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak ateşli silahlarla bunlara ait
mermileri satın alan veya taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında bir yıldan
üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adlî para cezasına
hükmolunur. Ateşli
silahın, bu Kanunun 12 nci maddesinin dördüncü fıkrasında sayılanlardan
olması ya da silâh veya mermilerin sayı veya nitelik bakımından vahim olması
halinde beş yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar
adlî para cezasına hükmolunur. Bu
Kanunun 12 nci maddesinin dördüncü fıkrasında sayılanlar dışındaki ateşli
silahın bir adet olması ve mutat sayıdaki mermilerinin ev veya işyerinde
bulundurulması halinde verilecek ceza bir yıldan iki yıla kadar hapis ve yirmibeş
günden yüz güne kadar adlî para cezasıdır. Ateşli
silahlara ait mermilerin pek az sayıda bulundurulmasının veya taşınmasının
mahkemece vahim olarak takdir edilmemesi durumunda hükmolunacak ceza altı aya
kadar hapis ve yüz güne kadar adlî para cezasıdır. Kuru
sıkı tabir edilen ses veya gaz fişeği ya da benzerlerini atabilen tabancayı,
teknik özelliklerinde değişiklik yaparak öldürmeye elverişli silah haline
dönüştüren kişi, bu maddenin birinci fıkrası hükümlerine göre
cezalandırılır.” MADDE
157- 6136 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
14- Her kim, bu Kanun hükümlerine aykırı olarak 4 üncü maddede yazılı olan
bıçak veya başkaca aletler yahut benzerlerini ülkeye sokar, sokmaya kalkışır
veya bunların ülkeye sokulmasına aracılık eder veya bunları ülkede yapar veya
bir yerden diğer bir yere taşır veya yollar veya taşımaya aracılık ederse iki
yıldan beş yıla kadar hapis ve ikiyüz günden az olmamak üzere adlî para
cezası ile cezalandırılır. Suç konusu bıçak ve aletlerin niteliği veya
sayı olarak azlığı halinde verilecek ceza yarısına kadar indirilir. Birinci
fıkradaki eylemleri işlemek amacı ile teşekkül kuranlar ile yönetenler veya
teşekküle mensup olanlar tarafından sözü geçen fıkrada yazılı suçlar
işlenirse failler hakkında beş yıldan on yıla kadar hapis ve bin günden onbin
güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Birinci
fıkrada yazılı suçları ikinci fıkradaki hal dışında iki veya daha çok kişinin
birlikte işlemeleri halinde, birinci fıkraya göre verilecek cezalar bir kat
artırılır. Bu madde
kapsamına giren bıçak ve başkaca aletlerin veya benzerlerinin miktar
bakımından vahim olması halinde yukarıdaki fıkralara göre hükmolunacak
cezalar yarı oranında artırılır.” MADDE
158- 6136 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Bu
Kanun hükümlerine aykırı olarak 4 üncü maddede yazılı olan bıçak veya diğer aletleri
veya benzerlerini satanlar, satmaya aracılık edenler, satın alanlar,
taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis ve
yirmibeş günden az olmamak üzere adlî para cezasına hükmolunur.” “Bu
Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yazılı olan yivli ve yivsiz
silahlarla bıçak ve diğer aletleri, hal ve şartlara göre sırf saldırıda
kullanmak amacıyla taşıyanlar, üç aya kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.” MADDE
159- 6136 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer
alan “ “(A),
(B) ve (C) bentlerinde sayılan yerlere silahla giren veya buralarda silah
taşıyan kişiler, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç
oluşturmadığı takdirde, elli günden az olmamak üzere adlî para cezası ile
cezalandırılır. Ayrıca, bu kişilerin silah ruhsatları bulundurmaya çevrilir.
Önödeme veya mahkûmiyet kararındaki adlî para cezasının infaz edildiği
veya düştüğü tarihten itibaren beş yıllık süre geçmediği takdirde, bu
kişilere taşıma ruhsatı verilmez.” MADDE
160- 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanunun 107 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “Bu
Kanunun tatbikinde vazifeli bulunan kimseler, bu vazifeleri dolayısıyla amme
borçlusunun ve onunla ilgili kimselerin şahıslarına, mesleklerine, işlerine,
muamele ve hesap durumlarına ait öğrendikleri sırlarla, gizli kalması lazım
gelen diğer hususları ifşa ettikleri takdirde Türk Ceza Kanununun 239 uncu
maddesine göre cezalandırılır.” MADDE
161- 6183 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu
madde hükmüne aykırı hareket edenler üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılırlar.” MADDE
162- 6183 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2)
numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “2.
Gizleyerek, kaçırarak muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirerek veya
aslı olmayan borçlar ikrar ederek, yahut alındılar vererek gerçeğe aykırı
surette, varlığını yok eder veya azaltır ve geri kalan mallar borcu
karşılamaya yetmezse altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.” MADDE
163- 6183 sayılı Kanunun 111 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
111- Bu Kanuna göre istenen mal bildirimini gerçeğe aykırı surette
yapanlarla, yaşayış tarzları mal bildirimine uymayanlar üç aydan bir yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
164- 6183 sayılı Kanunun 112 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
112- Usulü dairesinde mal bildiriminde bulunduktan sonra, edinilen mallarla,
her türlü mallarında, kazanç ve gelirlerinde olan artmaları 61 inci madde
hükümleri gereğince zamanında bildirmemek suretiyle amme alacağının tahsilini
engellemiş veya zorlaştırmış olanlar bir seneye kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.” MADDE
165- 6183 sayılı Kanunun 113 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
113- Amme borçlusuna ait ellerinde bulundurdukları malları 55 inci maddenin
son fıkrası gereğince yapılan talebe rağmen bildirmeyenler altı aya kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
166- 6183 sayılı Kanunun 114 üncü maddesinin ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu
vazifeyi makbul bir özre dayanmadan zamanında yerine getirmeyenler elli güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
167- 18/12/1953 tarihli ve 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler
Hakkında Kanunun 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
4- Aşağıda yazılı haller eczacılık yapmaya manidir: A) Türk
Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten
işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin
güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı
suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve
casusluk, kamunun sağlığına karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye
fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan
malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından hapis cezasına
mahkûm olmak. B) Başka
memleketlerde sanatını icradan menedilmiş olup bu muamelenin haklı olduğu
İcra Vekilleri Heyetince kabul edilmiş olmak; C)
Sanatını yapmasına mani iyileşmez bir hastalığı bulunmak; Ç)
Sanatını yapmasına mani olacak derecede iki gözü rüyetten mahrum olmak.” MADDE
168- 6197 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci ve ikinci
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu Kanunda
yazılı usullere uygun olarak ruhsatname almaksızın 1 inci maddede sayılı
yerleri açanlar üç aydan bir seneye kadar hapis ve yüz günden az olmamak
üzere adlî para cezasıyla cezalandırılır. Eğer
fiil eczacılık yapmak hakkını haiz olmayanlar tarafından işlenirse, verilecek
cezalar yarı oranında artırılır.” MADDE
169- 6197 sayılı Kanunun 41 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
41- Bu Kanunun 1 inci maddesinde sayılan yerlerde ambalajsız veya ambalajı açılmış
olarak bozuk veya zamanı geçmiş veya mağşuş veya gayrisaf ilaç ile ambalajlı
olsa bile zamanı geçmiş ilaç bulunduran kişiye, fiili Türk Ceza Kanunu
hükümlerine göre ceza sorumluluğunu gerektirmediği takdirde, beşyüz Türk
Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca, bu ilaç ve sair ecza maddesine
elkonularak imha edilmek üzere mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar
verilir.” MADDE
170- 6197 sayılı Kanunun 42 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
42- Bu Kanunun 1 inci maddesinde sayılan yerlerde ilaç halinde ihzar, imal
veya tertip edilmemiş olan bozuk veya mağşuş ecza ve kimyevi maddeler
bulunduğu takdirde, bunlara el konulup usulüne uygun şekilde yok edilmekle
beraber bu yerleri bizzat idare eden eczacı ile bu Kanunda yazılı sebeplerle
eczacının bulunmaması halinde bu yerlerde mesul müdürlük yapanlara bin Türk
Lirasından üçbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” MADDE
171- 6197 sayılı Kanunun 43 üncü maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Zehirli
veya kimyevi maddelerle tıbbî ecza ve müstahzarların müsaadesiz satılması
yasaktır. Bunları müsaadesiz satan veya satmak üzere dükkanında bulunduranlar
Türk Ceza Kanununun 193 üncü maddesine göre cezalandırılır.” MADDE
172- 6197 sayılı Kanunun 44 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
44- Bu Kanunda yazılı olan yasaklara ve mecburiyetlere muhalif hareket
edenlere, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde ve bu Kanunda özel hüküm
bulunmayan hallerde ikiyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
173- 6197 sayılı Kanunun 45 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
45- Eczaneyi işletmeye başladıktan sonra mazeretsiz olarak ve mücbir sebepler
dışında eczanesi olan yerlerde otuz gün, olmayan yerlerde on gün müddetle
eczanesini kapalı bırakan veya teftiş sırasında görülen noksanların
tamamlanması için yapılmış iki yazılı ihtara riayet etmeyen eczacılara,
beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
174- 15/2/1954 tarihli ve 6269 sayılı Kimyagerlik ve Kimya
Mühendisliği Hakkında Kanunun 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
7- Bu Kanunun 2 nci maddesine aykırı hareket edenler altı aydan iki yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 1 inci maddede mezkur diplomaları
almış olmayanları bu unvanlarla çalıştıranlar da aynı ceza ile
cezalandırılır.” MADDE
175- 25/2/1954 tarihli ve 6283 sayılı Hemşirelik Kanununun 11 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
11- 3 üncü madde hükümlerine riayet etmeyen, 4 üncü maddede yazılı vazife ve
salahiyet hudutlarını tecavüz eden ve 5 inci maddenin ikinci fıkra hükmünü
yerine getirmeksizin serbest çalışan hemşirelere yüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
176- 2/3/1954 tarihli ve 6301 sayılı Öğle Dinlenmesi Kanununun 7 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
7- Bu Kanun hükümlerine muhalif olarak müstahdem ve işçilerine öğle
dinlenmesi yaptırmayan işveren veya işveren vekillerine yüz Türk Lirası idarî
para cezası verilir. Bu
Kanunun 5 inci maddesine muhalif hareket eden işveren veya işveren vekiline,
müstahdem veya işçi kazançlarının veya bu kimselere ait sair hakların daha
aşağı hadlere indirilmesinden dolayı müstahdem veya işçilerin uğradıkları
zararın iki katı kadar idarî para cezası verilir. Bu
maddedeki idarî para cezalarını vermeye belediye encümeni yetkilidir.” MADDE
177- 7/3/1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanununun 124 üncü
maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “1.
Müsaade istihsal etmeden jeolojik istikşaf yapanlar altı aya kadar hapis veya
adlî para cezası ile cezalandırılır. 2. Arama
ruhsatnamesi, işletme ruhsatnamesi veya belge almaksızın jeolojik istikşaftan
gayri petrol ameliyelerini yapanlar üç aydan bir yıla kadar hapis ve adlî
para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
178- 6326 sayılı Kanunun 125 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
125- 1. Bu Kanuna göre israf veya tehlikeli fiilleri yapanlara, bu fiilleri
tespit olunacak bir süre içinde durdurmaları için, Genel Müdürlük tarafından
emir verilir. Bu sürenin sonunda israf veya tehlikeli fiil devam ederse,
devam ettiği her gün için faillere beşbin Türk Lirası idarî para cezası
verilir. 2.
Yukarıda yazılı fiillerden dolayı önemli ve tamiri kabil olmayan bir hasar
meydana gelmişse, faillerine, oluşan zararın miktarı kadar idarî para cezası
verilir. Ancak, bu miktar onbin Türk Lirasından az olamaz.” MADDE
179- 6326 sayılı Kanunun 126 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
126- Bu Kanunun verdiği bir hakkın kullanılmasına yahut bir vazifenin ifasına
bilerek ve haksız olarak müdahale eden veya mani olanlar, altı aya kadar
hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
180- 6326 sayılı Kanunun 127 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
127- Bu Kanuna göre yapılan müracaatlarda ve muamelelerde bilerek hilafı
hakikat beyanda bulunanlar, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.” MADDE
181- 9/3/1954 tarihli ve 6343 sayılı Veteriner Hekimliği Mesleğinin
İcrasına, Türk Veteriner Hekimleri Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve
Göreceği İşlere Dair Kanunun 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
6- Aşağıda yazılı haller, veteriner hekimlik mesleğinin icrasına mani teşkil
eder: a) Türk
Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten
işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin
güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı
suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve
casusluk, kamunun sağlığına karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye
fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan
malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından hapis cezasına
mahkûm olmak. b) Bu
Kanun ile teşekkül eden Haysiyet veya Yüksek Haysiyet Divanı kararları ile
meslekini icradan menolunmak. c)
Yüksek Haysiyet Divanınca haklarında diplomalarının istirdadı kararı ittihaz
edilmek.” MADDE
182- 6343 sayılı Kanunun 65 inci maddesinde yer alan
“üçyüzkırkyedimilyon lira” ibaresi “bin Türk Lirası” şeklinde
değiştirilmiştir. MADDE
183- 6343 sayılı Kanunun 66 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
66- 6 ncı maddedeki yasaklılık haline rağmen mesleklerini icra edenlere ikibin
Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
184- 6343 sayılı Kanunun 67 nci maddesinde yer alan
“üçyüzkırkyedimilyon lira” ibaresi “bin Türk Lirası” şeklinde
değiştirilmiştir. MADDE
185- 6343 sayılı Kanunun 68 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
68- Bu Kanunun 11 inci maddesinde yazılı vasıfları haiz olmayıp da veteriner
hekimlik yapan ve hayvan hastalıklarını tedavi yolunda bulunanlar, altı aydan
iki yıla kadar hapis ve adlî para cezasıyla cezalandırılır.” MADDE
186- 6343 sayılı Kanunun 70 inci maddesinde yer alan
“seksenyedimilyon lira” ibaresi “ikiyüz Türk Lirası” şeklinde
değiştirilmiştir. MADDE
187- 6343 sayılı Kanunun 71 inci maddesinde yer alan “bir aydan”
ibaresi madde metninden çıkartılmıştır. MADDE
188- 6343 sayılı Kanunun 72 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
72- Bu Kanunda yazılı olup da idarî para cezasını gerektiren fiillerin
tekrarı halinde tayin olunacak ceza, iki misli olarak uygulanır. Bu Kanunda
yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından verilir.” MADDE
189- 6343 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesinin onbeşinci fıkrasında
yer alan “Devlet memurlarına” ibaresi “kamu görevlilerine” şeklinde
değiştirilmiştir. MADDE
190- 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 70 inci
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bunların
ücreti de orman idaresi tarafından ödenir. Bunlara söndürme işinde
çalıştıkları müddetçe devlet ormanlarında orman idaresi, diğer ormanlarda
alakalılar tarafından parasız ekmek ve katık verilir. Başkaca ücret
verilmez.” MADDE
191- 6831 sayılı Kanunun 77 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
77- Orman memurları, bu Kanunda tanımlanan suçların işlenmesinin önlenmesi
veya işlenen suçlarla ilgili olarak başlatılan soruşturmadaki görevleri
kapsamında kolluk görevlisi sıfatını taşırlar. Orman
teşkilatında her sınıf, derece ve vazifede çalışan memurlardan, Çevre ve
Orman Bakanlığınca ve Orman Genel Müdürlüğünce lüzum görülecek olanlar,
Bakanlar Kurulunca seçilecek silahla teçhiz olunurlar. Bu
silahlar memurlara orman idaresince demirbaş olarak verilir. Ayrıca, kolluk
görevi yapan orman memurları idarece verilecek özel kıyafetle donatılır. Devlet
ormanlarından gayrı ormanlarda çalışan orman bekçilerine de umumi hükümler
dairesinde silah taşıma izni verilebilir.” MADDE
192- 6831 sayılı Kanunun 78 inci maddesinin (A) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “A) Türk
Ceza Kanununda düzenlenen hakkın kullanılması, meşru savunma veya zorunluluk
hallerinde;” MADDE
193- 6831 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “IV.
Kanuna aykırılık oluşturan fiillerin takibi: MADDE 79-
Orman memurları, bu Kanuna aykırılık oluşturan fiillere ilişkin delilleri bir
tutanakla tespit eder. Bu Kanuna aykırılık oluşturan fiillerin işlenmesi
suretiyle elde edilen orman malları ile bu Kanunda yer alan suçların
işlenmesinde kullanılan nakil vasıtası ve sair eşyaya Ceza Muhakemesi Kanunu
hükümlerine göre elkonulur. Ancak, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı
hallerde elkoyma, orman işletme şefinin yazılı emri ile yapılır. Ayrıca,
orman muhafaza memurları Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre şüphelileri
yakalama yetkisine sahiptir. Sahipleri
tarafından tohum ve fidandan yetiştirilen hususi ormanlarda da bu madde
hükümleri uygulanır. Talep
vukuunda polis, jandarma, köy muhtar ve bekçileri orman memurlarına yardıma
mecburdurlar. Bu
Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri
uygulanır.” MADDE
194- 6831 sayılı Kanunun 83 üncü maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu
Kanunda yazılı orman suçlarına ilişkin davalardan; 110 uncu maddenin üçüncü
fıkrasında gösterilen suçlara ilişkin davalar asliye ceza mahkemesinde;
dördüncü fıkrasında gösterilen suçlara ilişkin davalar ağır ceza
mahkemesinde; beşinci fıkrasında gösterilen suçlara ilişkin davalar Ceza
Muhakemesi Kanununun 250 nci maddesi uyarınca görevlendirilen ağır ceza
mahkemesinde; bu suçlar dışında kalan davalar sulh ceza mahkemesinde
görülür.” MADDE
195- 6831 sayılı Kanunun 84 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
84- Orman Kanununa aykırılık oluşturan fiillerden dolayı elkonulan ağaç,
tomruk, kereste, yakacak ve sair mahsuller, vazifeli orman memurları
tarafından muhafaza edilmek üzere orman depolarına, orman deposu yoksa ve
fiilin işlendiği yer belediye hudutlarında ise o yer belediyesine, köy
hudutları içinde ise o köy muhtarına, yokluğunda vekiline, onun da yokluğunda
ihtiyar heyeti üyelerinden birine yediemin senedi mukabilinde teslim olunur.
Belediye veya köy yetkililerine teslim edilen bu mallar en kısa zamanda orman
depolarına idarece nakledilir. Bunlardan çürüyecek veya bozulacak olanlarla
muhafazası zor ve masraflı bulunanlar, Ceza Muhakemesi Kanununun 132 nci
maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükümlerine uygun olarak orman işletme
müdürlüklerinin müsadereli mallar satış komisyonlarınca, mahallinde veya
pazar yerlerinde ilan edilmek suretiyle derhal satılır. Nakil
vasıtası ve suç aletleri ile orman emvalinin satış bedelinin tamamı Orman
Genel Müdürlüğü hesabına irat kaydedilir.” MADDE
196- 6831 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Orman
içinde kimin tarafından kesildiği veya hazırlandığı belli olmayan veya
kaçması sebebiyle faili tespit olunamayan orman mahsulleri ve suç aletleri,
orman idaresinin satış usullerine göre satılır ve bedelleri irat kaydolunur.” MADDE
197- 6831 sayılı Kanunun 88 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
88- Bu Kanunda tanımlanan suçlardan dolayı arama, Ceza Muhakemesi Kanunu
hükümlerine göre yapılır. Ancak, Ceza Muhakemesi Kanununun 119 uncu
maddesinin birinci fıkrasına göre, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı
hâllerde arama, orman şefinin yazılı emri ile yapılır.” MADDE
198- 6831 sayılı Kanunun 91 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
91- 14 üncü maddenin (A) ve (B) bentleri ile yasak edilen fiillerden
dikiliden ağaç kesenler, kökünden sökenler veya hayatiyetini sona erdirecek
şekilde boğanlar, ağaçlardan yalamuk, pedavra, hartama çıkaranlar üç aydan
beş yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır.
Ancak suçun konusunun münhasıran yakacak nitelikte emval veren ağaç olması
halinde, verilecek ceza yarı oranında indirilir. Suçun
konusunun fidan olması halinde birinci fıkraya göre verilecek ceza bir kat
artırılır. Fidan
ekim sahasını bozan kişi bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Birinci
fıkradaki ağaç kesme ve sökme fiillerinin işlenmesinde motorlu araç ve
gereçler kullanılması halinde verilecek ceza bir kat artırılır. Ancak,
fidanlar hakkında bu hüküm uygulanmaz. 14 üncü
maddenin (A) ve (B) bentleriyle yasak edilen ve yukarıdaki fıkralarda yazılı
bulunmayan fiilleri işleyenler üç aya kadar hapis ve yüz güne kadar adlî para
cezasıyla cezalandırılır. Bu
Kanunun 14 üncü maddesinin (A) ve (B) bentlerine muhalif hareket edenler
orman sahipleri ise iki seneye kadar hapis ve adlî para cezasıyla
cezalandırılır. Ancak kendi arazisi üzerinde tohum ekmek veya fidan dikmek
suretiyle yetiştirilecek ormanların sahipleri yukarıdaki fıkra hükmüne tabi
değildir.” MADDE
199- 6831 sayılı Kanunun 92 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
92- Bu Kanunun 16 ncı maddesi gereğince izin almadan ormanlardan açılan maden
ocakları idarece kapatılır. Çıkarılan madenler ve her türlü tesisler ile
alet, edevat ve nakil vasıtalarına elkonulur. Elkonulan mallar, Türk Ceza
Kanunu hükümlerine göre müsadere edilir. Bu
Kanunun 16 ncı maddesi gereğince izinsiz maden ocağı açanlara veya
işletenlere, 91 inci madde hükümleri saklı kalmak üzere iki yıldan yedi
yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası verilir. Kanun
hükümlerine göre verilen ruhsat veya izin belgesindeki sürenin dolmasına
rağmen maden ocağı işletmeye devam edenler ya da izin verilen alandaki sınırı
aşanlar, 91 inci madde hükümleri saklı kalmak üzere, bu Kanunun 93 üncü
maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Başkaca zarar
husule gelmiş ise bu zarar ayrıca genel hükümlere göre hukuk mahkemesinde
dava açmak suretiyle tazmin ettirilir. İzin alarak bu nevi ocakları açanlar
idarece kendilerine veya temsilcilerine tebliğ edilecek tedbirlere riayet
etmezler ise beşbin Türk Lirasından yüzbin Türk Lirasına kadar idarî para
cezası verilir. Ayrıca, bu tedbirlere riayet edilinceye kadar ocaklar
işletilmekten men edilir.” MADDE
200- 6831 sayılı Kanunun 93 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE 93-
Bu Kanunun 17 nci maddesinde yasak edilen fiilleri işleyenler veya izne bağlı
işleri izinsiz yapanlar, 91 inci madde hükümleri saklı kalmak üzere altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. İşgal ve
faydalanma suçunun yeniden tarla açmak suretiyle veya yanmış orman
sahalarında ya da kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içerisinde işlenmesi
halinde verilecek ceza bir kat artırılır. Bu
maddede tanımlanan suçların konusunu oluşturan, işlenmesinde kullanılan ve
işlenmesiyle elde edilen eşya veya mahsul Türk Ceza Kanununun müsadereye
ilişkin hükümlerine göre müsadere edilir. Müsadere olunan mahsuller satılarak
bedeli Orman Genel Müdürlüğünce irad kaydolunur. Müsadere olunan tesisler ise
Orman Genel Müdürlüğünce aynen muhafaza edilebileceği gibi ihtiyaç görüldüğü
takdirde ormancılık veya diğer kamu hizmetlerinde kullanılabilir. Aksi
takdirde ilgili orman idaresince, yıkılmak suretiyle karar infaz olunur.
İdarenin bu husustaki talebi halinde genel zabıta kuvvetleri idareye yardım
etmekle mükelleftir. 17 nci
maddenin üçüncü fıkrasındaki yerleri amaç dışı kullananlar ve amaç dışı
kullanılmasına izin verenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.” MADDE
201- 6831 sayılı Kanunun 94 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
94- Bu Kanunun 18 inci maddesinde belirtilen ve yapılması izne bağlı fabrika,
hızar ve şeritlerle, kireç, terebentin, katran, sakız, 92 nci madde kapsamı
dışında kalan taş, kömür, toprak ve buna benzer ocaklar ile balık
üretim tesislerini orman sınırları içinde izinsiz kuranlar, 91 inci madde
hükümleri saklı kalmak üzere altı aydan iki yıla kadar hapis ve beşbin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, bunların işletilmesi men
edilerek tesislerin Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre müsaderesine
hükmolunur. Bu
Kanunun 18 inci maddesinde belirtilen ve birinci fıkrada yazılı fiili orman
sınırları dışında işleyenlere bin Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar
idarî para cezası verilir ve bunların işletilmesi yasaklanır. Bu
Kanunun 14 üncü maddesinin (C) ve (E) bentlerinde yazılı fiilleri işleyenlere
yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
202- 6831 sayılı Kanunun 95 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
95- Bu Kanunun 19 uncu maddesi hükümlerine aykırı olarak ormanlara izinsiz
hayvan sokanlarla, ormana başı boş hayvan girmesine sebep olanlara beher kıl
keçi için altı Türk Lirası, büyükbaş hayvanların beheri için üç Türk Lirası,
küçükbaş hayvanların beheri için bir Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu suretle
verilecek idarî para cezası yirmi Türk Lirasından az olamaz. Ormanlara
izinsiz hayvan sokma fiilini, fiilin işlendiği orman içi köy nüfusuna kayıtlı
ve fiilen bu köyde oturanlar dışındakilerin işlemesi hâlinde, yukarıdaki
cezalar iki kat artırılır. Yanmış
orman sahaları ile alelumum gençleştirme sahalarına, gençleştirmeye tefriki
tarihinden itibaren onbeş sene içinde hayvan sokulması veya başıboş
bırakılmak yüzünden girmesi hâlinde yukarıda yazılı cezalar iki kat tatbik
olunur.” MADDE
203- 6831 sayılı Kanunun 96 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
96- Bu Kanunun 20 nci ve 21 inci maddelerinde yazılı hükümlere aykırı hareket
edenlere yüzyirmi Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
204- 6831 sayılı Kanunun 97 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
97- Devlet çekici ile damgalanan ağaçları keserken bu damgayı orman
idaresince tespit edilen şekilde dip kütükte bırakmayanlarla damgalı ağaçları
tespit edilen hadde nazaran daha yüksekten kesenlere kesilen her ağaç için
altmış Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu
Kanunun 27 nci maddesinde yazılı damga çekiçlerini taklit edenler veya taklit
fiiline iştirak etmeksizin kullananlar Türk Ceza Kanununun 202 nci maddesinin
ikinci fıkrasına göre cezalandırılırlar.” MADDE
205- 6831 sayılı Kanunun 98 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
98- 31 inci, 32 nci ve 33 üncü madde hükümlerine göre, köylülere zati
ihtiyaçları ile köy müşterek ihtiyaçları için verilen yapacak orman emvalini;
yerinde kullanmayıp her ne surette olursa olsun elden çıkaranlar, bunları
veriliş gayesine uygun kullanmayanlar, yirmi günden az olmamak üzere adlî
para cezasıyla cezalandırılır.” MADDE
206- 6831 sayılı Kanunun 99 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
99- 37 nci madde gereğince verilen izinlerde gösterilecek tedbir ve şartlara
riayet etmeyenlere ikiyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
207- 6831 sayılı Kanunun 100 üncü maddesinin dördüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Nakliye
tezkeresini değiştirmeden nakliyat yapanlara bin Türk Lirası idarî para
cezası verilir. Ormandan kesilen ağaçlardan damgaya tabi orman emvalini
damgasız olarak orman idaresinin istif yerlerine götürenlere beşyüz Türk
Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
208- 6831 sayılı Kanunun 101 inci maddesinin birinci ve ikinci
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Yazılı
olarak yapılan tebligat tarihinden itibaren iki yıl içinde 50 nci maddede
yazılı işaretlerle ormanların hudutlarını belli etmeyen hususi orman sahiplerine
beşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Orman
sahipleri bu cezanın kesinleşmesinden sonra bir yıl içinde yine bu
mükellefiyeti ifa etmezler ise bunlara onbin Türk Lirası idarî para cezası
verilir.” MADDE
209- 6831 sayılı Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “51 inci
madde gereğince tanzim, kabul ve tasdik olunan orman amenajman planlarında
ormanın imarı, geliştirilmesi, ağaçlandırma yapılması, hastalık ve haşerelerle
mücadele edilmesi gibi yapılmasına lüzum gösterilen işleri plan dairesinde ve
verilen müddet içinde yapmayan ve gerekli tedbirleri almayan orman
sahiplerine beşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
210- 6831 sayılı Kanunun 103 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
103- 67 nci madde hükümlerine aykırı hareket edenlere bin Türk Lirası idarî
para cezası verilir. Devlet veya her kime ait olursa olsun yeniden orman
yetiştirme veya orman boşluğu ile göçük, devrik ve heyelan gibi hâllerle
meydana gelen açıklıkları doldurmak veya satış maksadıyla işlenen sahalarda
geçici olmak kaydıyla yapılan tohumlama alanlarıyla fideliklere herhangi bir
şekilde veya hayvan sokulması veya girmesi suretiyle orman yetiştirme
alanlarında zarara sebebiyet verenlere üçbin, diğer alanlarda zarara
sebebiyet verenlere bin Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
211- 6831 sayılı Kanunun 104 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
104- 68 inci maddedeki mecburiyete riayet etmeyenler altı aya kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. Orman
idaresine ait telefon şebekesi ve tesislerine her türlü alet ve malzemesine
zarar verenler Türk Ceza Kanununun 152 nci maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendi gereğince cezalandırılırlar. Bu suç Mayıs
ayı başından Kasım ayı sonuna kadar devam eden yangın mevsiminde işlenirse
ceza iki katına çıkarılır.” MADDE
212- 6831 sayılı Kanunun 105 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
105- 69 uncu maddeye göre ormanlarda vukua gelecek yangınları söndürmek için
yetkili memurlar ve orman teşkilatı tarafından yangın mahalline gitmeleri
emrolunmasına veya mahallî mutat vasıtalarla ilan edilmesine rağmen orman
yangınını söndürmeye gitmekten imtina edenler veya gidip de çalışmayanlar ve
verilen işi yapmayanlar hakkında, mahallin en büyük mülkî amiri tarafından
ikiyüz Türk Lirası idarî para cezası uygulanır. Bu
maddede yazılı memurlarla orman teşkilatında vazifeli olanlardan yangın yerine
yardım göndermeyenlerle alaka göstermeyenler, Türk Ceza Kanununun 170 inci
maddesinde tanımlanan suçu ihmali davranışla işlemiş olmak dolayısıyla
cezalandırılır.” MADDE
213- 6831 sayılı Kanunun 106 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
106- Bu Kanunun 72 ve 73 üncü maddelerine muhalif hareket eden veya
ettirenler Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince
cezalandırılırlar.” MADDE
214- 6831 sayılı Kanunun 107 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
107- 74 üncü maddede gösterilen tedbirlere riayet etmeyenlere mahallin en
büyük mülkî amiri tarafından Kabahatler Kanununun 32 nci maddesine göre idarî
para cezası verilir.” MADDE
215- 6831 sayılı Kanunun 108 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
108- Orman mallarının bu Kanun hükümlerine aykırı olarak kesildiğini,
taşındığını veya toplandığını bildiği halde; taşıyanlar, biçenler,
işleyenler, kabul edenler, kullananlar, satanlar, satın alanlar veya
bulunduranlar bir seneye kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır. Birinci
fıkrada yazılı fiillerin, ticarethane sahibi olsun olmasın, her türlü orman
ürünü ticareti ile uğraşanlarla, kar maksadıyla aldıkları orman mallarını
işleyerek her ne şekilde olursa olsun alet ve eşya haline dönüştürdükten
sonra satanlar tarafından işlenmesi halinde, bir seneden yedi seneye kadar
hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Suçun
konusunu oluşturan orman ürünlerinin değerinin azlığı göz önünde
bulundurularak verilecek cezalar yarısına kadar indirilebilir. Bu
Kanunda yazılı suça konu olan her türlü orman emvali, nakil vasıtaları ve suç
aletleri Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre müsadere edilir.” MADDE
216- 6831 sayılı Kanunun 109 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
109- Ağaçlarda bulunan resmi damga ve numaraları bozanlar ve orman
hudutlarındaki taksimata mahsus işaretleri ve levhaları ve orman
kadastrosunda sınır noktalarını gösteren sabit taş veya beton kazıkları,
ormanlardaki otlak, yaylak ve kışlakların sınır işaretlerini kıranlar,
kaldıranlar, belirsiz hâle getirenler, yerlerini değiştirenler, fiilleri suç
oluşturmadığı takdirde, beşyüz Türk Lirasından dörtbin Türk Lirasına kadar
idarî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
217- 6831 sayılı Kanunun 110 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
110- 76 ncı maddenin (a) bendinde belirtilen fiili işleyenlere elli Türk
Lirası idarî para cezası verilir. 76 ncı
maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen fiilleri işleyenler hakkında
bir yıldan üç yıla kadar hapis ve adlî para cezasına hükmolunur. Dikkat
ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak orman yangınına sebebiyet verenler iki
yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak failin yangının
söndürülmesine ve etkilerinin azaltılmasına yönelik çabaları veya meydana
gelen zararın azlığı göz önünde bulundurularak, verilecek ceza yarısına kadar
indirilir. Zararın belirlenmesinde yangın sonucu tamamen yanan ağaç ve
ağaççıkların değeri, kısmen yanan ağaç ve ağaççıkların değerinde meydana gelen
azalma, alt tabaka orman örtüsünün yanması nedeniyle oluşan zarar ve toprağın
humuslu tabakasının yanması nedeniyle meydana gelen verim kaybı dikkate
alınır. Kasten
orman yakan kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve onbin güne kadar adlî
para cezası ile cezalandırılır. Devletin
güvenliğine karşı suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti
çerçevesinde devlet ormanlarını yakan kişi müebbet hapis ve yirmibin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu
maddede yazılı suçların işlenmesi sebebiyle, ölüm veya yaralanmanın meydana
gelmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı cezaya hükmolunur.” MADDE
218- 6831 sayılı Kanunun 111/a maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE 111/a-
Bu Kanunda mercii belirtilmemiş idarî yaptırım kararları, orman işletme
şefleri tarafından verilir.” MADDE
219- 6831 sayılı Kanunun 112 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
112- Bu Kanunla yasaklanan; dikiliden ağaç kesilmesi dışındaki fiillerin
işlenmesi nedeniyle meydana gelen zarar için ayrıca genel hükümlere göre
hukuk mahkemesinde gerçek zarar üzerinden tazminat talebinde bulunulabilir. Gerçek
zarar; A) Bu
Kanuna aykırılık oluşturan fiilin konusu orman emvali ağaçtan elde edilmiş
ise; fiilin işlendiği yere en yakın orman idaresi satış yerinde söz konusu
orman emvalinin bir evvelki yıla ait bilanço döneminde yapılan açık artırmalı
satışlarda, aynı cins ve türdeki emval için beliren satışlar ortalamasından,
bu tür emvale ait o dönemde yapılmış kesim, taşıma ve istif giderlerinin
çıkarılmasıyla elde olunacak birim fiyat üzerinden hesap edilir. B)
Fiilin konusu fidan ise; fiilin işlendiği yıl, aynı fidanların her birisinin
dikimi ve arazi hazırlanması için hesaplanacak gerçek masraflar ile o yıla
kadar kesilen fidanlar için yapılmış bakım giderleri toplamı bir misli
fazlasıyla tazmin ettirilir. C)
Ormanlardan temin olunan ve değeri para ile ölçülebilecek diğer her türlü
orman emvalinin gerçek zarar birim fiyatı ise (A) bendi hükmüne kıyasen
hesaplanır. Orman
işletme müdürlükleri, görev alanları içerisinde bulunan her ilçe merkezi için
ayrı olmak üzere, bu madde hükümlerine göre ormanlardan elde edilebilecek her
türlü emval için tazminata esas olacak birim değerlerini, her yılın ikinci
ayının yirminci gününe kadar bir cetvel hâlinde tespit ve tanzim edip bağlı
bulunduğu orman bölge başmüdürlüğüne tasdik ettirerek bu cetvelleri ilgili
bulundukları ilçelerde belediyeler vasıtasıyla ilan ettirip, derhal birer
nüshalarını mıntıkasındaki hukuk mahkemelerine ve bu davaların takip
olunacağı kendi birimlerine gönderir. Bu cetveller ertesi yılın ikinci ayının
son günü akşamına kadar geçerli sayılır. Tazminatın hesaplanmasında bu
cetveller dikkate alınır.” MADDE
220- 6831 sayılı Kanunun 113 üncü maddesinin ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Mahallî
rayiç; bu Kanuna aykırılık oluşturan fiilin işlendiği yere en yakın orman
satış istif yerinde, söz konusu orman mahsulü emvalin bir evvelki yıla ait
bilanço döneminde yapılan açık artırmalı satışlarda aynı cins ve türdeki
emval için beliren satışlar ortalamasıdır.” MADDE
221- 6831 sayılı Kanunun 114 üncü maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir. “Bu
Kanunun 112 ve 113 üncü maddeleri ile bu madde hükümleri uyarınca açılacak
tazminata ve ağaçlandırma giderine ilişkin davalar hukuk mahkemesinde
görülür. Bu davalarda orman idaresi harçtan muaftır.” MADDE
222- 6831 sayılı Kanunun 116 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Bu
hükme aykırı hareket edenlere yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
223- 17/4/1957 tarihli ve 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununun 9 uncu
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
9- Bu Kanun hükümlerine tevfikan sanayi işletmelerini müddetinde sanayi
siciline tescil ettirmeyenler veya 2 nci maddeye göre verilen beyannamelerde
meydana gelen değişiklikleri kapanma ve faaliyete geçme hâllerini müddetinde
ilgili mercilere bildirmeyenler veya senelik işletme cetvellerini zamanında
Sanayi ve Ticaret Bakanlığına göndermeyenlere beşyüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir.” MADDE
224- 6948 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
10- Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca verilen sanayi sicil vesikasını
salahiyetli memurlara ibraz etmeyenlere ikiyüzelli Türk Lirası idarî para
cezası verilir.” MADDE
225- 6948 sayılı Kanunun 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
11- Bu Kanuna göre istenen malumatı hakikate aykırı olarak bildirenlere bin
Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu Kanunda
yazılı olan idarî para cezaları o yerin mülkî amiri tarafından verilir.” MADDE
226- 6948 sayılı Kanunun 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
12- Bu Kanuna göre sanayi işletmeleri tarafından verilen malumatı müsaadesiz
başkalarına bildiren kamu görevlisi, Türk Ceza Kanununun 258 inci maddesine
göre cezalandırılır.” MADDE
227- 15/5/1957 tarihli ve 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai
Karantina Kanununun 48 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
48- Bu Kanunun 4, 5, 6, 7, 8 veya 9 uncu maddeleri hükümlerine yahut bu
hükümlere göre konulacak tedbirlere riayet etmeksizin memlekete nebat
sokanlara veya transit olarak geçirenlere, beşbin Türk Lirasından yirmibin
Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Ayrıca, kabahatin konusunu
oluşturan bitkilere elkonularak, mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar
verilir. Yasak
olduğunu bildiği hâlde bir bitkiyi ülkeye sokan veya transit olarak geçiren
kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, üç
aydan bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
228- 6968 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
49- 10 uncu madde hükmüne göre ithaline müsaade edilmeyen maddeleri memlekete
sokan kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde,
üç aydan bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
229- 6968 sayılı Kanunun 50 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
50- 11 inci madde hükmüne göre vazifelilerce lüzum gösterilen tedbirleri
almayan veya bu tedbirlere riayet etmeyen kişiye yüz Türk Lirasından beşyüz
Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Ayrıca, kabahatin konusunu
oluşturan bitkilere elkonularak derhal imha edilir.” MADDE
230- 6968 sayılı Kanunun 51 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
51- Bu Kanunun 13 üncü maddesi hükmüne riayet etmeyen kişi, altı aya kadar
hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
231- 6968 sayılı Kanunun 52 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
52- Bu Kanunun 16 ncı maddesine istinaden konulmuş yasak, tahdit ve
