20.01.2023
2022/951
2023/1
* İncelemeye konu sosyal medya paylaşımları meslek kurallarını ihlal edecek nitelikte olup, eylemin karşılığı olan ceza, Avukatlık Kanunu’nun 135/1.maddesi gereğince uyarma cezasıdır.
(Av. Yas. m.134, TBB Mes. Kur. m.4, 5)
Baro Disiplin Kurulu kararının, şikâyetli avukatın elektronik tebligat adresine 15.09.2022 günü ulaştığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesi gereğince, kararın, 20.09.2022 günü şikâyetliye tebliğ edilmiş sayıldığı dikkate alınarak;
Yasal itiraz süresinin son gününün 20.10.2022 Perşembe günü sona erdiği, süreyi uzatacak herhangi bir neden bulunmadığı, itiraz dilekçesinin yasal sürenin geçmesinden sonra 21.10.2022 Cuma günü, 8872 evrak numarası ile … Barosu Başkanlığı’na verildiği, bu sebeple itirazın süresinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle şikâyetli avukatın itirazının, süreden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Şikâyetçinin itirazının ise süresinde olduğu anlaşılmakla dava dosyası incelendi:
Şikâyetli avukat hakkında; “Şahsi sosyal medya hesabında, şikâyetçiye hitaben, yorum olarak ‘bak buradan açıkça hakaret ediyorum. O homo arkadaşınla tatilin nasıl geçti? Aynı odadamı kaldınız piç kurusu? Haydi madem dediklerin doğru git bunları savcılığa ver sıkıyormu?’, ‘Seni ilk Hollanda da mı becerdiler homolok ordan mı gelme?’, ‘Buruşuk kel kafalı... suratına bir ütü yaptır çocuklar korkmasın’, ‘Ulan adi şerefsiz homo... Orospulara bir lafım yok da senin gibi piçlerine niye sahip çıkmıyorlar anlamıyorum. Şuna bak 2108 yılından bu yana alt yapısını yapmış bin küsür tanede arkadaş edinmiş. Çok mu zoruna gitti arabana yakalama çıkartmam’, ‘benim resmimi paylaştığın yetmiyor gibi kendinmiş gibi başka birinin resmini paylaşmak, kadınların eteğinin altına saklanmak senin gibi homolara yakışır zaten...’ şeklinde paylaşımlarda bulunduğu” iddiasıyla başlatılan disiplin davasında, eylem sabit görülerek ceza tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmasında özetle, şikâyetçinin çeşitli kurumlara kendisini müteaddit kere asılsız şekilde şikâyet ettiğini, asılsız şikâyetlerinden kendisi aleyhine bir sonuç çıkmadığını, şahsın dilekçesinde bahsettiği Z.G. isimli sosyal medya hesabında hakkında asılsız isnatlarda bulunulduğunu, şikâyetçinin bu sayfayı en çok benimseyen ve kullanan kişi olduğunu, bir kısım tanıdığı kişilere de yorumlar yaptırarak halkı kin ve düşmanlığa sevk ettiğini, yorumlarda kendisine hakaret içeren ibareler kullanıldığını, bu hesap sahibi ile yazdıklarını şikâyetçinin üzerine alındığını, bu sosyal medya hesabına mahkeme kararı ile erişimin engellenmesi kararı verildiğini, kendisini tehdit ettirdiği iddialarının asılsız olduğunu, şahsın akıl zayıflığı olduğunu ve Baro tarafından veraset makamına başvuruda bulunulması gerektiğini beyan etmiştir.
