Basın Açıklaması

6679

22.02.2010


YARGI BAĞIMSIZLIĞINA DESTEK VERMEK AMACIYLA; 22.02.2010 TARİHİNDE HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU, YARGITAY BAŞKANI SAYIN HASAN GERÇEKER VE YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI SAYIN ABDURRAHMAN YALÇINKAYA’YA; 23.02.2010 TARİHİNDE DANIŞTAY BAŞKANI SAYIN MUSTAFA BİRDEN İLE YÜKSEK SEÇİM KURULU BAŞKANI SAYIN ALİ EM’E BİR DİZİ ZİYARET GERÇEKLEŞTİREN TBB HEYETİNE BAŞKANLIK YAPAN AV. BERRA BESLER’İN BASINA YAPTIĞI AÇIKLAMA

Türkiye Barolar Birliği olarak;
Uzun süredir HSYK ve Yüksek Yargının kimliğinde, bir bütün olarak “yargı erkine” karşı geliştirilen tutum, benimsenen üslup nedeniyle; yargı bağımsızlığına destek amacıyla yüksek yargıyı ziyaret ediyoruz.

HSYK’nın, Erzincan Başsavcısının gözaltına alınması ve tutuklanmasını takiben hukuka uygun olarak vermiş olduğu karar üzerine yargı erki üzerine başlatılan tartışmalar, siyasilerin müdahaleleriyle Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu kadar kaygı verici bir boyuta ulaşmıştır.

Çoğunluğu elinde bulunduran siyasal iktidarların, hukuk denetiminden yoksun ve rakipsiz bir kuvvet durumuna gelmesinin, demokrasiyi ve ancak onunla hayat bulan hak ve özgürlükleri tehdit ettiğini çok iyi bilen TBB, yargı erkinin kurucu unsuru savunmanın temsilcisi ve halkın hak arama özgürlüğünün sesi olarak, gelişmeleri esefle izlemektedir.

Bugün yaşanmakta olanlar, siyasi müdahale boyutlarının genişlediğini ve giderek, “siyasal yargıya” geçişin yapı taşlarının döşenmekte olduğunu göstermektedir.

Yargı bağımsızlığı, siyasetin görmek istediği gibi, bir meslek fantezisi değil; yurttaşların hak ve özgürlüklerin korunabilmesi, tarafsız ve adil bir yargılamanın temini ve hukuk devletinin işlerliği için olmazsa olmaz bir koşuldur.

Türkiye’de yargı alanında yaşananlar, tüm hukukçuların ve yargı mensuplarının günlük siyasi kavram ve hedefler kapsamında kamplaşmalarını değil, hukukun üstün değerleri etrafında birleşmelerini gerektirmektedir. Yargı alanındaki sorunların ve aksaklıkların düzeltilmesinin yolu siyasi amaçlı tahribattan değil, içtenlikli ve evrensel,  yapıcı çabalardan geçer.

Yaşanan kargaşa ortamında; Sayın Adalet Bakanı ve Sayın Başbakan’ın, “yargı reformunun hızla gerçekleştirileceği” yolundaki açıklamalarından kaygı duymaktayız.

Yargı reformu, kargaşa ortamının giderilmesi için bir araç olarak kullanılmamalıdır.

Hukuk devletinin işlerliği bakımından bugün Yargı Reformu Stratejisinde yer alan “yargı bağımsızlığının güçlendirilmesine ve yargının tarafsızlığının geliştirilmesine” her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır.

Ancak;

  • Halkın güvencesi olan yargıya müdahalenin böylesine yoğunlaştığı,
  • Olaylarla ilgili olarak yapılanların, Cumhuriyetin Savcılarına karşı, yeni anlayışı yerleştirme çabaları olarak nitelendirildiği,
  • Yürütme ile yargı arasındaki dengelerin yürütme lehine bozulduğu böyle bir ortamda;

“hızlandırılarak yapılacak yargı reformu” ile yargı bağımsızlığının nasıl güçlendirileceği ve tarafsızlığının nasıl geliştirileceği, merak konusudur.

  • Yürütmenin yargıya üstünlüğünü sağlayan hükümler Anayasamızdan ve özel yasalardan arındırılmadıkça,
  • İstişari ziyaret raporlarında tavsiye olunduğu gibi, Adalet Bakanlığının hakim-savcı-avukat üzerindeki etkinliği giderilmedikçe,
  • Kuvvetler ayrılığına dayalı devlet yapımızda erkler arası bozulan dengeler yeniden tesis edilmedikçe,

Yapılacak yargı reformundan fayda beklenmemelidir.

Bu saydıklarımızı gerçekleştirmek yolunda bugüne kadar ciddi bir çalışma yapmayan siyasetçilerin, ülkemizde yargı bağımsızlığının olmadığı, yıpratıldığı yönünde eleştiriye hakları olmamalıdır. 

Bir kez daha hatırlatırız ki hukuk; özgürlüklerin bulunduğu ortamlarda yaşam bulur. Özgür insanlar tarafından savunulur ve herkese lazımdır.

Av. Berra Besler
TBB Başkan Yardımcısı