tedbirlere riayet etmeyenlere beşyüz Türk Lirasından üçbin Türk Lirasına
kadar idarî para cezası verilir. Ayrıca,
kabahatin konusunu oluşturan bitki ve sair eşya ile ilgili olarak mülkiyetin
kamuya geçirilmesi kararı verilir ve gerek görülmesi hâlinde karantina
tedbirleri de alınır.” MADDE
232- 6968 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
53- 18 inci madde hükmüne aykırı hareket edenlere, nebat yetiştirdikleri yer
temizse ve nebatlarında da hastalık veya zararlı yoksa, yüz Türk Lirası idarî
para cezası verilir. Nebat
yetiştirilen yer, haddizatında izin verilmeyecek bir durumda ise veya
nebatlarda hastalık veya zararlı varsa, birinci fıkradaki idarî para cezası
beş kat artırılır. Ayrıca, kabahatin konusunu oluşturan bitkilerle ilgili
olarak mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verilir ve gerek görülmesi
hâlinde karantina tedbirleri de alınır.” MADDE
233- 6968 sayılı Kanunun 54 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
54- 22 nci maddenin birinci fıkrasında yazılı ihbar mükellefiyetlerini yerine
getirmeyen kişiye yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
234- 6968 sayılı Kanunun 55 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
55- Sürek avı mükellefleri ile ücretli mücadele mükellefiyetine tabi
tutulanlardan vaktinde icabet etmeyen veya müddeti dolmadan ayrılan kişiye
yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
235- 6968 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
56- 32 nci madde gereğince izin almadan mücadele işlerini ücret mukabilinde
ve sanatı mütade hâlinde yapan kişiye ikiyüzelli Türk Lirası idarî para
cezası verilir.” MADDE
236- 6968 sayılı Kanunun 57 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
57- Tarım ve Köyişleri Bakanlığından müsaade almadan faaliyete geçen çırçır
fabrikası veya evi sahiplerine ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezası
verilir. Hastalık ve zararlılarla mücadele tesislerinin bulunmaması veya
diğer tesis veya şartların tamam olmaması hâlinde; ayrıca, bu eksiklikler
tamamlanıncaya kadar çırçır fabrika veya evleri faaliyetten menedilir. Ruhsatı
olmasına rağmen, bilahare bu Kanunda belirlenen faaliyet şartlarına veya süre
hükmüne aykırı çalıştıkları tespit edilen çırçır fabrikası veya evlerinin
sahiplerine ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca,
belirlenen eksiklikler tamamlanıncaya kadar çırçır fabrika veya evleri
faaliyetten menedilir.” MADDE
237- 6968 sayılı Kanunun 58 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
58- 34 üncü madde hükmüne aykırı olarak muayene edilmemiş tohumluğu nakleden,
satan veya satışa arzeden kişiye, ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezası
verilir. Ayrıca, yapılan muayene sonucunda tohumluğun bu Kanun hükümlerine
göre zararlı olduğunun anlaşılması hâlinde, mülkiyetinin kamuya geçirilmesine
karar verilir.” MADDE
238- 6968 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
59- 35 inci madde hükmüne aykırı olarak nebat ve maddeleri taşıyanlar veya
taşıtanlara ikiyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca, bitkilere
elkonularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir.” MADDE
239- 6968 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
60- 38 inci maddede yazılı işleri ruhsatsız yapanlara veya mücadele ilaç ve
aletlerini Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca müsaade edilen fiyatlardan
pahalıya satanlara yahut satışa arzedenlere ikiyüzelli Türk Lirası idarî para
cezası verilir.” MADDE
240- 6968 sayılı Kanunun 61 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
61- 40 ıncı madde hükümlerinden her hangi birine aykırı hareket edenlere
beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
241- 6968 sayılı Kanunun 62 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
62- Bu Kanunda belirtilen idarî yaptırımlara karar vermeye mahallî mülkî amir
yetkilidir. Bu Kanun
hükümlerine göre müsadereye veya mülkiyetin kamuya geçirilmesine konu teşkil
eden bitki ve sair eşyaya, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı görevlileri elkoymaya
yetkilidir.” MADDE
242- 9/6/1958 tarihli ve 7126 sayılı Sivil Savunma Kanununun 45 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
45- Bu Kanun hükümlerini tatbik ile mükellef olan memur ve hizmetlilerden
ihmalleri görülenler hakkında Türk Ceza Kanununun ihmal suretiyle görevi
kötüye kullanmaya ilişkin 257 nci maddesi hükmü uygulanır.” MADDE
243- 7126 sayılı Kanunun 47 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
47- Bu Kanun hükümlerine göre tatbiki ilan olunan sivil savunma tedbirlerine
riayet etmeyen bütün vatandaşlarla resmi veya hususi daire, müessese ve
teşekküllerin mesul amirlerine, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde,
Kabahatler Kanununun 32 nci maddesine göre idarî para cezası verilir.” MADDE
244- 7126 sayılı Kanunun 48 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
48- Bu Kanunun 13 üncü maddesinde yazılı mükelleflerden yoklama, muayene,
vazifelendirme veya eğitim, kurs ve tatbikat maksadı ile kendilerine ilanen
veya sair suretlerle tebligat yapıldığı hâlde gelmeyenlere beşyüz Türk Lirası
idarî para cezası verilir.” MADDE
245- 7126 sayılı Kanunun 50 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
50- Sivil Savunma Teşkilatına veya bu teşkilatın memur ve hizmetlilerine veya
yardımcı mükelleflere mahsus kıyafet ve tanınma işaretlerini, salahiyeti
olmadığı hâlde kullanan, giyen ve taşıyanlara ikiyüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir.” MADDE
246- 7126 sayılı Kanunun 51 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
51- Sivil savunma mahallî yardımcı hizmet teşkilatında vazifeli olup da yer
değiştirenlerden bu durumu ilgili muhtarlığa haber vermeyenlere beşyüz Türk
Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
247- 7126 sayılı Kanunun 52 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
52- Kendisine tevdi edilmiş olan sivil savunmaya ait eşya ve teçhizatı
temellük edenler veya bunları tahsis olundukları maksat dışında kullananlar,
altı aya kadar hapis ve elli güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bunları
zayi edenler ve harabiyetine sebebiyet verenler elli güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır.” MADDE
248- 7126 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
53- Hassas bölgelerde, bu Kanunun 13 üncü maddesinde yazılı mükelleflerin tam
listesini, talep vukuunda, ilgili makamlara bildirmeyenlerle değişiklikleri
otuz gün içinde merciine haber vermeyen mahalle ve köy muhtarları hakkında
dörtyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
249- 7126 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde geçen “198 inci” ibaresi
“258 inci” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
250- 7126 sayılı Kanunun 55 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
55- Sivil Savunmaya mahsus veya bu işe yarayan tesisleri kasten tahrip
edenler veya hasara uğratanlar Türk Ceza Kanununun mala zarar verme suçuna
ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır.” MADDE
251- 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 52 nci
maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu
Kanunun tatbikinde vazifeli bulunan memur ve hizmetliler ile mahalle, köy
muhtar ve ihtiyar heyeti ve meclisi azaları işledikleri suçlar ile
kendilerine karşı işlenen suçlardan dolayı, Türk Ceza Kanununun kamu
görevlisine ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır.” MADDE
252- 7201 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
53- Bu Kanun mucibince tebligat yapılması gereken hallerde bir kimse
kendisine veya başkasına ait isim veya adresi yanlış olarak bildirir ise fail
hakkında altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” MADDE
253- 7201 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Muhatap
namına kendilerine tebligat yapılan kimseler tebliğ evrakını muhataplarına en
kısa zamanda vermedikleri ve bundan gecikme veya zarar vukua geldiği takdirde
bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” MADDE
254- 7201 sayılı Kanunun 55 inci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Daha
ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde; a)
Kendisi hakkında tebliğ memuruna yalan beyanda bulunan muhatap, b)
Muhatap namına kendisine tebligat yapılabilecek olup da, bu Kanunun tatbiki
dolayısıyla tebliğ memuruna muhatap hakkında yalan beyanda bulunan kişi, c)
Muhatap olmadığı veya muhatap namına tebellüğ etmeye yetkisi bulunmadığı
halde tebliğ memuruna hüviyet ve sıfatı hakkında yalan beyanda bulunarak tebliğ
evrakını alan kimse, her bir
bentte tanımlanan fiil dolayısıyla bir yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandırılır.” MADDE
255- 7201 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
56- Bu Kanun hükümlerine göre tebliğ evrakının veya ihbarnamenin talikine
karşı koyanlar ile talik edilen bu kabil evrakı bulunduğu yerden koparan,
imha eden veya okunamaz hale getirenler hakkında, üç aydan bir yıla kadar
hapis ve yirmibeş günden yüzelli güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.” MADDE
256- 29/4/1959 tarihli ve 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor
Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 5 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
5- Kanunun verdiği yetkiye dayalı olmaksızın, spor müsabakaları ile ilişkili
olarak sabit ihtimalli veya müşterek bahis oynatanlar, oynanmasına yer veya
imkân sağlayanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî
para cezasıyla cezalandırılır. Yurt
dışında oynatılan her çeşit bahis veya şans oyunlarının internet yoluyla ve
sair suretle erişim sağlayarak Türkiye’den oynanmasına imkân sağlayan
kişiler, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Her
türlü bahis veya şans oyunlarıyla bağlantılı olarak para nakline aracılık
eden kişiler, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para
cezasıyla cezalandırılır. Kişileri,
reklam vermek ve sair surette, her türlü bahis veya şans oyunlarını oynamaya
teşvik edenler, altı aydan iki yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para
cezasıyla cezalandırılır. Bu
maddede tanımlanan suçlarla bağlantılı olarak, her türlü bahis veya şans
oyunlarının oynanmasına tahsis edilen veya oynanmasında kullanılan ya da
suçun konusunu oluşturan eşya ile bu oyunların oynanması için ortaya konulan
veya oynanması suretiyle elde edilen her türlü mal varlığı değeri, 26/9/2004
tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun eşya ve kazanç müsaderesine
ilişkin hükümlerine göre müsadere edilir. Bu
maddede tanımlanan suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur. Bu
maddede tanımlanan suçlarla ilgili olarak, 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı
İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla
İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun erişimin engellenmesine
ilişkin hükümleri uygulanır.” MADDE
257- 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler
Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 47 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
47- a) Yardıma davet anında şehir, kasaba ve köylerde bulunup da makbul bir
mazeretleri olmaksızın salahiyetli memurlar tarafından yapılan davete icabet
etmeyenler veya icabet edip de çalışmayanlar veya verilen işi yapmayanlar
hakkında vali veya kaymakamlar tarafından yüz Türk Lirası idarî para cezası
verilir. b) Afet
bölgelerinde felaketzedelere yardım maksadıyla devlet daire ve
müesseseleriyle hususi idareler, belediyeler ve köyler ve amme menafiine
hadim hayır cemiyetleri tarafından bedelli veya
bedelsiz olarak verilen inşaat malzemesi veya alat ve edevatı
veya diğer malları satan veya devreden veya başka maksatlarla kullananlar
hakkında, fiilleri daha ağır cezayı istilzam etmediği takdirde, yüz günden az
olmamak üzere adlî para cezasına hükmolunur. c)
Devlet veya devlete bağlı idarelerle sermayesinin en az yarısı devlete ait
müessese memurlarına afet dolayısıyla verilen vazifeyi ifada ihmal ve
suiistimallerinden veya bu maksatla kendilerine verilen para ve malları
zimmete geçirmelerinden veya suç teşkil eden sair fiillerinden dolayı
haklarında kamu görevlileri hakkındaki ceza hükümleri tatbik olunur.” MADDE
258- 4/1/1960 tarihli ve 7402 sayılı Sıtmanın İmhası Hakkında
Kanunun 14 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
14- Bu Kanun hükümleri gereğince salahiyetli merciler tarafından alınması
lüzumlu görülen tedbirleri yerine getirmeyen 3659 sayılı Kanuna tabi
teşekküller ve bunlara bağlı idare, müessese ve kurumlar ve sermayesinin
yarısından fazlası Devlete ait sair teşekküllere mensup bilumum memur ve
müstahdemler hakkında Türk Ceza Kanununun kamu görevlilerine ilişkin
hükümleri tatbik olunur.” MADDE
259- 7402 sayılı Kanunun 15 inci maddesinde yer alan “şahıslar
üçyüzkırkyedimilyon lira idarî para cezasıyla cezalandırılırlar.” ibaresi
“şahıslara dörtyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” şeklinde
değiştirilmiştir. MADDE
260- 7402 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
16- 7 nci madde hükmüne riayet etmeyenlere yüz Türk Lirası idarî para cezası
verilir. Fiilin tekrarı halinde para cezasının iki katı verilir.” MADDE
261- 7402 sayılı Kanunun 17 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
17- 8 inci maddede yazılı yasaklara aykırı hareket edenlere dörtyüz Türk
Lirası idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde para cezasının iki
katı verilir.” MADDE
262- 7402 sayılı Kanunun 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE 18-
9 uncu maddede yazılı tedbirleri almayan veya bunları idame ettirmeyen hususi
hükmi şahıslarla adi ortaklıkların işlerini fiilen idare eden vazifelileri ve
taalluku halinde idare meclisi reisi ve azaları ve hakiki şahıslara
yediyüzelli Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
263- 7402 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
19- 11 inci maddede yazılı mecburiyete riayet etmeyenlere dörtyüz Türk Lirası
idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde para cezasının iki katı
verilir. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
264- 7402 sayılı Kanunun 20 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
20- Teşkilat tarafından bu Kanunda yazılı hususlar hakkında tanzim olunacak
zabıt varakaları, sorumluların hüviyet ve ikametgahı tesbit edildikten sonra
derhal yetkili mercie tevdi olunur.” MADDE
265- 6/5/1960 tarihli ve 7472 sayılı Ziraat Yüksek
Mühendisliği Hakkında Kanunun 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
4- Bu Kanunun 1 inci maddesinde yazılı evsaf ve şeraiti haiz olmadıkları
halde ziraat yüksek mühendisi unvanını kullananlara mahallî mülkî amir
tarafından beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
266- 7472 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin (b) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “b)
Mahkûmiyete bağlı hak yoksunluğu bulunmak,” MADDE
267- 9/5/1960 tarihli ve 7478 sayılı Köy İçme Suları Hakkında
Kanunun 16 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
16- Bir kimse, daha önceden veya bu Kanun hükümlerine göre kurulmuş olan içme
suyu tesislerini tahrip veya imha eder veya bozar yahut bunlara zarar verirse
Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre cezalandırılır. Tesis
edilen su kullanım düzenini bozanlara veya yetkili mercilerce alınan
kararlara uymayanlara mahalli mülki amir tarafından yüz Türk Lirasından bin
Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” MADDE
268- 12/9/1960 tarihli ve 80 sayılı 1580 sayılı Belediye Kanununun
15 inci Maddesinin 58 inci Bendine Tevfikan Belediyelerce Kurulan Toptancı
Hal’lerinin Sureti İdaresi Hakkında Kanunun 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
4- Bu Kanun ile bu Kanuna istinaden yürürlüğe konulan yönetmelik esaslarına
aykırı hareket edenler hakkında belediye encümenlerince; a) Bin
Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar idarî para cezasına, b) Üç
seneye kadar hal dahilinde faaliyetten men’e, karar
verilir. Hal
dahilinde bir aydan fazla faaliyetten men edilenlerin hal’deki yerleri geri
alınarak başkalarına tahsis edilebilir. Satış mevzuu malların ne suretle
tasfiye edileceği yönetmeliklerde gösterilir.” MADDE
269- 12/12/1960 tarihli ve 155 sayılı Harita ve Planlara Ait
İşaretlerin Korunması Hakkında Kanunun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
1- Harita ve planlara ait amme hizmetine mahsus (Nirengi, nivelman, poligon,
röper tesisleri gibi) işaretleri yerinden çıkaranlar, yerinden oynatanlar,
tanınmaz hâle getirenler veya ilgili makamlardan müsaade almaksızın yerini
değiştiren kişi bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” MADDE
270- 16/12/1960 tarihli ve 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında
Kanunun 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
18- Bu Kanundaki vecibeleri yerine getirmeyenler bu hareketlerinden dolayı,
diğer kanunlara göre suç oluşturmadığı takdirde, bu madde hükmüne göre
cezalandırılırlar. a) Belge
almadan 8 inci maddedeki işleri yapanlar ile kasten yanlış bilgi verenler bin
Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası ile
cezalandırılır. Ceza alınmakla beraber, kuyunun açılıp işletilmesinde Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğünce bir mahzur görülmezse, sahibine gerekli belge
verilir. Aksi hâlde, kuyu kapatılır ve masrafı kuyuyu açtırandan alınır. b) 10 ve
11 inci madde hükümlerine aykırı hareket edenlerle arama, kullanma, ıslah ve
tadil faaliyetleri sırasında konulan şartlara riayet etmeyenler, müracaat
formlarında istenen bilgileri vermeyenler, 8 inci maddenin son fıkrasındaki
mecburiyete riayet etmeyenler beşyüz Türk Lirasından ikibin Türk Lirasına
kadar idarî para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, kuyu kapatılarak masrafı
açtırandan alınır. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
271- 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
2- Gümrük idareleri tarafından alınan vergi ve resimler bu Kanuna tabi
değildir. Bu vergi ve resimlerle ilgili olarak 27/10/1999 tarihli ve 4458
sayılı Gümrük Kanununun 242 nci maddesi hükümleri uygulanır.” MADDE
272- 213 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Açıklanan
bu bilgiler ele alınarak mükelleflerin haysiyet, şeref ve haklarına tecavüz
edilemez.” MADDE
273- 213 sayılı Kanunun 87 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
87- Takdir, tadilat ve zirai kazançlar il komisyonları ile özel komisyonlara,
memurların dışında, seçilecek kimselerde aşağıdaki vasıflar aranır: 1. İyi
ahlak sahibi olmak ve ikamet ettiği veya iş gördüğü muhitin emniyet ve
itimadını kazanmış bulunmak. 2.
Medeni haklardan ıskat edilmiş bulunmamak. 3. Türk
Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten
işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya
da devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin
işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı
suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,
güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin
ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama,
kaçakçılık veya vergi kaçakçılığı suçlarından mahkûm olmamak. 4.
Takdir ve özel komisyonlara seçileceklerde, ayrıca otuz yaşını bitirmiş
olmak. 5.
Tadilat ve zirai kazançlar il komisyonlarına seçileceklerde ayrıca mensup
olduğu şehir veya kasabanın iktisadi şartlarına ve emlak ve ziraat işlerine
vukufu olmak ve yirmibeş yaşını bitirmiş bulunmak.” MADDE
274- 213 sayılı Kanunun 246 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Görevini
ihmal veya suiistimal eden muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri Türk Ceza
Kanununun görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin hükümlerine göre
cezalandırılır.” MADDE
275- 213 sayılı Kanunun 344 üncü maddesinin başlığı “Vergi ziyaı
cezası” şeklinde ve ayrıca birinci ve ikinci fıkraları birleştirilerek
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “341
inci maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde,
mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında
vergi ziyaı cezası kesilir.” MADDE
276- 213 sayılı Kanunun Dördüncü Kitap, İkinci Kısmının Üçüncü Bölüm
başlığı “Suçlar ve Cezaları” şeklinde ve 359 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
359- a) Vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz
mecburiyeti bulunan; 1)
Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, gerçek olmayan veya
kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya
defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması
sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer
kayıt ortamlarına kaydedenler, 2)
Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı
itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, Hakkında
bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Varlığı noter tasdik
kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi
incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, bu
fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir. Gerçek bir muamele
veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar
itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle
yanıltıcı belgedir. b) Vergi
kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti
bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok
ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya
belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak
düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan beş yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar
varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir. c) Bu
Kanun hükümlerine göre ancak Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin
basabileceği belgeleri, Bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basanlar veya
bilerek kullananlar iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. 371 inci
maddedeki pişmanlık şartlarına uygun olarak durumu ilgili makamlara
bildirenler hakkında bu madde hükmü uygulanmaz. Kaçakçılık
suçlarını işleyenler hakkında bu maddede yazılı cezaların uygulanması 344
üncü maddede yazılı vergi ziyaı cezasının ayrıca uygulanmasına engel teşkil
etmez.” MADDE
277- 213 sayılı Kanunun 360 ıncı maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Cezadan
indirim MADDE
360- 359 uncu maddede yazılı suçların işlenişine iştirak eden suç
ortaklarının bu suçların işlenmesinde menfaatinin bulunmaması halinde, Türk
Ceza Kanununun suça iştirak hükümlerine göre hakkında verilecek cezanın
yarısı indirilir.” MADDE
278- 213 sayılı Kanunun 362 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
362- Bu Kanunda yazılı vergi mahremiyetine uymaya mecbur olan kimselerden bu
mahremiyeti ihlal edenler, Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesi hükümlerine
göre cezalandırılır.” MADDE
279- 213 sayılı Kanunun 363 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
363- Bu Kanunun 6 ncı maddesinin son fıkrası gereğince mükelleflerin vergi
kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini
yapmaları yasak edilen memurlardan bu yasağa aykırı harekette bulunanlar Türk
Ceza Kanununun 257 nci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre
cezalandırılır. Bu hareketlerle vergi ziyaına neden olunması halinde, kişiye
ayrıca bu Kanunun 344 üncü maddesine göre vergi ziyaı cezası kesilir.” MADDE
280- 213 sayılı Kanunun 367 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
367- Yaptıkları inceleme sırasında 359 uncu maddede yazılı suçların
işlendiğini tespit eden maliye müfettişleri, hesap uzmanları ile bunların
yardımcıları ve gelirler kontrolörleri ile stajyer gelirler kontrolörleri
tarafından doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar
tarafından ilgili vergi dairesinin bağlı bulunduğu vergi dairesi
başkanlığının veya defterdarlığın mütalaasıyla, keyfiyetin Cumhuriyet başsavcılığına
bildirilmesi mecburidir. 359 uncu
maddede yazılı suçların işlendiğine sair suretlerle ıttıla hasıl eden
Cumhuriyet başsavcılığı hemen ilgili vergi dairesini haberdar ederek inceleme
yapılmasını talep eder. Kamu
davasının açılması, inceleme neticesinin Cumhuriyet başsavcılığına
bildirilmesine talik olunur. 359 uncu
maddede yazılı suçlardan dolayı cezaya hükmedilmesi, vergi ziyaı cezası veya
usulsüzlük cezalarının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez. Ceza
mahkemesi kararları, bu Kanunun dördüncü kitabının ikinci kısmında yazılı
vergi cezalarını uygulayacak makam ve mercilerin işlem ve kararlarına etkili
olmadığı gibi, bu makam ve mercilerce verilecek kararlar da ceza hâkimini
bağlamaz.” MADDE
281- 213 sayılı Kanunun 371 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
371- Beyana dayanan vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren fiilleri
işleyen mükelleflerle bunların işlenişine iştirak eden diğer kişilerin kanuna
aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi
hâlinde, haklarında aşağıda yazılı kayıt ve şartlarla vergi ziyaı cezası
kesilmez. 1.
Mükellefin keyfiyeti haber verdiği tarihten önce bir muhbir tarafından her
hangi resmi bir makama dilekçe ile veya şifahi beyanı tutanakla tevsik
edilmek suretiyle haber verilen husus hakkında ihbarda bulunulmamış olması
(Dilekçe veya tutanağın resmi kayıtlara geçirilmiş olması şarttır.). 2. Haber
verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde her hangi
bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın takdir komisyonuna intikal
ettirildiği günden evvel (Kaçakçılık suçu teşkil eden fiillerin işlendiğinin
tespitinden önce) verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olması. 3. Hiç
verilmemiş olan vergi beyannamelerinin mükellefin haber verme dilekçesinin
verildiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde tevdi olunması. 4. Eksik
veya yanlış yapılan vergi beyanının mükellefin keyfiyeti haber verme
tarihinden başlayarak onbeş gün içinde tamamlanması veya düzeltilmesi. 5.
Mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin
geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde
belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla birlikte
haber verme tarihinden başlayarak onbeş gün içinde ödenmesi. Bu madde
hükümleri, emlak vergisi ile ilgili olarak uygulanmaz.” MADDE
282- 5/1/1961 tarihli ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun
56 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
56 - Muhtarlıkça veya mülkî amirce yapılan tebliğe rağmen çocuğunu okula
göndermeyen veli veya vasiye okul idaresince tespit edilen çocuğun okula
devam etmediği beher gün için onbeş Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu
para cezasına rağmen çocuğunu okula göndermeyen veya göndermeme sebeplerini
okul idaresine bildirmeyen çocuğun veli veya vasisine beşyüz Türk Lirası
idarî para cezası verilir.” MADDE
283- 222 sayılı Kanunun 57 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
57 - Okul idareleri ve mülkî amirliklerce bu Kanuna göre usulen sorulacak
sorulara cevap vermekten kaçınanlar ile gerçeğe uymayan beyanda bulunanlara
yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
284- 222 sayılı Kanunun 59 uncu maddesinin dördüncü ve altıncı
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Yukarıdaki
hükümlere aykırı davrananlara dörtyüz Türk Lirasından bin Türk Lirasına kadar
idarî para cezası verilir.” “Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
285- 5/1/1961 tarihli ve 237 sayılı Taşıt Kanununun 16 ncı maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
16- Bu Kanunun şümulüne giren taşıtları her ne suretle olursa olsun tahsis
olunduğu işin gayrisinde veya şahsî hususlarda kullananlar veya
kullanılmasına müsaade edenler veya kanunda yazılı olduğu şekilde kullanılmış
gibi gösterenler veya kanunen bir makama veya işe tahsis olunmadığı hâlde
hakikati tağyir ile bu taşıtlardan istifade eden ve ettirenler, bunların
gidiş gelişine müsaade edenler veya kanuna aykırı olarak numara ve plaka
verenlerle kullananlar veya kullanılmaya elverişli olduğu hâlde ekonomik
ömrünü doldurduğu bahanesiyle yenileyen veya yeniletenler veya bu hususlar
için masraf tahakkuk evrakını hazırlayan veya tasdik veya bunlara ait ita
emirlerini vize edenler hakkında bir seneye kadar hapis cezasına hükmolunur.
Bu yüzden hasıl olan masraf ve zararlar genel hükümlere göre tazmin
ettirilir.” MADDE
286- 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 79 uncu maddesinin dördüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu
Kanunun uygulanmasında silahtan maksat Türk Ceza Kanununun 6 ncı maddesinin
birinci fıkrasının (f) bendinin (1), (2), (3) ve (5) numaralı alt bentlerinde
gösterilenlerdir.” MADDE
287- 298 sayılı Kanunun 133 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
133- Hileli faaliyetlerle veya herhangi bir şekil ve surette cebir veya
şiddet kullanarak veya tehdit ederek, bu Kanunda yazılı kurulların
toplanmalarına veya görevlerinin ifasına mani olanlar, iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Yukarıdaki
fıkrada yazılı fiiller, silahla işlenirse, verilecek ceza üç yıldan aşağı
olamaz. Bu fiiller, aralarından biri silahlı en az üç kişi tarafından
birlikte işlendiği takdirde, failler hakkında beş yıldan onbeş yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.” MADDE
288- 298 sayılı Kanunun 134 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
134- Seçim işlerinin cereyanı sırasında, seçimin düzenli yürütülmesini
sağlamak maksadı ile, bu Kanunda yazılı kurullar veyahut kurul başkanları
tarafından alınan karar ve tedbirlere, ihtara rağmen riayet etmeyen kişilere
ikiyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Herhangi
bir şekilde alınan karar ve tedbirlerin uygulanmasını zorlaştıran veyahut
karar ve tedbirlerin neticesiz kalmasına sebebiyet veren kimseler, altı aya
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Yukarıda
yazılı fiiller, görevli kimseler tarafından işlendiği ve fiilleri daha ağır
cezayı gerektiren suç oluşturmadığı takdirde, birinci veya ikinci fıkraya
göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.” MADDE
289- 298 sayılı Kanunun 136 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
136- Kurullara seçildiği halde haklı sebep olmaksızın vazifesi başına
gelmeyenler elli günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.
Seçim
başladıktan sonra kuruldaki görevlerini haklı bir sebep olmaksızın terk
edenler, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
290- 298 sayılı Kanunun 137 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
137- Seçim kurulları başkan ve üyelerinden herhangi biri veya bu Kanunda
yazılı işlerden biriyle görevlendirilen kimseler sandık seçmen listelerini,
aday listelerini, seçime ait kağıt ve paketleri ve oy pusulalarını, oy
sandıklarını, oy zarflarını veya maddi ve malî vasıtaları ve bilcümle seçim araç
ve gereçlerini vaktinde yerlerine göndermezler veya gönderilmesine mani
olurlar veya teslim etmezler veya teslim almazlarsa, iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Bu
fiilleri görevlilerden başkaları yaparsa, cezanın alt sınırı bir yıldır.” MADDE
291- 298 sayılı Kanunun 138 inci maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Görevi
kötüye kullanma: MADDE
138- Bu Kanunun tatbiki ile görevli veya bu Kanuna göre görevlendirilen kimseler
görevlerini her hangi bir şekilde kötüye kullandıkları takdirde, fiilleri bu
Kanunda ayrı bir suç olarak tanımlanmamış ise, Türk Ceza Kanununun 257 nci
maddesine göre verilecek ceza altıda birden üçte bire kadar artırılarak
hükmolunur.” MADDE
292- 298 sayılı Kanunun 140 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
140- Seçmen kütüğünün düzenlenmesine esas teşkil edecek olan krokilerle,
binalar cetvelini ilçe seçim kurulu başkanınca bildirilen süre içinde
düzenleyerek vermeyenler veya kroki ve binalar cetvellerini seçmen kütüğünün
düzenlenmesine elverişli bir şekilde yapmayanlar hakkında, Türk Ceza
Kanununun 257 nci maddesinde yazılı cezalar altıda birden üçte bire kadar
artırılarak hükmolunur. Sayım ve
yazım ve denetim işlemleri sırasında, belli edilen esaslara aykırı harekette
bulunanlarla, sorulara cevap vermeyenler veya bilerek gerçeğe aykırı cevap
verenler yahut ilk sayım ve yazım gününde, ilan edilecek süreden önce
bulundukları yeri terk edenlere, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde yüz Türk
Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
293- 298 sayılı Kanunun 143 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer
alan “üç aydan bir seneye” ibaresi “altı aydan iki seneye” şeklinde
değiştirilmiş ve “ve ikibinbeşyüz liradan onbin liraya kadar ağır para” ibaresi
madde metninden çıkartılmıştır. MADDE
294- 298 sayılı Kanunun 144 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
144- Seçmen kütüğüne kendisini veya bir başka seçmeni bilerek birden fazla
kayıt ettirenler veya bu sonucu veren fiilleri bilerek yapanlar altı aydan
iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Yukarıdaki
fıkrada yazılı suçlar bu işlerle görevlendirilenler tarafından işlendiği
takdirde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.”
MADDE
295- 298 sayılı Kanunun 147 nci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan “ve bin liradan beşbin liraya kadar ağır para” ve ikinci fıkrasında yer
alan “ve beşyüz liradan ikibinbeşyüz liraya kadar ağır para” ibareleri madde
metninden çıkartılmıştır. MADDE
296- 298 sayılı Kanunun 148 inci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Tamamen
veya kısmen sahte seçmen kütüğü veya seçmen listesi tanzim eden veya bozan
veya çalan veya yok eden kimse hakkında Türk Ceza Kanununun belgede
sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında
artırılır.” MADDE
297- 298 sayılı Kanunun 149 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
149- Her kim 51 inci maddede gösterilen heyetin kurulmamış olduğu toplantıda
söz alır ve söylerse, üç aydan altı aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Herhangi
bir vasıta ile bir seçim propagandası toplantısına engel olan veya devamına
imkân vermeyecek hareket ve tertiplerle onu ihlal eden kimse altı aydan bir
yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Bu fiiller ikiden fazla kimse
tarafından birlikte ve cebir veya şiddet kullanılarak ya da tehdide
başvurularak işlenirse, failler hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur. Eğer fiil, aralarından biri silahlı en az üç kişi
tarafından birlikte işlenirse, failler hakkında beş yıldan sekiz yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.” MADDE
298- 298 sayılı Kanunun 149/A maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Birinci
fıkra hükmüne göre hakkında yayın durdurulması kararı verilen özel radyo ve
televizyon kuruluşlarının sorumlularına, onbeşbin Türk Lirasından yüzbin Türk
Lirasına; yerel yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarının
sorumlularına, beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para
cezası verilir.” MADDE
299- 298 sayılı Kanunun 150 nci maddesinde yer alan “on beş günden”
ibaresi madde metninden çıkartılmıştır. MADDE
300- 298 sayılı Kanunun 151 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
151- Oy verme gününden önceki günün saat 18.00’inden sonra ve oy verme
gününde umumi veya umuma açık yerlerde seçim propagandası için toplantı veya
propaganda yapanlar veya bu maksatla yayınlarda bulunanlar veya ne suretle
olursa olsun seçimin düzenini bozabilecek veya oy vermenin tam bir
serbestlikle yapılmasına tesir edebilecek mahiyette söz, yazı veya sair
suretlerle propaganda yapanlar veya asılsız şayialar çıkaranlar üç aydan bir
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu
Kanunun 58, 60 ve 61 inci maddelerinde yazılan yasaklara aykırı hareket
edenler, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
301- 298 sayılı Kanunun 154 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
154- Özel kanunların adaylık koyma hususunda kabul ettiği esas ve şekillere
uymaksızın adaylıklarını koyan memurlar ve yargıçlarla, adaylığını koymak
için ordudan ayrılma isteğinde bulunmuş ve bu istekleri kabul edilmiş
olmasına rağmen herhangi bir sebeple görevinden fiilen ayrılmadan veya resmi elbisesiyle
propaganda yapan veya bu mahiyette herhangi bir harekette bulunan subaylar,
askerî memurlar ve astsubaylar yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası
ile cezalandırılır. Yargıç
ve yargıç sınıfından sayılanlarla, askerî şahıslar ve bu Kanunun 62 nci
maddesinin ikinci fıkrasında yazılı memur ve hizmetlilerin özel kanunlarına
göre ilan olunan seçimin başlangıç tarihinden oy vermenin sona ermesine kadar
bir siyasi parti veya bağımsız adayların leh veya aleyhinde propaganda
yapmaları veya herhangi bir suretle telkin ve tesirde bulunmaları halinde,
fiili daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, üç aydan
bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. 63 üncü
maddede belirtilen yasaklara uymayanlar altı aydan bir seneye kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.” MADDE
302- 298 sayılı Kanunun 155 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
155- 64, 65 ve 66 ncı maddelerde yazılı yasaklara uymayanlar üç aydan bir
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
303- 298 sayılı Kanunun 156 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
156 - Bu Kanunda ayrıca ceza hükmüne bağlanmayan ve Kanun hükümlerine aykırı
olan sair propagandaların failleri hakkında Kabahatler Kanununun 32 nci
maddesinin birinci fıkrası uygulanır.” MADDE
304- 298 sayılı Kanunun 158 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
158- Sandık başında bu Kanuna göre oy verme yönünden kendisine yükletilmiş
olan ödevleri ihtara rağmen yapmayan seçmenlere ikiyüzelli Türk Lirası idarî
para cezası verilir.” MADDE
305- 298 sayılı Kanunun 159 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
159- Oyunu kullandıktan sonra ihtara rağmen sandık başından ayrılmayan veya
herhangi bir müdahale telkin veya tavsiyede bulunan veya bunlara teşebbüs
eden kimse üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
306- 298 sayılı Kanunun 160 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
160- Her kim oy verme sırasında seçme yeterliği olmadığını bildiği halde oy
vermeye teşebbüs eder veya verirse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Başkasının
adını taşıyarak oy vermeye teşebbüs eden veya veren üç yıldan beş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Bir
sandıkta oy verdikten sonra aynı veya başka sandıkta tekrar oy vermeye
teşebbüs eden veya veren kimse hakkında da ikinci fıkra hükmü uygulanır.” MADDE
307- 298 sayılı Kanunun 161 inci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Usulüne
aykırı olarak veya yetkisi olmadığı halde her ne sebep ve maksatla olursa
olsun oy sandığının yerini değiştirenler, yerinden kaldıranlar, oy sandığını
açan, çalan veya tahrip eden veya içindeki veya içinden çıkan oy zarflarını
alan, çalan veya değiştiren kimse üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.” MADDE
308- 298 sayılı Kanunun 163 üncü maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Seçim
kurulları başkan ve üyelerinden herhangi biri kanuna aykırı hareketleriyle
seçim muamelelerinin yapılmasını ve oy verilmesini kısmen veya tamamen
imkânsız kılar yahut seçimlerin butlanına bilerek sebebiyet verirse, iki
yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
309- 298 sayılı Kanunun 164 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
164- 1. Her kim, sandık başında seçmenlerin imzalarını koydukları sandık
seçmen listesine gelmeyenler adına sahte imza atmak, mühür koymak veya parmak
basmak gibi hileli bir hareket ile sandığa oy atar veya attırır ise üç yıldan
beş yıla kadar hapis ve bin günden beşbin güne kadar adlî para cezasıyla
cezalandırılır. 2. Bu
fiil sandık başkan ve üyeleri ile resmi memurlar tarafından işlendiği
takdirde, yukarıdaki fıkrada yazılı cezaya yarısı eklenerek hükmolunur. 3. Her kim,
herhangi bir şekilde seçimin neticesini tağyir eder veya ettirir veya seçim
tutanaklarını tamamen veya kısmen sahte olarak tanzim veya tahrif eder veya
ettirirse, beş yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. 4.