İncelenen dosya kapsamından, Baro Yönetim Kurulu’nun 22.11.2019 günlü toplantısında, Avukatlık Kanunu’nun 34, 134, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3 ve 4. maddesi uyarınca şikâyetli hakkında disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,
İncelemeye konu sosyal medya paylaşımlarının çıktı halinde dosya münderecatında yer aldığı,
Şikâyetli Avukat hakkında, incelemeye konu eylem bakımından, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/53079 soruşturma numaralı dosyası kapsamında, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın, itirazın reddi üzerine 02.09.2020 günü kesinleştiği,
Baro Disiplin Kurulu’nca, “…şeklinde yorumlarda bulunduğu, bu hususun şikâyetlinin kabulünde olduğu, bu yorumların/paylaşımların ise Avukatlık Kanunu madde 34’te tanzim olunan görevin kutsallığına yakışır şekilde, özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirme, unvanın gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranma ve aynı doğrultudaki Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları madde 4’te tanzim olunan mesleğin itibarını zedeleyecek tutum ve davranışlardan kaçınma ve özel yaşantısında da buna özen gösterme yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiği anlaşılmakla…” gerekçesiyle şikâyetli hakkında ceza tayin edildiği,
Şikâyetlinin disiplin sicil özetinde eylem tarihi (2019) itibariyle, tekerrüre esas ceza olmadığı,
Şikâyetçi vekilinin 18.10.2022 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle, şikâyetlinin eyleminin daha ağır bir cezayı gerektirdiğini, yine şikâyetlinin sicilinde, daha önceden, üst sınır olan 3 yıl süreli işten çıkarma cezasının olduğunu, tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını vekâleten talep etiği,
Usulüne uygun tebligata rağmen itiraza cevap verilmediği görülmektedir.
Şikayetçi vekilinin itirazı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Uyuşmazlık konusu, şikâyetli avukatın, şahsi sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımların yasaya ve meslek kurallarına aykırı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4.maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat, özel yaşantısında da buna özenmekle yükümlüdür.”,
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 5.maddesi, “Avukat, yazarken de konuşurken de düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamalıdır.” hükmünü haizdir.
İncelemeye konu sosyal medya paylaşımları yukarıda yer alan meslek kurallarını ihlal edecek nitelikte olup, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın ihlali durumunda eylemin karşılığı olan ceza, Avukatlık Kanunu’nun 135/1.maddesi gereğince uyarma cezasıdır.
Bu itibarla, şikâyetli Avukatın itirazının süreden reddine, şikâyetçi vekilinin itirazının reddi ile usul ve yasaya uygun olarak verilen Baro Disiplin Kurulu kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Gereği düşünüldü:
1-Şikâyetli avukatın itirazının SÜREDEN REDDİNE,
2-Şikâyetçi vekilinin itirazının reddine, Baro Disiplin Kurulu’nun Şikâyetlinin “Uyarma Cezası ile Cezalandırılmasına” ilişkin kararının ONANMASINA,
3-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,
Oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
Şikâyetli avukatın, şikâyetçi meslektaşına hitaben sosyal medya gibi kamuya açık alanda, homofobik, nefret, ayrımcılık, ağır hakaret ve küfür içeren cümleler sarf ettiği gerek şikâyetli avukatın ikrarı gerekse sosyal medya kayıtları ile sabittir.
Şikâyetli Avukatın eyleminin, Avukatlık Kanunu madde 34’te tanzim olunan görevin kutsallığına yakışır şekilde, özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirme, unvanın gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranma ve aynı doğrultudaki Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları madde 4’te tanzim olunan mesleğin itibarını zedeleyecek tutum ve davranışlardan kaçınma ve özel yaşantısında da buna özen gösterme yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiği açıktır.
Avukatlar gerek mesleki gerekse özel yaşamlarında birbirlerine karşı daha duyarlı, dikkatli ve nazik olmalı, gereksiz tartışma ve çekişmelerden kaçınmalı, yazarken de söylerken de özellikle birbirlerine karşı kullandıkları sözlerin ölçülü olmasına dikkat etmelidirler. Avukatın, meslektaşını küçük düşürücü ve onu rencide edici ifadeler kullanmaması avukatlık mesleğine duyulan saygının ve avukatlık mesleğinin itibarının bir gereğidir.
Dosya kapsamına göre; şikâyetlinin, şikâyetçi meslektaşına yönelik sarf ettiği sözleri ile Avukatlık Kanunu’nun 34 ve 134.maddesi ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4, 5 ve 27/1. maddesine aykırı davrandığı dosya kapsamı ile tartışmasızdır.
Tüm bu hususlar nedeniyle, şikâyetli avukatın sabit olan eyleminin ağırlığı da dikkate alınarak, 1136 sayılı Kanun’un 34 ve 134. maddesi ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4, 5 ve 27/1 maddesine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle aynı Kanun’un 136. maddesi gereğince eylemin en az kınama cezası ile cezalandırılması gerektiği kanaati ile Çoğunluk görüşüne katılmıyorum.