Açış Konuşması

5976

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI
AV. V. AHSEN COŞAR’IN,
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ İNSAN HAKLARI MERKEZİ TARAFINDAN
15 OCAK 2010 TARİHİNDE MARDİN’DE DÜZENLENEN
“İNSAN HAKLARI İZLEME, RAPORLAMA VE ARŞİVLEME PROJESİ”
2. BÖLGE TOPLANTISI’NI AÇIŞ KONUŞMASI

 

Mardin Barosu’nun Değerli Başkanı,

Değerli Baro Başkanları,

Sevgili Meslektaşlarım,

Hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum.


Mezopotamya!
Yüzümün bir yanı safran kokulu Deyrulzafaran’dır,
Bir yanı minaresini asma dallarından ördüğüm Ulu Cami.
Gün, ışığını Kasımiye Medresesinin kubbesinden
döker zamanın aralığına gece aydınlığını,
Reyhaniye Camisinin batı cihetini yurt edinmiş Revaklı çarşıdan…
Hamurumu kavimler, etnik gruplar, dinsel cemaatler yoğurmuştur.
Ben, taşın ve inancın şiiriyim
Ben, Mardin’im çünkü…

Refik Durbaş’ın böyle şiirleştirdiği, uygarlıkların ve kültürün buluştuğu,  Kürdün, Türkün, Arab’ın, Süryani’nin, Müslüman’ın, Yezidi’nin birlikte ve kardeşçe yaşadığı kadim Mardin’de ve sizler ile birlikte olmaktan duyduğumuz mutluluğu özellikle bilmenizi ister, geldiğimiz andan itibaren dostluğun, kardeşliğin, meslektaş olmanın en güzel örneğini veren Mardin Barosu’nun değerli başkanı sevgili Azad kardeşim başta olmak üzere, Mardin Barosu’nun değerli üyelerine arkadaşlarım adına, kendi adıma en içten teşekkürlerimi sunarım.

İHİRAP, yani İnsan Hakları İzleme, Raporlama ve Arşivleme Projesi, öncelikli olarak ülkemizdeki insan hakları ihlallerini izlemeyi, belirlediği ihlalleri raporlamayı, arşivlemeyi, bu suretle insan hakları ihlalleri hakkında bir hafıza oluşturmayı amaçlamaktadır. Projenin ikinci ayağı ise belirlenen ihlallerin ve bu ihlallerden sorumlu olanların üzerine gitmektir.

Bu projenin uygulanmasında, Barolarımızın, insan hakları alanında çalışan avukat meslektaşlarımızın, insan hakları aktivistlerinin desteklerinin sağlanması projenin başarıya ulaşması yönünden son derece önemlidir. Esasen ilkini İzmir’de, ikincisini ise bugün Mardin’de gerçekleştirdiğimiz bölgesel nitelikteki bu toplantıların düzenlenmesinden amaç da, hem projenin tanıtılmasının, hem de Barolarımızın, insan hakları alanında çalışan meslektaşlarımızın, insan hakları aktivistlerinin projeye katkı ve desteklerinin sağlanmasıdır.

Tartışmalı olmakla birlikte insan hakları kolektif olmaktan daha çok bireyseldir. Zira insan hakları, kişileri bireyler olarak tanımlar ve bireyin taleplerine toplum ve diğer toplum birimlerin üzerinde bir yer ve öncelik verir. Bugün yaşadığımız sorun, bireysel haklardan çok, bireysel insan haklarına saygı gösterilmemesi, bu hakların ihlal edilmesi sorunudur. Bu saygısızlık ve ihlal eylemlerinin failleri, bireyler üzerinde hak ve tasarruf iddiasında olan devlet ve toplumdur. Günümüzün modern devletlerinin, insanları yola getirmek konusunda çok büyük bir güce ve mekanizmalara sahip olduğu göz önüne alındığında, evrensel insan haklarının, bireylerin modern devlet karşısında başvurabilecekleri az sayıdaki kaynaktan birisi olduğu daha iyi anlaşılır.

Bu bağlamda işaret etmemiz gerekir ki, günümüzde gerek ülkemizde, gerekse dünyanın başka ülkelerinde bireylerin kimi zaman toplum, kimi zaman da devlet tarafından ezildiğini görüyor ve biliyoruz. İnsan haklarına saygılı olunması ve insan haklarının kullanılması nedeniyle toplumun çözüldüğünü, devlet otoritesinin zaafa uğradığını hemen hiçbirimiz düşünmeyiz.  Ama devletin zaafa uğramasının, saygınlığının ve güvenilirliğinin aşınmasının, yine toplum düzeninin bozulmasının insan hakları ihlalleriyle doğrudan ilgisinin ve ilişkisinin olduğunu hepimiz biliriz. O nedenle insan haklarının, toplum ve devlet ile birey arasında denge kurma mücadelesinde son derece önemli ve değerli bir ahlaki ve entelektüel kaynak olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumda, bütün bunların ayırt edici özelliğini korumadığımız, önemini ve değerini kavramadığımız, insan haklarının bireysel haklar olma niteliği üzerinde ısrarlı olmadığımız takdirde, bu hakların insan onuru mücadelesindeki olumlu ve aktif rolü tehlikeye düşecektir.

Sevgili Meslektaşlarım,

Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2010 Türkiye İlerleme Raporu’nda da işaret edildiği üzere, Türkiye’de insan hakları ihlalleri artarak devam etmektedir. Bu bağlamda insan hakları savunucuları ceza davalarına muhatap olmakta, tutuklanmaktadırlar. İnsan hakları üzerine çalışmalar yürüten derneklerin imkanları olmadığı gibi etkileri de fazla yoktur. Duruşma öncesi gözaltılar, cezaya, hatta infaza dönüşen, amacından çıkan uzun süreli tutuklamalar devam etmektedir. Medya üzerindeki baskılar artmış olup basın özgürlüğü ciddi tehdit altındadır.

Bütün bunlar dikkate alındığında bugünkü toplantımızın gündemindeki İHİRAP Projesinin önemi daha iyi anlaşılacaktır. O nedenle projeye vereceğiniz destek insan hakları ihlalleri ile mücadelede başarıya ulaşmamız konusunda son derece etkili olacaktır.       

Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür eder, saygılar sunarım.


Av.V.Ahsen Coşar
Türkiye Barolar Birliği Başkanı

 

Fotoğraflar


Fotoğraf 1

Fotoğraf 2

Fotoğraf 3

Fotoğraf 4

Fotoğraf 5

Fotoğraf 6

Fotoğraf 7