Yukarıdaki fıkrada yazılı fiil ve hareketler, kurul başkan ve üyeleri ve
resmi memurlar tarafından işlendiği takdirde haklarında verilecek ceza beş
yıldan on yıla kadar hapistir. 5. Her
kim oyunu kullandıktan sonra, sandık başında kendisine sürülen özel boyayı
silerek veya yok ederek veya herhangi bir şekil ve surette gözle farkedilemez
duruma getirerek aynı seçimde ikinci defa oy kullanır veya kullanmaya
teşebbüs ederse, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beşyüz günden
ikibinbeşyüz güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır. Bu fıkrada sözü
edilen özel boyayı ilçe seçim kurulu başkanlığından teslim aldıktan sonra bu
boyayı kasten yok veya imha eden veya oyunu kullanan seçmenin belirlenen
uzvuna bu boyayı hiç sürmeyen veya bu özel boyadan başkasını süren sandık
kurulu başkan ve üyelerine veya seçmenleri ya da sandık kurulu başkan ve
üyelerini bu fıkrada yazılı fiilleri işlemeye herhangi bir surette icbar eden
kimselere, bu fıkrada yazılı ceza üçte birden yarıya kadar artırılarak
hükmolunur. Her kim,
kurulları, üçüncü fıkrada yazılı fiilleri işlemeye, herhangi bir suretle
icbar ederse üçüncü fıkrada yazılı ceza üçte birden yarıya kadar artırılarak
hükmolunur. Eğer bu
fiil kurul mensuplarına herhangi bir suretle menfaat temini veya vaadi
suretiyle meydana gelmiş ise, kurul mensuplarıyla menfaat temin veya
vadedenler hakkında dördüncü fıkrada yazılı ceza üçte birden yarısına kadar
eklenerek hükmolunur.” MADDE
310- 298 sayılı Kanunun 165 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
165- Bu Kanunla kendilerine şikâyet ve itiraz yetkisi tanınanların bu yoldaki
müracaatlarını tutanağa geçirmeye mecbur oldukları ahvalde tutanağa geçirmeyi
reddeden kurul başkan ve üyeleri bir yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandırılır.” MADDE
311- 298 sayılı Kanunun 166 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
166- Seçim sonunda seçilenlere verilen tutanaklara veya seçilenlerin
yeterliğine makbul bir sebep olmaksızın ve kötü niyetle itiraz edenlere,
itirazı reddeden merciin ihbarı üzerine bin Türk Lirasından beşbin Türk
Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” MADDE
312- 298 sayılı Kanunun 171 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
171- 79 uncu maddenin koyduğu silâh taşıma yasağına aykırı hareket edenler
hakkında, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı
takdirde, yirmibeş günden az olmamak üzere adlî para cezasına hükmolunur.
Fiilin diğer kanunlara göre daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturması
halinde, bu kanunlara göre verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.” MADDE
313- 298 sayılı Kanunun Sekizinci Bölüm başlığı “Soruşturma ve
Kovuşturma Usul ve Şekilleri” şeklinde ve 173 üncü maddesi başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Soruşturma
ve kovuşturma zamanı MADDE
173- Seçim işleriyle görevlendirilenlerin oy verme günü ile bundan önceki
yirmi dört saat içinde işledikleri bu Kanunda yazılı seçim suçlarından ötürü
bağlı bulundukları kurullarca düzenlenmesi gereken seçim tutanaklarının
tanzim edildiğinin ertesi günü soruşturma başlatılır. Bu süre
içinde ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlarla asliye ceza
mahkemesinin görevine giren suçüstü hali, infazı gerektiren hükümler ve
merciinden verilmiş tutuklama kararı veya yakalama emri dışında başka hiçbir
sebepten dolayı bir seçmen hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamaz ve oy
verme günü ile ondan önceki üç gün içerisinde seçmenin hürriyetini ve oy
verme imkânını kaldıracak veya tahdid edecek idarî ve malî hiçbir tedbir
alınamaz.” MADDE
314- 298 sayılı Kanunun 174 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
174- Bu Kanunda yazılı suçlardan birini işleyenler veya bu Kanunun
uygulanmasına taalluk edip de genel hükümlere göre cezalandırılmaları
gerekenlerin sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun haklarında umumi hükümler
dairesinde soruşturma ve kovuşturma yapılır. Valiler
hakkındaki soruşturma Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet
Başsavcıvekili; kovuşturma ise Yargıtayın ilgili ceza dairesi tarafından
umumi hükümlere göre yapılır. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı soruşturmayı Yargıtay Cumhuriyet savcılarına da
yaptırabilir. Ancak, kamu davasını açmak veya kovuşturmaya yer olmadığına
dair karar vermek yetkisi Cumhuriyet Başsavcısına aittir. Soruşturma
sırasında Başsavcı tarafından istenilen yakalama emri, tutuklama, tahliye,
elkoyma ve aramaya Yargıtay ilgili ceza dairesi başkanı tarafından karar
verilir. Bu kararlara karşı yapılan itirazları ise, numara itibariyle izleyen
ceza dairesi inceler. Son numaralı daire başkanının kararı söz konusu ise,
itirazları inceleme yetkisi Birinci Ceza Dairesine aittir. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair
karara yapılan itirazı, soruşturma konusu suçun en ağırına bakmakla görevli
ceza dairesini numara itibariyle izleyen ceza dairesi başkanı inceler.
Soruşturma konusu suç, son numaralı ceza dairesinin görevine giriyorsa,
itirazı inceleme yetkisi Birinci Ceza Dairesi Başkanına aittir. Kaymakamlar
hakkında soruşturma yapmaya ve kamu davası açmaya il Cumhuriyet başsavcısı
veya başsavcıvekili ve kovuşturma yapmaya il ağır ceza mahkemesi yetkilidir. Hâkimler
ve Savcılar Kanunu hükümleri mahfuzdur. İlgili
kimseler ve siyasi partiler, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince kamu davasına
katılabilirler.” MADDE
315- 298 sayılı Kanunun 175 inci maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İdarî
para cezasına karar verme yetkisi MADDE
175- Bu Kanun hükümlerine göre idarî para cezasına karar vermeye Cumhuriyet
savcısı yetkilidir.” MADDE
316- 298 sayılı Kanunun 176 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer
alan “5680 sayılı kanunun 143 sayılı kanunla değiştirilen 19 uncu” ibaresi
“9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanununun 14 üncü” şeklinde
değiştirilmiştir. MADDE
317- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48
inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “5.
Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile;
kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis
cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar,
Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı
suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet,
hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas,
ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan
malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.” MADDE
318- 20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanununun 37 nci
maddesinin birinci ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu
Kanun hükümlerinden faydalanmak amacıyla yalan beyanda bulunan veya hakikate
aykırı beyanname verenler ile bu Kanunun yayımından sonra belediye sınırları
içinde veya dışında belediyelere, Hazineye, özel idarelere veya katma bütçeli
dairelere ait arazi ve arsalar üzerinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu
altında bulunan yerlerde izinsiz yapı yapanlar, yaptıranlar, bu gibi yapıları
satanlar, bağışlayanlar, rehin edenler veya diğer şekillerde devredenler ve bilerek
devir ve satın alanlar, Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre cezalandırılır.” “17 nci
maddede sözü geçen beyannameyi, haklı bir sebebe dayanmaksızın, zamanında
vermeyenlere mahallî mülkî amir tarafından ikiyüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir.” MADDE
319- 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununun 50 nci
maddesinin (c) ve (ç) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “c) 12
nci madde gereğince işinden ayrılan gemi adamına çalışma belgesi vermeyen,
beş işçiye kadar (beş işçi dahil) işçi çalıştıran işveren veya vekili
binbeşyüz Türk Lirası, daha fazla işçi çalıştıranlara üçbin Türk Lirası idarî
para cezası verilir. ç) 13
üncü madde gereğince sakat ve eski hükümlü gemi adamı çalıştırma ile ilgili
kanun ve tüzük hükümlerine uymayan işveren veya işveren vekiline
çalıştırmadığı her sakat veya eski hükümlü ve çalıştırmadığı her ay için
ikibin Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
320- 854 sayılı Kanunun 51 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
51- b) 28
inci madde gereğince gemiadamının fazla çalışma ücretini ödemeyen, c) 29
uncu madde gereğince gemiadamının ücretini zamanında ve tam olarak ödemeyen, ç) 33
üncü maddede sözü geçen iaşe veya nakden ödeme zorunluluğuna uymayan, d) 37
nci maddede sözü geçen asgari ücretten aşağı ücret ödeyen, İşveren
veya işveren vekili hakkında, bu durumda olan her gemiadamına karşılık,
ödemediği meblağ veya temin ile mükellef olduğu iaşenin tekabül ettiği
bedelin, bin Türk Lirasından aşağı olmamak üzere iki katı tutarında idarî
para cezası verilir. b) 26
ncı maddede gösterilen iş sürelerine uymayan, İşveren
veya işveren vekili hakkında bin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Birinci
fıkradaki fiiller yurt dışında işlendiği takdirde verilecek cezalar iki kat
olarak uygulanır. 20 nci madde hükümlerine aykırı harekette bulunarak kıdem
tazminatının öngörülen esaslar dışında veya saptanan miktar veya tavan
aşılarak ödenmesi için emir veya talimat veren veya bu yolda hareket eden
özel veya kamu kurumu veya kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri, genel
müdür, müessese müdürü, muhasebe müdürü gibi yetkili sorumluları hakkında,
fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç teşkil etmediği takdirde altı aydan
iki seneye kadar hapis ve adlî para cezasına hükmolunur. Kanuna aykırı olarak
fazla ödenen miktarın da ayrıca Hazine lehine re’sen tahsiline karar
verilir.” MADDE
321- 854 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan “yediyüzmilyon lira” ibaresi “bin Türk Lirası” ve ikinci fıkrasında yer
alan “üçyüzellimilyon lira” ibaresi “beşyüz Türk Lirası” şeklinde
değiştirilmiştir. MADDE
322- 854 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer
alan “dörtyüzmilyon lira” ibaresi “beşyüz Türk Lirası” şeklinde
değiştirilmiştir. MADDE
323- 854 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “EK
MADDE 1- Bu Kanunda yazılı idarî para cezaları geminin bağlama limanının
bulunduğu yer Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürünce verilir.” MADDE
324- 13/12/1968 tarihli ve 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve
Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “567 nci” ibaresi “228 inci” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
325- 1072 sayılı Kanunun 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
2- Bu Kanuna aykırı hareket edenler bir yıldan beş yıla kadar hapis ve yüz
günden bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
326- 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 5 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “a) Türk
Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten
işlenen bir suçtan dolayı iki yıldan fazla süreyle hapis cezasına ya da
Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine
karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve
casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,
güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin
ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama
veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmak,” MADDE
327- 1136 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin Anayasa Mahkemesi
tarafından iptal edilen birinci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir. “Emeklilik
ve istifa gibi sebeplerle görevlerinden ayrılan adlî, idarî ve askerî yargı
hâkim ve savcıların son beş yıl içinde hizmet gördükleri mahkeme veya
dairelerin yargı çevresinde görevden ayrılma tarihinden itibaren iki yıl süre
ile avukatlık yapmaları yasaktır. Yüksek yargı ve bölge mahkemeleri hâkim ve
savcıları ile raportörlerinin son beş yıl içinde münhasıran hizmet gördükleri
mahkeme veya dairelerde, buralardan ayrılma tarihinden itibaren iki yıl süre
ile avukatlık yapmaları yasaktır.” MADDE
328- 1136 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Staj
isteminde bulunan tarafından verilen bildiri kağıdının hilafı ortaya çıktığı
takdirde adaya Cumhuriyet savcısı tarafından ikiyüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir.” MADDE
329- 1136 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Dava açmaya
yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını
bizzat açabilir ve işini takip edebilir. Ancak, Türk Ticaret Kanununun 272
nci maddesinde ön görülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla
esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla
olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadır. Bu
fıkra hükmüne aykırı davranan kuruluşlara Cumhuriyet savcısı tarafından
sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan
onaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgarî
ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idarî para cezası verilir.” MADDE
330- 1136 sayılı Kanunun 56 ncı maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Aslı
olmayan vekaletname veya diğer kağıt ve belgelerin örneğini onaylayan yahut
aslına aykırı örnek veren avukat, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.” MADDE
331- 1136 sayılı Kanunun 58 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
58- Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların
organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan
dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine,
suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Avukat
yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen
olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin
katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir
suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz. Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanununun duruşmanın inzibatına
ilişkin hükümleri saklıdır. Şu kadar ki, bu hükümlere göre avukatlar
tutuklanamayacağı gibi, haklarında disiplin hapsi veya para cezası da
verilemez.” MADDE
332- 1136 sayılı Kanunun 61 inci maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Suçüstü
hali: MADDE
61- Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü
halinde soruşturma, bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından genel hükümlere göre
yapılır.” MADDE
333- 1136 sayılı Kanunun 62 nci maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Görevi
kötüye kullanma: MADDE
62- Bu Kanun ve diğer kanunlar gereğince avukat sıfatı ile veya Türkiye
Barolar Birliğinin yahut baroların organlarında görevli olarak kendisine
verilmiş bulunan görev ve yetkiyi kötüye kullanan avukat Türk Ceza Kanununun
257 nci maddesi hükümlerine göre cezalandırılır.” MADDE
334- 1136 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Birinci
fıkra hükmüne aykırı eylemde bulunanlara Cumhuriyet savcısı tarafından beşyüz
Türk Lirasından ikibin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Avukatlık
yapmak yetkisini taşımadıkları halde muvazaalı yoldan alacak devralarak ve
kanunların tanıdığı başka hakları kötüye kullanarak avukatlara ait yetkileri
kullananlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası
ile cezalandırılırlar.” MADDE
335- 1136 sayılı Kanunun 150 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
150- Tanıklar ve bilirkişiler Tebligat Kanunu hükümlerine göre çağrılır. Usulüne
göre çağırılıp da hukuken geçerli bir mazereti olmaksızın gelmeyen veya
kanuni bir sebep olmaksızın tanıklık yahut bilirkişilikten veya yemin
etmekten çekinen kimseler hakkında Ceza Muhakemesi Kanununun tanıklıkla
ilgili hükümleri uygulanır. Bu fıkra hükmüne göre gerekli kararları vermeye
Baronun bulunduğu il merkezindeki sulh ceza hâkimi yetkilidir. Sulh ceza
hâkimi bu kararları disiplin kurulunun tutanak örneği üzerinden verir.” MADDE
336- 1136 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesinin ondördüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Seçimler
sırasında sandık kurulu başkanı ve üyelerine karşı görevleriyle bağlantılı
olarak işlenen suçlar kamu görevlilerine karşı işlenmiş gibi cezalandırılır.” MADDE
337- 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 25 inci
maddesinde yer alan “500 liradan 10000 liraya kadar ağır para cezasıyla veya
her ikisiyle birlikte cezalandırılır.” ibaresi “adlî para cezası ile
cezalandırılır.” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
338- 1163 sayılı Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrasının (3)
numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “3.
Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine
karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve
casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,
güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin
ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama
veya kaçakçılık suçlarından ya da bu Kanun hükümlerine göre mahkum olmamak.” MADDE
339- 1163 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan
“Devlet memurları gibi ceza görürler.” ibaresi “kamu görevlisi gibi
cezalandırılır.” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
340- 1163 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “EK
MADDE 2- 1. 8 inci maddenin üçüncü fıkrasına, 16 ncı maddenin beşinci
fıkrasına, 56 ncı maddenin altıncı fıkrasına, 59 uncu maddenin dördüncü,
altıncı, yedinci ve sekizinci fıkralarına ve 90 ıncı maddenin beşinci
fıkrasına aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu
üyeleri ve memurları üç aydan iki yıla kadar hapis ve elli günden beşyüz güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar. 2. Genel
kurulu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri ile 2 nci maddenin
dördüncü fıkrasına, 8 inci maddenin ikinci fıkrasına, 16 ncı maddenin birinci
fıkrasına, 66 ncı maddenin ikinci fıkrasına ve 90 ıncı maddenin üçüncü
fıkrasına aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu
üyeleri altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılırlar. 3. 56
ncı maddenin ikinci ve dördüncü fıkralarına, 66 ve 67 nci maddeye aykırı
hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının denetim kurulu üyeleri bir
aydan altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılırlar. İlgili
bakanlık, kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim ve denetim kurulu
üyeleri ile memurları hakkında görevlerine ilişkin olarak işledikleri
suçlardan dolayı açılan kamu davalarına katılma talebinde bulunabilir.” MADDE
341- 14/1/1970 tarihli ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası Kanununun 68 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
68- I- Bu Kanunun; a) 4
üncü maddesinin dördüncü fıkrasında ve açık piyasa işlemleri ile ilgili 52
nci maddesinde verilen yetkiler çerçevesinde Banka tarafından yapılan
düzenlemelere uymayan; 40 ıncı maddesinin (II) numaralı fıkrası uyarınca
zorunlu karşılık ve umumi disponibilite için tespit edilen oranları süresi
içinde tesis etmeyen veya eksik tesis eden bankaların ve diğer malî kurum ve
kuruluşların görevli ve ilgilileri hakkında ikiyüz günden dörtyüz güne kadar
adlî para cezasına, b) 43
üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 44 üncü maddesinde belirtilen
bilgi ve belgeleri vermeyen veya gerçeğe aykırı bilgi ve belge veren ya da 4
üncü maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen denetimin yapılmasını
engelleyen bankaların ve diğer malî kurum ve kuruluşların görevli ve
ilgilileri hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve dörtyüz günden sekizyüz
güne kadar adlî para cezasına, hükmolunur. Bu
fıkrada tanımlanan suçlar dolayısıyla soruşturma ve kovuşturma yapılması,
Bankanın başvurusu üzerine ya da görüşü alınarak Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumu tarafından Cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda
bulunulmasına bağlıdır. Bu durumda Bankacılık Kanununun 162 nci maddesi
hükümleri uygulanır. II- a)
Bu Kanunun 35 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına aykırı hareket
eden Banka mensupları için bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yüz günden az
olmamak üzere adlî para cezasına hükmolunur. Sırları
kendileri veya başkaları için yarar sağlamak amacıyla açıklayan Banka
mensupları hakkında, üç yıldan beş yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne
kadar adlî para cezasına hükmolunur. b)
Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve
gözetimiyle yükümlü olduğu para veya para yerine geçen evrak veya senetleri
veya diğer malları kendisinin ya da başkasının zimmetine geçiren banka
mensupları, altı yıldan oniki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılacakları gibi bankanın uğradığı zararı tazmine mahkûm
edilirler. Suçun,
zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi
hâlinde faile on iki yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar
adlî para cezası verilir; ancak, adlî para cezasının miktarı bankanın
uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca meydana gelen zararın
ödenmemesi hâlinde mahkemece re’sen ödettirilmesine hükmolunur. Soruşturma
başlamadan önce, zimmete geçirilen para veya para yerine geçen evrak veya
senetlerin veya diğer malların aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın
tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir. Kovuşturma
başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen para veya para yerine
geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların aynen iade edilmesi veya
uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı
indirilir. Bu durumun hükümden önce gerçekleşmesi hâlinde, verilecek cezanın
üçte biri indirilir. Zimmet
suçunun konusunu oluşturan para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin
veya diğer malların değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden
yarıya kadar indirilir. Bu
fıkrada tanımlanan suçlar ve Kanunda belirtilen görevlerin yerine getirilmesi
sırasındaki fiilleri dolayısıyla Banka personeli hakkında soruşturma ve
kovuşturma yapılması Banka Meclisinin; atama ve seçim suretiyle görev yapan
diğer mensuplar hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılması ise Başbakanın
Cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda bulunmasına bağlıdır. III- a)
Bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar
verebilecek bir hususa kasten sebep olan ya da bu yolda asılsız haber
yayanlar ve yayınlayanlar için bir yıldan iki yıla kadar hapis ve yüz günden
az olmamak üzere adlî para cezasına hükmolunur. b) Bu
Kanunun 43 üncü maddesinin dördüncü fıkrasındaki bilgi ve belgeleri
belirlenen usul ve esaslar içerisinde doğru olarak vermeyen gerçek kişiler ve
tüzel kişilerin sorumluları hakkında otuz günden altmış güne kadar adlî para
cezasına hükmolunur. Bu
fıkrada tanımlanan suçlar dolayısıyla soruşturma ve kovuşturma yapılması,
Başkanlığın Cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda bulunmasına bağlıdır.” MADDE
342- 28/5/1970 tarihli ve 1264 sayılı Madeni Ufaklık ve Hatıra Para
Bastırılması Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Hâlen
tedavülde bulunan ve bu Kanun hükümleri gereğince tedavüle çıkarılacak
paraları, itibari kıymetleri dışında bir fiyatla kullananlar hakkında elli
güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak verilecek adlî para cezasının
miktarı suçun konusunu oluşturan paraların değerinin beş katından az olamaz.” MADDE
343- 21/7/1971 tarihli ve 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanununun
12 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Ticari
işletme sahibi işletmesini veya rehne dahil münferit unsurları alacaklının
muvafakatı olmaksızın başkalarıyla değiştirir veya temlik, ayni bir hakla
takyit veya alacaklıyı ızrar kastıyla tahrip veya imha ederse bu yüzden
alacağını tamamen veya kısmen tahsil edemeyen alacaklının şikayeti üzerine
uğranılan zararın miktarı nazara alınmak suretiyle bir yıldan beş yıla kadar
hapis ve yüz günden aşağı olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
344- 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer
Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 80 inci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
80- Bu Kanunun 26 ncı maddesinde belirtilen tescil ve
sigortalılığın sona ermesi ile ilgili yükümlülüğe uymayan
sigortalılara Kurumca ellibeş Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bir
başkasına ait sağlık karnesi veya kartını kullanan, kendisine ait
sağlık karnesi veya kartını bir başkasına kullandıran ya da bu fiillere
iştirak eden kişiler, Kurumca yapılan sağlık giderlerinden kanunî
faiziyle birlikte iki katı olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu olup;
haklarında Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre cezalandırılmak üzere işlem
yapılır.” MADDE
345- 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 7 nci
maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi ile ikinci ve üçüncü
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “5.
14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesine
göre devlet memurluğuna atanmaya engel bir mahkûmiyeti bulunmamak,” “Noterlik
stajına engel mahkûmiyeti olanlar, noterliğe kabul edilemezler. Staj
isteminde bulunan kişi hakkında noterliğe engel bir suçtan dolayı soruşturma
veya kovuşturma yapılması halinde, stajyerliğe alınma isteği hakkındaki
kararın bu soruşturma ve kovuşturmanın sonuna kadar bekletilmesine karar
verilebilir.” MADDE
346- 1512 sayılı Kanunun mülga 28 inci maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “Atamadan
önce vazgeçme: MADDE
28- Atanma veya nakil talebinde bulunan başvuru sahiplerinin, ilan süresinin
bitimini müteakip onbeş gün içinde Adalet Bakanlığına veya Adalet Bakanlığına
gönderilmek üzere Cumhuriyet başsavcılıklarına vazgeçme dilekçesi vermeleri
halinde, atama işleminde değerlendirilir; aksi halde vazgeçme dilekçesi atama
işleminde dikkate alınmaz.” MADDE
347- 1512 sayılı Kanunun 109 uncu maddesinin birinci fıkrasının
birinci cümlesinde yer alan “Bir asliye mahkemesinin yargı çevresi içinde
birden çok noterlik bulunması veya bir ilin belediye sınırları içinde birden
çok asliye mahkemesi yargı çevresinin yer alması halinde” ibaresi “Bir il,
ilçe veya büyükşehir belediyesi sınırları içinde birden çok noterlik
bulunması halinde,” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
348- 1512 sayılı Kanunun 111 inci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu
Kanunun 109 uncu maddesi uyarınca yatırılıp ortak hesapta toplanan paralar,
her üç ayda bir o yerdeki ilgili noterlere veya bu Kanuna göre
görevlendirilmiş noter vekili varsa vekile, eşit miktarda ödenir. Ancak,
büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde, farklı sınıftan ve birden fazla
noterlik bulunması halinde, birinci sınıf noterlikler için oluşturulan ortak
hesap bu sınıfa mensup noterlikler arasında; diğer sınıf noterlikler için,
kuruldukları ilçenin mülkî sınırları esas alınarak oluşturulan ortak hesap
ise bu sınıfa mensup noterlikler arasında, eşit miktarda dağıtılır. Ödemenin
şekli oda genel kurulunun yıllık olağan toplantısında tespit edilir.” MADDE
349- 1512 sayılı Kanunun 138 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
138- Tanıklar ve bilirkişiler Tebligat Kanunu hükümlerine göre
çağırılır. Usulüne
göre çağırılıp da gelmeyen veya kanuni bir sebep olmaksızın tanıklık yahut
bilirkişilikten veya yemin etmekten çekinen kimseler hakkında Ceza Muhakemesi
Kanununun tanıklıkla ilgili hükümleri uygulanır. Bu fıkra hükmüne göre
gerekli kararları vermeye Ankara Sulh Ceza hâkimi yetkilidir. Sulh ceza
hâkimi bu kararları disiplin kurulunun tutanak örneği üzerinden verir. Türkiye
Noterler Birliği Disiplin Kurulunca, 132 nci maddeye göre görevlendirilen üye
de, çağrıya rağmen gelmeyen tanığın zorla getirilmesi hususunda sulh ceza
hâkiminden karar istemeye yetkilidir.” MADDE
350- 1512 sayılı Kanunun 151 inci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Noterler,
geçici yetkili noter yardımcıları, noter vekilleri ile noter kâtipleri ve
kâtip adayları noterlikteki görevleri, Türkiye Noterler Birliği organlarında
görev alan noterler ise ayrıca bu görevleri ile bağlantılı olarak işledikleri
suçlardan dolayı Türk Ceza Kanununun uygulanması bakımından kamu görevlisi
sayılırlar.” MADDE
351- 1512 sayılı Kanunun 152 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
152- Yukarıdaki maddede gösterilen kişilere karşı, aynı maddede yazılı
görevleri yerine getirmeleri sırasında veya görevleri sebebiyle işlenen
suçlarla ilgili olarak Türk Ceza Kanununun uygulanması bakımından kamu
görevlisi sayılırlar.” MADDE
352- 1512 sayılı Kanunun 156 ncı maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Suçüstü
hali: MADDE
156- Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı
suçüstü halinde soruşturma genel hükümlere göre yapılır.” MADDE
353- 1512 sayılı Kanunun 157 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
157- 50 nci maddenin üçüncü fıkrası hükümlerine aykırı hareket eden noterlere
ilk defasında bin Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para
cezası verilir. Eylemin tekrarı halinde verilecek ceza üçbin Türk Lirasından
aşağı olamaz. Noterin
yukarıda yazılı eyleminde aracılık yapan kimseye de beşyüz Türk Lirasından
ikibin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Aracı,
Türk Ceza Kanununun uygulanmasında kamu görevlisi sayılan bir kimse veya
noter katibi yahut kâtip adayı ise, birinci fıkra uyarınca cezalandırılır. Noterler
arasında rekabete sebep olacak eylem ve harekette bulunan, noterlik
işlemlerini şahsına veya mensup olduğu kuruluşa menfaat sağlayan bir noterde
yaptıran kişiler ve özellikle bu Kanunun 166 ncı maddesinin (12) numaralı
bendi uyarınca düzenlenen protokole taraf teşkil eden resmi ve özel
kuruluşlar memur vesair görevlilerinden protokoldeki esaslara aykırı eylem ve
harekette bulunanlarla bu fiile iştirak eden noterler, eylem ve hareketleri
suç oluşturmadığı takdirde, bu maddenin birinci fıkrası gereğince
cezalandırılırlar.” MADDE
354- 1512 sayılı Kanunun 158 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE 158-
Eski tarihle evrak düzenleyen, yevmiye defterinde numara ayıran, harç, damga,
kontrato veya sair vergiler ödemelerine esas olarak düzenlediği
beyannamelerde yahut bunlara eklenen makbuzlarda tahrifat yapan noter
görevlileri ile kâtipleri ve kâtip adayları, Türk Ceza Kanununun belgede
sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır.” MADDE
355- 1512 sayılı Kanunun 159 uncu maddesinin (II) numaralı
fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “a) 109
uncu maddenin birinci fıkrasında belirlenen görevleri yerine getirmeyen Noter
Odası yönetim kurulu başkan ve üyeleri hakkında Türk Ceza Kanununun 257 nci
maddesi hükümleri uygulanır.” MADDE
356- 1512 sayılı Kanunun 160 ıncı maddesinde yer alan “230 uncu
maddesi hükmüne göre sorumludur.” ibaresi “257 nci maddesinin ikinci fıkrası
hükmüne göre cezalandırılır.” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
357- 1512 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrasının (15)
numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “15. 109
uncu madde hükümleri saklı kalmak üzere, her nevi ortak hesap paylaşım
esaslarını belirlemek,” MADDE
358- 6/6/1972 tarihli ve 1593 sayılı Erişme Kontrollu Karayolları
Kanununun 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
12- Bu Kanunla kısıtlanan, yasaklanan işler ve hareketleri yapan, yaptıranlar
ile hayvanlarının yola girmesini önlemeyenlere, mahallî mülkî amir tarafından
yüzyirmi Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
359- 14/9/1972 tarihli ve 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat
Acentaları Birliği Kanununun 8 inci maddesinin (b) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “b) Türk
Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten
işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da Devletin
güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı
suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve
casusluk, basit veya nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye
fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan
malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık veya vergi kaçakçılığı suçlarından
hapis cezasına mahkûm olmamak,” MADDE
360- 29/5/1973 tarihli ve 1734 sayılı Yem Kanununun 12 nci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
12- Beyan veya tescildeki niteliğe uymayan veya ambalajdaki vasıf veya
markası değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş olan veya bozulmuş yahut
değiştirilmiş veya karıştırılmış yemleri üretenlere, beşbin Türk Lirasından
yirmibeşbin Türk Lirasına kadar; satışa arzedenler veya satanlara ise, bin
Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Hayvan
sağlığı için tehlikeli olan yemleri bu özelliğini bilerek üretenler, satışa
arzedenler veya satanlar, üç aydan bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası
ile cezalandırılır.” MADDE
361- 1734 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
13- Bu Kanunun 6, 7, 8 ve 10 uncu maddelerinde yazılı mecburiyetlere
uymayanlara beşyüz Türk Lirasından binbeşyüz Türk Lirasına kadar idarî para
cezası verilir.” MADDE
362- 1734 sayılı Kanunun 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
15- Bu Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
363- 26/6/1973 tarihli ve 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanununun 15
inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
15- 2, 3 ve 4 üncü maddelerdeki yükümlülüklerden her birine aykırı hareket
edenlere ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
364- 1774 sayılı Kanunun 17 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
17- 6, 7, 9, 10 ve 11 inci maddelerdeki hükümlere aykırı hareket edenlere
yirmi Türk Lirası; kimlik bildirme belgesinde gerçeğe uymayan bilgi verenlere
yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
365- 1774 sayılı Kanunun 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
18- Bu Kanunda belirtilen idarî para cezaları, mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
366-1774 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İdarenin
bilgisayar sistemi kurması ve gerekli teknik altyapıyı hazırlamasıyla
birlikte, bu Kanunun 2 nci maddesinde sayılan özel veya resmi her türlü
konaklama tesislerinden Bakanlar Kurulunca belirlenecek olanlar, tespit ve
ilan tarihinden itibaren üç yıl içerisinde tüm kayıtlarını bilgisayarda
tutmak ve bilgisayar terminallerini genel kolluk kuvvetlerinin bilgisayar
terminallerine bağlamak zorundadırlar. Bu şartı yerine getirmeyen kuruluşlara
onbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde işletme
ruhsatları iptal edilir.” MADDE
367- 20/6/1977 tarihli ve 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören
Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanunun 9 uncu maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
9- Afet bölgelerinde felakete uğrayanlara bu Kanuna göre bedelli veya
bedelsiz olarak verilen iş veya irat hayvanlarını, tohumluk, gübre, mücadele
ilacı, alet, makine ve malzeme gibi canlı veya cansız üretim araçlarını veya
tesislerini izinsiz olarak iki yıl içinde satan veya devreden yahut başka
maksatlarla kullananlara, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde, mahallî mülkî
amir tarafından ikiyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para
cezası verilir. Ayrıca, bu mallara kimin elinde olursa olsun, el konularak
mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. Mevcut olmaması hâlinde
malın bedeli tazmin ettirilir.” MADDE
368- 28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 25
inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “b)
Kurulun para, evrak ve her çeşit malları Devlet malı hükmündedir. Kurulun
başkan ve üyeleri ile diğer personeli görevleriyle bağlantılı olarak
işledikleri suçlar ile bunlara karşı işlenen suçlardan dolayı sorumluluk
bağlamında Türk Ceza Kanununun uygulamasında kamu görevlisi sayılırlar. Bu
kişiler hakkında görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri suçlardan dolayı
2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz.” MADDE
369- 2499 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin (f) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “f)
Kurucularının müflis olmaması ve Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde
belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl
veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da Devletin güvenliğine karşı
suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli
savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet,
irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye
kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat
karıştırma, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya
değiştirme, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık, vergi kaçakçılığı veya
haksız mal edinme suçlarından mahkûm olmaması,” MADDE
370- 2499 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin birinci fıkrasının (f)
bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “f) Kurucularının
müflis olmaması ve Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler
geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla
süreyle hapis cezasına ya da Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal
düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar,
devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet,
hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas,
ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, bilişim sistemini
engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, banka veya kredi
kartlarının kötüye kullanılması, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini
aklama, kaçakçılık, vergi kaçakçılığı veya haksız mal edinme suçlarından
mahkûm olmaması,” MADDE
371- 2499 sayılı Kanunun 46/A maddesinin altıncı fıkrasının (b)
bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “b)
Kurul, menkul kıymetlerin işlem gördüğü borsalar ve Türkiye Sermaye Piyasası
Aracı Kuruluşları Birliği tarafından verilen idarî para cezalarının tahsil
edilen kısmının yüzde ellisi,” MADDE
372- 2499 sayılı Kanunun 47 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
47- Diğer kanunlara göre daha ağır bir cezayı gerektiren bir suç
oluşturmadığı takdirde; A) 1. Sermaye
piyasası araçlarının değerini etkileyebilecek, henüz kamuya açıklanmamış
bilgileri kendisine veya üçüncü kişilere menfaat sağlamak amacıyla kullanarak
sermaye piyasasında işlem yapanlar arasındaki fırsat eşitliğini bozacak
şekilde mameleki yarar sağlamak veya bir zararı bertaraf etmek, içerden
öğrenenlerin ticaretidir. Bu fiili işleyen 11 inci madde kapsamındaki
ihraççılarla, sermaye piyasası kurumlarının veya bunlara bağlı veya bunlara
hâkim işletmelerin yönetim kurulu başkan ve üyeleri, yöneticileri,
denetçileri, diğer personeli ve bunların dışında meslekleri veya görevlerini
ifa etmeleri sırasında bilgi sahibi olabilecek durumda olanlarla, bunlarla
temasları nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak bilgi sahibi olabilecek
durumdaki kişiler, 2. Yapay
olarak, sermaye piyasası araçlarının, arz ve talebini etkilemek, aktif bir
piyasanın varlığı izlenimini uyandırmak, fiyatlarını aynı seviyede tutmak,
arttırmak veya azaltmak amacıyla alım ve satımını yapan gerçek kişilerle,
tüzel kişilerin yetkilileri ve bunlarla birlikte hareket edenler, 3.
Sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyebilecek, yalan, yanlış,
yanıltıcı, mesnetsiz bilgi veren, haber yayan, yorum yapan ya da açıklamakla
yükümlü oldukları bilgileri açıklamayan gerçek kişilerle, tüzel kişilerin
yetkilileri ve bunlarla birlikte hareket edenler, 4. 4
üncü maddenin birinci ve üçüncü fıkralarına aykırı hareket edenlerle, sermaye
piyasasında izinsiz olarak faaliyette bulunan veya yetki belgeleri iptal
olunduğu veya faaliyetleri geçici olarak durdurulduğu halde ticaret
unvanlarında, ilan veya reklamlarında sermaye piyasasında faaliyette
bulundukları intibaını yaratacak kelime veya ibare kullanan veya
faaliyetlerine devam eden gerçek kişilerle, tüzel kişilerin yetkilileri, 5.
Sermaye piyasası kurumlarına, bu Kanunun 13/A ve 13/B maddeleri kapsamındaki
teminat sorumlularına ve 38/B ve 38/C maddeleri kapsamındaki fon kuruluna;
sermaye piyasası faaliyetleri sebebiyle veya emanetçi sıfatıyla veya idare
etmek için veya teminat olarak veyahut her ne nam altında olursa olsun,
kayden veya fiziken tevdi veya teslim edilen sermaye piyasası araçları, nakit
ve diğer her türlü kıymeti kendisinin veya başkasının menfaatine satan veya
rehneden veya her ne şekilde olursa olsun kullanan, gizleyen yahut inkâr
eyleyen veyahut bu amaca ulaşmak ya da bu fiillerini gizlemek için bilgisayar
ortamında tutulanlar dahil kayıtları tahvil ve tağyir eden ilgili gerçek
kişilerle tüzel kişilerin yetkilileri, 6. Bu
Kanunun 15 inci maddesinin son fıkrasında belirtilen işlemlerde bulunarak
kârı veya mal varlığı azaltılan tüzel kişilerin yetkilileri ve bunların
fiillerine iştirak edenler, 7.
Karşılıksız olarak sermaye piyasası araçlarının geri alım taahhüdü ile
satımını yapan ilgili gerçek kişilerle, tüzel kişilerin yetkilileri, her bir
alt bent kapsamına giren fiillerden dolayı iki yıldan beş yıla kadar hapis ve
beşbin günden onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. B) 1. Bu
Kanuna göre Kurul veya Kurul tarafından görevlendirilenlere
istenecek bilgileri vermeyen veya eksik veya gerçeğe aykırı
olarak verenlerle; defter ve belgeleri bu görevlilere ibraz etmeyen,
saklayan, yok eden veya bunların görevlerini yapmalarını engelleyenler, 2.
Defter ve kayıt tutmayanlar, her bir
alt bent kapsamına giren fiillerden dolayı bir yıldan üç yıla kadar hapis ve
ikibin günden beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.
