Türk Ceza Adalet Sisteminin Etkinliğinin Geliştirilmesi

9655

“Türk Ceza Adalet Sisteminin Etkinliğinin Geliştirilmesi” Konulu Toplantı Ankara’da Yapıldı

TBB BAŞKAN YARDIMCISI AV. BERRA BESLER'İN
AVRUPA BİRLİĞİ VE
AVRUPA KONSEYİ'NİN ORTAKLAŞA DÜZENLEDİĞİ
“TÜRK CEZA ADALET SİSTEMİNİN ETKİNLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ” KONULU TOPLANTIDA YAPTIĞI
AÇIŞ KONUŞMASI

02 TEMMUZ 2013

Çok değerli katılımcılar,

Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi'nin ortaklaşa düzenlediği "Türk Ceza Adalet Sisteminin Etkinliğinin Geliştirilmesi" konulu projenin 5. Yürütme Kurulu toplantısına hoşgeldiniz.

Sizleri Türkiye Barolar Birliği adına ve kendi adıma saygı ile selamlıyorum. Böyle bir toplantının TBB çatısı altında gerçekleştirilmesinden duyduğum memnuniyeti sizlerle paylaşmak istiyorum.

Değerli katılımcılar,

Yaklaşık bir yıldır süren bu çalışmalarda sizler önemli mesafeler aldınız. Ancak bu arada bildiğiniz gibi 25 - 26 Mayıs 2013 tarihinde Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu yapıldı ve yönetim değişikliği oldu. Bu itibarla Türkiye Barolar Birliği'nin yeni Başkanı Sayın Av. Metin Feyzioğlu'nun bugünkü toplantıya başarı dileklerini ve saygılarını iletiyorum.

Önceki toplantılara Türkiye Barolar Birliği adına katılan yöneticilerimize ve çalışma arkadaşlarımıza da teşekkürlerimi sunuyorum. Bugünden itibaren proje çalışmalarına TBB adına Başkan Yardımcısı olarak ben ve Yönetim Kurulu Üyemiz değerli meslektaşım Av. Eyyüp Sabri Çepik ile birlikte katılacağımızı bilgilerinize sunuyorum.

Değerli katılımcılar,

Suç olarak adlandırılan ve toplumdaki düzeni bozduğu varsayılan bir eylemin, gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırıldığı bir faaliyet olarak tanımlanan "Ceza Adaleti" son derece önemlidir. Eğer işlenmiş bir suç varsa, bunun en kısa sürede tespit edilmesi ve suçlunun da cezalandırılması her şeyden evvel toplumdaki düzenin sağlanması bakımından gereklidir.

Ceza Adaleti; aynı zamanda masum kişilerin de olaylara karışabilecekleri ve itibarlarının zarar göreceği bir süreç olduğundan, adaletin tecellisi bakımından çok hassas davranılmasını ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını gerektirmektedir.

Çağdaş ülkelerde; ceza adaleti sistemleri etkin ve verimli işleyebilirler, ancak kusursuz da değillerdir. Önemli olan kusurların giderilmesi, hak ve adalete uygun davranılmasıdır. Sağlıklı çalışmayan ve kendisinden beklenenleri yerine getiremeyen bir ceza adaleti sistemi, devlete olan güvenin ve saygının kaybına, toplum içinde anarşi ve kargaşanın doğmasına neden olur.

Hukuk Devleti ilkesi, devlet gücünün; insan onuru, özgürlük, adalet ve hukuki güvenliğin sağlanması amaçlarıyla anayasanın üstünlüğü esasına göre çıkartılmış yasalara dayalı olarak kullanılmasını öngörmektedir.

Adaletin tecellisi, her şeyin hukuk kurallarına ve anayasal ilkelere uygun olarak gerçekleşmesi, hukuk devletinin temel amaçlarıdır. Bu nedenle ceza adaletinin sağlanması bakımından hareket noktası hukuk devleti ilkesi olmalıdır.

Hukuk Devletinin yaşamsal özelliği, yargı bağımsızlığı ve yargıç tarafsızlığıdır. Yargı Bağımsızlığı'nın en önemli özelliği de savunma ve savunmanın özgürce yapılabilmesidir.

Sayın katılımcılar,

Ceza Adalet Sistemi, ceza yargılaması bakımından düşünüldüğünde; sistemin maddi gerçeği ortaya çıkaracak temellere sahip olmasına, insan haklarına, adil yargılanma hakkına, eksiksiz savunma hakkına dayanması gerekir.

Bu durumda; yargı bağımsız, yargıç tarafsız, savcı güvenceli olur, savunmayı temsil eden avukat mesleğini onurla ve sağlam kurallara dayalı olarak icra eder ve özgürce savunma yapar.

Bugün için ülkemizde, yargının bağımsız, yargıcın tarafsız, savcının teminatlı, avukatın özgür bir şekilde savunma yaptığını, siyaset kurumu dahil hiç kimse söyleyemez.

Çağdaş ceza soruşturması, gerçeğin kendisi olan maddi gerçeği ortaya çıkarmanın ilk aşamasıdır. Bu faaliyet yürütülürken özellikle deliller toplanırken, bunların mutlaka hukuka uygun olmaları gerekir. Çünkü hukuka aykırı deliller yargılamada kullanılamaz. Bunlara dayalı olarak karara varılamaz.

Oysa son uygulamalarda maalesef hukuka aykırı delillerle yargılama yapıldığına dair çok örnek bulunmaktadır.