Gerçeğe aykırı defter ve kayıt tutan, hesap açan veya bunlarda her türlü
muhasebe hilesi yapan ya da gerçeğe aykırı bağımsız denetleme raporu
düzenleyenler ile düzenlenmesini sağlayanlar, Türk Ceza Kanununun belgede
sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır. C) Bu
Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına, 7, 9, 10, 10/A, 11, 12 nci
maddelerine, 13 üncü maddesinin beşinci fıkrasına, 13/A maddesinin ikinci,
üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, sekizinci, dokuzuncu, onuncu, onbirinci,
onikinci, onüçüncü, ondördüncü ve onbeşinci fıkralarına, 13/B maddesinin
üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına, 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına,
15 inci maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına,
16, 16/A maddelerine, 25 inci maddesinin (a) bendine, 28 inci maddesinin (b)
bendine, 34 üncü maddesine, 38 inci maddesine, 38/A maddesine, 38/B
maddesinin üçüncü, dördüncü, yedinci, dokuzuncu, onuncu ve onikinci
fıkralarına, 38/C maddesi kapsamında 38/B maddesinin üçüncü, dördüncü,
yedinci, dokuzuncu, onuncu ve onikinci fıkralarına, 39/A maddesine, 40/B ve
40/D maddelerine, 45 inci maddesine, 46 ncı maddesinin ikinci ve beşinci
fıkralarına, 46/A, 46/B ve 46/C maddelerine aykırı hareket edenler
binikiyüzelli gün adlî para cezası ile cezalandırılırlar. Birinci
fıkranın (A), (B) ve (C) bentleri uyarınca verilecek para cezaları üst
sınırla bağlı olmaksızın suçun işlenmesi suretiyle temin edilen menfaatin üç
katından az olamaz. MADDE
373- 2499 sayılı Kanunun 47/A maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
47/A- Bu Kanuna dayanılarak yapılan düzenlemelere, belirlenen standart
ve formlara ve Kurulca alınan genel ve özel nitelikteki kararlara aykırı
hareket ettiği tespit edilen gerçek kişiler ve tüzel kişilere, gerekçesi
belirtilmek suretiyle Kurul tarafından onbeşbin Türk Lirasından yüzbin Türk
Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Kanunun
40/C maddesinin beşinci fıkrasındaki yükümlülüğe uymayan üyelere Türkiye
Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği Yönetim Kurulunca beşbin Türk
Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Kanunun
40/D maddesinin beşinci fıkrasındaki yükümlülüğe uymayan üyelere, Türkiye
Değerleme Uzmanları Birliği Yönetim Kurulunca bin Türk Lirasından beşbin Türk
Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Birlik, verdiği cezaları ilgiliye
tebliğ eder ve tahsil ve gelir kaydı için Yatırımcıları Koruma Fonuna
bildirir. İdarî
para cezalarının verilmesini gerektiren fiillerin tekrarı halinde, verilen
para cezası iki katı, ikinci ve müteakip tekrarlarda üç katı artırılarak
uygulanır. Bu cezaların verildiği tarihten itibaren iki yıl içinde idarî para
cezası verilmesini gerektiren aynı fiil işlenmediği takdirde önceki cezalar
tekrarda esas alınmaz.” MADDE
374- 2499 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
49- 47 nci madde kapsamına giren suçlardan dolayı soruşturma yapılması, Kurul
tarafından Cumhuriyet savcılığına yazılı başvuruda bulunulmasına bağlıdır. Bu
başvuru ile Kurul aynı zamanda katılan sıfatını kazanır. Bu
Kanuna aykırı fiillerin işlendiğine dair bilgi edinen Cumhuriyet savcıları,
Kurulu haberdar ederek durumun incelenmesini isteyebilirler. Cumhuriyet
savcıları kovuşturmaya yer olmadığına karar verirlerse, Kurul kendisine
tebliğ edilecek bu kararlara karşı Ceza Muhakemesi Kanununa göre itiraza
yetkilidir.” MADDE
375- 11/9/1981 tarihli ve 2521 sayılı Avda ve Sporda Kullanılan
Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı ve
Bulundurulmasına Dair Kanunun 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
11- 4 üncü maddede belirtilen kuruluş iznini veya 5 inci maddede belirtilen
faaliyet iznini almadan bu Kanun kapsamına giren yivsiz tüfek, nişan tüfek ve
tabancaları imal eden fabrika veya imalathane kuranlar veya işletenler veya
işyerleri ya da ikametgahlarında söz konusu silâhları imal edenler veya 6 ncı
maddede belirtilen esaslara aykırı olarak yapan veya satanlar bir yıldan üç
yıla kadar hapis ve yüz günden beşyüz güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.” MADDE
376- 2521 sayılı Kanunun 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
12- 7 nci ve 8 inci maddelerde belirtilen imalat ve satış listeleri ile
belgelerini süresi içinde vermeyen veya imalat ya da satışını bildirmeyen
imalatçı ve satıcılara, beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar
idarî para cezası verilir. Yivsiz
tüfek satın alma belgesi olmayan kişiye satış yapan satıcılara, ikiyüz Türk
Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
377- 2521 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
13- Mülkiyeti kendisine ait olup olmadığına bakılmaksızın; yivsiz tüfek
ruhsatnamesi olmadan yivsiz av tüfeği bulunduran kişiye elli Türk Lirası
idarî para cezası verilir. Ayrıca ruhsatname işlemleri tamamlanıncaya kadar
tüfek muhafaza altına alınır. Muhafaza altına alındıktan itibaren bir ay
içinde ruhsatname işlemlerinin tamamlanmaması veya menşeini ispata yarar
belge ibraz edilmemesi hâlinde, tüfeğin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine
karar verilir. Ruhsatlı
yivsiz av tüfeğini, bu Kanun hükümlerine aykırı olarak bir başkasına veren
kişiye de elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu Kanun
hükümlerine göre idarî para cezasına ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar
vermeye mahallî mülkî amir yetkilidir.” MADDE
378- 2/11/1981 tarihli ve 2531 sayılı Kamu Görevlerinden
Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanunun 4 üncü maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 4 - Bu
Kanuna aykırı harekette bulunanlar altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılırlar.” MADDE
379- 6/11/1981 tarihli ve 2548 sayılı Gemi Sağlık Resmi
Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (e) bentleri ile ikinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “b)
Sağlık işlemlerini yaptırmak üzere sağlık denetleme merkezleri önünde veya bu
merkezlerin gösterdikleri yerde durmamak, gemide sağlık tedbirlerini almamak,
ilaç, tıbbi malzeme ve ilkyardım personeli bulundurmamak, sağlık denetiminde
gereken sağlık belge ve sertifikalarını bulundurmamak ve süresinde
yenilememek,” “e)
Hastalıkların oluşumu ve yayılmasına neden olan mikroorganizmalar ve
vektörlerle ilgili önlemleri almamak,” “Bu
yasaklara aykırı hareket eden gemi kaptanlarına, 0-250 net ton arası
gemilerle ilgili olarak 1000 net tonluk geminin ödemesi gereken indirimsiz
sağlık resmi tutarında, 250 net tondan büyük gemilerle ilgili olarak,
ödemeleri gereken indirimsiz sağlık resminin dört katı tutarında idarî para
cezası verilir. Bu idarî para cezasına karar vermeye Hudut ve Sahiller Sağlık
Genel Müdürlüğü görevlileri yetkilidir.” MADDE
380- 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 31
inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
31- a) Bu Kanuna ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmeliklerde
gösterilen koşullara uymayan belgeli yatırım ve işletmelere, diğer
mevzuattaki ceza hükümleri saklı kalmak kaydıyla, aşağıdaki maddelerde
belirtilen cezalar uygulanır. b) 33 üncü
maddedeki para cezaları, denetleme elemanları tarafından tayin edilir.” MADDE
381- 2634 sayılı Kanunun 32 nci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir. “Bu
Kanuna göre verilecek uyarma cezaları kesindir.” MADDE
382- 2634 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
36- a) Bu Kanunun 6 ncı maddesi hükümlerine aykırı davranışların tespiti
halinde; üç aydan onsekiz aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
b) Bu
Kanunun 29 uncu maddesinin ikinci fıkrasına aykırı hareket edenler elli
günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
383- 11/8/1982 tarihli ve 2699 sayılı Umumi Mağazalar Kanununun 13
üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 13-
Bu Kanunun 8 inci maddesine göre düzenlenen tarifelerin dışında ücret alan
veya 9 uncu maddesine aykırı harekette bulunan şirket yöneticilerine veya
temsilcilerine veyahut yetkili görevlilere üç aydan bir yıla kadar hapis ve
ikiyüz günden az olmamak üzere adlî para cezası verilir. Bu
Kanunun 12 nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı harekette bulunan şirket
yöneticilerine veya temsilcilerine veyahut yetkili görevlilere bir yıldan üç
yıla kadar hapis ve beşyüz günden üçbin güne kadar adlî para cezası verilir. Ticaret
Bakanlığının izni alınmadan umumi mağaza veya şube açarak makbuz senedi veya
rehin senedi tanzim eden veya izinleri iptal edilmesine rağmen faaliyete
devam eden şirket yöneticilerine veya temsilcilerine veyahut yetkili
görevlilere bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar
adlî para cezası verilir.” MADDE
384- 5/5/1983 tarihli ve 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 5 inci
maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Sendika
kurucusu olabilmek için; Türk vatandaşı, medeni hakları kullanmaya ehil ve
sendikaların kurulacağı işkolunda fiilen çalışır olmak; Türkçe okur-yazar
olmak ve ayrıca; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler
geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla
süreyle hapis cezasına ya da devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal
düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar,
devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet,
hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas,
ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan
malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûmiyetin
bulunmaması şarttır.” MADDE
385- 2821 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin onüçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Seçimler
sırasında sandık kurulu başkanı ve üyelerine karşı işlenen suçlar, kamu
görevlilerine karşı işlenmiş gibi cezalandırılır.” MADDE
386- 2821 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
59- 1. 8 inci madde, 9 uncu maddenin dördüncü fıkrası, 22 nci maddenin
dördüncü fıkrası, 26 ncı maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen ilan ve
bildirimleri yapmayanlara ikiyüz Türk Lirası; 62 nci maddede belirtilen bildirim
yükümlülüğüne uymayan işverenlere ise, bildirilmeyen her işçi için yüzelli
Türk Lirası idarî para cezası verilir. 2. 2 nci
maddenin birinci ve ikinci fıkrası kapsamında olmayanlar ile 20 nci maddede
belirtilen izni almadan veya 29 uncu maddenin birinci fıkrası ile dördüncü
fıkrasına aykırı hareket eden işverenlere, beşyüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir. 3. 31
inci maddenin birinci fıkrasına aykırı hareket eden işverene, 44 üncü
maddenin bir ve dördüncü fıkraları hükümlerine, 51 inci maddenin birinci
fıkrası hükümlerine aykırı hareket eden sendika veya konfederasyonun sorumlu
görevlilerine ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezası verilir. 4. 39,
49 ve 50 nci madde hükümlerine aykırı hareket eden sendika veya
konfederasyonun, tüzüğüne göre sorumlu kişilere beşyüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir. 5. 38
inci maddenin birinci ve ikinci fıkrasına aykırı davranışta bulunan işçiler
ile işverenler veya işveren vekilleri veya bu konuda karar veren işçi veya
işveren kuruluşunun yetkili organlarının başkan ve üyelerine, altı aya kadar
hapis cezası hükmedilir. 6. 37
nci maddenin ikinci fıkrasına aykırı hareket eden sendika veya
konfederasyonların sorumlu yetkililerine altı aydan bir yıla kadar hapis
cezası hükmedilir. 7. 40
ıncı maddenin ikinci fıkrasına aykırı hareket eden kurum ve kuruluşların
yetkili sorumlularına fiilleri daha ağır cezayı gerektiren bir suçu
oluşturmadığı takdirde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Malî yardım veya bağışı kabul eden sendika veya konfederasyonların yetkili
sorumlularına da altı aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun
konusunu oluşturan malî yardım veya bağış Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre
müsadere olunur. Ayrıca, yapılan malî yardım veya bağış, suçun faillerinden
genel hükümlere göre tazmin olunur. 40 ıncı
maddenin üçüncü fıkrasına aykırı hareket eden sendika veya konfederasyon
sorumlu yetkilileri hakkında bir yıldan iki yıla kadar hapis ve bin güne
kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, adlî para cezasının miktarı, malî
yardım veya bağışın bir mislinden az olamaz. 40 ıncı
maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarına aykırı hareket eden işçi ve
işverenlerle kuruluş, dernek ve vakıfların yetkili sorumluları hakkında
beşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, adlî para cezasının
miktarı, malî yardım veya bağışın beş mislinden az olamaz. Bu yardım veya
bağış, bir işçi sendikası veya konfederasyonunca, bir işveren, işveren
sendikası veya konfederasyonunu; bir işveren sendikası veya konfederasyonunca
da işçi sendikası veya konfederasyonunu malî yollarla desteklemek amacıyla
yapıldığı takdirde ayrıca üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 8. Bu
Kanun hükümlerine göre yapılan seçimlerin düzen içerisinde ve sağlıklı
biçimde yürütülmesi amacıyla hâkimin ve sandık kurulunun aldığı tedbirlere
uymayanlara, fiil suç oluşturmadığı takdirde, beşyüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir. 14 üncü
maddeye göre yapılacak seçimlerle ilgili oylamalara ve bu oylamaların sayım
ve dökümüne hile karıştıranlar, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren bir suç
oluşturmadığı takdirde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandırılır. 9. Bu
madde hükmüne göre idarî para cezasına karar vermeye Cumhuriyet savcısı
yetkilidir.” MADDE
387- 5/5/1983 tarihli ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve
Lokavt Kanununun 56 ncı maddesinin (4) numaralı bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “4. Türk
Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten
işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya
da devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin
işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı
suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık,
sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma,
edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini
aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûmiyetin bulunmaması ve siyasi
partilerin organlarında görevli olmamak,” MADDE
388- 2822 sayılı Kanunun 69 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
69- Bu Kanunun 22 nci maddesi hükümlerine göre mahkemece tayin edilmiş
bulunan arabuluculardan, sırf tarafları ızrar kasdı ile verilen bu görevi
yapmaktan kaçınan veya 23 üncü maddede belirtilen tutanağı sırf tarafları
ızrar kasdı ile süresinde görevli makama tevdi etmeyen arabulucular yüz
günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır. Resmi
arabulucu olarak görevlendirilenler görevlerinin ifası sırasında veya
ifasından dolayı işledikleri veya kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından
kamu görevlisi sayılırlar.” MADDE
389- 2822 sayılı Kanunun 70 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
70- Bu Kanunda belirtilen şartlar gerçekleşmeden grev veya lokavt kararı verenlerle,
bunu teşvik edenler, zorlayanlar veya propagandasını yapanlar üç aya kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Yukarıdaki
fıkrada sözü edilen grev veya lokavt kararının uygulanması halinde; grev veya
lokavta karar verenler, böyle bir grev veya lokavta karar verilmesine veya
uygulanmasına veya bunlara katılmaya veya devama zorlayan veya teşvik edenler
veya bu yolda propaganda yapanlar ile lokavta katılanlar veya devam edenler
üç aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Grev veya
lokavt kararı alınmasında gerçekleşmeyen şartlar yalnızca süre veya tebligata
ilişkin ise yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar üçte birden yarıya
kadar indirilir. Bu
maddede belirtilen kanun dışı greve katılanlar veya devam edenler elli günden
az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
390- 2822 sayılı Kanunun 71 inci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Grev
veya lokavt kararının bu Kanun hükümlerine
uygun olarak alınmasına rağmen, kanunda
yazılı şart ve usuller dışında uygulanması
halinde, bu kararı uygulayanlar, uygulanmasına veya devamına zorlayanlar veya
teşvik edenler veya bu yolda propaganda yapanlar üç aya kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.” MADDE
391- 2822 sayılı Kanunun 72 nci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Grev
veya lokavtın 29 ve 30 uncu maddelere göre sürekli olarak, 31 inci maddeye
göre de geçici olarak yasaklandığı işlere veya işyerlerine ilişkin olarak;
grev veya lokavt kararı verenler, kararı kaldırmayanlar, teşvik
edenler, zorlayanlar veya propagandasını yapanlar iki aydan altı aya kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Yukarıdaki
fıkrada sözü edilen grev veya lokavt kararının uygulanması halinde; grev veya
lokavt kararı verenler, böyle bir grev veya lokavta karar verilmesine veya
uygulanmasına veya bunlara katılmaya veya devama zorlayanlar veya teşvik
edenler veya bu yolda propaganda yapanlar ile grev veya lokavta katılanlar
veya devam edenler altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu
maddede belirtilen kanun dışı greve katılanlar veya devam edenler altı aydan
iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
392- 2822 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
73- Yasama, yürütme ve yargı organları ile merkezi veya mahallî idarelerce
bir karar alınmasını veya alınmış bir kararın değiştirilmesini veya
kaldırılmasını sağlamak veya alınmış bir kararı protesto etmek amacıyla kanun
dışı grev veya lokavt kararı verenler, teşvik edenler, zorlayanlar veya
propagandasını yapanlar üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Yukarıdaki
fıkrada sözü edilen grev veya lokavt kararının uygulanması halinde; grev veya
lokavta karar verenler, grev veya lokavta karar verilmesine veya
uygulanmasına veya bunlara katılmaya veya devama zorlayan veya teşvik edenler
veya bu yolda propaganda yapanlar ile lokavta katılanlar altı aydan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu
maddede belirtilen kanun dışı greve katılanlar altı aydan bir yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
393- 2822 sayılı Kanunun 74 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
74- Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, milli egemenliğe,
Cumhuriyetin niteliğine, Devletin güvenliğine aykırı amaçla grev veya lokavt
kararı verilmesi veya uygulanması hallerinde, fiil daha ağır cezayı
gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 73 üncü madde hükümlerine
göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.” MADDE
394- 2822 sayılı Kanunun 75 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
75- Bakanlar Kurulunun 33 üncü maddenin birinci fıkrası uyarınca aldığı
erteleme kararından sonra grev veya lokavtı kaldırma kararı almayanlar veya
grev veya lokavta devam edenler veya katılanlar veya devama zorlayan veya
teşvik edenler ve bu yolda propaganda yapanlar altı aydan iki yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
395- 2822 sayılı Kanunun 76 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
76- Bir grev oylamasının sonucuna tesir etmek maksadıyla hile veya tehdit
veya cebir kullananlar, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren suç
oluşturmadığı takdirde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.” MADDE
396- 2822 sayılı Kanunun 77 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
77- Greve katılan veya lokavta maruz kaldıkları halde, grev veya lokavtın
uygulandığı işyerlerinden ayrılmayanlar, işyeri önünde veya ihtara rağmen
işyeri civarında topluluk teşkil edenler ile işçileri bu eylemlere zorlayan,
teşvik eden veya bu yolda propaganda yapanlar yirmi günden az olmamak üzere
adlî para cezası ile cezalandırılır. Grev
veya lokavt süresince işyerinde çalışmaya mecbur olan işçilerden geçerli bir
özrü olmaksızın işyerinde çalışmayanlar üç aydan bir yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.” MADDE
397- 2822 sayılı Kanunun 78 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
78- Grev ve lokavtın uygulandığı işyerlerinde 39 uncu madde gereğince
çalıştırmak zorunda olduğu işçileri çalıştırmayan işveren üç aydan bir yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 40 ıncı
maddenin ikinci fıkrasında belirtilen yazılı izni almadan yeni işçi alan
işveren izinsiz aldığı her bir işçiyle ilgili olarak elli gün adlî para
cezası ile cezalandırılır. 43 üncü
madde hükmüne aykırı hareket eden işveren veya işvereni söz konusu hükme
aykırı hareket etmeye zorlayan veya teşvik eden veya bu yolda propagandada
bulunanlar, söz konusu hükme aykırı olarak aldıkları veya alınmasına sebep
oldukları veya grev yapan işçilerin yerine çalıştırdıkları her bir işçiyle
ilgili olarak yüzelli gün adlî para cezası ile cezalandırılır. 44 üncü
madde hükmüne aykırı olarak işçileri konutlarından çıkaran veya bu konutların
su, gaz, aydınlatma veya ısıtma hizmetlerini kesen işveren veya işvereni bu
yolda hareket etmeye zorlayan veya teşvik eden veya bunun için propaganda
yapanlar, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı
takdirde, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
398- 2822 sayılı Kanunun 79 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Grev
uygulanan işyerinde, “Bu işyerinde grev vardır” lokavt uygulanan işyerinde
de, “Bu işyerinde lokavt vardır” ibareleri dışında, sözü edilen işyerleri
çevrelerinde afiş, pankart gibi ilan araçlarını asan veya yazı yazanlarla,
işyeri ve çevresinde uygulanan grev sebebiyle kulübe, baraka, çadır gibi
barınma yerleri yapanlar veya yaptıranlar altı aya kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.” MADDE
399- 2822 sayılı Kanunun 80 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
80- 28 inci madde ile 51 inci maddenin birinci fıkrası, 54 üncü maddenin
ikinci fıkrası, 59 uncu maddenin üçüncü fıkrası ve 63 üncü maddede sözü
edilen ilan, bildirme ve bilgi verme yükümlülüklerini yerine getirmeyenler
elli günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır. Uygulanmakta
olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumu hakkında mahkemenin kesinleşen
kararına uymayan taraf, ilgililerden birinin şikayeti üzerine, elli günden az
olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
400- 24/5/1983 tarihli ve 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında
Kanunun 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
7- Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca bu Kanunun 3 üncü maddesine göre
gebeliği önleyici nitelikte oldukları kabul edilmeyen ilaç ve araçları yurt
içinde imal edenler veya her ne suretle olursa olsun dağıtanlar veya ticaret
maksadıyla yurda sokanlar veya bu maksatla bulunduranlar bir yıldan üç yıla
kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Sağlık
ve Sosyal Yardım Bakanlığınca bu Kanunun 3 üncü maddesine göre gebeliği
önleyici nitelikte oldukları kabul edilen ilaç ve araçların reklam ve
propagandası 14/5/1928 tarihli ve 1262 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine göre
yapılır. Buna aykırı hareket edenler bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası
ile cezalandırılır.” MADDE
401- 2827 sayılı Kanunun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
8- Bu Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı hareket eden kişiler
ve kurum yetkilileri, Türk Ceza Kanununun 90 ıncı maddesi hükümlerine göre
cezalandırılır. Bu
Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket
edenlere, filleri suç oluşturmadığı takdirde mahallî mülkî amir tarafından
ikiyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
402- 16/6/1983 tarihli ve 2841 sayılı Zorunlu İlköğrenim Çağı Dışında
Kalmış Okuma-Yazma Bilmeyen Vatandaşların, Okur-Yazar Duruma Getirilmesi veya
Bunlara İlkokul Düzeyinde Eğitim-Öğretim Yaptırılması Hakkında Kanunun 10
uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Denetleme
sonucu, bu Kanunun 6 ncı maddesinde gösterilen görevleri yerine
getirmedikleri anlaşılan özel kurum ve kuruluş yöneticilerine ikiyüz Türk
Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
403- 2841 sayılı Kanunun 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
11- Kamu kurum ve kuruluşları ile özel kurum ve kuruluşlarda çalışan
vatandaşlardan, bu Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasına aykırı
davranışta bulunanlara yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
404- 2841 sayılı Kanunun 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
12- Bu Kanunun 8 inci maddesinde belirtilen imkânlardan yararlanmak amacıyla,
gerçeğe aykırı beyanda bulunanlara, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde, yüz
Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
405- 16/6/1983 tarihli ve 2844 sayılı Fındık Üretiminin Planlanması
ve Dikim Alanlarının Belirlenmesi Hakkında Kanunun 7 nci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
7- Tarım ve Orman Bakanlığından izin almadan yeniden fındık bahçesi kuranlar
ile belirlenen alanlar dışında mevcut fındık bahçesini yenileyenlere yediyüz
Türk Lirası idarî para cezası verilir. 3 üncü
madde gereğince beyanda bulunmayanlar veya yanlış beyanda bulunanlara dörtyüz
Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
406- 23/6/1983 tarihli ve 2860 sayılı Yardım Toplama Kanununun 28
inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
28- Yardım toplama faaliyetinden elde edilen mal ve paraları zimmetine
geçiren kişi, kamu görevlisi olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza
Kanununun zimmet suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır.” MADDE
407- 2860 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
29- Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak izinsiz yardım toplayanlara yediyüz
Türk Lirası idarî para cezası verilir. İzin verilen yer dışında yardım
toplayanlara beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu
Kanunun diğer hükümlerine aykırı davranışta bulunanlara, fiilleri suç
oluşturmadığı takdirde, ikiyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu
maddede yazılı olan idarî yaptırımlara karar vermeye mahallî mülkî amir
yetkilidir. Yukarıdaki
fıkralara aykırı davranış sonucu izinsiz toplanan mal ve paralara elkonularak
mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir.” MADDE
408- 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanununun 65 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
65- a) Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının yıkılmasına,
bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarara
uğramalarına kasten sebebiyet verenler iki yıldan beş yıla kadar hapis ve
beşbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır. Bu
fiiller, korunması gerekli kültür ve tabiat varlığını yurt dışına kaçırmak
maksadıyla işlenmiş ise, verilecek cezalar bir kat artırılır. b) Sit
alanlarında geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına, koruma
amaçlı imar plânlarına ve koruma bölge kurullarınca belirlenen koruma
alanlarında öngörülen şartlara aykırı izinsiz inşaî ve fizikî müdahale
yapanlar veya yaptıranlar, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne
kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır. c) Bu
Kanuna aykırı olarak yıkma veya imar izni veren kişi, iki yıldan beş yıla
kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır. d)
Bünyesinde koruma, uygulama ve denetim büroları kurulmuş idarelerden bu
Kanunun 57 nci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları uyarınca izin
almaksızın veya izne aykırı olarak tamirat ve tadilat yapanlar ile izinsiz
inşaî ve fizikî müdahale yapanlar veya yaptıranlar altı aydan üç yıla kadar
hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılırlar.” MADDE
409- 2863 sayılı Kanunun 66 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
66- Bu Kanunun 16 ncı maddesinde yer alan yasaklara aykırı olarak belge
verenler, fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde,
bir yıldan üç yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile; bu Kanunun 7 nci
maddesinde yer alan ilan veya tebligatı bilerek, süresinde usulüne uygun
yapmayanlar ise, üç aydan bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile
cezalandırılırlar.” MADDE
410- 2863 sayılı Kanunun 67 nci maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Haber
verme sorumluluğuna ve kültür varlığı ticaretine aykırı hareket edenler MADDE
67- Kültür ve tabiat varlıklarıyla ilgili olarak bildirim yükümlülüğüne
mazereti olmaksızın ve bilerek aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bildirimi
yapılmamış olan kültür ve tabiat varlığını satışa arzeden, satan, veren,
satın alan, kabul eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ancak, bu durumda birinci fıkrada
tanımlanan suçtan dolayı ayrıca cezaya hükmolunmaz. Ticareti
yasak olmayan taşınır kültür varlıklarının izinsiz olarak ticaretini yapan
kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
411- 2863 sayılı Kanunun 68 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
68- Kültür ve tabiat varlıklarını bu Kanuna aykırı olarak yurt dışına çıkaran
kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası
ile cezalandırılır.” MADDE
412- 2863 sayılı Kanunun 69 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
69- Bu Kanunun 29 uncu maddesinde yer alan tetkik ve kontrole muhalefet
edenler ile 41 inci maddede yer alan nakil işlerine aykırı hareket edenler
altı aydan bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılırlar.” MADDE
413- 2863 sayılı Kanunun 70 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
70- Bu Kanunun 24 üncü maddesine aykırı hareket edenler bir yıldan üç yıla
kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.” MADDE
414- 2863 sayılı Kanunun 71 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
71- Bu Kanunun 38, 42 ve 43 üncü maddelerine aykırı hareket edenler yüz
günden az olmamak üzere adlî para cezasıyla cezalandırılırlar.” MADDE
415- 2863 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
73- Bu Kanunun 26 ve 30 uncu maddelerine aykırı davrananlara, suç daha ağır
bir cezayı gerektirmiyorsa üç aydan bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası
verilir.” MADDE
416- 2863 sayılı Kanunun 74 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
74- Kültür varlıkları bulmak amacıyla, izinsiz olarak kazı veya sondaj yapan
kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Ancak, kazı
veya sondajın yapıldığı yerin, sit alanı veya bu Kanuna göre korunması
gerekli başka bir yer olmaması halinde, verilecek cezanın üçte biri
indirilir. İzinsiz
olarak define araştıranlar, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Ancak, bu fiillerin yurt dışına kültür varlıklarını kaçırma
amacıyla veya kültür varlıklarının korunmasında görevli kişiler
tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza iki katına kadar artırılır. Kişinin
bu maddede tanımlanan suçları işlemek suretiyle bulduğu kültür varlığını
soruşturma başlamadan önce mahallî mülkî amire teslim etmesi hâlinde, mahkeme
verilecek cezada üçte ikisine kadar indirim yapabilir. İzinsiz
olarak define araştıran kişinin, hakkında kovuşturma başlayıncaya kadar,
kendisini bu fiili işlemeye gerekli cihazları temin etmek suretiyle sevk eden
kişilerin kimliklerini açıklaması ve yakalanmasını sağlaması hâlinde, mahkeme
verilecek cezada indirim yapabileceği gibi, ceza verilmesine yer olmadığına
da karar verebilir.” MADDE
417- 2863 sayılı Kanunun 75 inci maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Elkoyma
ve müzeye teslim MADDE
75- Bu Kanun kapsamında kalan suçlar nedeniyle elkonulan taşınır kültür ve
tabiat varlıkları müzeye teslim edilir.” MADDE
418- 25/7/1983 tarihli ve 2866 sayılı Öğrencilerle İlgili Bazı Basılı
Evrakın Milli Eğitim Bakanlığınca Hazırlanması, Bastırılması ve Satılması
Hakkında Kanunun 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
5- Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren, Milli Eğitim Bakanlığı veya Milli
Eğitim Bakanlığı Vakfı dışında, bu Kanun kapsamına giren basılı evrakı,
basmak veya satmak veya satın almak yasaktır. Bu
yasaklara aykırı davrananlara, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde, üçyüzelli
Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
419- 9/8/1983 tarihli ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanununun 20 nci
maddesinde yer alan “ MADDE
420- 2873 sayılı Kanunun 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
21- Bu Kanunda yazılı yasaklamalara ve mecburiyetlere aykırı hareket edenler
hakkında, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde, altı aya
kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” MADDE
421- 22/9/1983 tarihli ve 2893 sayılı Türk Bayrağı Kanununun 8 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
8- Bu Kanuna ve çıkarılacak tüzüğe aykırı olarak Bayrak yapmak, satmak ve
kullanmak yasaktır. Bu yasağa aykırı olarak yapılan Bayraklar o mahallin
yetkili amirlerince toplatılır. Bu Kanun
hükümlerine aykırı davranışta bulunanlara, fiilleri suç oluşturmadığı
takdirde mahalli mülki amir tarafından Kabahatler Kanununun 32 nci maddesi
uyarınca idarî para ceza verilir.” MADDE
422- 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanununun 28 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
28- Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenleyen veya
yönetenlerle bunların hareketlerine katılanlar, fiil daha ağır bir cezayı
gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde bir yıl altı aydan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 10 uncu
madde gereğince verilecek bildirimde düzenleme kurulu üyesi olarak
gösterilenlerden 9 uncu maddede belli edilen nitelikleri taşımayanlar,
toplantı veya yürüyüşün yapılması hâlinde, bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. 11 ve 12
nci maddelerde yazılı görevleri yerine getirmeyen düzenleme kurulu üyeleri,
altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Güvenlik
kuvvetlerine veya hükümet komiserine veya yardımcılarına veya hükümet
komiseri tarafından toplantı veya yürüyüş safahatının teknik araç ve
gereçlerle tespit için görevlendirilenlere bu görevlerini yaptıkları sırada
cebir ve şiddet veya tehdit veya nüfuz ve müessir kuvvet sarfetmek suretiyle
mani olanlar hakkında, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde,
iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası hükmolunur.” MADDE
423- 2911 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinde yer alan “ve beşbin
liradan onbin liraya kadar ağır para” ibaresi madde metninden çıkartılmıştır. MADDE
424- 2911 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinde yer alan “ve beşbin
liradan yirmibin liraya kadar ağır para” ibaresi madde metninden
çıkartılmıştır. MADDE
425- 2911 sayılı Kanunun 31 inci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan “ve beşbin liradan otuzbin liraya kadar ağır para” ibaresi, ikinci
fıkrasında yer alan “ve onbin liradan ellibin liraya kadar ağır para” ibaresi
ile üçüncü fıkrasında yer alan “ve yirmibin liradan yüzbin liraya kadar ağır para”
ibaresi madde metninden çıkartılmıştır. MADDE
426- 2911 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan “ve beşbin liradan otuzbin liraya kadar ağır para” ibaresi madde
metninden çıkartılmıştır. MADDE
427- 14/10/1983 tarihli ve 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanununun
12 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kaza
nedenleri hakkında araştırma ve inceleme yapılması MADDE
12- Kazanın nedenlerini ve oluş şeklini açıklığa kavuşturmak ve sivil
havacılıkta can ve mal güvenliğinin sağlanması bakımından tekrara engel olmak
amacına yönelik olarak her sivil hava aracı kazası ile ilgili olarak teknik
bakımdan araştırma ve inceleme yapılır.” MADDE
428- 2920 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Araştırma
ve İnceleme Kurulu MADDE
13- Ulaştırma Bakanlığı, havacılık alanında uzmanlığı kabul edilmiş
kişilerden seçilecek bir kurulu, kazanın sebeplerini araştırması için
görevlendirir. Bu Kurul, yukarıdaki maddede belirtilen amaç dairesinde her
türlü araştırma ve incelemeyi yapar, soruşturma işlemlerini yürütmekle
görevli Cumhuriyet savcısı ile işbirliği yaparak, delillerin toplanmasına
yardımcı olur. Kurul,
yaptığı araştırma ve inceleme faaliyeti sırasında ilgili kişileri dinleyebilir;
açıklama yapmaktan kaçınan kişilerin Cumhuriyet savcısına başvurarak
ifadesinin alınmasını sağlayabilir; bu ifade alma sırasında hazır bulunarak,
açıklığa kavuşturulması istenen hususlarla ilgili olarak ifadesi alınan
kişiye sorular sorulmasını isteyebilir. Kurul,
araştırma ve inceleme faaliyeti sırasında teknik ve uzmanlığı gerektiren sair
hususlarla ilgili olarak başka uzman kişiler görevlendirebilir. Araştırma
ve İnceleme Kurulunun oluşturulması, araştırma ve incelemenin yürütülmesi, yetki
ve sorumluluklar, hava aracı kazalarında yapılacak kurtarma ve yardım işleri
Ulaştırma Bakanlığınca bir yönetmelikle düzenlenir. Bu yönetmelikte
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar gözönünde tutulur.” MADDE
429- 2920 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Araştırma
ve inceleme raporu MADDE
14- Araştırma ve İnceleme Kurulu; tespit ettiği hususları, vardığı sonucu,
tekrarlara engel olunması bakımından alınmasını uygun bulduğu önlemleri, önerileri
ile birlikte ayrıntılı ve gerekçeli bir rapor hâlinde Ulaştırma Bakanlığına
verir. Raporda
yer alan hususlara kısmen veya tamamen katılmayan üyeler, kişisel görüşlerini
ek bir raporda belirtebilirler. Ulaştırma
Bakanlığı raporun bir suretini ilgililere verir ve raporun tekemmül etmiş
olduğunu Resmi Gazete ile üçüncü şahıslara duyurur. Resmi Gazete ile yapılan
duyuruda raporun ilgililerce nerede ve ne suretle incelenebileceği
belirtilir. Rapor, gerektiğinde kısmen veya tamamen uygun bulunacak vasıtalar
ile yayınlanır. Ancak, meydana gelen kaza ile ilgili olarak soruşturma
başlatılması hâlinde, Ulaştırma Bakanlığı hazırlanan raporun bir örneğini
yapılan soruşturma veya kovuşturma kapsamında değerlendirilmek üzere, sadece
ilgili Cumhuriyet başsavcılığına verir.” MADDE
430- 2920 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “İzin
belirli şartlara ve süreye bağlanabilir. İzin belgesi, a) Milli
güvenliğin veya kamu düzeninin tehlikeye girebileceği durumlarda, b)
Gerçek kişilerin veya tüzel kişilerin kurucu ortakları ile temsile yetkili
yöneticilerinin; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler
geçmiş olsa bile, bankacılık, sermaye piyasası ve kaçakçılık mevzuatında tanımlanan
ve hapis cezasını gerektiren suçlar ile hırsızlık, yağma, güveni kötüye
kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, parada, paraya eşit sayılan
değerlerde, kıymetli damgada, mühürde, resmi belgede, özel belgede
sahtecilik, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma,
tefecilik, zimmet, irtikâp, rüşvet, suçtan kaynaklanan mal varlığı
değerlerini aklama, devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu
düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına
karşı suçlar veya casusluk suçlarından ya da ulaşım araçlarının kaçırılması
veya alıkonulması suçlarından dolayı mahkûm edilmiş olması hâlinde, verilmez.” MADDE
431- 2920 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Ulaştırma
Bakanlığının yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verdiği emir ve koyduğu
yasaklara aykırı hareket eden kişilere, ilgili valilik tarafından Kabahatler
Kanununun 32 nci maddesi hükmüne göre idarî para cezası verilir. Valilik
ayrıca ilgili kişiye emir veya yasağın gereğinin yerine getirilmesini
sağlamaya yönelik azami bir süre verir. Bu süre yazısında, emir ve yasağın
gereğinin ilgilisince yerine getirilmemesinin hukukî sonuçları açıkça
belirtilir. Bu süre zarfında emir veya yasağın gereğinin yerine getirilmemesi
hâlinde, masrafları yüzde yirmi zammıyla birlikte ilgilisinden tahsil edilmek
üzere, kamu gücü kullanılarak yerine getirilir.” MADDE
432- 2920 sayılı Kanunun 98 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
98- Gerek bu Kanunda ve gerekse ilgili tüzük ve yönetmeliklerde yer alan ve
can ve mal güvenliğinin korunmasına yönelik kurallara aykırı davrandıkları
iddiasıyla haklarında soruşturma veya kovuşturma başlatılmış bulunan sivil
havacılık personelinin yeterlik belgelerini, soruşturma veya kovuşturma
sonuçlanıncaya kadar geri almaya, Ulaştırma Bakanlığı yetkilidir. Ceza
Muhakemesi Kanununda yer alan koruma tedbirlerine ilişkin hükümler saklıdır.”
MADDE
433- 2920 sayılı Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Sorumlu
kaptan pilot, hava aracında işlenen suç veya kabahatlerle ilgili delilleri
toplamak ve saklamakla yükümlü olduğu gibi; can ve mal güvenliğini tehdit
eden veya gecikilmesinde zarar doğabilecek durumlarda gerekli tedbirleri
almaya; kolluk görevlileri olaya elkoyuncaya kadar kişileri gözaltında
tutmaya, kişilerin üzerini veya eşyasını aramaya, suçun işlenmesinde
kullanılan veya kullanılmasına teşebbüs edilen ya da bulundurulması suç veya
kabahat oluşturan eşyayı alıkoymaya, bizzat veya emrindeki diğer mürettebat
ile birlikte yetkilidir.” MADDE
434- 2920 sayılı Kanunun 141 inci maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Suç
oluşturan davranışlar MADDE
141- Bu Kanunun 7, 36, 91, 92 ve 94 üncü maddeleri ile 93 üncü maddenin (b),
(c), (e) ve (g) bentlerine aykırı davranışta bulunanlar, altı aydan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu
Kanunun 31 ve 32 nci maddeleri ile 9 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 93
üncü maddesinin (a), (d), (f) ve (h) bentlerine aykırı davranışta bulunanlar,
iki aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” MADDE
435- 2920 sayılı Kanunun 143 üncü maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kabahat
oluşturan davranışlar MADDE
143- Bu Kanunun; a) 11, 18,
19, 26, 28, 29, 54, 58 ve 89 uncu maddeleri ile 9 uncu maddesinin üçüncü, 95
inci maddesinin birinci ve 102 nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı
davranışta bulunanlara bin Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar, b) 23,
24 ve 25 inci maddeleri ile 57 nci maddesinin son fıkrasına aykırı davranışta
bulunanlara beşyüz Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar, idarî
para cezası verilir. Yukarıdaki
fıkralarda belirtilenler dışında kalıp da Ulaştırma Bakanlığının sivil havacılığı
düzenlemek maksadıyla alacağı önlemlere uymayanlara, beşyüz Türk Lirasından
onbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Bu madde
hükümlerine göre idarî para cezasına karar vermeye Ulaştırma Bakanlığı Sivil
Havacılık Genel Müdürü yetkilidir.” MADDE
436- 20/11/1984 tarihli ve 3082 sayılı Kamu Yararının Zorunlu
Kıldığı Hallerde, Kamu Hizmeti Niteliği Taşıyan Özel Teşebbüslerin
Devletleştirilebilmesi Usul ve Esasları Hakkında Kanunun 12 nci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
12- Bu Kanuna göre görevlendirilenlerden suç işleyenler kamu görevlisi gibi
cezalandırılır. Şu kadar ki, verilecek cezalar o suç için muayyen olan
cezanın yarısından az olmamak üzere iki katına kadar artırılır. Fiilleri
daha ağır cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde, bu Kanunun
10 uncu maddesine aykırı hareket edenler bir yıldan iki yıla kadar hapis ve
adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
437- 4/12/1984 tarihli ve 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine
Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “Muhakemeleri Usulü” ibaresi “Muhakemesi” olarak
değiştirilmiştir. MADDE
438- 4/12/1984 tarihli ve 3092 sayılı Çay Kanununun 2 nci maddesinin
üçüncü ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Ruhsatsız
olarak çay bahçesi kuranlara, çaylıkları söktürüldüğü gibi, her dekar için
dörtyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Daha küçük alanlar için bu
para cezası oranlanarak uygulanır. Bu
Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
439- 4/12/1984 tarihli ve 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu
Gelirleri Kanununun 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 6
- Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen cihazların bandrolsüz veya
etiketsiz satışını yapan imalatçı veya ithalatçıya Kurum tarafından
bandrolsüz veya etiketsiz satılan veya satışa arzedilen her cihaz için
cihazın satış bedeli kadar idarî para cezası verilir. Bu cihazları bandrolsüz
veya etiketsiz satın alan, devralan veya kullananlara bandrolsüz veya
etiketsiz her bir cihaz için cihazın rayiç değerinin yarısı kadar idarî para
cezası verilir.” MADDE
440- 7/6/1985 tarihli ve 3224 sayılı Türk Diş Hekimleri Birliği
Kanununun 33 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “e)
Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile;
kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da
devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine
karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve
casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,
güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin
ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama,
kaçakçılık, vergi kaçakçılığı veya haksız mal edinme suçlarından hapis
cezasına mahkûm olanlar,” MADDE
441- 3224 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinde yer alan
“kullanmayanlar” ibaresi “kullanmayanlara” ve “para cezası ile
cezalandırılırlar.” ibaresi “idarî para cezası verilir.” şeklinde
değiştirilmiştir. MADDE
442- 3224 sayılı Kanunun 45 inci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Hastalar
ile diş hekimleri arasında herhangi bir menfaat karşılığında aracılık
yapanlar veya bu kişileri aracı olarak kullanan diş hekimleri üç aydan bir
yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
443- 3224 sayılı Kanunun 46 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
46- Bu Kanunun 17 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 42 nci maddesinin
birinci ve dördüncü fıkralarındaki hükümlere uymayanlara mahallî mülkî amir
tarafından bin Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
444- 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun 10
uncu maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “Bu
Kanun hükümlerine göre izin almadan kiralama faaliyetinde bulunanlar altı
aydan iki yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır. Bu suçun yararına olarak işlendiği tüzel kişi
hakkında tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. Bu
Kanunda yazılı sair yükümlülük ve zorunluluklara uymayan kiralama şirketleri
ve ilgililerine Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından onbin
Türk Lirasından ellibin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” MADDE
445- 8/5/1986 tarihli ve 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası
Kanununun 44 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
44- Bu Kanunun 5 inci maddesine göre tespit edilmiş olan gümrük kapılarından
başka yerlerden hayvan veya hayvan maddelerini ithal veya ihraç edenler veya
transit geçirenler salgın hayvan hastalığı sebebi ile gümrük kapılarından veya
hududun tamamından yurda sokulması yasaklanan hayvan veya hayvan maddelerini
ithal veya transit geçirenler ile ithal, ihraç ve transit işlemleri nedeniyle
karantina veya muayene yerlerine alınmış hayvanlar veya elkonulmuş hayvan
maddelerini kaçıranlar, veteriner sağlık raporu olsun veya olmasın, fiilleri
daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis
ve binbeşyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
446- 3285 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Hastalıklı,
hastalıktan veya bulaşmadan şüpheli hayvan veya hayvan maddelerini yahut
bulaşmaya vasıta olabilecek eşya ve maddeleri her ne suretle olursa olsun
kordon altına alınan yerler ile önceden tespit ve ilan edilmiş bulunan yasak
bölgeler dışına çıkaranlar, bu suretle çıkarılmış hayvan veya
hayvan maddelerini satanlar, başkalarına devredenler veya
bu işlere vasıta olanlar, bu yerlere hayvan veya
hayvan maddelerini sokanlar, hayvan veya hayvan maddelerini
tecrit veya muhafaza altına alındıkları yerler dışına çıkaranlar ile
öldürülmüş veya imha edilmiş hayvan veya hayvan maddelerini gömüldükleri
yerlerden çıkaranlar, altı aydan iki yıla kadar hapis ve binbeşyüz güne kadar
adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
447- 3285 sayılı Kanunun 47 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
47- Bu Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrası ile 24 üncü maddesinin
ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak şartıyla; a) Hayvan
park, pazar ve panayırlarından başka yerlerde canlı hayvan satanlara
ikiyüzelli Türk Lirası, b) 22
nci maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen menşe şahadetnamesiz ve veteriner
sağlık raporsuz olup menşei ile menşeinde salgın hastalık olmadığı tespit
edilen hayvanları naklederken veya naklettirirken 23 üncü maddede belirtilen
görevliler tarafından yakalanan veya ele geçirilen hayvan sahiplerine
yediyüzelli Türk Lirası, c)
Menşei tespit edilemeyen veya menşeinde salgın hastalık tespit edilen
hayvanlardan 22 nci maddenin dördüncü fıkrasına göre alıkonularak masrafları
hayvan sahipleri tarafından karşılanmak üzere karantinaya alınan ve karantina
sonunda hastalıksız olduğu anlaşıldığı için veteriner sağlık raporu verilerek
serbest bırakılan hayvan sahiplerine bin Türk Lirası, d)
Veteriner sağlık raporsuz sevk edildikleri ve menşeinde hastalık bulunmadığı
anlaşılan ve 22 nci maddenin dördüncü fıkrasına göre veteriner sağlık raporu
verilerek serbest bırakılan hayvan maddelerinin sahiplerine beşyüz Türk Lirası, e)
Menşei şahadetnamesi ve veteriner sağlık raporu olmayan hayvanların kesiminin
yapıldığı mezbaha, kombina ve kesim yerlerinin sahiplerine beşbin Türk
Lirası, f)
Menşei şahadetnamesi veya veteriner sağlık raporu olmayan hayvan ve hayvan
maddelerini taşıyan nakil vasıtalarının sahiplerine beşyüz Türk Lirasından
beşbin Türk Lirasına kadar, idarî
para cezası verilir.” MADDE
448- 3285 sayılı Kanunun 48 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
48- Kordon altına alınan bölgeyi belli etmek için konulan işaret, levha ve
benzerlerini tahrip edenler veya yerlerini değiştirenlere beşyüz Türk Lirası
idarî para cezası verilir.” MADDE
449- 3285 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
49- Bu Kanuna göre bulaşıcı hayvan hastalığını veya sebebi belli olmayan
hayvan ölümlerini ihbarla yükümlü olup da geçerli bir özürü olmaksızın
kırksekiz saat içinde 9 uncu maddede yazılı görevlilere bildirmeyenlere,
fiilleri suç oluşturmadığı takdirde, üçyüzelli Türk Lirası idarî para cezası
verilir. Bu
Kanunun 13 üncü maddesi hükmüne geçerli bir özürü olmaksızın uymayan hükümet
veteriner hekimi ile aynı maddede yazılı makam ve kuruluşların görevli
memurlarına yediyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
450- 3285 sayılı Kanunun 50 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir “MADDE
50- Kuduz hastalığı çıktığı ilan olunan yerlerde köpek ve kedilerini muhafaza
altına almayanlara, bin Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
451- 3285 sayılı Kanunun 51 inci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan “uğraşanlar üçyüzkırkyedimilyon lira idarî para cezası ile
cezalandırılır.” ibaresi “uğraşanlara beşyüz Türk Lirası idarî para cezası
verilir.” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
452- 3285 sayılı Kanunun 52 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
52- Hayvan sağlığını korumada kullanılan aşı, serum, biyolojik madde,
veteriner müstahzarların tahlilleri sonucunda bileşimlerinde bulunan
maddelerin saf olmadığı veya kodekse uygun bulunmadığı veya ruhsat almak için
verilmiş formüle uymadığı veya teşhis, tedavi, koruma niteliklerini azaltacak
şekilde etkili maddelerin noksan olduğu tespit edildiği takdirde bunları imal
ve ihzar edenlere yirmibin Türk Lirasından yüzbin Türk Lirasına kadar idarî
para cezası verilir. Bunları bilerek satışa arz edenler veya satanlara da
aynı idarî para cezası verilir. Yukarıdaki
fiillerin tekrarı hâlinde aşı, serum, biyolojik madde ve müstahzarın ruhsatı
iptal edilir ve verilecek ceza bir misli artırılır. Bu
maddedeki kabahatin konusunu oluşturan maddelere elkonularak masrafları
ilgilisinden alınmak suretiyle imha edilir. Birinci
fıkrada belirtilen maddelerin hayvan sağlığı açısından zararlı veya tehlikeli
olması hâlinde kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî
para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
453- 3285 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
53- Bakanlıktan izin almadan hayvan sağlığını korumada kullanılan her nevi
aşı, serum ve biyolojik maddelerle veteriner müstahzarları imal ve ihzar
edenler, satan veya satışa arz edenler üç aydan bir yıla kadar hapis ve yüz
günden bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Birinci
fıkrada belirtilen maddelerin hayvan sağlığı açısından zararlı veya tehlikeli
olması hâlinde kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar
adlî para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, bu fiiller bir tüzel kişinin
faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur. Teşhis,
tedavi veya aşı üretimi amacı ile canlı veya zayıflatılmış mikroorganizmalar
ve benzeri maddelerden ithali Bakanlığın iznine tabi olanları izinsiz yurda
sokanlar hakkında 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele
Kanunu hükümleri uygulanır. Bakanlıkça
hayvanlarda kullanımına izin verilmemiş veya kullanımı farmakolojik veya
toksikolojik etkileri sebebiyle yasaklanmış her türlü maddenin besleme,
tedavi, koruma, araştırma ve benzeri amaçlarla hayvanlara yedirilmesi,
içirilmesi veya vücuduna zerk edilmesi yasaktır. Bu maddeleri hayvanlara
uygulayanlara ve bilerek bu maddeleri hayvanlarına uygulatan hayvan
sahiplerine beşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
454- 3285 sayılı Kanunun 54 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE 54-
Aşı, serum, biyolojik madde ve veteriner müstahzarları taklit ederek teşhis,
tedavi ve koruma vasıflarını azaltacak veya kaybedecek surette imal veya
ihzar edenler, bunları bilerek satışa arz eden veya satanlar üç aydan bir
yıla kadar hapis ve elli günden beşyüz güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır. Birinci
fıkrada belirtilen maddelerin hayvan sağlığı açısından zararlı veya tehlikeli
olması hâlinde kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar
adlî para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, bu fiiller bir tüzel kişinin
faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur.” MADDE
455- 3285 sayılı Kanunun 55 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE 55-
Bu Kanunda gösterilen istisnalar dışında kombina, mezbaha ve hayvan kesimi
yerlerinden başka yerlerde ticari amaçla hayvan kesen veya kestirenlere, bu
şekilde kesilmiş hayvanlara ait etleri satan veya satışa arz edenlere bin
Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
456- 3285 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
56- Bu Kanunda yazılı olan idarî yaptırımlara mahallî mülkî amir tarafından
karar verilir.” MADDE
457- 3/6/1986 tarihli ve 3298 sayılı Uyuşturucu Maddelerle İlgili
Kanunun 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
4- Ham afyon, hazırlanmış afyon, tıbbî afyon ve bunların müstahzarları Türk
Ceza Kanununun uygulanmasında uyuşturucu maddelerden sayılır. İzinsiz
olarak haşhaş ekimi yapan kişi bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adlî para
cezası ile cezalandırılır. Bu madde kapsamında ekim yapma ibaresinden,
tohumun toprağa ekilmesinden ürünün hasadına kadarki süreç anlaşılır. İzin
almış olmakla birlikte, bilerek belgesinde belirtilen alandan fazla yerde
veya izin belgesinde kayıtlı yerden başka yerde haşhaş ekimi yapan kişi altı
aydan üç yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır İzinsiz
ham afyon üretenler, Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre cezalandırılır. İzin
belgesinde tespit edilen miktardan az ham afyon veya kapsül teslim eden
üreticilere, fiil suç oluşturmadığı takdirde, mahallî mülkî amir tarafından
eksik teslim edilen miktarların teslim anındaki baş alım fiyatının iki misli
kadar idarî para cezası verilir. Kontrol
ve denetim görevini yerine getirmeyen muhtarlar ve kolluk görevlileri, Türk
Ceza Kanunu hükümlerine göre cezalandırılır. Bu
maddede tanımlanan suçların ekim bölgesi içinde işlenmesi halinde, 21/3/2007
tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 23 üncü maddesi
hükümleri uygulanmaz.” MADDE
458- 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununun 41 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
41- Bu Kanun hükümlerine göre Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarının dışında
kamu ve özel kurum ve kuruluşlarında yapılan aday çırak, çırak ve kalfaların
eğitimi ile işletmelerde yapılan mesleki eğitim, öğrencilerin bu eğitiminden
sorumlu işletmelerin bağlı olduğu oda veya birliklerin temsilcilerinin
katılımı ile Bakanlıkça; iş ortamı, sosyal güvenlik, iş güvenliği ve sağlık
şartları bakımından ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca denetlenir.
Denetimle ilgili raporlar valiliğe verilir. Raporlarda belirtilen hususlar
valilikçe değerlendirilir ve gereği yapılır. Denetlemenin
esas ve usulleri bu bakanlıklarca müştereken çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir. Bu
Kanunun; 9, 10, 12, 13, 14, 15, 17, 20, 22, 25, 26, 28 ve 30 uncu
maddelerindeki yükümlülükleri yerine getirmeyenlere ihtar cezası verilir.
İhtarın tebliğinden itibaren on gün içinde yükümlülüklerini yerine
getirmeyenlerden; a) 9,
10, 25, 26 ve 28 inci maddelerine aykırı davrananlara altıyüz Türk Lirası, b) 12,
13, 14, 15, 17, 20, 22 ve 30 uncu maddelerine aykırı davrananlar ile
sözleşmeyi tek taraflı ve haksız olarak fesheden işletmelere dörtyüz Türk
Lirası, idarî
para cezası verilir. Fiilin
tekrarı hâlinde bu cezalar iki katına çıkarılır. Fiilin
sürmesi hâlinde ise meslekten geçici men cezası verilir. Bu
maddedeki idarî yaptırımlara karar vermeye mahallî mülkî amir yetkilidir. Bu
Kanunun 30 uncu maddesine aykırı olarak açılan işyerleri durumun
öğrenilmesinden itibaren İl Mesleki Eğitim Kurulu ile ilgili mercilerin
müracaatı üzerine mahallî mülkî amirce yedi gün içinde kapatılır.” MADDE
459- 21/6/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 42 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
42- Fiilleri suç oluşturmadığı takdirde; a) Bu
Kanunda belirli yükümlülükleri yerine getirmeyenlere, onbeş Türk Lirasından
otuz Türk Lirasına kadar, b)
Kadastro çalışması veya itirazın incelenmesi sırasında çağrılan yerlere
özürsüz olarak gelmeyen bilirkişi veya tanıklara, on Türk Lirasından onbeş
Türk Lirasına kadar, idarî
para cezası verilir. Bu
maddede belirtilen idarî para cezalarına kadastro sırasında, kadastro müdürünün
yazısı üzerine, yargılama sırasında ise resen araştırma inceleme yapılarak
kadastro hâkimi tarafından karar verilir. Tanık ve
bilirkişilerin gelmemelerini haklı gösteren sebeplerin varlığı hâlinde
verilen ceza kaldırılır.” MADDE
460- 3402 sayılı Kanunun 43 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
43- Kadastro tutanaklarının düzenlenmesi sırasında sahibi olmadığı taşınmaz
malı kendi veya başkası adına kaydettirmek veyahut bir kimseye ait taşınmaz
malı başkası adına yazdırmak için bilerek gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar,
Türk Ceza Kanununun 206 ncı maddesine göre cezalandırılır. Kadastro
tutanaklarının düzenlenmesi sırasında bir kimse sahibi olmadığı bir taşınmaz
malı hile ile veya kendisine ait olmayan kayıt ve belgeler kullanarak,
kendisi veya başkası adına kaydettirirse, Türk Ceza Kanununun dolandırıcılık
veya belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır.” MADDE
461- 11/1/1989 tarihli ve 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanununun 15
inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
15- a) Bu Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen istisna
dışında, resmi ve özel sözleşmelerde, her türlü evrak, belge ve ilanlar ile
miktar belirtilen etiketlerde ve kanunlara göre tutulan defterlerde
uluslararası birimleri kullanmayan kişiye ikiyüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir. b) Yurt
içinde ölçü ve ölçü aleti yapan fabrika ve imalathanelerle tamir
atölyelerinde, yapılan veya tamir edilen ölçü ve ölçü aletleri için
Bakanlıkça tespit edilen esaslar dahilinde ve örneğine uygun, tasdikli imalat
defteri tutmayan kişiye beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar
idarî para cezası verilir. c)
Damgası kopmuş, bozulmuş, damga süresi dolmuş ölçü aletini kullanan kişiye,
bin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca bu ölçü aletlerine el
konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. d)
Yetkisiz olduğu halde, bu Kanun kapsamına giren ölçü aletlerinin bakım ve
tamirini yapan kişiye, beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. e) Ayarı
doğru olmayan ölçü aletlerini kullanan kişiye yüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir. Ayrıca bu ölçü aletlerine el konularak mülkiyetinin kamuya
geçirilmesine karar verilir. f)
Ambalajında belirtilen veya yetkili makamlarca tespit edilen miktarlara uymayan
bir malı üreten, satışa arzeden veya satan kişiye bin Türk Lirasından onbin
Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. g) Bu
Kanun hükümleri gereğince Bakanlıkça tespit edilen tarifeler üstünde ücret
talep eden veya alanlara beşyüz Türk Lirasından bin Türk Lirasına kadar idarî
para cezası verilir. Bu idarî
yaptırımlara Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İl Müdürü tarafından karar verilir.” MADDE
462- 3516 sayılı Kanunun 16 maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
16- Uluslararası birimler sistemine göre yapılmamış olan veya bu sisteme göre
imal edilmiş olmakla beraber nitelikleri bakımından bu Kanun hükümlerine
uygun bulunmayan ölçü ve ölçü aletlerini ticaret maksadıyla imal eden, ithal
eden, satan, satışa arzeden, satın alan, bulunduran veya bu özelliğini
bilerek nakleden kişi, bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Damgalanmamış
ölçü ve ölçü aletlerini satan, satışa arzeden veya ticari ilişkide kullanan
kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayarının
doğru olmadığını bildiği aletle ölçü yapan ve bu suretle haksız menfaat temin
eden kişi, Türk Ceza Kanununun dolandırıcılık suçuna ilişkin hükümlerine göre
cezalandırılır.” MADDE
463- 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik Serbest
Muhasebeci, Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanununun 40 ıncı
maddesinin ondördüncü fıkrasında yer alan “Devlet memurlarına” ibaresi “kamu
görevlilerine” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
464- 3568 sayılı Kanunun 47 nci maddesinde yer alan “Devlet
memurlarına” ibaresi “kamu görevlilerine” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
465- 3568 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
49- 3 üncü maddenin birinci fıkrasına aykırı davrananlar hakkında altı aydan
bir yıla kadar hapis ve adlî para cezasına hükmolunur. 13,
15/4, 43/1, 43/2, 44 ve 45 inci maddenin birinci fıkrası hükümlerine aykırı
davranışta bulunanlar hakkında, fiil daha ağır bir cezayı gerektiren bir suç
oluşturmadığı takdirde, yüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. 12 nci
maddenin dördüncü fıkrasındaki hükme aykırı davranışta bulunan kişi hakkında,
fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan
bir yıla kadar hapis ve adlî para cezasına hükmolunur.” MADDE
466- 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanununun 15 inci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
15- Kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde duvar, çit,
parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engelleri oluşturanlara ikibin
Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Ayrıca
oluşturulan engellerin beş günden fazla olmamak üzere belirlenen süre
zarfında kaldırılmasına karar verilir. Bu süre zarfında engellerin ilgililer
tarafından kaldırılmaması halinde, masrafı yüzde yirmi zammıyla birlikte
kendilerinden kamu alacaklarının tahsili usulüne göre tahsil edilmek üzere
kamu gücü kullanılmak suretiyle derhal kaldırılır. Kabahatin tekrarı halinde,
ceza üst sınırdan verilir. Birinci
fıkrada sayılan yerlerden kum, çakıl alanlara üçbin Türk Lirasından onbeşbin
Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Birinci
fıkrada sayılan yerlere moloz, toprak, cüruf, çöp gibi atık ve artıkları
dökenler, atılan veya dökülen maddenin niteliğine, çevreyi kirletici ve
bozucu etkisine göre Türk Ceza Kanunu, Kabahatler Kanunu veya Çevre Kanunu
hükümlerine göre cezalandırılır. Yukarıdaki
fıkralarda sayılan fiillerin kıyının doğal yapısını bozacak bir etki meydana
getirmesi halinde, daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde,
failleri hakkında altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Birinci
fıkrada sayılan yerlerde ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapı
yapan kişilere Türk Ceza Kanunu veya İmar Kanunu hükümlerine göre verilecek
ceza bir kat artırılır. İlgili
kanunlarda belirtilen makamların yetkileri saklı kalmak üzere, bu maddede
belirtilen idarî yaptırımlara karar vermeye mahalli mülki amir yetkilidir.” MADDE
467- 13/4/1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların
Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 24 üncü maddesinin altıncı fıkrasında
yer alan “391 inci” ibaresi “124 üncü” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
468- 3984 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Yayını
yapmayan veya karara uygun şekilde yapmayan veya geciktiren kuruluşun
yayınlarından sorumlu en üst yöneticisi ile kuruluşun sahibi olan anonim
şirketin yönetim kurulu başkanı hakkında üçbin günden dokuzbin güne kadar
adlî para cezasına hükmolunur. Ayrıca, kuruluşa Üst Kurulca üç aya kadar
gelir getirici yayın yapma yasağı verilebilir; fiilin tekrarı hâlinde yayın
izni iptal edilir. Hangi yayınların gelir getirici yayınlar olduğu Üst Kurul
tarafından belirlenir. Radyo
veya televizyon yayınları yoluyla işlenen suçlardan dolayı sorumluluk, Türk
Ceza Kanununun iştirak hükümlerine göre yayını yöneten veya programı yapanla
birlikte sorumlu müdüre aittir. Ancak şirketi idare ve temsile yetkili
kişilerin, sorumlu müdürün incelemesinden geçmeden veya rızası hilafına bir
yayına karar vermiş olması halinde; kendileri sorumlu olurlar. Bu hüküm,
yayın kuruluşunun bu Kanundan doğan sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.” MADDE
469- 3984 sayılı Kanunun 33 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE 33-
Üst Kurul, öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeyen, izin şartlarını ihlâl
eden, yayın ilkelerine ve bu Kanunda belirtilen diğer esaslara aykırı yayın
yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarını uyarır veya aynı yayın kuşağında
açık şekilde özür dilemesini ister. Bu talebe uyulmaması veya aykırılığın
tekrarı hâlinde ihlâle konu olan programın yayını, bir ilâ oniki kez arasında
durdurulur. Bu süre içinde programın yapımcısı ve varsa sunucusu hiçbir ad
altında başka bir program yapamaz. Yayını durdurulan programların yerine,
aynı yayın kuşağında ve reklamsız olarak, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına
Üst Kurulca hazırlattırılacak eğitim, kültür, trafik, kadın ve çocuk hakları,
gençlerin fiziksel ve ahlakî gelişimi, uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla
mücadele, Türk dilinin güzel kullanımı ve çevre eğitimi konularında
programlar yayınlanır. Aykırılığın
tekrarı hâlinde; a)
Ulusal düzeyde yayın yapan kuruluşlara, ihlâlin ağırlığına göre,
ikiyüzellibin Türk Lirasından az olmamak kaydıyla beşyüzbin Türk Lirasına
kadar, b)
Yerel, bölgesel ve kablo ortamından yayın yapan kuruluşlara; 1.
Kapsadığı yayın alanı itibariyle, bir milyondan fazla nüfusa ulaşan il ve
ilçelere yayın yapanlara, ihlâlin ağırlığına göre, yüzyirmibin Türk
Lirasından az olmamak kaydıyla ikiyüzbin Türk Lirasına kadar, 2.
Kapsadığı yayın alanı itibariyle, beşyüzbin ilâ bir milyon arasında nüfusa
ulaşan il ve ilçelere yayın yapanlara ihlâlin ağırlığına göre, otuzbin Türk
Lirasından az olmamak kaydıyla altmışbin Türk Lirasına kadar, 3.
Kapsadığı yayın alanı itibariyle, ikiyüzellibin ilâ beşyüzbin arasında nüfusa
ulaşan il ve ilçelere yayın yapanlara, ihlâlin ağırlığına göre, yirmibin Türk
Lirasından az olmamak kaydıyla kırkbin Türk Lirasına kadar, 4.
Kapsadığı yayın alanı itibariyle, ikiyüzellibinden az nüfusa ulaşan il ve
ilçelere yayın yapanlara, ihlâlin ağırlığına göre, beşbin Türk Lirasından az
olmamak kaydıyla onbin Türk Lirasına kadar, c) Radyo
yayınları için yukarıdaki miktarların yarısı kadar, idarî
para cezası verilir. İhlâlin,
ihlâl tarihinden itibaren, takip eden bir yıl içinde tekrarı hâlinde bu idarî
para cezaları yarı oranında artırılır. İhlâlin, ihlâl tarihinden itibaren
takip eden bir yıl içinde ikinci kez tekrarında ihlâlin ağırlığına göre izin
uygulaması bir yıla kadar geçici olarak durdurulur. 4 üncü
maddenin ikinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerindeki ilkelere aykırı
yayın yapılması hâlinde uyarı yapılmaz ve yayın kuruluşunun yayını bir ay
durdurulur. İhlâlin tekrarı hâlinde yayın süresiz olarak durdurulur ve yayın
lisans izni iptal edilir. Yayın
izninin verilmesi için gerekli şartlardan birini kaybeden veya şartların
uygunluğunu hile ile elde eden kuruluşların yayın lisans izni iptal edilir. Uyarı
cezasını gerektiren hâller dışındaki ihlâllerde ilgili tarafın savunması
alınır. Cezaların
uygulanış usulleri ile gerekçeli olarak kamuoyuna duyuruluş şekli
yönetmelikle belirlenir.” MADDE
470- 3984 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
34- Bu Kanunda belirtilen istisnalar dışında, Üst Kuruldan izin almadan radyo
ve televizyon yayını yapan ya da izni Üst Kurul tarafından geçici ya da
sürekli iptal edilmesine rağmen yayında bulunan kişi veya kuruluşların
yöneticileri, altı aydan iki yıla kadar hapis ve elli günden beşbin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Yayın
bantlarını bir yıl süre ile muhafaza etmeyen ve bu süre içerisinde Üst Kurul
tarafından veya Cumhuriyet başsavcılığınca istenmesine rağmen sesli ve
görüntülü olarak teslim etmeyen yayın kuruluşlarının yöneticileri, bir yıldan
beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Ayrıca, Üst Kurul tarafından
bir aydan üç aya kadar ilgili kuruluşun yayınının durdurulmasına karar
verilir. Gönderilen
bandın içerik bakımından istenen yayın olmaması veya bantta tahrifat,
çıkarma, silme gibi işlemler yapılması hâlinde, yayın kuruluşlarının
yöneticileri iki yıldan on yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne
kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır. Türkiye
Cumhuriyetinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğüne karşı yıkıcı ve bölücü faaliyetlere sevk edecek şekilde yayın
yapan radyo ve televizyon yayın organlarının işletenleri, yayın
yönetmeni, sorumlu müdürü, haber müdürü, program yapımcı ve sunucuları
hakkında, Türk Ceza Kanununda yer alan suçlardan dolayı iştirak hükümlerine
göre verilecek sonuç ceza yarı oranında artırılır.” MADDE
471- 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları
Hakkında Kanununun 7 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Bu
yasaklara aykırı hareket edenler, altı aydan iki yıla kadar hapis ve onbin
güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ancak, verilecek adlî para
cezasının miktarı, edinilen haksız kazancın üç katından az olamaz. Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı ile özelleştirme programına alınan kuruluşlarda çalışan
personel ve sözleşmeli olarak çalıştırılan personel, görevleriyle bağlantılı
olarak işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi sayılırlar ve bu
personelin özelleştirilmenin paralarına ve para hükmündeki evrak ve
senetlerine ve mevcutlarına karşı işledikleri suçlar ile bilânço, tutanak,
rapor ve benzeri her türlü belge ve defterleri üzerinde işledikleri suçlar
ile ifa ettikleri görevlerinden doğan suçlardan dolayı haklarında Türk Ceza
Kanununun İkinci Kitap Üçüncü Kısım Dördüncü Bölüm ile Dördüncü Kısım Birinci
Bölüm altında yer alan suçlara ilişkin hükümler uygulanır.” MADDE
472- 7/12/1994 tarihli ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında
Kanunun 16 ncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İdarî
Para Cezası MADDE 16
- Kurul, teşebbüs niteliğindeki gerçek ve tüzel kişiler ile teşebbüs
birlikleri veya bu birliklerin üyelerine; a)
Muafiyet ve menfi tespit başvuruları ile birleşme ve devralmalar için izin
başvurularında yanlış ya da yanıltıcı bilgi veya belge verilmesi, b) İzne
tabi birleşme ve devralmaların Kurul izni olmaksızın gerçekleştirilmesi, c)
Kanunun 14 ve 15 inci maddelerinin uygulanmasında eksik, yanlış ya da
yanıltıcı bilgi veya belge verilmesi ya da bilgi veya belgenin belirlenen
süre içinde ya da hiç verilmemesi, d)
Yerinde incelemenin engellenmesi ya da zorlaştırılması, hallerinden
(a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilenler için teşebbüsler ile teşebbüs
birlikleri veya bu birliklerin üyelerinin karardan bir önceki mali yıl
sonunda oluşan veya bunun hesaplanması mümkün olmazsa karar tarihine en yakın
mali yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi
gelirlerinin binde biri oranında, (d) bendinde belirtilenler için ise aynı
şekilde saptanacak olan gayri safi gelirlerinin binde beşi oranında idarî
para cezası verir. Ancak bu esasa göre belirlenecek ceza onbin Türk
Lirasından az olamaz. Bu fıkranın (b) bendine göre idarî para cezası birleşme
işlemlerinde tarafların herbirine, devralma işlemlerinde ise sadece devralana
verilir. Yerinde
incelemenin mahkeme kararı ile gerçekleştirilmesi, yerinde incelemenin
engellenmesi ve zorlaştırılmasına ilişkin olarak bu Kanunda öngörülen idarî
para cezasının uygulanmasını engellemez. Bu
Kanunun 4, 6 ve 7 nci maddelerinde yasaklanmış davranışlarda bulunanlara,
ceza verilecek teşebbüs ile teşebbüs birlikleri veya bu birliklerin
üyelerinin nihai karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan veya bunun
hesaplanması mümkün olmazsa nihai karar tarihine en yakın mali yıl sonunda
oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin
yüzde onuna kadar idarî para cezası verilir. Teşebbüs
veya teşebbüs birliklerine üçüncü fıkrada belirtilen idarî para cezaları
verilmesi halinde, ihlalde belirleyici etkisi saptanan teşebbüs veya teşebbüs
birliği yöneticilerine ya da çalışanlarına teşebbüs veya teşebbüs birliğine
verilen cezanın yüzde beşine kadar idarî para cezası verilir. Kurul,
üçüncü fıkraya göre idarî para cezasına karar verirken, 30/3/2005 tarihli ve
5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17 nci maddesinin ikinci fıkrası bağlamında,
ihlalin tekerrürü, süresi, teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin piyasadaki
gücü, ihlalin gerçekleşmesindeki belirleyici etkisi, verilen taahhütlere uyup
uymaması, incelemeye yardımcı olup olmaması, gerçekleşen veya gerçekleşmesi
muhtemel zararın ağırlığı gibi hususları dikkate alır. Kanuna
aykırılığın ortaya çıkarılması amacıyla Kurumla aktif işbirliği yapan
teşebbüs ya da teşebbüs birlikleri veya bunların yöneticileri ve çalışanlarına,
işbirliğinin niteliği, etkinliği ve zamanlaması dikkate alınarak ve gerekçesi
açık bir şekilde gösterilmek suretiyle üçüncü ve dördüncü fıkralarda
belirtilen cezalar verilmeyebilir veya bu fıkralara göre verilecek cezalarda
indirim yapılabilir. Bu
maddeye göre verilecek idarî para cezalarının tespitinde dikkate alınan
hususlar, işbirliği halinde para cezasından bağışıklık veya indirim şartları,
işbirliğine ilişkin usul ve esaslar Kurulca çıkarılacak yönetmeliklerle
belirlenir.” MADDE
473- 4054 sayılı Kanunun 17 nci maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Nispi
İdarî Para Cezası MADDE
17- Kurul, teşebbüs ve teşebbüs birliklerine, 16 ncı maddenin birinci
fıkrasında belirtilen cezalar saklı kalmak kaydıyla, a) Nihai
karar veya geçici tedbir kararı ile getirilen yükümlülüklere ya da verilen
taahhütlere uyulmaması, b)
Yerinde incelemenin engellenmesi ya da zorlaştırılması, c)
Kanunun 14 ve 15 inci maddelerinin uygulanmasında, istenen bilgi veya
belgenin belirlenen süre içinde verilmemesi, durumunda
her gün için, ilgili teşebbüsler ile teşebbüs birlikleri ve/veya bu
birliklerin üyelerinin karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan, bunun
hesaplanması mümkün olmazsa karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan
ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin onbinde
beşi oranında idarî para cezası verir. Birinci
fıkranın (a) ve (c) bentlerine göre idarî para cezaları, bu bentlerde
belirtilen kararlardaki yükümlülüklere uyulması için belirlenen sürenin
dolmasından itibaren verilebilir. (a) bendindeki fiile ilişkin idarî para
cezası, yükümlülük getirilen kararda herhangi bir süre belirlenmemiş ise, bu
kararın tebliğini takip eden günden itibaren verilebilir. (b) bendindeki
fiillere ilişkin idarî para cezası ise, fiilin gerçekleştiği günü takip eden
günden itibaren verilebilir.” MADDE
474- 4054 sayılı Kanunun 55 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
55- Kurulun nihai kararlarına, tedbir kararlarına ve idarî para cezalarına
ilişkin kararlarına karşı iptal davaları ilk derece mahkemesi olarak
Danıştayda görülür. Kurul
kararlarına karşı yargı yoluna başvurulması kararların uygulanmasını ve idarî
para cezalarının takip ve tahsilini durdurmaz.” MADDE
475- 4054 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
60- Kurumun para, evrak ve her çeşit malları devlet malı hükmündedir.
Görevleri ile ilgili olarak suç işleyen Kurul başkan ve üyeleri ile personeli
ceza sorumluluğu bakımından kamu görevlisi sayılır. Kurul başkan ve üyeleri
ile personeline karşı görevlerinden dolayı işlenen suçlar kamu görevlisine
karşı işlenmiş sayılır. Bu
kişiler hakkında görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri suçlardan dolayı
2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz.” MADDE
476- 23/2/1995 tarihli ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanunun 25 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
25- 6 ncı maddenin yedinci fıkrası uyarınca, Bakanlıkça belirlenen usul ve
esaslara aykırı hareket edenlere, aykırılığı tespit edilen her bir sözleşme
için yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. 4 üncü
maddenin altıncı fıkrasında, 5 inci maddede, 6 ncı maddenin altıncı
fıkrasında, 6/A maddesinde, 6/B, 6/C maddeleri uyarınca Bakanlıkça belirlenen
usul ve esaslarda, 7 nci maddenin beşinci fıkrasında, 9 uncu maddede, 9/A
maddesinde, 10 uncu maddede, 10/A maddesinde, 10/B maddesinde, 11/A
maddesinin ikinci ve dördüncü fıkralarında, 12, 13, 14 ve 15 inci maddelerde
belirtilen yükümlülüklerden her birine aykırı hareket edenlere ikiyüz Türk
Lirası idarî para cezası verilir. 7 nci
maddenin dördüncü ve altıncı fıkraları ile 8 ve 27 nci maddelerde belirtilen
yükümlülüklere aykırı hareket edenlere beşyüz Türk Lirası idarî para cezası
verilir. 20 nci
maddenin ikinci fıkrası uyarınca Bakanlıkça tespit ve ilân olunan usul ve
esaslara aykırı hareket edenlere bin Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Aykırılık ülke düzeyinde yayın yapan radyo ve televizyonlar aracılığıyla
gerçekleştirilmişse, ceza on katı olarak uygulanır. 18 inci
maddeye aykırı hareket eden üretici-imalatçıya veya ithalatçıya ikibin Türk
Lirası, satıcı-sağlayıcıya ise dörtyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.