Ceza adaleti bakımından silahların eşitliği ilkesi, savcının delillere eriştiği anda, savunmanın da erişmesini emreder. Türkiye uygulamasında avukat dosyaya ve delillere bırakın soruşturma aşamasını, kimi davalarda kovuşturma aşamasında dahi erişememektedir.

Adil yargılanma ve silahların eşitliği ilkelerine göre, yargının üç kurucu unsuru arasında bulunması gereken; tarafsızlık, eşitlik ve demokratik işleyişin sağlanması, hakim, savcı ve avukatların eşit muhataplar olarak kabul görmeleridir.

Sayın katılımcılar,

Bütün Ülkelerin ceza adalet sisteminde "tutuklama" vardır, olması da doğaldır. Ancak kim için, hangi koşullarda ve sürelerde tutuklamanın sözkonusu olacağının ilkelerinin ortaya konulması ve uygulanması şarttır.

Son dönemlerde görülen tutuklamaların ceza infazına dönüştüğü gerçeği karşısında; yapılan yargılamaların adil yargılanma hakkına uygun olmadığı da ortaya çıkmıştır.

Ceza İnfazı da ceza adalet sistemi içindedir. İyi bir infaz sistemi suçlunun iyileştirilmesine dayanır. Bu nedenle ceza infazı öç alma veya acı çektirme aracı olmamalıdır. Uluslararası infaz ilkelerine göre uygun bir şekilde cezanın çekilmesini sağlamak hukuk devletinin ödevidir.

Değerli katılımcılar,

Bildiğiniz gibi çağdaş adalet sisteminde aynı nitelikteki fiiller için tek tür mahkemeler kurulur. Bizde ise; kaldırıldığı söylendiği halde görevleri hala devam eden özel yetkili ağır ceza mahkemeleri dahil üç tür ağır ceza mahkemesi bulunmaktadır. Bunun sebebini kimse açıklayamaz, doğruluğunu da kimse iddia edemez.

Değerli katılımcılar,

Ceza adalet sistemini iyileştirmek, etkinleştirmek amacıyla 2004 yılında TCK'da değişiklikler yapılmıştır. Kısa bir süre sonra bunlar yeterli görülmediği için yeni değişiklikler yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bunun sonucu olarak TCK ve CMK’da 60'a yakın değişiklik gerçekleşmiştir.

Ancak bu çalışmaların ana kanun için de değil, torba yasa adıyla anılan yasaların içine sıkıştırılarak yapılması da ayrı bir sıkıntıyı beraberinde getirmiştir. Bu durum bırakınız sade vatandaşları -Hukukçuların dahi yapılan değişikliklere erişmesini olanaksız hale sokmuştur. "Kanunu bilmemek mazeret değildir söylemi" neredeyse "mazerettir" şeklinde haklı olarak değişmiştir.

Ceza adalet sistemine katkısının ne olacağı henüz belli olmayan diğer bir husus da; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni adeta bypass eden ve hukuk yaşamımıza yeni giren "Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru"dur. Bu kurum acaba adalete erişimi hızlandıracak mı, yoksa geciktirecek mi ve ceza adaletine olumlu bir yansıma getirecek mi bekleyip göreceğiz.

Değerli katılımcılar,

Ülkemizde ceza adaleti sistemini iyileştirme adına yapılan diğer bir çalışma da; adliye binalarının ve cezaevlerinin fiziki durumlarının iyileştirilmesi projeleridir. Yepyeni görkemli binalarda görev yapılması elbette çağın gereksinmelerindendir. Ancak bizim beklediğimiz, özlediğimiz, aradığımız, yargının bağımsız - yargıcın tarafsız olması, savunmanın kısıtlanmaması - kısacası adaletin gerçekleşmesidir.

İstanbul Çağlayan'daki görkemli adliye binasının içinde bulunan gözleri bağlı THEMİS Heykelinin altında; adalet istedikleri için yerlerde sürüklenen - yaka paça gözaltına alınan avukatların, savunmanın temsilcilerinin maruz bırakıldıkları acı muameleler devam ettiği sürece, fiziksel koşulların iyileştirilmesinin ceza adaletinin iyileştirilmesine bir katkı sağlamasına olanak bulunmamaktadır.

Ceza adalet sistemine ulaşmada en önemli unsur olan yargı bağımsızlığı; yürütmenin yargıya talimat veren beyanlarının etkisi ile yara almaya devam etmektedir.

Bu etkinin mahkeme kararlarına yansıdığını görmemek mümkün değildir. En yakın örnek; demokratik hakkını kullanırken öldürülen Sarısülük ile ilgili soruşturmada sanığın tutuksuz yargılanmasına dair kamu vicdanını sızlatan mahkeme kararıdır.

Oysa çağdaş ceza adalet sistemi; bireyin, hak ve özgürlüklerin güvencesidir. Ancak Türk Ceza Adalet Sistemi uygulamaları böyle devam ederse - derin derin düşünmek - hukuk adına-adalet adına - hak ve özgürlükler adına gereken iyileştirmeleri yapmak ve hayata geçirmek zorunludur. Henüz vakit geçmemiştir.

Yapılan projeler ve yapılan bütün çalışmalar ne kadar mükemmel olursa olsun, bunlar uygulamaya yansıtılamıyor, hayata geçemiyorsa iyileştirme adına projeleri yapanların emekleri ziyan olmuştur ve projelerden beklenen amaç gerçekleşmemiştir. Sorunların doğru olarak tespiti iyileştirme çalışmalarının adımlarını hızlandıracaktır.

Bugünkü toplantının başarılı geçeceğine inanıyorum. Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkürler ediyor, saygılarımı sunuyorum.

TBB Başkan Yardımcısı
Av. Berra BESLER