19 uncu
maddenin birinci fıkrasına aykırı hareket edenlere beşbin Türk Lirası idarî
para cezası verilir. 11 inci
maddeye aykırı hareket edenlere onbin Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Aykırılık ülke düzeyinde yayım yapan süreli yayın aracılığı ile
gerçekleşmişse, ceza yirmi katı olarak uygulanır. Bakanlık, ayrıca süreli
yayın kuruluşundan kampanyanın ve kampanyaya ilişkin her türlü reklam ve
ilânın durdurulmasını ister. Bu isteğe rağmen aykırılığın devamı halinde,
reklam ve ilânın durdurma zorunluluğunun doğduğu tarihten itibaren her
sayı-gün için ikiyüzbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bakanlık,
kampanyanın ve kampanyaya ilişkin her türlü reklam ve ilânın durdurulması
talebi ile Tüketici Mahkemesine başvurur. 16 ncı
maddeye aykırı hareket edenler hakkında Reklam Kurulu tarafından ihlalin
niteliğine göre birlikte veya ayrı ayrı üç aya kadar tedbiren durdurma,
durdurma, düzeltme veya altıbin Türk Lirası idarî para cezası uygulanır. 16
ncı maddeye aykırılık, ülke düzeyinde yazılı, sözlü, görsel ve sair araçlar
ile gerçekleşmiş ise, idarî para cezası on katı olarak uygulanır. 7 nci
maddenin yedinci ve sekizinci fıkralarına aykırı hareket edenlere, kampanya
konusu mal veya hizmetin fatura bedeli oranında idarî para cezası verilir.
Kampanyayı düzenleyen, tüketici, kampanyadan ayrıldığında para iadesinde
bulunursa bu ceza uygulanmaz. 7 nci
maddenin ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere, 7 nci madde hükümlerine
uygun kampanya düzenlemeleri için bir hafta süre tanınır. Bu sürenin
bitiminde aykırılığın devam ettiğinin tespiti halinde, bu hükme aykırı
hareket edenlerle 24 ve 24/A maddelerinde belirtilen yükümlülüklere aykırı
hareket edenlere seksenbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Yukarıdaki
fıkralarda belirtilen para cezaları, fiilin bir yıl içerisinde tekrarı
halinde iki misli olarak uygulanır.” MADDE
477- 4077 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
26- 25 inci maddenin birinci, dördüncü, yedinci, sekizinci, dokuzuncu ve
onuncu fıkralarındaki idarî yaptırımlara Bakanlık tarafından, diğer
fıkralarındaki idarî para cezalarına mahallî mülkî amir tarafından karar
verilir. Bu
yaptırımlara ilişkin kararlar, kararı veren makam tarafından yedi gün
içerisinde ilgilinin mensup olduğu meslek kuruluşuna bildirilir. Bu Kanun
hükümlerine göre verilen idarî yaptırım kararlarına karşı 6/1/1982 tarihli ve
2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna
başvurulur. Ancak, idare mahkemesinde dava, işlemin tebliği tarihinden
itibaren onbeş gün içinde açılır. İdare mahkemesinde iptal davası açılmış
olması, kararın yerine getirilmesini durdurmaz.” MADDE
478- 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun
54 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kurumca
dayanağı belirtilmek suretiyle; a)
İşsizlik sigortasına ilişkin yükümlülükleri nedeniyle sigortalıların
ücretlerinden indirim veya kesinti yapan işverenlere her bir sigortalı için
beşyüz Türk Lirası, b) 48
inci maddede öngörülen işten ayrılma bildirgesini Kuruma vermeyen işverenlere
her bir fiil için ayrı ayrı bin Türk Lirası, idarî
para cezası verilir.” MADDE
479- 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 11
inci maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu
Kanun hükümlerine göre verilmiş olup da tahsil edilen idarî para cezalarının
yüzde onu Kurum hesabına aktarılır.” MADDE
480- 4628 sayılı Kanunun 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
12- İdari para cezaları dahil, Kurul tarafından alınan bütün kararlara karşı
açılan iptal davaları ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür.
Danıştay, Kurul kararlarına karşı yapılan başvuruları acele işlerden sayar.” MADDE
481- 28/2/2001 tarihli ve 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanununun 16 ncı
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 16-
Sunî ve tabiî tohumlamada kullanılan ve damızlık belgesi bulunan erkek
damızlıklarını, hastalık ve damızlık özellikleri bakımından Bakanlıkça
belirlenen yönetmelik gereğince muayene ettirmeyenler ile belgesiz damızlık
kullananlara yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
482- 4631 sayılı Kanunun 17 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
17- Safkan Arap ve safkan İngiliz atlarının soy kütüğüne kayıt edilmesi için
yönetmeliğe göre verilmesi gereken evrakı tahrif edenler, sahte evrak tanzim
edenler, sahte ve tahrif edilmiş evrakı bilerek kullananlar; Türk Ceza
Kanununun belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır. Soy
kütüğüne giren damızlık hayvanlar ile safkan Arap ve safkan İngiliz atları
hakkında gerçeğe uymayan evrak tanzim edenler veya başka bir hayvana ait
belgeleri kullananlar veya bu belgelerde ve hayvanın eşkali üzerinde
değişiklik yapanlar, altı aya kadar hapis ve adlî para cezası ile
cezalandırılır. Ayrıca, söz konusu hayvanların soy kütüğünden kayıtları
silinir, pedigrileri iptal edilerek geri alınır.” MADDE
483- 4631 sayılı Kanunun 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
18- 6 ncı maddeye aykırı hareket edenler ile soy kütüğüne kayıtlı
damızlıkların, safkan Arap ve safkan İngiliz atlarının ölmeleri halinde
pedigrilerini 7 nci maddedeki süreler içinde geri vermeyen veya sahip ve don
değişikliğini bildirmeyen ve pedigrisine işletmeyen hayvan sahiplerine,
ikiyüz Türk Lirasından bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Ayrıca,
söz konusu hayvanların soy kütüğünden kaydı silinir ve pedigrileri iptal
edilerek geri alınır.” MADDE
484- 4631 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
19- Bakanlıktan izin almadan suni tohumlama ve embriyo transferi faaliyetinde
bulunanlar veya aynı maksatla sperma üretimi merkezi ve embriyo transfer
laboratuvarı kuranlar veya sperma ve embriyo satanlara beşbin Türk Lirasından
onbeşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir ve bu laboratuvarlar
faaliyetten men edilir.” MADDE
485- 28/3/2001 tarihli ve 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve
Yatırım Sistemi Kanununun 8 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (g)
bendinin (3) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “3.
Müflis veya konkordato ilan etmiş olmaması, Türk Ceza Kanununun 53 üncü
maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan
dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da devletin
güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı
suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve
casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,
güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin
ifasına fesat karıştırma, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok
etme veya değiştirme, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması,
suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık, vergi
kaçakçılığı veya haksız mal edinme suçlarından mahkûm olmaması,” MADDE
486- 4632 sayılı Kanunun 22 nci maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İdarî
yaptırımlar MADDE
22- Konularına göre Müsteşarlık veya Kurul kararıyla ve gerekçesi belirtilmek
suretiyle bu Kanuna tâbi gerçek ve tüzel kişilere, bu Kanunun; a) 4
üncü maddesi hükümlerine aykırı emeklilik sözleşmesi düzenlenmesi halinde
üçbin Türk Lirası, b) 5
inci maddesinde öngörülen aktarma yükümlülüğüne aykırılık halinde ikibin Türk
Lirası, c) 5 inci
maddesinde öngörülen yatırıma yönlendirme yükümlülüğüne aykırılık halinde
ikibin Türk Lirası, d) 6 ncı
maddesinde öngörülen ödeme veya aktarma yükümlülüğüne aykırılık halinde
ikibin Türk Lirası, e) 6 ncı
maddesinin son fıkrasında öngörülen tasdik yükümlülüğünün yerine getirilmeden
sözleşmelerin uygulamaya konulması halinde üçbin Türk Lirası, f) 7 nci
maddesinde öngörülen katılımcı tarafından ödenecek giderler veya ücretler
konusunda bilgilendirme yükümlülüğüne aykırılık halinde ikibin Türk Lirası, g) 10
uncu maddesinin birinci fıkrası hükümlerine aykırı olarak belirtilen
kavramların kullanılması halinde yedibinbeşyüz Türk Lirası, h) 10
uncu maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine aykırı olarak ilan ve reklam
faaliyetinde bulunulması halinde onbeşbin Türk Lirası, ı) 10
uncu maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen katılımcılara bilgi verilmesi
yükümlülüğüne aykırılık halinde ikibin Türk Lirası, j) 11
inci maddesinin birinci fıkrasında öngörülen sorumlulukların yerine
getirilmemesi halinde üçbin Türk Lirası, k) 11
inci maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine aykırı olarak aracılık
faaliyetinde bulunulması veya aracılık hizmeti sağlanması hallerinde altıbin
Türk Lirası, l) 12
nci maddesinin birinci fıkrası hükümlerine aykırı olarak belirtilen
nitelikleri haiz olmayan kişilerin çalıştırılması halinde onbeşbin Türk
Lirası, m) 12
nci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen bildirim yükümlülüğünün yerine
getirilmemesi halinde üçbin Türk Lirası, n) 12 nci
maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerine aykırı olarak belirtilen kişilerin
yasaklanan görevlerde çalıştırılması halinde onbeşbin Türk Lirası, o) 13
üncü maddesinin birinci fıkrası hükümlerine aykırı olarak anasözleşme
değişikliklerinin tescil edilmesi halinde onbeşbin Türk Lirası, p) 13
üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerine aykırı olarak malvarlıklarının
devri veya bir başka şirketle birleşilmesi halinde onbeşbin Türk Lirası, r) 21
inci maddesinde öngörülen bağımsız dış denetim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi
halinde onbeşbin Türk Lirası, s)
Bakanlık, Müsteşarlık ve Kurul tarafından alınan kararlara, çıkarılan
yönetmelik ve tebliğler ile yapılan diğer düzenlemelere uyulmaması halinde,
yukarıdaki fıkralarda, sigortacılık mevzuatı ve sermaye piyasası mevzuatında
öngörülmüş bir cezanın olmadığı hallerde ikibin Türk Lirası, idarî
para cezası verilir. Yukarıda
belirtilen idarî para cezalarının uygulanmasından önce ilgili kuruluş veya
kişilerin savunmaları alınır. Savunma istendiğine ilişkin yazının tebliğ
tarihinden itibaren bir ay içinde savunma verilmemesi halinde savunma
hakkından feragat edildiği kabul edilir. İdarî
para cezalarının verilmesini gerektiren fiillerin tekrarı halinde, verilen
para cezası iki katı, izleyen tekrarlarda üç katı artırılarak uygulanır. Bu
cezaların verildiği tarihten itibaren iki yıl içinde idarî para cezasının
verilmesini gerektiren aynı fiil işlenmediği takdirde önceki cezalar tekrarda
esas alınmaz. Bu
Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasında öngörülen suçu işleyenler hakkında
kanunî kovuşturmaya geçilmekle birlikte, gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde Müsteşarlığın talebi üzerine valiliklerce bunların işyerleri geçici
olarak kapatılır; ilan ve reklamları durdurulur ya da toplatılır. MADDE
487- 4632 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Ceza
sorumluluğu MADDE
23- Bu Kanuna göre gereken izinleri almaksızın emeklilik faaliyetinde bulunan
veya ticaret unvanları ve her türlü belgeleri ve ilan ve reklamları ve
kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda bu Kanunda belirtilen kuruluşların adını
kullanan ya da 10 uncu madde hükümlerine aykırı olarak bu Kanunda düzenlenen
faaliyetlerde bulundukları izlenimini yaratacak söz ve deyimleri kullanan
gerçek kişiler ile tüzel kişilerin görevlileri üç yıldan beş yıla kadar hapis
ve üçyüz günden ikibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca
idarî tedbir olarak bu faaliyetlerin yürütülmesine mani olunur. Şirketin
yönetim kurulu başkanı ve üyeleri ile imza yetkisini haiz mensupları, portföy
yönetim şirketinin yönetim kurulu başkanı ve üyeleri ile imza yetkisini haiz
mensupları, görevleri dolayısıyla kendilerine tevdi olunan veya muhafazaları,
denetimleri ve sorumlulukları altında bulunan şirkete ait para veya diğer
varlıkları zimmetine geçirirlerse, Türk Ceza Kanununun, zimmet suçuna ilişkin
hükümlerine göre verilecek ceza beşte bir oranında artırılır. Bu
Kanunda gösterilen yetkili mercilerin ve denetim görevlilerinin istedikleri
bilgi ve belgeleri vermeyen ya da denetim görevlilerinin görevlerini
yapmalarına engel olan gerçek kişilerle tüzel kişilerin görevli ve ilgilileri
bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yüz günden az olmamak üzere adlî para
cezası ile cezalandırılır. Bu
Kanuna tâbî gerçek ve tüzel kişilerin bu Kanunda gösterilen merciler ile
denetim görevlilerine, mahkemelere ve diğer resmi dairelere hitaben
düzenledikleri veya yayımladıkları belgelerde yapılan gerçeğe aykırı
beyanlarından dolayı bunları veya bunların düzenlenmesine esas olan her türlü
belgeleri imzalayanlar hakkında, Türk Ceza Kanununun belgede sahtecilik
suçuna ilişkin hükümlerine göre verilecek ceza bir kat artırılır. Bu
Kanuna tâbî kuruluşların itibarını kırabilecek veya servetine zarar
verebilecek bir hususa kasten sebep olan ya da bu yolda asılsız haber yayanlar,
bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiilin basın ve
yayın yoluyla işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
İsimleri belirtilmese dahi bu Kanuna tâbi kuruluşların güvenilirliği
konusunda kamuoyunda tereddüte yol açarak bu kuruluşların malî bünyelerinin
olumsuz etkilenmesine neden olabilecek nitelikte asılsız haberleri yukarıda
belirtilen araçlarla yayınlayanlar dörtyüz günden üçbin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır. Bu
Kanunun uygulanmasında ve uygulanmasının denetiminde görev alanlar, görevleri
sırasında bu Kanun kapsamında faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişiler,
bunların iştirakleri ve kuruluşları ile katılımcıya ait öğrendikleri sırları,
bu Kanuna ve özel kanunlarına göre yetkili olanlardan başkasına
açıklayamazlar ve kendi yararlarına kullanamazlar. Bu yükümlülük bu kişilerin
görevden ayrılmalarından sonra da devam eder. Bu yükümlülüğe uymayan kimseler
Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesine göre cezalandırılır. Bu
Kanuna tâbi kuruluşların mensupları ve diğer görevlileri, sıfat ve görevleri
dolayısıyla bu Kanuna tâbi kuruluşlara veya emeklilik sözleşmesi ile ilgili
kişilere ait öğrendikleri sırları bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan
mercilerden başkasına açıklayamazlar. Bu yükümlülük görevden ayrılmalarından
sonra da devam eder. Bu madde hükmüne aykırı davrandığı tespit edilen kişiler
Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesine göre cezalandırılır. Bu
maddenin altıncı ve yedinci fıkralarında yazılı kişiler, öğrendikleri sırları
kendileri ya da başkaları için yarar sağlamak amacıyla açıklarlarsa,
haklarında Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesine göre verilecek ceza yarı
oranında artırılır. MADDE
488- 4632 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Soruşturma
ve kovuşturma usulü MADDE
24- Bu Kanunda belirtilen suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturma yapılması,
konularına göre Müsteşarlık veya Kurul tarafından Cumhuriyet başsavcılığına
yazılı başvuruda bulunulmasına bağlıdır. Bu başvuru muhakeme şartı
niteliğindedir. Cumhuriyet savcıları kovuşturmaya yer olmadığına karar
verirlerse, Müsteşarlık veya Kurul, Ceza Muhakemesi Kanununa göre kendisine
tebliğ edilecek bu kararlara karşı itiraza yetkilidir. Bu fıkra uyarınca
yapılan soruşturmalar neticesinde açılan kamu davalarında, Müsteşarlık veya
Kurulun başvuruda bulunması hâlinde, bunlar başvuru tarihinde katılan
sıfatını kazanırlar.” MADDE
489- 4/4/2001 tarihli ve 4634 sayılı Şeker Kanununun 9 uncu
maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kurulun
para, evrak ve her çeşit malları devlet malı hükmündedir. Kurulun başkan ve
üyeleri ile diğer personeli görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri suçlar
ile bunlara karşı işlenen suçlardan dolayı sorumluluk bağlamında Türk Ceza Kanununun
uygulamasında kamu görevlisi sayılırlar. Kurul
üyelerinin, görevlerini yaptıkları sırada öğrendikleri gizli bilgileri
açıklamaları halinde, haklarında Türk Ceza Kanununun 258 inci maddesi hükmü
uygulanır ve Kuruldaki görevlerine son verilir. Bu kişiler Kurul üyeliğine
tekrar seçilemezler.” MADDE
490- 4634 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin sekizinci ve onuncu
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Tahsil
edilen idarî para cezalarının yüzde onu Kurum özel hesabına aktarılır.” “İdarî
para cezaları dahil, Kurul tarafından alınan bütün kararlara karşı açılan
iptal davaları ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür. Danıştay,
Kurul kararlarına karşı yapılan başvuruları acele işlerden sayar.” MADDE
491- 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun 9
uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
9- Kurul, doğal gaz piyasasında faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişilere
yapacağı yazılı ihtara rağmen mevzuata aykırı durumlarını devam ettirenlere
aşağıdaki yaptırım ve cezaları uygular: a) Kurul
tarafından bilgi isteme veya yerinde inceleme hallerinde; istenen bilgilerin
yanlış, eksik veya yanıltıcı olarak verildiğinin saptanması veya hiç bilgi
verilmemesi ya da yerinde inceleme imkânının verilmemesi hallerinde,
üçyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir ve yedi gün içinde
bilgilerin doğru olarak verilmesi veya inceleme imkânının sağlanması ihtar
edilir. Ancak, kolay giderilebilecek kusurlu haller için ilgili gerçek ve
tüzel kişilerden belgelerin doğru olarak verilmesi veya inceleme imkânının
sağlanması istenir. b) Bu
Kanun hükümlerine ve çıkarılan yönetmelik, talimat ve tebliğlere aykırı
hareket edildiğinin saptanması halinde, üçyüzbin Türk Lirası idarî para
cezası verilir ve otuz gün içinde aykırılığın giderilmesi ihtar edilir. c)
Lisans veya sertifika genel esasları ve yükümlülüklerinden herhangi birisinin
yerine getirilmediğinin saptanması halinde, üçyüzellibin Türk Lirası idarî
para cezası verilir ve otuz gün içinde düzeltilmesi ihtar edilir. d)
Lisans veya sertifika müracaatında ve bunların verilmesinde aranan şartlar
konusunda, gerçek dışı belge sunulması veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya
lisans veya sertifikada öngörülen hususları etkileyecek şartlardaki
değişikliklerin Kurula bildirilmemesi halinde, beşyüzbin Türk Lirası idarî
para cezası verilir ve otuz gün içinde düzeltilmesi ihtar edilir. e)
Lisans müracaatı sırasında iştirak ilişkisi konusunda yanıltıcı bilgi
verilmesi veya faaliyet süresi boyunca iştirak ilişkisi yasağına aykırı
davranışta bulunulması halinde, beşyüzbin Türk Lirası idarî para cezası
verilir ve otuz gün içerisinde iştirak ilişkisinin düzeltilmesi ihtar edilir.
f)
Piyasada lisans kapsamı dışında faaliyet gösterildiğinin saptanması halinde,
altıyüzbin Türk Lirası idarî para cezası verilir ve on beş gün içinde kapsam
dışı faaliyetin veya aleyhe faaliyetin durdurulması ihtar edilir. g)
Lisans veya sertifikanın verilmesine esas olan şartların, faaliyetlerin
yürütülmesi sırasında ortadan kalktığının saptanması halinde lisans veya
sertifika iptal edilir. Ancak, bu şartların baştan mevcut olmadığının
saptanması halinde ise lisans veya sertifikanın iptali yanında ayrıca
altıyüzbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Yukarıdaki
idarî para cezalarını gerektiren fiillerin ihtara rağmen düzeltilmemesi veya
tekrarlanması hallerinde idarî para cezaları her defasında bir önceki cezanın
iki katı oranında artırılarak uygulanır. Bu cezaların verildiği tarihten
itibaren iki yıl içinde idarî para cezası verilmesini gerektiren aynı fiil
işlenmediği takdirde önceki cezalar tekrarda esas alınmaz. Ancak, aynı fiil
iki yıl içinde işlendiği takdirde, artırılarak uygulanacak idarî para
cezasının tutarı cezaya muhatap tüzel kişinin bir önceki malî yılına ilişkin
bilançosundaki safi satış hasılatının yüzde yirmisini aşamaz. Cezaların bu
düzeye ulaşması halinde, Kurul lisans veya sertifikayı iptal edebilir. Bir
lisans veya sertifikanın iptali halinde, yeni bir lisans veya sertifika
verilene kadar, verilen hizmetin aksamaması için Kurul gereken önlemleri
alır. Doğal
gaz şehir içi dağıtım lisansının iptal edilmesinin zorunlu hale gelmesi
durumunda Kurul hizmetin aksamaması için gerekli tedbirleri önceden almak
suretiyle, lisansı iptal eder. Dağıtım şebekesinin mülkiyetini elinde bulunduran
lisans sahibinin nam ve hesabına yüz yirmi gün içerisinde ilgili şebekenin
satışı ve yeni lisans sahibinin belirlenmesi için ihaleye çıkılır. Uygulamaya
ilişkin usul ve esaslar yönetmeliklerde belirlenir. Bu
maddede düzenlenen tüm idarî para cezaları hiçbir şekilde ilgili cezayı
ödeyen tüzel kişi tarafından hazırlanacak tarifelerde maliyet unsuru olarak
yer almaz.” MADDE
492- 4646 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “İdarî
para cezaları dahil, Kurul tarafından alınan bütün kararlara karşı açılan
iptal davaları ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür. Danıştay,
Kurul kararlarına karşı yapılan başvuruları acele işlerden sayar.” MADDE
493- 4646 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin (d) fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “d)
Kurumun para, evrak ve her çeşit malları devlet malı hükmündedir. Kurulun
başkan ve üyeleri ile diğer personeli görevleriyle bağlantılı olarak
işledikleri suçlar ile bunlara karşı işlenen suçlardan dolayı sorumluluk
bağlamında Türk Ceza Kanununun uygulamasında kamu görevlisi sayılırlar.
Görevleri ile ilgili olarak suç işleyen Kurul Başkanı ve üyeleri ile Kurum
personeli hakkında soruşturma ve kovuşturma genel hükümlere göre yapılır.” MADDE
494- 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları
Kanununun 38 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
38 - Bu Kanunun; a) 20,
24 ve 26 ncı maddelerinde yer alan hükümlere aykırı hareket edenler, altı
aydan bir yıla kadar hapis cezası, b) 8,
14, 16 ve 17 nci maddelerinde yer alan hükümlere aykırı hareket eden kişiler,
elli günden az olmamak üzere adlî para cezası, ile
cezalandırılır.” MADDE
495- 29/6/2001 tarihli ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik
Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanunun 12 nci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
12- Bu Kanunun; a) 5
inci maddesinin birinci fıkrasına aykırı hareket eden üreticiler hakkında
ikibin Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar, b) 5
inci maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı hareket eden üreticiler hakkında on
bin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar, c) 5
inci maddesinin yedinci fıkrasına aykırı hareket eden üreticiler hakkında iki
bin Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar, d) 5
inci maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı hareket eden üreticiler hakkında
iki bin Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar, e) 5
inci maddesinin dokuzuncu fıkrasına aykırı hareket eden dağıtıcılar hakkında
bin Türk Lirasından ikibinbeşyüz Türk Lirasına kadar, f) 5 inci
maddesinin onuncu fıkrasına aykırı hareket edenler hakkında beşbin Türk
Lirasından onikibinbeşyüz Türk Lirasına kadar, g) 9
uncu maddesinin birinci fıkrasına aykırı hareket eden uygunluk değerlendirme
kuruluşları ile onaylanmış kuruluşlar hakkında yirmibeşbin Türk Lirasından
altmışikibinbeşyüz Türk Lirasına kadar, h) 9
uncu maddesinin beşinci fıkrasına aykırı hareket eden uygunluk değerlendirme
kuruluşları ile onaylanmış kuruluşlar hakkında beşbin Türk Lirasından
onikibinbeşyüz Türk Lirasına kadar, idarî
para cezası uygulanır. Bu
Kanundaki idarî para cezaları, aynı fiilin bir suç veya daha ağır idarî para
cezası ile cezalandırılmayı gerektiren kabahat oluşturmaması hâlinde
uygulanır.” MADDE
496- 4703 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
13- Bu Kanunda yer alan idarî para cezaları, yetkili kuruluşlar tarafından
verilir.” MADDE
497- 29/6/2001 tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun
9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
9- Bu Kanun hükümlerinin uygulanması sırasında, yapı denetim kuruluşunun
icraî veya ihmalî davranışla görevini kötüye kullanan ortakları,
yöneticileri, mimar ve mühendisleri, yapı müteahhidi, proje müellifi gerçek
kişiler ile laboratuvar görevlileri, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır. Yapı
denetim kuruluşunun ortak ve yöneticileri, mimar ve mühendisleri ile
laboratuvar görevlileri bu Kanun hükümleri çerçevesinde yapmaları gereken
denetimi yapmadıkları hâlde yapmış gibi veya yapmalarına rağmen gerçeğe
aykırı olarak belge düzenlemeleri hâlinde Türk Ceza Kanununun resmi belgede
sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır. Yapı
denetim kuruluşunun izin belgesi alma aşamasında gerçeğe aykırı belge
düzenlendiğinin izin belgesi verildikten sonra anlaşılması hâlinde, izin
belgesi derhal iptal edilir. Bu
Kanuna aykırı fiillerden dolayı hükmolunan kesinleşmiş mahkeme kararları,
Cumhuriyet başsavcılıklarınca Bakanlığa ve mimar ve mühendislerin bağlı
olduğu meslek odalarına bildirilir. Yapı
denetim kuruluşu ile denetçi mimar ve mühendisleri; eylem ve işlemlerinden
3194 sayılı İmar Kanununun fenni mesul için öngörülen hükümlerine
tabidirler.” MADDE
498- 3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve
Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve
Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 sayılı Kanunda
ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun
8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
8- Kuruluş ve faaliyet iznini almadan tütün ve tütün mamulleri ile alkol ve
alkollü içkiler üretmek üzere fabrika, tesis veya imalathane kuran ve
işletenlere; işyerleri veya ikametgâhlarında söz konusu maddeleri üretenlere,
satanlara veya satışa arz edenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis ve onbin
güne kadar adlî para cezası verilir. Ancak, hükmolunan adlî para cezasının
miktarı üretilmiş tütün ve tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkiler
piyasa değerinin on katı tutarından az olamaz. Bu hüküm 6 ncı maddenin ikinci
ve üçüncü fıkrasına aykırı hareket edenler hakkında da uygulanır. Satış
belgesi almadan satış yapanlara, mahalli mülki amir tarafından satışa
arzettiği ve sattığı mamullerin piyasa değerinin iki katı kadar idarî para
cezası verilir. Ancak, verilecek idarî para cezasının miktarı, üçyüz Türk
Lirasından az olamaz.” MADDE
499- 27/2/2003 tarihli ve 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri
Hakkında Kanunun 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
21- 18 inci maddeye göre bildirim yükümlülüğünü süresi içinde yerine
getirmeyen bağımsız çalışan yabancı ile yabancı çalıştıran işverene her bir
yabancı için ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Çalışma
izni olmaksızın bağımlı çalışan yabancıya beşyüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir. Çalışma
izni bulunmayan yabancıyı çalıştıran işveren veya işveren vekillerine her bir
yabancı için beşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu durumda,
işveren veya işveren vekili yabancının ve varsa eş ve çocuklarının konaklama
giderlerini, ülkelerine dönmeleri için gerekli masrafları ve gerektiğinde
sağlık harcamalarını karşılamak zorundadır. Birinci,
ikinci ve üçüncü fıkralarda sayılan fiillerin tekrarı hâlinde idarî para
cezaları bir kat artırılarak uygulanır. Bu
Kanuna göre verilmiş çalışma izni olmaksızın bağımsız çalışan yabancıya
ikibin Türk Lirası idarî para cezası verilir ve varsa işyeri veya
işyerlerinin Bakanlık bölge müdürlerince kapatılması kararı alınarak, bu
kararın uygulanması için durum ilgili valiliğe bildirilir. Tekrarı
hâlinde, varsa işyeri veya işyerlerinin kapatılmasının yanı sıra idarî para
cezası bir kat artırılarak uygulanır. Bu
Kanuna göre idarî para cezası ile cezalandırılan bağımlı veya bağımsız
çalışan yabancılar ile yabancı çalıştıran işverenler İçişleri Bakanlığına
bildirilir.” MADDE
500- 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 107 nci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
107- Bu Kanunun; a) 92
nci maddesinin ikinci fıkrasındaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen, b) 96
ncı maddesindeki yasaklara uymayan, işveren
veya işveren vekiline sekizbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. İş
müfettişlerinin bu Kanundan veya diğer kanunlardan doğan her çeşit teftiş, denetleme
yetki ve görevleri gereğince görevlerinin yerine getirilmesi sırasında,
görevlerini yapma ve sonuçlandırmaya engel olan kimselere, fiil suç
oluşturmadığı takdirde, sekizbin Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
501- 25/6/2003 tarihli ve 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 14
üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Yönetim
Kurulu Başkan ve üyeleri ile Kurum personeli, kamu görevlisi olmakla
birlikte, haklarında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.” MADDE
502- 4904 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b)
bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “b)
14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesine
göre devlet memurluğuna atanmaya engel mahkûmiyetin bulunmaması,” MADDE
503- 4904 sayılı Kanunun 20 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
20- Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle; a) Yurt
dışı iş ve işçi bulma faaliyetlerine ilişkin hizmet akitlerini Kuruma
onaylatmayan özel istihdam bürolarına her bir hizmet akdi için üçyüz Türk
Lirası, b) Kurum
tarafından istenilen bilgi ve belgelerle işgücü piyasasının izlenmesi için
gerekli olan istatistiksel bilgileri talebin tebliği tarihinden itibaren onbeş
gün içerisinde Kuruma vermeyen özel istihdam bürolarına altıyüz Türk Lirası, c) Kurum
müfettişlerince istenilen bilgi, belge, kayıt ve defterleri onbeş gün
içerisinde ibraz etmeyen özel istihdam bürolarına binikiyüz Türk Lirası, d) Bu
Kanunun 3 üncü maddesinin (d) bendine aykırı davranan kişilere ikibin Türk
Lirasından ellibin Türk Lirasına kadar, ayrıca Kuruma onaylatılmayan her bir
yurt dışı hizmet akdi için de üçyüz Türk Lirası, e) Bu
Kanunun 21 inci maddesinde belirtilen bildirim yükümlülüğüne aykırı hareket
eden özel kesim işyerlerine ikibin Türk Lirası, idarî
para cezası verilir. Kanun
hükümlerine göre verilen idarî para cezalarından tahsil edilen miktarın
tamamı Kurum hesabına aktarılır.” MADDE
504- 4904 sayılı Kanunun 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
21- Kurum tarafından, kamu ve özel kesim işyerlerinden iş ve işgücü
konularında bilgi istenildiğinde, belirtilen süre içinde bilgi verilmesi
zorunludur. İşverenlerden
toplanan bilgiler, Kurum hizmetlerinden başka amaçla kullanılamaz. İkinci
fıkraya aykırı davrananlar hakkında Türk Ceza Kanununun 136 ncı maddesi
hükümleri uygulanır.” MADDE
505- 1/7/2003 tarihli ve 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanununun 1 inci
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu Kanun
av ve yaban hayvanlarını ve yaşama ortamlarını, bunların korunmasını ve
geliştirilmesini, av ve yaban hayatı yönetimini, avlakların kurulması,
işletilmesi ve işlettirilmesini, avcılığın, av turizminin, yaban
hayvanlarının üretiminin, ticaretinin düzenlenmesini, toplumun
bilinçlendirilmesini, avcıların eğitimini, av ve yaban hayatına ilişkin suç
ve kabahatler ile bunların takibi ve cezalarını kapsar.” MADDE
506- 4915 sayılı Kanunun “ALTINCI KISIM” başlığı “Suç ve
Kabahatlerin Takibi ve Cezalar” ve “ALTINCI KISIM”ın “BİRİNCİ BÖLÜM”ünün
başlığı “Suç ve Kabahatlerin Takibi” şeklinde, 20 nci maddesi ise başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Suç ve
kabahatlerin takibi MADDE
20- Avcılığın kontrolü, av hayvanlarının korunması, av yasaklarının takibi ve
bu Kanunun 19 uncu maddesi kapsamında üretim yapan yerlerin denetimi Bakanlık
ve Orman Genel Müdürlüğünce yapılır. 4/7/1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis
Vazife ve Salâhiyet Kanunu ile 10/3/1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma
Teşkilât, Görev ve Yetkileri Kanunu hükümleri saklıdır. Genel
kolluk ile, av yasaklarının takibi ile görevli olan av koruma memurları ve
saha bekçileri, bu Kanunda belirtilen yasaklara aykırı hareket edenleri
avlanmadan men etmeye, haklarında tutanak düzenlemeye; yasaklanan fiillerin
konusunu oluşturan veya bu fiillerin işlenmesi suretiyle elde edilen canlı
veya cansız hayvanlar ve bunların türevleri ile avlanmada kullanması veya
avlaklarda, pazaryeri ve ticarethanelerde bulundurulması yasak olan eşya ve
vasıtalara elkoymaya ve bu amaçla yakalamaya görevli ve yetkilidir. Av
yasağına aykırı hareket edenler, olay yerinde gerekli tutanaklar
düzenlendikten sonra derhal serbest bırakılır. Hüviyeti tespit edilemeyenler
vakit geçirilmeksizin hüviyeti tespit edilebilecek en yakın köyün muhtar veya
ihtiyar heyetine ve bunlarla da tespiti mümkün olmazsa en yakın zabıta
merkezine götürülür ve Kabahatler Kanununun 40 ıncı maddesine göre işlem
yapılır. Görevli memurların bulunmadığı yerlerde, kır ve köy bekçileri ile
köy muhtarları da aynı yetkiyi haizdir. Elkonulan
ve bulundurulması suç oluşturan silâhlar soruşturma evrakı ile birlikte
Cumhuriyet başsavcılığına intikal ettirilir. Canlı av
hayvanları hemen, yaralı olanlar ise tedavi edildikten sonra doğaya salınır
veya Türkiye’nin uluslararası sözleşmelerdeki taahhütleri de dikkate alınarak
Bakanlıkça gerekli işlem yapılır. Av
koruma ve kontrollerinde Bakanlık görevlilerine veya güvenlik güçlerine
gönüllü destek sağlamak üzere Bakanlıkça belirlenecek kişilere fahri av müfettişliği
görev ve unvanı verilebilir. Fahri av müfettişleri; bu Kanuna göre yasak
avlanma sayılan fiilleri işleyenler hakkında işlem yapılması amacıyla Genel
Müdürlükçe kendilerine verilen tutanağı düzenleyerek en geç bir hafta içinde
en yakın orman idaresi birimine teslim etmek mecburiyetindedir. Fahri av
müfettişlerinin seçimi, eğitimi, görev ve yetkileri ile çalışma esas ve
usulleri Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Avcılar
talep hâlinde av koruma memurlarına, saha bekçilerine, polis ve jandarma ile
köy ve kır bekçilerine, köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyelerine avlanma belge
ve izinleri ile avladıkları hayvanları ibraz etmek zorundadırlar. Bu Kanuna
aykırılık oluşturan fiillerin ihbarında ve talep hâlinde takibinde köy ve kır
bekçileri, köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri av koruma memurlarına ve
saha bekçilerine yardıma mecburdurlar. Av
koruma memurları ve saha bekçilerinden; Bakanlıkça lüzum görülecek olanlara,
Bakanlar Kurulunca belirlenen silâhlar demirbaş olarak verilir. Av koruma
memurları ve saha bekçileri bu Kanunla kendilerine verilen görevlerini ifa
sırasında silâhlarını 6831 sayılı Kanunun 78 inci maddesinde belirtilen
hâllerde kullanabilirler. Av
koruma memurları görevlerini yaparken ilgili bakanlıkların görüşü alınarak,
rengi ve biçimi Bakanlıkça tespit edilen resmî kıyafet giymek
mecburiyetindedirler. Resmî kıyafetler, silâh, telsiz ve diğer teçhizat ile
araç ve gereçler Bakanlıkça verilir.” MADDE
507- 4915 sayılı Kanunun 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
21- 4 üncü maddenin birinci, ikinci ve altıncı fıkralarına aykırı hareket
edenlere, 5 inci maddenin birinci ve ikinci fıkraları gereğince tespit edilen
av miktarı ve avlanma süreleri dışında avlananlara, 12 nci maddenin üçüncü
fıkrası gereğince Bakanlıkça getirilecek yasaklara uymayanlara, her bir
aykırılık için ayrı ayrı olmak üzere ikiyüz Türk Lirası idarî para cezası
verilir. 4 üncü
maddenin dördüncü fıkrası gereğince av ve yaban hayvanlarının beslendikleri
ve barındıkları ortamı zehirleyenler, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır. Ayrıca, faillerin avcılık belgesi iptal edilir ve
kendilerine bir daha belge verilmez. 4 üncü
maddenin beşinci fıkrası gereğince yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları
ile üretme istasyonları ve benzeri sahalarda, bina ve tesislerin atıklarının
arıtılmadan doğal ortama bırakılması nedeni ile yaban hayatının veya
ekosistemin olumsuz yönde etkilenmesine sebebiyet verenlere ve tahrip
edenlere fiilleri suç oluşturmadığı takdirde 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı
Çevre Kanunu hükümleri uygulanır. Devletin
hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerdeki yaban hayatı koruma ve geliştirme
sahalarına izinsiz olarak kurulan yapı ve tesisler, masrafı yapı ve tesisi
kurana ait olmak üzere, ilgili idare tarafından yıktırılır. Bu
Kanunda belirtilen yasak fiillerin fahri av müfettişleri tarafından işlenmesi
halinde verilecek cezalar iki misli uygulanır. Yasak avlanma fiilini işleyen
veya gerçeğe aykırı tutanak düzenleyen fahri av müfettişlerinin belgeleri
iptal edilir ve kendilerine bir daha fahri av müfettişliği görevi verilmez. 5 inci
maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen hükümlere uymayan radyo ve televizyon
kuruluşları hakkında 13/4/1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Avlanmak
suretiyle, bir canlı türünün yok olması tehlikesine ya da ekolojik dengenin
bozulması tehlikesine neden olunması halinde, failler hakkında iki yıldan beş
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” MADDE
508- 4915 sayılı Kanunun 22 nci maddesinde yer alan “bir milyar
lira” ibaresi “binikiyüz Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
509- 4915 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinde yer alan “yüzelli milyon
lira” ibaresi “ikiyüz Türk Lirası” ve “üçyüz milyon lira” ibaresi “üçyüzelli
Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
510- 4915 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
24- 6 ncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında sayılan zehirle avlanma
hariç diğer yasaklara ve esaslara aykırı hareket edenlere her bir aykırılık
için ayrı ayrı olmak üzere yüzelli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Zehirle
avlananlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve elli günden az olmamak üzere
adlî para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, faillerin avcılık belgesi iptal
edilir ve bir daha belge verilmez. Bu
Kanuna göre alınması gereken avcılık belgesini almadan avlananlara üçyüz Türk
Lirası; avlanma izni olmadan avlananlara ise yüzelli Türk Lirası idarî para
cezası verilir. Yabancı
avcılık belgesi veya geçici avcılık belgesi almadan avlananlara bin Türk
Lirası idarî para cezası verilir. Avcılık
belgesini ve avlanma izin belgesini yanında taşımadan avlananlara yirmi Türk
Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
511- 4915 sayılı Kanunun 25 inci maddesinde yer alan “onmilyar lira”
ibaresi “onbin Türk Lirası” ve “beşmilyar lira” ibaresi “beşbin Türk
Lirası” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
512- 4915 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
26- 18 inci maddenin birinci ve ikinci fıkraları ve 19 uncu madde gereğince
Bakanlığın koyacağı esaslara uymayanlara, beşyüz Türk Lirasından ikibinbeşyüz
Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. 18 inci
maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen yasağa uymayanlara üçbin Türk Lirası
idarî para cezası verilir.” MADDE
513- 4915 sayılı Kanunun 28 inci maddesi başlığı ile birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Avdan
men etme ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi MADDE
28- Bu Kanunla yasak edilen fiilleri işleyenler derhal avdan men edilir. Bu
Kanunun 20 nci maddesi kapsamında elkonulan av hayvanları ve türevleri ile
sair eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine mahallî mülkî amir tarafından
karar verilir. Mülkiyetin
kamuya geçirilmesine karar verilen cansız av hayvanları ile, avlanan
hayvanlardan elde edilen ürünler ve sair eşya Çevre ve Orman Bakanlığı
tarafından satılarak bedeli Döner Sermaye İşletmesine gelir kaydedilir. Canlı
olarak el konulan ve özel bakım ve tedaviye muhtaç olmayan av hayvanları,
Bakanlık yetkilileri tarafından başka bir şekilde değerlendirilmesine karar
verilmediği takdirde, doğal yaşama ortamlarında serbest bırakılır. Bu madde
hükümlerine göre mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verilmiş olsa bile,
yasak avlanma ile yaban hayatında ve ekosistemde meydana gelen tahribat ve
eksilme nedeniyle hükmolunacak tazminat av hayvanı türlerine göre Bakanlıkça
tespit edilen değerler üzerinden hesaplanır. Hükmolunan tazminat, Döner
Sermaye İşletmesine gelir kaydedilir.” MADDE
514- 4915 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi başlığı ile birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İdarî
para cezasını gerektiren fiillerin tekrarı MADDE
29- 21 inci maddenin birinci fıkrasında yazılı cezaya konu fiillerin tekrarı
hâlinde ayrıca faillerin avcılık belgeleri iptal edilir ve kendilerine bir
daha avcılık belgesi verilmez. 22 nci
maddede yazılı cezaya konu fiillerin tekrarı hâlinde ayrıca avlak kuruluş
izni iptal edilir. 23 üncü
maddede yazılı cezalara konu fiillerin tekrarı hâlinde, ayrıca faillerin
avcılık belgeleri iptal edilir ve kendilerine bir daha avcılık belgesi
verilmez. 24 üncü
maddenin birinci fıkrasında yazılı cezaya konu; 6 ncı maddenin ikinci
fıkrasındaki fiillerin tekrarı hâlinde faillerin avcılık belgeleri iptal
edilir ve kendilerine bir daha avcılık belgesi verilmez. 24 üncü
maddenin birinci fıkrasında yazılı cezaya konu; 6 ncı maddenin üçüncü
fıkrasındaki fiillerin tekrarı hâlinde faillerin avcılık belgesi yoksa, idarî
para cezası yanında kendilerine iki yıl süreyle avcılık belgesi verilmez,
avcılık belgesi olanlar ise ayrıca iki yıl süreyle avcılıktan men edilir. 26 ncı
maddenin birinci fıkrasında yazılı cezaya konu fiillerin tekrarı hâlinde
ilgililerin ayrıca, 18 inci maddenin birinci ve ikinci fıkrasındaki faaliyetlerden
iki yıl süreyle men’ine ve 19 uncu maddedeki iznin iptaline karar verilir.” MADDE
515- 4915 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin başlığı “İdarî para
cezalarına karar verme yetkisi” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
516- 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 5
inci maddesinin ikinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Ayrıca,
karayoluyla yük ve yolcu taşımacılığı faaliyetlerinde kullanılan ticari
araçlarda çalışan şoförlerin, sürücü mesleki yeterlilik belgesi almaları
zorunludur.” MADDE
517- 4925 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer
alan “765 sayılı” ibaresi madde metninden çıkartılmıştır. MADDE
518- 4925 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE
26- Bu Kanunun; a) 5
inci maddesine göre yetki belgesi almadan taşıma işinde faaliyette
bulunanlara beşbin Türk Lirası, 5 inci
maddesinin beşinci fıkrasına aykırı davranan taşımacılara beşyüz Türk Lirası,
5 inci
maddesinin altıncı fıkrasına göre taşıma hizmetini yapmaktan kaçınan
taşımacılara dörtyüz Türk Lirası, 5 inci
maddesinin yedinci fıkrasına aykırı davranarak bir taşımacının diğer bir
taşımacının taşıma faaliyetini engellemesi halinde dörtbin Türk Lirası, b)
Bilette tayin edilen yeri başka bir kimseye verenler veya 6 ncı maddesine
aykırı davranarak yolcu taşıyanlardan, her yolcu için taşıma ücretinin beş
katı tutarı, taşıma senedi olmaksızın eşya taşıyanlardan bin Türk Lirası, c) 6 ncı
maddesinin birinci fıkrasına aykırı davranan taşımacılara üçyüz Türk Lirası,
üçüncü ve dördüncü fıkralarına aykırı davranan taşımacılara beşyüz Türk
Lirası, d) 7 nci
maddesinin birinci fıkrasına aykırı davranan yolcu taşımacılarına bin Türk
Lirası, ikinci fıkrasına aykırı davranan taşımacılara beşyüz Türk Lirası,
altıncı fıkrasına aykırı davranan taşımacılara üçyüz Türk Lirası, e) 10
uncu maddesine aykırı davranan acente ve taşıma işleri komisyoncularına üçbin
Türk Lirası, f) 11
inci maddesine aykırı davranarak ücret tarifesi düzenlemeyenlere beşyüz Türk Lirası,
ücret tarifelerine uymayan veya değişik ücret tarifeleri uygulayanlara beşyüz
Türk Lirası, bunun dışında ikinci fıkraya aykırı davrananlara ikiyüz Türk
Lirası, Zaman
tarifesine uymayanlara ikiyüz Türk Lirası, zaman tarifelerini görülebilecek
şekilde işyeri, terminal ve bilet satış yerlerinde bulundurmayanlara yüz Türk
Lirası, g) 13
üncü maddesine aykırı olarak yabancı plâkalı taşıtların Türkiye sınırları
dahilindeki iki nokta arasında taşıma yapması halinde, taşıt sahibine veya
şoförüne bin Türk Lirası, h) 14
üncü maddesine aykırı davrananlara beşyüz Türk Lirası, ı) 18
inci maddesi hükümlerine göre sorumluluk sigortası yaptırmayan taşımacılara
bin Türk Lirası, 18 inci
madde hükümlerine göre sorumluluk sigortası yapmaktan kaçınan sigorta şirketlerine,
ödenmesi gereken sigorta priminin on katı tutarında, i) 22
nci maddesinin ikinci fıkrasına uymayan ve yükümlülükleri yerine getirmeyen
taşımacılara beşyüz Türk Lirası, j) 32
nci maddesine aykırı olarak terminal ve ara durak dışında yolcu indirip
bindiren taşımacılara üçyüz Türk Lirası, k) 5
inci maddesine göre mesleki yeterlilik belgesine sahip olmadan faaliyet
gösteren işletmecilere beşyüz Türk Lirası, şoförlere ise ikiyüz Türk Lirası, İdarî
para cezası verilir.” MADDE
519- 4925 sayılı Kanunun 27 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
27- Bu Kanunda yazılı idarî yaptırımlara mahallî mülkî amir karar vermeye
yetkilidir. 26 ncı
maddeye göre verilen idarî para cezaları, bu Kanunda ve yönetmelikte
düzenlenen uyarma, geçici durdurma ve iptal gibi idarî yaptırımların
uygulanmasına engel teşkil etmez.” MADDE
520- 4925 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Tekrar MADDE
30- Bu Kanunda belirtilen idarî para cezasını gerektiren fiillerin işlendiği
tarihten itibaren bir yıl içinde aynı nitelikteki fiili üç defa işlediği
tespit edilen gerçek ve tüzel kişilere, işlediği fiillerin cezalarının
toplamının on katı idarî para cezası verilir ve taşıt şoförünün yurt içi ve
yurt dışı taşımalarda sürücü mesleki yeterlilik belgesi ile varsa
uluslararası sürücü sertifikası bir yıl süreyle askıya alınır.” MADDE
521- 4925 sayılı Kanunun 31 inci maddesinin ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Yetki
belgeleri, taşıt belgeleri veya taşıt kartı üzerinde tahrifat yapan yetki
belgesi sahipleri hakkında Türk Ceza Kanununun belgede sahtecilik suçuna
ilişkin hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir.” MADDE
522- 4/12/2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 19
uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
19- Bu Kanuna göre idarî para cezalarının veya idarî yaptırımların
uygulanması, bu Kanunun diğer hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmaz. Bu
Kanuna göre verilen ceza ve tedbirler diğer kanunlar gereği yapılacak
işlemleri engellemez. Bu
Kanuna göre; a)
Aşağıdaki hallerde, sorumlulara altıyüzbin Türk Lirası idarî para cezası
verilir: 1)
Lisans almaksızın lisansa tabi faaliyetlerin yapılması. 2)
Kurumca, 10 uncu madde gereği yapılan uygulamaların dolaylı veya dolaysız
olarak engellenmesi veya engellenmeye teşebbüs edilmesi. 3) 9
uncu maddede yer alan kısıtlamalara uyulmaması. 4) 5, 6,
7, 8, 16, 17 ve 18 inci maddelerin ihlali. b) Aşağıdaki
hallerde, sorumlulara ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir: 1)
Lisans almaksızın hak konusu yapılan tesislerin yapımına veya işletimine
başlanması ile bunlar üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması.
2) Sahip
olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi. 3) 4
üncü madde hükümlerinin ihlali. 4) 12
nci maddede yer alan hükümler dahilinde iletim ve depolama tesislerine
erişimin dolaylı veya dolaysız olarak engellenmesi. Yukarıda
belirtilenlerin dışında kalan ancak Kanunun getirdiği yükümlülüklere
uymayanlara Kurumca bin Türk Lirasından ellibin Türk Lirasına kadar idarî
para cezası verilir. Bayiler
için yukarıda yer alan cezaların beşte biri uygulanır. Tesisler,
lisans alınıncaya veya bu Kanuna göre lisans gerektirmeyen faaliyet
gösterecek hale getirilinceye kadar mühürlenir. Ceza
uygulanan bir fiilin iki takvim yılı geçmeden aynı kişi tarafından tekrarı
halinde, cezalar iki kat olarak uygulanır. Kurul
tarafından verilen idarî para cezalarına karşı açılan iptal davaları ilk
derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür. Danıştay, Kurul kararlarına karşı
yapılan başvuruları acele işlerden sayar.” MADDE
523- 5015 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer
alan “765 sayılı Türk Ceza Kanununun 274 üncü” ibaresi “Türk Ceza Kanununun
203 üncü” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
524- 8/1/2004 tarihli ve 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait
Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanunun 66 ncı maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
66- İhlal sayılan haller ve bu hallerde verilecek cezalar aşağıda
gösterilmiştir: a) 56
ncı maddenin (a), (b) ve (e) bentlerindeki fiilleri işleyenler bir yıldan iki
yıla kadar hapis veya bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. b) 56
ncı maddenin (c), (d) ve (g) bentlerini ihlal edenler ikiyüzelli günden az
olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır. c)
Gerçeğe aykırı biçimde, kendisini başvuru sahibi veya hak sahibi olarak
tanıtanlar ikiyüzelli günden az olmamak üzere adlî para cezası ile
cezalandırılır. d)
Yukarıdaki fiillerin bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi
hâlinde bunlar hakkında tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. Bu
maddenin (c) bendi hariç diğer bentlerinde yazılı suçların takibi şikayete
bağlıdır.” MADDE
525- 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 16
ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
16- Elektronik imza oluşturma amacı ile ilgili kişinin rızası dışında; imza
oluşturma verisi veya imza oluşturma aracını elde eden, veren, kopyalayan ve
bu araçları yeniden oluşturanlar ile izinsiz elde edilen imza oluşturma
araçlarını kullanarak izinsiz elektronik imza oluşturanlar bir yıldan üç yıla
kadar hapis ve elli günden az olmamak üzere adlî para cezasıyla
cezalandırılırlar. Yukarıdaki
fıkrada belirtilen suçlar elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı çalışanları
tarafından işlenirse bu cezalar yarısına kadar artırılır.” MADDE
526- 5070 sayılı Kanunun 17 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
17- Tamamen veya kısmen sahte elektronik sertifika oluşturanlar veya geçerli
olarak oluşturulan elektronik sertifikaları taklit veya tahrif edenler ile bu
elektronik sertifikaları bilerek kullananlar, iki yıldan beş yıla kadar hapis
ve yüz günden az olmamak üzere adlî para cezasıyla cezalandırılır. Yukarıdaki
fıkrada belirtilen suçlar elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı çalışanları
tarafından işlenirse bu cezalar yarısına kadar artırılır.” MADDE
527- 5070 sayılı Kanunun 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
18- Bu Kanunun; a) 10
uncu maddesindeki yükümlülüklerinden herhangi birini yerine getirmeyen
elektronik sertifika hizmet sağlayıcısına onbeşbin Türk Lirasından otuzbin
Türk Lirasına kadar, b) 11
inci maddesindeki yükümlülüklerden herhangi birini yerine getirmeyen
elektronik sertifika hizmet sağlayıcısına onikibin Türk Lirasından yirmibin
Türk Lirasına kadar, c) 12
nci maddesi hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında onbeşbin Türk
Lirasından otuzbin Türk Lirasına kadar, d) 13
üncü maddesinin beşinci ve yedinci fıkralarındaki yükümlülükleri yerine
getirmeyen elektronik sertifika hizmet sağlayıcısına onikibin Türk Lirasından
yirmibin Türk Lirasına kadar, e) 15
inci maddesi hükümlerine aykırı hareket eden elektronik sertifika hizmet
sağlayıcısına otuzbin Türk Lirasından ellibin Türk Lirasına kadar, idarî
para cezası Telekomünikasyon Kurulu tarafından verilir. Bu madde hükümlerine
göre ilgili tüzel kişi hakkında verilecek olan idarî para cezasının üst
sınırı yetmişbeşbin Türk Lirasıdır.” MADDE
528- 5070 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi başlığı ile birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Tüzel
kişilere özgü güvenlik tedbirleri MADDE
19- Bu Kanunda tanımlanan suçlar dolayısıyla ilgili tüzel kişiler hakkında Türk
Ceza Kanununun 60 ıncı maddesi hükmüne göre tüzel kişilere özgü güvenlik
tedbirlerine hükmolunur. İdarî
para cezasını gerektiren eylemlerin işlendikleri tarihten itibaren geriye
doğru üç yıl içinde üçüncü kez işlenmesi hâlinde Kurum tarafından elektronik
sertifika hizmet sağlayıcısı tüzel kişinin faaliyet izninin iptaline karar
verilir.” MADDE
529- 28/1/2004 tarihli ve 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin
Para Birimi Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “İlân
olunacak şartlara uymayan kişiye, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yönetim
Komitesi tarafından, ikibin Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar idarî
para cezası verilir.” MADDE
530- 22/4/2004 tarihli ve 5147 sayılı Entegre Devre
Topoğrafyalarının Korunması Hakkında Kanunun 39 uncu maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
39- Aşağıdaki her bir bentte yazılı fiilleri işleyenler bir yıldan iki yıla
kadar hapis ve beşyüz günden bin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır: a)
Entegre devre topoğrafyası hakkı sahibi olarak belirtilmesi gereken kimlik
bildirimini gerçeğe aykırı olarak yapanlar. b)
Korunan bir entegre devre topoğrafyasının, korunan bir entegre devre
topoğrafyasını içeren entegre devrenin ya da koruma altında olan bir entegre
devre topoğrafyasını içeren ürünün veya ambalajının üzerine konulmuş entegre
devre topoğrafyası koruması olduğunu belirten işareti yetkisi olmadan
kaldıranlar. c)
Kendilerini haksız olarak entegre devre topoğrafyası başvurusu veya entegre
devre topoğrafyası hakkı sahibi olarak gösterenler. Aşağıdaki
her bir bentte yazılı fiilleri işleyenler hakkında, iki yıldan üç yıla kadar
hapis ve beşyüz günden ikibin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur: a) Hakkı
olmadığını veya tasarruf yetkisi bulunmadığını bilmesi gerektiği hâlde, bu
Kanunun devir, intikal, rehin ve haciz ile ilgili maddelerinde yazılı
haklardan birini veya bu hakla ilgili lisansı başkasına devreden, veren,
rehneden ya da bu haklar üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunanlar. b)
Korunan bir entegre devre topoğrafyası hakkının sahibi olmayan veya koruma
süresi biten veya entegre devre topoğrafyası hakkı hükümsüz kalan veya
entegre devre topoğrafyası korumasından doğan hakkı sona erdiği halde;
kendisinin veya başkasının imal ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya veya
ambalajlarına veya ticarî evrakına veya ilânlarına, hukuken korunan bir
entegre devre topoğrafyası koruma hakkı ile ilgili olduğu kanısını
uyandıracak şekilde işaretler koyanlar veya bu amaçla yazılı ve görsel
basındaki ilân ve reklamlarda bu tarz yazı, işaret veya ifadeleri
kullananlar. 11 inci
maddenin (a) ve (b) bentlerinin her birinde sayılan fiilleri işleyenler
hakkında, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve beşyüz günden ikibin güne kadar
adlî para cezasına hükmolunur. Bu
maddede yer alan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi
halinde, bu tüzel kişi hakkında Türk Ceza Kanununun 60 ıncı maddesi hükümleri
uygulanır. Bu
maddede sayılan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikayete
bağlıdır.” MADDE
531- 28/4/2004 tarihli ve 5149 sayılı Spor Müsabakalarında Şiddet ve
Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki üçüncü ve beşinci
fıkralar eklenmiştir. “Spor
müsabakalarının yapıldığı kapalı veya açık alanlara 11 inci maddede sayılan
her türlü silâh, kesici ve delici alet, sis veya ses bombasını sokan kişiler,
fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde üç aydan bir
yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, altı aydan
bir yıla kadar müsabakaları seyirden men edilir. Yukarıda sayılanlar dışında
11 inci maddede sayılan maddeleri sokan kişilere; dört ay süreyle spor
müsabakalarını seyirden men ve bin Türk Lirası, fiilin tekrarı halinde sekiz
ay süreyle spor müsabakalarını seyirden men ve ikibinbeşyüz Türk Lirası idarî
para cezası verilir. Bu maddeleri kullanan kişilere; altı ay süre ile
müsabakaları seyirden men ve binbeşyüz Türk Lirası, fiilin tekrarı halinde
bir yıl süre ile müsabakaları seyirden men ve üçbin Türk Lirası idarî para
cezası verilir.” “Yasaklı
olmasına rağmen spor alanına girenlere, yardımcı olanlara ve önlem
almayanlara üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.” “Bu
Kanunla verilen görevleri yerine getirmeyen kamu görevlileri Türk Ceza
Kanununun 257 nci maddesine göre cezalandırılır.” MADDE
532- 5149 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Fiilleri
daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde; 14 üncü maddede
öngörülen yasaklara uymayanlar ile sahte, kullanılmış, tahrif edilmiş veya
benzer şekilde hazırlanmış olan müsabaka biletlerini satan, satılmasına
aracılık eden, bu biletleri basan veya satışa hazırlayan kimseler, altı aydan
iki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.” MADDE
533- 5149 sayılı Kanunun 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
21- Diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla ve ilgililerin bağlı
olduğu federasyonun tâbi olduğu mevzuata göre verilecek disiplin cezaları
dışında; 15 inci maddeye aykırı biçimde beyanat veren teknik personel ve
sporculara beşbin Türk Lirasından ellibin Türk Lirasına kadar idarî para
cezası, diğerleri için ise ilk seferde üç aydan altı aya kadar spor
müsabakalarını seyirden men ve beşbin Türk Lirasından otuzbin Türk Lirasına
kadar idarî para cezası, tekrarı halinde altı aydan bir yıla kadar spor
müsabakalarını seyirden men cezası ile birlikte onbin Türk Lirasından ellibin
Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Bu Kanun
hükümlerine aykırı faaliyette bulunduğu tespit edilen dernekler hakkında
4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanunu hükümlerine göre yasal
işlem yapılır.” MADDE
534- 5149 sayılı Kanunun 22 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
22- 16 ncı maddeye aykırı davranan görsel yayın kuruluşları hakkında
13/4/1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanun; basın mensupları hakkında da 9/6/2004 tarihli
ve 5187 sayılı Basın Kanunu hükümleri saklıdır. 16 ncı
maddede yazılı eylemlerde bulunan gerçek kişilere her yayın için onbin Türk
Lirası, tüzel kişilere ise; ellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
535- 5149 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
23- 17 nci maddenin birinci fıkrasına aykırı davranan kişilere beşyüz Türk
Lirasından bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. 17 nci
maddenin ikinci fıkrasına aykırı davranan kişilere bin Türk Lirası, tekrarı
halinde ikibin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Fail, kulübün veya bir
taraftar derneğinin mensubu ise fiilin tekrarı halinde mensubu bulunduğu
kulüp veya dernek hakkında da üçbin Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
536- 5149 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İşledikleri
fiillerle müsabakanın yapıldığı spor alanının zarara uğramasına sebebiyet
veren kişilere, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde, altı ay süreyle spor
müsabakalarını seyirden men kararı ile bin Türk Lirası, tekrarı halinde bir
yıl süreyle spor müsabakalarını seyirden men kararı ve ikibin Türk Lirası
idarî para cezası verilir.” MADDE
537- 5149 sayılı Kanunun 28 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
28- Bu Kanuna aykırı eylemlerde bulunanlar hakkında büyükşehir ve il belediye
sınırları içinde il spor güvenlik kurulunun, bunun dışındaki yerlerde ilçe
spor güvenlik kurulunun re’sen veya kendisine gelen şikâyet ve ihbarlar
üzerine yapacağı inceleme sonucunda mahallin en büyük mülkî idare amiri
tarafından ilgili hakkında bu Kanundaki idarî para cezaları veya tedbirlerin
uygulanmasına karar verilir. Bu Kanun
hükümlerine göre verilen idarî para cezalarından tahsil edilen miktarın
tamamı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü hesabına aktarılır. Bu paralar Gençlik
ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılacak yönetmelik esaslarına göre
yüzde ellisi Engelliler Spor Federasyonu ile engelliler kulüp ve
faaliyetlerine, yüzde ellisi ise fair play kurallarına uygun hareket eden
amatör spor kulüpleri ile okul sporlarının geliştirilmesine ayrılır. Bu
Kanunda belirtilen yasaklara uymayan kişilerin kimlik bilgileri, müsabakanın
veya eylemin yapıldığı mahallin emniyet birimlerince fotoğraflı olarak
kaydedilir ve bu kayıtlardaki kişiler takibe alınır.” MADDE
538- 18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 74 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “d)
Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile;
kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da
devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine
karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve
casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,
güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin
ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama,
kaçakçılık, vergi kaçakçılığı veya haksız mal edinme suçlarından hapis
cezasına mahkûm olanlar.” MADDE
539- 5174 sayılı Kanunun 76 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
76- Odalar, borsalar ve Birliğin organ üyeleri ile personeli, görevlerini
yerine getirirken görevleriyle ilgili suç teşkil eden fiil ve
hareketlerinden, bu kuruluşların paralarıyla para hükmündeki evrak, senet ve
sair varlıkları ile muhasebe ve muamelata ilişkin her çeşit defter ve evrak
ile ilgili olarak işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi olarak
cezalandırılırlar.” MADDE
540- 5174 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin onüçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Oda,
borsa ve Birlik organlarının seçimlerinde siyasi partiler, sendikalar ve sendika
üst kuruluşları aday gösteremezler ve belirli adayların leh ve aleyhlerinde
faaliyette bulunamazlar ve propaganda yapamazlar. Bu hükme aykırı davrananlar
altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
541- 5174 sayılı Kanunun 83 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (d)
bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “d) Türk
Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten
işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin
güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı
suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,
güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin
ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama,
kaçakçılık, vergi kaçakçılığı veya haksız mal edinme suçlarından hapis
cezasına mahkûm olmamak,” MADDE
542- 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve
Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü
Hakkında Kanunun Dokuzuncu Bölüm başlığı “İdari Yaptırımlar ve Ceza
Hükümleri” şeklinde ve 29 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “İdarî
yaptırımlar ve cezalar MADDE
29- Bu Kanuna uymayanlara uygulanacak cezai hükümler aşağıdaki şekilde
düzenlenmiştir: a) 4
üncü maddede belirtilen izin ve tescil işlemlerini yaptırmadan üretime geçen
veya bu ürünleri mübadele konusu yapan gerçek veya tüzel kişilere bin Türk
Lirası idarî para cezası verilir ve işletme üretimden men edilir. Ayrıca,
ürünlere elkonularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. Bu
işletmelerin, tescil ve izin işlemleri yapıldıktan sonra üretim yapmalarına
izin verilir. Üretim
izni alınmamış gıdaları, bunlarla temasta bulunan madde ve malzemeleri veya
süresi dolmuş gıda maddeleri satan veya satışa arzeden gerçek veya tüzel
kişilere bin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca, bu ürünlere
elkonularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. 4 üncü
maddede belirtilen izin ve tescil işlemlerini yaptıran; ancak, asgarî teknik
ve hijyenik şartlarını muhafaza etmeden üretim yapan işyerleri, durumlarını
düzeltinceye kadar faaliyetten men edilir, üretilen ürünlere el konulur ve
sahipleri gerçek veya tüzelkişilere bin Türk Lirası idarî para cezası
verilir. Ayrıca, elkonulan ürünlerin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar
verilir. Bu işletmelere, mevcut durumlarını düzelttikten sonra üretim
yapma izni verilir. İlgili mercilerce verilen otuz günlük süre içerisinde,
eksikliklerini gidermeyen işyerlerinin çalışmaya esas olan izinleri iptal
edilir. b) 5
inci maddede belirtilen, kuruluş veya faaliyet izni almadan faaliyete geçen
özel gıda kontrol laboratuvarı faaliyetten men edilir ve sahibi gerçek
veya tüzel kişiye onbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. c) 6 ncı
maddeye göre sorumlu yöneticileri istihdam etmeyen işyerlerinin sahibi gerçek
veya tüzel kişiye, bin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Otuz gün
içinde, sorumlu yönetici görevlendirilmediği takdirde, bu işyerleri
faaliyetten men edilir. Yöneticilik
görevini gereği gibi yerine getirmeyen sorumlu yöneticiye, üçyüz Türk Lirası
idarî para cezası verilir. Eylemin tekrarı halinde idarî para cezası iki kat
artırılarak uygulanır. İkinci defa tekrarı halinde ise, kişi altı ay süreyle
sorumlu yöneticilikten men edilir. d) 18
inci maddede belirtilen sağlığın korunması ile ilgili hükümler dışında, 7 nci
maddede belirtilen gıda kodeksine uygun faaliyet göstermeyen gerçek ve tüzel
kişilere beşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Aykırılık, gıda
maddelerinin etiket bilgilerinden kaynaklanıyorsa, etiket bilgileri
düzeltilinceye kadar bu gıda maddelerinin satışına izin verilmez. e) 10
uncu maddede belirtilen tedbirlere uymayan gerçek ve tüzel kişilere beşbin
Türk Lirası idarî para cezası verilir ve faaliyetten men edilir. f) 14
üncü maddede belirtilen acil durumlarda alınacak tedbirlere uymayan gerçek ve
tüzel kişilere beşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu kişilerce ürün
piyasadan toplattırılır, eylemin tekrarı halinde idarî para cezası iki kat
olarak uygulanır. g) 16
ncı maddede belirtilen izlenebilirlikle ilgili hükümlere uymayan gerçek ve
tüzel kişilere beşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir, eylemin tekrarı halinde
idarî para cezası iki kat artırılarak uygulanır. h) 17
nci maddede belirtilen işyeri sorumluluğu ile ilgili hükümlere uymayan gerçek
ve tüzel kişilere beşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir, eylemin
tekrarı halinde idarî para cezası iki kat olarak uygulanır. ı) Bu
Kanunun 18 inci maddesinde belirtilen sağlığın korunması ile ilgili yasakları
ihlâl eden kişiler, Türk Ceza Kanununun “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar”
başlıklı Bölümünde yer alan hükümlere göre cezalandırılır. i) 19
uncu maddesinde belirtilen ithalat ve ihracatla ilgili yükümlülükleri yerine
getirmeyen gerçek ve tüzel kişilere beşbin Türk Lirası idarî para cezası
verilir; ürün, ihracatçısı veya ithalatçısı tarafından piyasadan
toplattırılır, eylemin tekrarı halinde idarî para cezası iki kat olarak
uygulanır. j) 21
inci maddedeki reklam ve tanıtımlarla ilgili hükümlere aykırı hareket eden
gerçek ve tüzel kişilere, beşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir,
eylemin tekrarı halinde idarî para cezası iki kat olarak uygulanır. k) 22
nci maddede belirtilen tüketici haklarının korunması ile ilgili hükümlere
uymayan gerçek ve tüzel kişilere beşbin Türk Lirası idarî para cezası
verilir, eylemin tekrarı halinde idarî para cezası iki kat olarak uygulanır. l) Bu
Kanunun 26 ve 27 nci maddelerinde belirtilen sularla ilgili hükümler ve
takviye edici gıdalar, bebek mamaları, özel tıbbî amaçlı diyet gıdalar ve
tıbbî amaçlı bebek mamaları ile ilgili hükümlere aykırı hareket eden işyeri,
bu şartları yerine getirinceye kadar faaliyetten men edilir ve sahiplerine
beşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir, eylemin tekrarı halinde, idarî
para cezası iki kat olarak uygulanır. m) Bu
Kanuna göre yapılacak denetimleri engelleyenlere, beşbin Türk Lirası idarî
para cezası verilir. n)
Üreticisi tarafından piyasadan toplattırılmasına karar verilen ürünler, bir
hafta içinde toplanmak zorundadır. Ürünleri toplamayan üreticilere ayrıca
beşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir, ürünler ilgili mercilerce
toplattırılır ve masraflar yasal faizi ile birlikte üreticisinden tahsil
edilir ve bu suretle toplattırılan ürünlerin mülkiyetinin kamuya
geçirilmesine karar verilir. Bu
maddenin uygulamasında, eylemin tekrarından maksat, aksine hüküm bulunmayan
hallerde eylemin tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde, ilk cezaya
konu eylemin tekrar işlenmesidir.” MADDE
543- 5179 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İdarî
yaptırımlara karar verme yetkisi MADDE
30- Bu Kanunda yazılı olan idarî yaptırımlara karar vermeye, mahallî mülkî
amir yetkilidir.” MADDE
544- 10/6/2004 tarihli ve 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair
Kanunun 7 nci maddesinin (c), (d), (j) ve (k) bentleri aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “c)
Ceza Muhakemesi Kanununun 90 ıncı maddesine göre yakalama. d) Görev
alanında, haklarında yakalama emri veya mahkûmiyet kararı bulunan kişileri
yakalama ve arama. j) Olay
yerini ve delilleri koruma, bu amaçla Ceza Muhakemesi Kanununun 168 inci
maddesine göre yakalama. k) Türk
Medeni Kanununun 981 inci maddesine, Borçlar Kanununun 52 nci maddesine, Türk
Ceza Kanununun 24 ve 25 inci maddelerine göre zor kullanma.” MADDE
545- 5188 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d)
bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “d) Türk
Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten
işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya
da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene
ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar,
kamunun sağlığına karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye
fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan
malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık veya fuhuş suçlarından mahkûm
olmamak.” MADDE
546- 5188 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Suçlar
ve cezalar MADDE
19- Bu Kanunda öngörülen adlî suçlar ve cezalar şunlardır: a) Bu Kanunun
3 üncü maddesinde belirtilen özel güvenlik iznini almadan özel güvenlik
görevlisi istihdam eden kişiler veya kuruluşların yöneticileri üç aydan bir
yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. b) Bu
Kanunun 5 inci maddesinde belirtilen faaliyet iznini almadan özel güvenlik
faaliyetinde bulunan şirketlerin kurucu ve yöneticilerine, bu Kanunun 3 üncü
maddesinde belirtilen izni almadan özel güvenlik birimi oluşturan kurum ve
kuruluşların yöneticileri, bu Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen izni
almadan özel güvenlik eğitimi veren kurum ve kuruluşların yöneticileri, üç
aydan bir yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır. Bu şekilde cezalandırılan kişiler, özel güvenlik
şirketlerinde ve özel güvenlik eğitimi veren kurumlarda kurucu ve yönetici
olamazlar. c) Bu
Kanunun 11 inci maddesine göre çalışma izni verilmeyen kişileri özel güvenlik
görevlisi olarak istihdam eden kişi, kurum, kuruluş veya şirketlerin
yetkilileri, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu
kişilerin silâhlı olarak çalıştırılmış olması hâlinde, verilecek ceza bir kat
artırılır. Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi
hâlinde ayrıca bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. d) Bu Kanunun
21 inci maddesinde belirtilen özel güvenlik malî sorumluluk sigortasını
yaptırmadan özel güvenlik görevlisi istihdam eden kişi; kurum, kuruluş veya
şirketlerin yöneticileri istihdam ettikleri her kişi için yüzelli gün adlî
para cezası ile cezalandırılır. e) Bu
Kanunda belirtilen faaliyet iznini almadan özel güvenlik hizmeti veya özel
güvenlik eğitimi verdiğini ilân eden veya reklam yapan kişi; kurum, kuruluş
veya şirketlerin yöneticileri, altı aya kadar hapis ve elli günden az olmamak
üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.” MADDE
547- 5188 sayılı Kanunun 20 nci maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İdarî
para cezasını gerektiren fiiller MADDE
20- Bu Kanunda öngörülen idarî para cezasını gerektiren fiiller şunlardır: a) 17
nci maddede belirtilen grev yasağına uymayan, ateşli silâhını bu Kanuna
aykırı veya görev alanı dışında kullanan veya özel güvenlik kimlik kartını
başkasına kullandıran özel güvenlik görevlisine bin Türk Lirası idarî para
cezası verilir ve bu kişilerin çalışma izni valilikçe iptal edilir. Bu
kişiler bir daha özel güvenlik görevlisi olamazlar. b) Diğer
kişi, kurum ve kuruluşlara sağlanacak özel güvenlik hizmetini 5 inci maddede
belirtilen süre içinde ilgili valiliğe bildirmeyen özel güvenlik şirketlerine
her bildirim için bin Türk Lirası, c) 6 ncı
madde uyarınca mülkî idare amirlerince istenen ilave tedbirleri almayan kişi,
kurum, kuruluş veya şirketlerin yöneticilerine ikibin Türk Lirası, d) 22
nci madde gereğince tespit edilip giderilmesi istenen eksiklikleri gidermeyen
kişi, kurum, kuruluş veya şirketlerin yöneticilerine ikibin Türk Lirası, e) Özel
güvenlik görevlisini koruma ve güvenlik hizmetleri dışında başka bir işte
çalıştıran kişi, kurum ve kuruluşlara her eylemleri için bin Türk Lirası, f) 11
inci maddenin ikinci fıkrası ile 12 nci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen
bildirimleri süresinde yerine getirmeyenlere bin Türk Lirası, idarî
para cezası verilir. Bu
maddede öngörülen idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından verilir.” MADDE
548- 5188 sayılı Kanunun 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
21- Özel hukuk tüzel kişileri ve özel güvenlik şirketleri, istihdam ettikleri
özel güvenlik görevlilerinin üçüncü kişilere verecekleri zararların tazmini
amacıyla özel güvenlik malî sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır. Özel
güvenlik malî sorumluluk sigortasına ilişkin esas ve usuller Hazine
Müsteşarlığınca belirlenir. Bu
maddede öngörülen özel güvenlik malî sorumluluk sigortası, Türkiye’de ilgili
branşta çalışmaya yetkili olan sigorta şirketleri tarafından yapılır. Bu
sigorta şirketleri özel güvenlik malî sorumluluk sigortasını yapmakla
yükümlüdürler. Bu yükümlülüğe uymayan sigorta şirketlerine Hazine
Müsteşarlığınca sekizbin Türk Lirası idarî para cezası verilir.” MADDE
549- 5188 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
23- Özel güvenlik görevlileri, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri
suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılır. Özel
güvenlik görevlilerine karşı görevleri dolayısıyla suç işleyenler kamu
görevlisine karşı suç işlemiş gibi cezalandırılır.” MADDE
550- 5188 sayılı Kanunun 25 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
25- Bu Kanunun 24 üncü maddesinde belirtilen ruhsat harçlarına ilişkin
miktarlar her yıl 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden
değerleme oranına göre artırılır.” MADDE
551- 22/6/2004 tarihli ve 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanunun 14
üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
14- Optisyen unvanını haiz olmadığı hâlde optisyenlik yapanlar veya optisyen
olduğunu ilân edenlere otuzbeşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir ve
müessesesi kapatılır.” MADDE
552- 5193 sayılı Kanunun 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
15- 11 inci maddede belirtilen yasaklara uymayanlara yirmibin Türk Lirası
idarî para cezası verilir. 6 ncı
maddede zikredilen yasaklar hilafına hareket eden optisyenlere altıbin Türk
Lirası idarî para cezası verilir ve üç ay süre ile optisyenlik mesleğini icra
etmekten men edilirler. Bu
Kanunun 7 nci maddesinin ikinci fıkrası ile 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasında yazılı şarta üst üste iki denetimde de uymadığı belirlenen
optisyenler ile 9 uncu maddenin ikinci fıkrası ile 8, 10, 12 ve 13 üncü madde
hükümlerine uymayanlara altıbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. 6, 7, 8,
9, 10, 11, 12 ve 13 üncü maddelerdeki yasakların tekrarı hâlinde idarî para
cezası iki kat olarak uygulanır. Bu
Kanunda yazılı olan idarî yaptırım kararları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
553- 24/6/2004 tarihli ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununun 28
inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İdarî
para cezaları MADDE
28- Bu Kanun hükümlerine aykırı davrananlara aşağıdaki cezalar verilir: a) 4
üncü maddenin (k) bendinin ikinci cümlesi hükmüne aykırı davrananlara, hayvan
başına üçyüz Türk Lirası idarî para cezası. b) 5
inci maddenin birinci, ikinci, üçüncü ve altıncı fıkralarında öngörülen
hayvanların sahiplenilmesi ve bakımı ile ilgili yasaklara ve yükümlülüklere
uymayan ve alınması gereken önlemleri almayanlara hayvan başına altmış Türk
Lirası; yedinci fıkrasında öngörülen yükümlülük ve yasaklara uymayanlara
hayvan başına ikiyüz Türk Lirası idarî para cezası. c) 6 ncı
maddenin birinci fıkrasına aykırı hareket edenlere hayvan başına altıyüz Türk
Lirası idarî para cezası. d) 7 nci
maddede yazılan cerrahi amaçlı müdahaleler ile ilgili hükümlere aykırı
davrananlara hayvan başına ikiyüz Türk Lirası idarî para cezası. e) 8
inci maddenin birinci fıkrasında yazılı, bir hayvan neslini yok edecek
müdahalede bulunanlara hayvan başına onbin Türk Lirası; ikinci, üçüncü ve
dördüncü fıkralarına uymayanlara hayvan başına binikiyüz Türk Lirası
idarî para cezası. f) 9
uncu maddede ve çıkarılacak yönetmeliklerinde belirtilen hususlara
uymayanlara hayvan başına üçyüz Türk Lirası; yetkisi olmadığı hâlde hayvan
deneyi yapanlara hayvan başına binikiyüz Türk Lirası idarî para cezası. g) 10
uncu maddede belirtilen hayvan ticareti izni almayanlara ve bu konudaki
yasaklara ve yönetmelik hükümlerine aykırı davrananlara bin Türk Lirası idarî
para cezası. h) 11
inci maddenin birinci fıkrasındaki eğitim ile ilgili yasaklara aykırı
davrananlara binbeşyüz Türk Lirası; ikinci fıkrasına aykırı davrananlara
hayvan başına binbeşyüz Türk Lirası idarî para cezası. ı) 12
nci maddenin birinci fıkrasına aykırı hareket edenlere hayvan başına altıyüz
Türk Lirası; ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere hayvan başına binbeşyüz
Türk Lirası idarî para cezası. j) 13
üncü madde hükümlerine aykırı davrananlara, öldürülen hayvan başına altıyüz
Türk Lirası; aykırı davranışların işletmelerce gösterilmesi hâlinde öldürülen
hayvan başına binbeşyüz Türk Lirası idarî para cezası. k) 14
üncü maddenin (a), (b), (c), (d), (e), (g), (h), (ı), (j) ve (k) bentlerine
aykırı davrananlara üçyüz Türk Lirası; (f) ve (l) bentlerine aykırı
davrananlara hayvan başına üçbin Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Kesilmiş ve canlı hayvanlara elkonulur. l)
RTÜK’ün takibi sonucunda 20 nci maddeye aykırı hareket ettiği tespit edilen
ulusal radyo ve televizyon kurum ve kuruluşlarına maddenin ihlal edildiği her
ay için altıbin Türk Lirası idarî para cezası. m) 21
inci maddeye aykırı hareket edenlere hayvan başına üçyüz Türk Lirası idarî
para cezası. n) 22
nci maddeye uymayanlara, hayvanat bahçelerinde kötü şartlarda barındırdıkları
hayvan başına yediyüz Türk Lirası idarî para cezası. o) 23
üncü maddeye aykırı hareket edenlere hayvan başına üçbin Türk Lirası idarî
para cezası. Bu
maddenin (b) bendinde atıfta bulunulan 5 inci maddenin birinci, ikinci ve
beşinci fıkraları ile (o) bendi dışında kalan fiillerin, veteriner hekim,
veteriner sağlık teknisyeni, hayvan koruma gönüllüsü, hayvan koruma derneği
üyeleri, hayvan koruma vakfı üyeleri, hayvan toplama, gözetim altına alma,
bakma, koruma ile görevlendirilmiş olan kişilerce işlenmesi hâlinde verilecek
ceza iki kat artırılarak uygulanır.” MADDE
554- 29/6/2004 tarihli ve 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri
Kanununun 17 nci maddesinde yer alan “Devlet memurları hakkındaki cezalar
uygulanır.” ibaresi “kamu görevlilerine ilişkin ceza hükümleri uygulanır.”
şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
555- 14/7/2004 tarihli ve 5224 sayılı Sinema Filmlerinin
Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunun 13
üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “Bu
Kanun hükümlerine aykırı olarak; a)
Zorunlu tutulduğu hâlde gerekli işaret ve ibareleri taşımayan filmlerin dağıtım
ve gösterimini yapanlara onbin Türk Lirası, b)
Zorunlu tutulduğu hâlde gerekli işaret ve ibareleri kullanmayan filmlerin
yapımcılarına ellibin Türk Lirası, c)
Üzerindeki işaret ve ibarelere rağmen, bu işaret ve ibarelere uyulmaksızın
dağıtım ve gösterim yapanlara ellibin Türk Lirası, idarî
para cezası verilir. Bu
maddede öngörülen idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından verilir.
İdarî para cezasının ödenmiş olması, yükümlülükleri ortadan kaldırmaz.” MADDE
556- 14/7/2004 tarihli ve 5225 sayılı Kültür Yatırımları ve
Girişimlerini Teşvik Kanununun “DÖRDÜNCÜ BÖLÜM” başlığı “Denetleme ve İdari
Yaptırımlar” şeklinde, 12 nci maddesi ise başlığı ile birlikte aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “İdarî
yaptırımlar MADDE
12- Bu Kanuna ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin düzenleyici işlemlere
aykırı hareket edenlere, diğer mevzuattaki ceza hükümleri saklı kalmak
kaydıyla, aşağıdaki bentlerde belirtilen esas ve usuller çerçevesinde idarî
yaptırımlar uygulanır: a)
Kültür yatırımı veya girişimlerinin yönetim veya işletilmelerinde görülecek
kusur, aksaklık ve eksiklikler için, belge sahibine denetim elemanlarının
tespitleri doğrultusunda bunların giderilmesi için belirli bir süre verilerek
uyarıda bulunulur. Belirlenen sürede gerekli düzeltmelerin yapılmaması veya
bir yıl içinde uyarıyı gerektiren yeni bir fiilin tespiti halinde ikibin Türk
Lirası idarî para cezası verilir. b) Özel
hükümler saklı kalmak kaydıyla; 1.
Bakanlığa bilgi verilmeksizin, girişim belgeli tesisin tamamının veya kültür
merkezlerinde kültürel faaliyetlerin yürütüldüğü belgelendirmeye esas
bölümlerin, bir yıl içinde aralıksız olarak doksan günden fazla süreyle
kapalı tutulması, 2. Yazı,
reklâm, afiş, broşür ve benzeri araçlarla Bakanlığın veya üçüncü kişilerin yanıltılması
veya yanıltıcı unvan kullanılması veya taahhüt edilen hizmetin verilmemesi
veya eksik verilmesi, 3.
Belgeli tesiste bulunanların can veya mal güvenliğinin sağlanmasında, belge
sahibi veya tesis sahibi veya sorumlusu veya personelin kusuruyla işletmede
suç işlendiğinin tespiti, 4.
İzinsiz olarak tümünün veya belgelendirmeye esas bir kısmının devredilmesi,
kiraya verilmesi, şirket ana sözleşmesinin, ortaklık statüsünün veya
yapısının değiştirilmesi, hâllerinde,
her bir aykırılıkla ilgili olarak, belge sahibi yatırımcı veya girişimciye
ikibin Türk Lirası idarî para cezası verilir. c) Belge
sahibi yatırımcı veya işletmeciye; 1. Bu
Kanuna ve ilgili diğer mevzuata göre yararlandıkları teşvik unsurlarını,
amacı dışında kullandıklarının tespiti, 2. Genel
sağlık açısından tesisin vasıflarını önemli ölçüde yitirmiş olduğunun
tespiti, 3.
Belgeli yatırım veya girişimin belgelendirmeye esas vasıflarını yitirmiş
olduğunun tespiti, hâllerinde,
her bir aykırılıkla ilgili olarak üçbin Türk Lirası idarî para cezası
verilir. Ayrıca, aykırılıkların giderilmesi için gerekli olması hâlinde belge
sahibine belirli bir süre verilerek uyarıda bulunulur. Belirlenen sürede
istenen hususların yerine getirilmemesi hâlinde, bu Kanuna göre verilen
belgelerin iptaline karar verilir. Bu
maddedeki idarî para cezalarına karar vermeye Bakanlık kontrolörleri ile
diğer denetim elemanları yetkilidir. Bunların çalışma usul ve esasları
yönetmelikle belirlenir. Birinci
fıkranın (c) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca idarî para cezası
verilmesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tarhiyat yapılmasına
engel teşkil etmez. Kültür
yatırımı veya kültür girişimi belgelerinin iptaline Bakanlık yetkilidir. Bakanlık,
ayrıca aşağıdaki hâllerde de bu belgeleri iptale yetkilidir: 1.
Belgeli tesisin faaliyetine son verilmesi, 2.
İşletmenin faaliyeti çerçevesinde ve yatırımcı veya işletmeci gerçek kişi ya
da tüzel kişinin yöneticilerinin de iştirakiyle bir suç işlenmesi, 3.
Tesisin açık kalmasının veya girişimin sürdürülmesinin kültür varlıkları veya
kültürel değerler açısından sakınca yaratması.” MADDE
557- 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun 27 nci
maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ağır hapis veya ağır para cezası”
ibaresi “hapis cezası” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE
558- 5253 sayılı Kanunun 32 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
32- Bu Kanun hükümlerine aykırı davrananlara uygulanacak cezalar aşağıdaki
şekildedir: a)
Dernek kurma hakkına sahip olmadıkları halde dernek kuranlar veya derneklere
üye olmaları kanunlarla yasaklandığı halde dernek üyesi olanlar ile
derneklere üye olması kanunlarla yasaklanmış kişileri bilerek dernek
üyeliğine kabul eden veya kaydını silmeyen veya dernek üyesi iken derneklere
üye olma hakkını kaybeden kişileri dernek üyeliğinden silmeyen dernek
yöneticilerine beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. b) Genel
kurulu süresinde toplantıya çağırmayan, genel kurul toplantılarını kanun ve
tüzük hükümlerine aykırı olarak veya dernek merkezinin bulunduğu veya tüzüğünde
belirtilen yer dışında yapan dernek yöneticilerine beşyüz Türk Lirası idarî
para cezası verilir. Mahkemece, kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak
yapılan genel kurul toplantılarının iptaline de karar verilebilir. c) Yurt dışı
yardımı bankalar aracılığıyla almayan dernek yöneticilerine, bu şekilde
alınan paranın yüzde yirmi beşi oranında idarî para cezası verilir. d)
Derneğe ait tutulması gereken defter veya kayıtları tutmayan veya tasdiksiz
defter tutan dernek yöneticileri üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır. Bu defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmaması
halinde dernek yöneticilerine ve defterleri tutmakla sorumlu kişilere beşyüz
Türk Lirası idarî para cezası verilir. Adına yetki belgesi düzenlenmediği
halde gelir toplayanlar ile bilerek bu şekilde gelir toplanmasına izin veren
yönetim kurulu üyelerine bin Türk Lirası idarî para cezası verilir. e) Genel
kurul ve diğer dernek organlarında yapılan seçimler ve oylamalar ile oyların
sayım ve dökümüne hile karıştıranlar ve defter veya kayıtları tahrif veya yok
edenler veya gizleyenler, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği
takdirde altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile
cezalandırılır. f) Her
ne suretle olursa olsun kendisine tevdi olunan derneğe ait para veya para
hükmündeki evrak, senet veya sair malları kendisinin veya başkasının
menfaatine olarak sarf veya istihlâk veya rehneden veya satan, gizleyen,
imha, inkâr, tahrif veya tağyir eden yönetim kurulu başkanı ve üyeleri veya
denetçiler ile derneğin diğer personeli Türk Ceza Kanununun güveni kötüye
kullanma suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır. Ayrıca, mahkeme
yargılama sırasında sanıkların, organlardaki görevlerinden geçici olarak
uzaklaştırılmasına da karar verebilir. g)
Yetkili mercilerin izni olmaksızın yabancı dernekler ve merkezi yurt dışında
bulunan kâr amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye’de temsilciliklerini veya
şubelerini açanlar, faaliyetlerini yürütenler, bunlarla işbirliğinde
bulunanlar veya bunları üye kabul edenlere bin Türk Lirası idarî para cezası
verilir ve izinsiz açılan şube veya temsilciliğin de kapatılmasına karar
verilir. h) 16
ncı maddede belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen basımevi
yöneticilerine beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. ı) 17
nci maddede yer alan zorunluluğa uymayanlara yüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir. j) 19
uncu maddede belirtilen beyannameyi bilerek gerçeğe aykırı olarak verenler
yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır. k) 9 ve
19 uncu maddelerin üçüncü fıkralarındaki zorunluluğa uymayanlar ile tutulması
zorunlu olan defter ve belgelerin, gerekli dikkat ve özen gösterilmiş olması
şartıyla elde olmayan bir nedenle okunamayacak hâle gelmesi veya kaybolması
hâlinde, öğrenme tarihinden itibaren onbeş gün içinde dernek merkezinin
bulunduğu yerin yetkili mahkemesine zayi belgesi almak için başvurmayan veya
bu belgeyi denetim sırasında ibraz edemeyenler üç aya kadar hapis veya adlî
para cezası ile cezalandırılır. 21 inci maddedeki yükümlülüklere aykırılık
halinde de failler hakkında aynı cezaya hükmolunur. l) 22,
23 ve 24 üncü maddelerde belirtilen bildirim yükümlülüğünü, 19 uncu maddede
belirtilen beyanname verme yükümlülüğünü yerine getirmeyen dernek
yöneticilerine ve 24 üncü maddede belirtilen temsilcilere beşyüz Türk Lirası
idarî para cezası verilir. m) 26
ncı maddede belirtilen tesisleri izinsiz açan dernek yöneticilerine beşyüz
Türk Lirası idarî para cezası verilir ve tesisin kapatılmasına da karar
verilebilir. n) 28
inci maddede belirtilen kelimeleri izinsiz kullanan veya 29 uncu maddede
belirtilen yasaklara, yazılı olarak uyarılmalarına rağmen, aykırı hareket
eden dernek yöneticileri, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği
takdirde, yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır ve
derneğin feshine de karar verilir. o) 30
uncu maddenin (a) bendinde belirtilen yasağa aykırı hareket eden dernek
yöneticileri elli günden az olmamak üzere adlî para cezası ile
cezalandırılır. Aynı maddenin (c) bendine aykırı faaliyette bulunan dernek
yöneticileri, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır ve tesisin kapatılmasına
da karar verilir. p) 30
uncu maddenin (b) bendinde belirtilen kurulması yasak dernekleri kuranlar ile
bu bende aykırı harekette bulunan dernek yöneticileri fiilleri daha ağır bir
cezayı gerektirmediği takdirde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve elli günden
az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır ve derneğin feshine de
karar verilir. r) 31
inci maddede öngörülen zorunluluğa uymayanlara bin Türk Lirası idarî para
cezası verilir.” MADDE
559- 5253 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Bu
Kanunda yazılı olan idarî yaptırımlara karar vermeye mahalli mülki amir
yetkilidir.” MADDE
560- 1/12/2004 tarihli ve 5262 sayılı Organik Tarım Kanununun 12 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
12- Bu Kanun hükümlerine uymayanlara uygulanacak cezaî hükümler aşağıda
belirtilmiştir: a) 5
inci maddenin ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere, onbin Türk Lirası
idarî para cezası verilir. b) 5
inci maddenin üçüncü fıkrasına aykırı hareket ettiği tespit edilenlere,
ellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde, yetki
ve izin belgeleri iptal edilir. Başka ad ve unvan altında olsa dahi, bu Kanun
kapsamında çalışmalarına izin verilmez. c) 5
inci maddenin dördüncü fıkrasına aykırı hareket edenlere, onbeşbin Türk
Lirası idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde, idarî para cezası
iki katı olarak uygulanır ve kendilerine bir daha çalışma izni verilmez. d) 5
inci maddenin beşinci fıkrasına aykırı hareket edenlere, yirmibin Türk Lirası
idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde, çalışma izinleri iptal
edilir. e) 5
inci maddenin altıncı fıkrasına aykırı hareket eden kuruluşlara, onbeşbin
Türk Lirası idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde, idarî para
cezası iki katı olarak uygulanır ve çalışma izinleri iptal edilir. f) 5
inci maddenin yedinci fıkrasına aykırı hareket edenlere, yirmibin Türk Lirası
idarî para cezası verilir. g) 6 ncı
maddenin birinci fıkrasına aykırı hareket edenlere, onbin Türk Lirası idarî
para cezası verilir. h) 6 ncı
maddenin ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere, yirmibin Türk Lirası idarî
para cezası verilir. ı) 8
inci maddeye aykırı hareket edenlere, onbeşbin Türk Lirası idarî para cezası
verilir. Aykırılık etiket bilgilerinden kaynaklanıyorsa, etiket bilgileri
düzeltilinceye kadar ürüne el konulur ve yukarıdaki para cezası uygulanıp
ürün piyasadan toplattırılır. Toplatma masrafları müteşebbisten tahsil
edilir. j) 9
uncu maddenin birinci fıkrası ile 10 uncu maddeye aykırı hareket edenlere,
otuzbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. k) Bu
Kanuna göre denetimleri engelleyen kişi ve kuruluşlara, onbin Türk Lirası
idarî para cezası verilir.” MADDE
561- 5262 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
13- Bu Kanunda yazılı olan idarî para cezaları, Bakanlık veya mahallî mülkî
amir tarafından verilir.” MADDE
562- 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231
inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “bir yıl” ibaresi “iki yıl”
olarak, maddenin ondördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(14) Bu
maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri,
Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer
alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.” MADDE
563- 10/2/2005 tarihli ve 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı
Depoculuk Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “Türk
Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten
işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin
güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı
suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,
güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin
ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama,
kaçakçılık veya vergi kaçakçılığı suçlarından hapis cezasına mahkûm olanlar
lisanslı depo işletemezler, bunlara ortak olamazlar, yönetici ve denetçi
görevlerinde bulunamazlar.” MADDE
564- 5300 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
34- Fon, lisanslı depo işletmeleri, yetkili sınıflandırıcılar ve bu Kanun
kapsamında lisans alan diğer ilgililerin malikleri, yöneticileri, denetçileri
ve personeli kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan dolayı Fon, lisanslı
depo işletmeleri, yetkili sınıflandırıcılar ve bu Kanun kapsamında lisans
alan diğer ilgililerle birlikte sorumludur. Fon,
lisanslı depo işletmeleri ve yetkili sınıflandırıcıların yöneticileri,
denetçileri ve personeli ile bu Kanun kapsamında lisans alan diğer ilgililer;
bunların işlem ve faaliyetlerine, ürün ve ürün senetlerine, para ve
mallarına, evrak, rapor, hesap, kayıt ve defterlerine ve diğer başka
belgelere ilişkin işledikleri suçlardan dolayı ceza sorumluluğu bakımından
kamu görevlisi sayılırlar. Bunlar tarafından düzenlenen evraklar, Türk Ceza
Kanununun tatbiki bakımından resmî evrak olarak kabul edilir. Ayrıca
aşağıdaki fiil ve hareketlere ilişkin daha ağır bir ceza hükmü
öngörülmemişse; a) 23
üncü maddede belirtilen ve tutmakla yükümlü olunan kayıt ve defterleri hiç
veya doğru ve düzgün şekilde tutmayan ya da noter tasdikini yaptırmayan veya
defter ve belgelerin saklama süresine uymayan lisanslı depo işletmesi
yöneticileri hakkında Türk Ticaret Kanununun 67 nci maddesinde öngörülen
cezalar tatbik olunur. b)
Lisanslı depoculuk ücret tarifesinde belirlenenin üzerinde ücret talep ve
tahsil eden, 35 inci madde hükmüne aykırı hareket eden, ürün senedinin ilgili
yönetmeliğinde düzenlenen içerik, şekil ve muhafaza şartlarına uymayan
lisanslı depo işletmesinin yönetici ve personeli ile diğer ilgililerine
mahallî mülkî amir tarafından beşbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk
Lirasına kadar idarî para cezası verilir. c) 17
nci maddenin birinci fıkrası, 21 inci maddenin birinci fıkrası, 27 nci
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ve son fıkrası, 32 nci madde
hükümlerine aykırı hareket eden lisanslı depo yönetici ve personeline mahallî
mülkî amir tarafından beşbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar
idarî para cezası verilir. d)
Kasıtlı olarak hatalı numune alan veya alınan numuneyi kasıtlı olarak tahrip
eden veya ürünü temsil etme niteliğini bozan veya bu Kanun kapsamında
depolanan veya depolanacak olan herhangi bir tarım ürününü kasten
gerçeğe aykırı şekilde tartan, derecelendiren, sınıflandıran ya da hukuken
geçerli bir mazereti olmadıkça lisanslı depo işletmesi ile borsa arasında
imzalanan ve Bakanlıkça onaylanan sözleşmeye uygun hareket etmeyen, 27 nci
maddenin birinci fıkrasının (f) ve (h) bentleri, 28 inci maddenin birinci
fıkrası, 29 uncu maddenin ikinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket eden kişi
hakkında fiilin önem ve mahiyetine göre altı aydan iki yıla kadar hapis ve
bin günden dörtbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. e) Bu
Kanuna uygun olarak verilen bir lisansı, tahrif, taklit veya yanlış olarak
temsil eden, üzerinde değişiklik veya sahtecilik yapan ya da kanunen yetkisi
olmaksızın lisans veya ürün senedini kredi veya herhangi bir şekilde menfaat
temini amacıyla düzenleyen veya kullanan, kendine menfaat sağlamak amacıyla depolama
hizmetlerini Kanuna uygun olarak yerine getirmeyen, 8 inci maddenin birinci
fıkrası, 27 nci maddenin birinci fıkrasının (e) bendi ve 33 üncü madde
hükümlerine aykırı davranan kişiler, Türk Ceza Kanununun ilgili hükümlerine
göre cezalandırılır. Bu madde
kapsamında işlenen fiillerin neticesinde oluşan zararların herhangi bir
şekilde tazmin edilmemiş olması halinde genel hükümlere göre tazmin
ettirilir.” MADDE
565- 22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 51
inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Yukarıda
belirtilen usul ve esaslara aykırı olarak borçlanan il özel idaresi
sorumluları hakkında, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektiren bir suç
oluşturmadığı takdirde, Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesi hükümleri
uygulanır.” MADDE
566- 5302 sayılı Kanunun 55 inci maddesinin başlığı “İdarî
yaptırımlar” şeklinde ve birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “İl özel
idaresinin görev ve yetki alanına giren konularda, kanunların verdiği yetkiye
dayanarak il genel meclisi tarafından alınan ve usulüne uygun olarak ilân
edilen kararlara aykırı davrananlara; fiilleri suç oluşturmadığı takdirde,
üçyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Fiilin bir tüzel kişinin
faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, bu tüzel kişiye verilecek idarî
para cezası bir kat artırılır. Birinci
fıkrada belirtilen fiillerin yeme, içme, eğlenme, dinlenme, yatma, bakım ve
temizlenme gibi ihtiyaçlarla ilgili ticaret, sanat ve meslekleri yapanlar
tarafından işlenmesi durumunda, ayrıca üç günden yedi güne kadar işyerinin
kapatılmasına karar verilir.” MADDE
567- 5302 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İdarî
yaptırım kararı verme yetkisi MADDE
56- 55 inci maddede öngörülen idarî yaptırımlara il encümeni tarafından karar
verilir. Ancak vali veya kaymakam, fiilin işlendiğini tespit ettirdiğinde,
yüz Türk Lirası idarî para cezasına ve üç güne kadar işyerinin kapatılmasına
karar verebilir.” MADDE
568- 5302 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İşyeri
kapatma yaptırımının uygulanması MADDE
60- İşyeri kapatma yaptırımı, yaptırım süresince işyerinin mühürlenmesi
suretiyle uygulanır.” MADDE
569- 2/3/2005 tarihli ve 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları
(LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanunun 16 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
16- Bu Kanuna göre idarî para cezalarının veya idarî yaptırımların
uygulanması, bu Kanunun diğer hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmaz. Bu
Kanuna göre verilen ceza ve tedbirler diğer kanunlar gereği
yapılacak işlemleri engellemez. Bu
Kanuna göre; a)
Aşağıdaki hâllerde sorumlulara beşyüzbin Türk Lirası idarî para cezası verilir:
1)
Lisans almaksızın lisansa tâbi faaliyetlerin yapılması. 2) 4
üncü maddenin son fıkrasının ihlâli. 3) 10
uncu madde gereği Kurum tarafından yapılan uygulamaların dolaylı veya
dolaysız olarak engellenmesi veya engellenmeye teşebbüs edilmesi. 4) 12
ve 13 üncü madde hükümlerinin ihlâli. b)
Aşağıdaki hâllerde sorumlulara ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası
verilir: 1) 5, 6
ve 7 nci madde hükümlerinin ihlâli. 2)
Lisans almaksızın hak konusu yapılan tesislerin yapımına veya işletimine
başlanması ile bunlar üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması. 3) Sahip
olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi. 4) Son
fıkrası hariç 4 üncü madde hükümlerinin ihlâli. c)
9, 14 ve 15 inci madde hükümlerinin ihlâli hâlinde sorumlulara ellibin Türk
Lirası idarî para cezası verilir. ç) 8
inci maddenin dördüncü fıkrasının (6) numaralı bendinin ihlâli
hâlinde bayilere yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ancak
tüpün sisteme bağlantısının kullanıcı tarafından yapıldığının kanıtlanması
durumunda tüp bayii ve dağıtıcı şirketlere hukukî ve cezaî sorumluluk
yüklenmez. Yukarıda
belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere
uymayanlara Kurumca bin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Tesisler,
lisans alınıncaya veya bu Kanuna göre lisans gerektirmeyen faaliyet
gösterecek hâle getirilinceye kadar mühürlenir. Ceza
uygulanan bir fiilin iki yıl geçmeden aynı kişi tarafından tekrarı hâlinde,
cezalar iki kat olarak uygulanır.” MADDE
570- 5307 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “Lisans
iptaline veya mühürlemeye rağmen, faaliyetlerini sürdüren gerçek kişiler ile
tüzel kişilerin suçun işlenişine iştirak eden yetkilileri hakkında Türk Ceza
Kanununun 203 üncü maddesi hükümleri uygulanır.” MADDE
571- 5307 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir. “İdarî
para cezaları dahil Kurul tarafından alınan bütün kararlara karşı açılan
iptal davaları ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür. Danıştay,
Kurul kararlarına karşı yapılan başvuruları acele işlerden sayar.” MADDE
572- 24/3/2005 tarihli ve 5324 sayılı Kozmetik Kanununun 5 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
5- Bu Kanunun; a) 3 üncü
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen yükümlülüklerinden herhangi birini
ihlal eden üreticiye yirmibin Türk Lirası, b) 4
üncü maddesinin; 1) (a)
bendinde belirtilen yasaklardan herhangi birine uymayan üreticiye yirmibin
Türk Lirası, 2) (b)
bendinde belirtilen personeli istihdam etmeyen ve (c) bendi uyarınca
bildirimde bulunmayan üreticiye onbin Türk Lirası, 3) (d)
bendine aykırı hareket eden kozmetik ürünün üreticisine ellibin Türk
Lirası, 4) (e) bendine
göre muhtevasında hiç bulunmaması gereken maddeler içeren kozmetik ürünleri
piyasaya arz eden üreticiye yirmibin Türk Lirası, muhtevasında belirli limit
ve şartların dışında maddeler içeren kozmetik ürünleri piyasaya arz eden
üreticiye onbeşbin Türk Lirası, 5) (g)
bendinde belirtilen yükümlülüğü ihlâl eden üreticiye yirmibin Türk
Lirası, idarî
para cezası Sağlık Bakanlığınca verilir. Bu
Kanuna göre idarî para cezasını gerektiren fiilin tekrarı hâlinde idarî para
cezaları iki kat olarak uygulanır. Bu
maddeye göre idarî para cezası verilmiş olması, ihlâl edilen yükümlülüğün
niteliğine göre gereken diğer idarî tedbirlerin ve müeyyidelerin
uygulanmasına engel olmaz.” MADDE
573- 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek
Kuruluşları Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (d)
bentleri birleştirilerek aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “c) Türk
Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten
işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin
güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı
suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,
güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin
ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama,
kaçakçılık, vergi kaçakçılığı veya haksız mal edinme suçlarından hapis
cezasına mahkûm olmamak.” MADDE
574- 5362 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer
alan “takipsizlik veya beraat kararlarının verilmesi halinde,” ibaresi
“kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği ya da mahkumiyet kararı
verilmediği takdirde,” olarak; aynı fıkrada yer alan “soruşturma evrakının”
ibaresi “evrakın” olarak değiştirilmiştir.” MADDE
575- 16/6/2005 tarihli ve 5368 sayılı Lisanslı Harita Kadastro
Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasının
(d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “d) Türk
Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten
işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin
güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı
suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,
güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin
ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama,
kaçakçılık ve vergi kaçakçılığı ile haksız mal edinme suçlarından hapis
cezasına mahkûm olmamak.” MADDE
576- 5368 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “MADDE
10- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ile 8 inci maddesinin
birinci ve ikinci fıkraları hükümlerine aykırı davranışta bulunanlara,
fiilleri suç oluşturmadığı takdirde, bin Türk Lirasından onbin Türk Lirasına
kadar idarî para cezası Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce verilir.” MADDE
577- 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi
Kullanımı Kanununun 22 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE
22- Bu Kanunda yazılı olan idarî cezalar mahallî mülkî amir tarafından
verilir.” MADDE
578- Aşağıdaki kanun hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır. a) 30
Mayıs 1283; 8 Sefer 1284 tarihli Demiryollarının Usulü Zabıtasına Dair
Nizamname, b) 1
Şubat 1329; 18 Rebiülevvel 1332 tarihli Ameliyatı İskaiye İşletme Kanunu
Muvakkatının 34 ve 36 ncı maddeleri, c)
14/4/1341 tarihli ve 618 sayılı Kanunun 14, 15 ve 16 ncı maddeleri, ç)
2/1/1924 tarihli ve 394 sayılı Kanunun 11 inci maddesi, d)
18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin altıncı fıkrası
ile 454 üncü maddesi, e)
11/4/1928 tarihli ve 1219 sayılı Kanunun 80 ve ek 9 uncu maddeleri, f)
14/5/1928 tarihli ve 1262 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesi, g)
15/5/1930 tarihli ve 1608 sayılı Kanunun 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, ek 1 ve ek
2 nci maddeleri, ğ)
10/6/1930 tarihli ve 1705 sayılı Kanunun 7 nci maddesi, h)
24/5/1933 tarihli ve 2219 sayılı Kanunun 46 ncı maddesi, ı)
12/6/1933 tarihli ve 2313 sayılı Kanunun 27 ve 29 uncu maddeleri, i)
27/1/1936 tarihli ve 2903 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrası, j)
19/4/1937 tarihli ve 3153 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi, k)
2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Kanunun 17 nci maddesi, l)
16/7/1943 tarihli ve 4473 sayılı Kanunun 37 ve 42 nci maddeleri, m)
7/8/1944 tarihli ve 4654 sayılı Kanunun 11 inci maddesi, n)
10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin (C) ve (E)
fıkraları ile 14 ve 45 inci maddeleri, o)
11/2/1950 tarihli ve 5539 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci ve beşinci
fıkraları, ö)
2/3/1950 tarihli ve 5584 sayılı Kanunun 61 inci maddesinin üçüncü fıkrası, p)
15/7/1950 tarihli ve 5683 sayılı Kanunun 27 nci maddesi, r)
5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Kanunun 73, 74 ve 79 uncu maddeleri ile 80
inci maddesinin onuncu fıkrası ve ek 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrası, s)
10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin beşinci fıkrası
ile ek 2 nci maddesi, ş)
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Kanunun 107 nci maddesinin ikinci fıkrası, t)
9/3/1954 tarihli ve 6343 sayılı Kanunun 69 ve 73 üncü maddeleri, u)
31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Kanunun 80 ve ek 7 nci maddeleri, ü)
9/6/1958 tarihli ve 7126 sayılı Kanunun 58 inci maddesi, v)
11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Kanunun 57 nci maddesi, y)
15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Kanunun 48 ve 49 uncu maddeleri, z)
4/1/1960 tarihli ve 7402 sayılı Kanunun 21 inci maddesi, aa)
5/1/1961 tarihli ve 222 sayılı Kanunun 59 uncu maddesinin beşinci
fıkrası, bb)
26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Kanunun 139 ve 178 inci maddeleri, cc)
20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Kanunun 38 inci maddesi, çç)
20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, dd)
13/12/1968 tarihli ve 1072 sayılı Kanunun 3 ve 4 üncü maddeleri, ee)
18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Kanunun 159 uncu maddesinin (III) numaralı
fıkrası, ff)
12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Kanunun 35 inci maddesi, gg)
5/5/1983 tarihli ve 2822 sayılı Kanunun 81 inci maddesi, ğğ)
6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Kanunun 35 inci maddesi, hh)
14/10/1983 tarihli ve 2920 sayılı Kanunun 142, 144 ve 145 inci maddeleri, ıı)
4/12/1984 tarihli ve 3091 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi, ii)
7/6/1985 tarihli ve 3224 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(c) ve (d) bentleri, jj)
13/4/1994 tarihli ve 3984 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin beşinci fıkrası
ile ek 2 nci maddesi, kk)
7/12/1994 tarihli ve 4054 sayılı Kanunun 18 ve 19 uncu maddeleri, ll)
25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinin ikinci fıkrası, mm)
20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin yedi ilâ onikinci
fıkraları ve 15 inci maddesinin (e) fıkrası, nn)
4/4/2001 tarihli ve 4634 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin dokuzuncu ve
onbirinci fıkraları, oo)
3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(b) bendi, öö)
22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin ikinci fıkrası, pp)
1/7/2003 tarihli ve 4915 sayılı Kanunun 27 ve 31 inci maddeleri ile 30 uncu
maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları, rr)
10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Kanunun 28 ve 29 uncu maddeleri, ss)
8/1/2004 tarihli ve 5042 sayılı Kanunun 67 nci maddesi, şş)
22/4/2004 tarihli ve 5147 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesi, tt)
28/4/2004 tarihli ve 5149 sayılı Kanunun 27 ve 29 uncu maddeleri, uu)
18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Kanunun 74 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi ve 83 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi, üü)
10/6/2004 tarihli ve 5188 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (e) bendi, vv)
24/6/2004 tarihli ve 5199 sayılı Kanunun 26, 27 ve 29 uncu maddeleri, yy)
4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin ikinci fıkrası ve
33 üncü maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları, zz)
22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi. GEÇİCİ
MADDE 1- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Yargıtay ilgili ceza
dairesinde bulunan dosyalar hakkında bu Kanunun lehe hükümlerinin derhal
uygulanabileceği hallerde, usule aykırılık bulunmadığı takdirde, dosya
esastan incelenmek, acele işlerden sayılmak ve Türk Ceza Kanununun 7 nci
maddesi dikkate alınmak suretiyle karar verilir. Bu Kanun
yürürlüğe girdiği tarihten önce kesinleşmiş ve infaz edilmekte olan
mahkûmiyet kararları hakkında, lehe kanun hükümleri, hükmü veren mahkemece
13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı
Hakkında Kanunun 98 ilâ 101 inci maddeleri dikkate alınmak ve dosya üzerinden
incelenmek suretiyle belirlenir. Ancak, hükmün konusunun herhangi bir
inceleme, araştırma, delil tartışması ve takdir hakkının kullanılmasını
gerektirmesi halinde inceleme, duruşma açılmak suretiyle yapılabilir. Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kesin hükümle sonuçlanmış olan
davalarda lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla, yapılan yargılama
bakımından dava zamanaşımı hükümleri uygulanmaz. İşbu
Kanun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla kesinleşmemiş olmakla beraber hükme
bağlanmış olan dosyalarda uzlaşma kapsamının genişlediğinden bahisle bozma
kararı verilemez. GEÇİCİ
MADDE 2- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kovuşturma evresinde
bulunan dava dosyaları hakkında: a)
Mahkemenin görevli olmaması hâlinde, dosya üzerinde yapılacak inceleme
sonucunda verilecek görevsizlik kararıyla dosya, görevli mahkemeye
gönderilir. b) Daha önce
soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yapılmış olan işlem ve kararlar hukukî
geçerliliklerini sürdürürler. GEÇİCİ
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerine göre suç karşılığı uygulanan yaptırımı
idarî yaptırıma dönüşen fiiller nedeniyle; a)
Soruşturma evresinde Cumhuriyet başsavcılığınca, b)
Kovuşturma evresinde mahkemece, idarî
yaptırım kararı verilir. Birinci
fıkra kapsamına giren fiillerden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan
işlerde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, Yargıtayın ilgili dairesinde bulunan
işlerde ise ilgili dairece, bu Kanuna göre işlem yapılmak üzere
gelişlerindeki usule uygun olarak dava dosyası hükmü veren mahkemeye
gönderilir. MADDE
579- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE
580- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 7/2/2008 |