Tarih
21.10.2016
Esas
2016/449
Karar
2016/705

Şikâyetli avukat Reklam Yasağı Yönetmeliği’nin 12. maddesi gereği ihtarat yapılmadan karar verilemeyeceğini savunmakta ise de eylemin birden fazla temadi ettiği, ilanı metninin kendisi tarafından yazılarak panoya yönetici aracılığı ile asıldığı, site de oturan diğer avukatların serzenişleri sonucu amaç elde edildikten sonra kaldırıldığı gerçeği karşısında itirazın dayanağı yoktur.

(Av. Yas 34, 56,134 Rek. Yas. Yön. 12 TBB Mes. Kur 7-8)


İtirazın süresinde olduğu anlaşıldığından gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikâyetli avukat hakkında, … Konakları ilan panosuna ilan asmak suretiyle reklâm yasağına aykırı davrandığı iddiası üzerine resen başlatılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

Şikâyetli avukat önceki savunmalarında özetle; … Konakları site yöneticisi ile site sakini olmasından dolayı gelişen bir sohbet ve hukuklarının olduğunu, yöneticinin talebi üzerine kendisine kartvizitini 2013 yılında verdiğini. 2014 yılı Ağustos ayında aidat ödemeye gittiğinde site yöneticisinin konuyu banka dosya masraflarından açarak bir takım sorular sorduğunu, kendisinin de hukuki bilgileri çerçevesinde açıklama yaptığını, site sakinlerinin kendisine danışıp danışamayacaklarını sorduğunda, danışabileceklerini samimiyetle ifade ettiğini, site yöneticisinin iyi niyetli olduğunu düşündüğünü ancak kendisinin haberi olmadan şikâyet dilekçesi ekindeki ilanı yazarak sadece sitenin apartman bloklarındaki ilan panosuna aslığını öğrendiğini, sitenin apartman blokları ile müstakil iki katlı ve triplekslerden oluştuğunu, müstakil iki katlı ve triplekslere bu yazının dağıtılmadığını da öğrendiğini, bu yazının varlığından haberdar olunca acilen kaldırılmasını rica ettiğini, bu ilanın Facebook paylaşım sitesinde 29.09.2014 tarihinde paylaşılmasının üzerine aynı gün yazıya yorum yapan site sakini Avukat C.Ç.’ın bu yazının (24) saat bile panoda kalmadığını ifade ettiğini, kendisinin böyle bir yazıyı yazdırmadığını ve astırmadığını beyan etmiştir.

İncelenen dosya kapsamında, Baro Yönetim Kurulu’nun 09.09.2015 günlü kararı ile şikâyetli avukat hakkında Avukatlık Yasası’nın 55.maddesi gereğince disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

Şikâyetli avukatın dinlenilmesi talebinde bulunduğu tanıklardan M.E.’ın beyanında; “… Konaklarında ikamet etmekteyim. Ben belirtilen duyurudan haberdar olmadım. Biz apartmanlarda değil müstakil konutlarda oturuyoruz. Konutumuzun müstakil üç katlı olması sebebiyle ilan panolarının olduğu apartmanlara uğramak ihtiyacı hissetmediğimden bu konuda haberdar değilim. Başka konutlarda yönetim tarafından yapılan duyuru ve ilanlar tarafınıza ulaştırılmakladır, posta kutumuza bırakılmaktadır”,

Tanık S.Y.’in beyanında: “… Konaklarında ikamet etmekteyim. Ben belirtilen duyurudan haberdar olmadım. Biz apartmanlarda değil müstakil konutlarda oturuyoruz. Site birkaç ayrı adadan oluşmaktadır. Konutumuzun müstakil iki katlı olması sebebiyle ilan panolarının olduğu apartmanlara uğramak ihtiyacı hissetmediğimden bu konudan haberdar değilim. Başka konularda yönetim tarafından yapılan duyuru ve ilanlar tarafınıza ulaştırılmaktadır, posta kulumuza bırakılmaktadır. Ancak aynı sitede apartmanlarda kayınvalidem oturmakladır. Onu bir kez ziyarete gittiğimde ilan panosunda söz konusu duyuruyu görmüştüm. Kimin astırdığı ve niçin asıldığını bilmiyorum. Dubleks konutlarda ikamet eden arkadaşlarımla konuştuklarında böyle bir duyurudan haberdar olmadıklarını söylediler.”,

Tanık R.D.’in beyanında, “Söz konusu … Konakları Sile Yöneticiliği görevime devam etmekteyim. Ben Baro Yönetim Kurulu Soruşturmacısına verdiğim ifademi aynen tekrar ediyorum. O zaman da beyan ettiğim gibi Adalet hanımın benden bir talebi olmamıştı. Site sakinleri ile sürekti görüştüğümüz için o günün güncel konusu olan banka kredi masraflarının iadesi ite ilgili kendisine bir lakım sorular sordum. Ancak bu konuyu bana avukat hanımın telefon numarasını yazarak duyuru yapabileceğimi bahsettim. Daha sonra dosyada mevcut fotokopilerde bahsedilen yazı suretlerini A. Hanını bana gönderdi. Bende anılan duyuruları apartman ilan panosuna astım ve bir kısmını da dağıttım konu bundan ibarettir. Önceki ifademden farklı olarak andan ilanların kaldırılması konusunda avukat hanınım talebi oldu, bu talep doğrultusunda ilanları kaldırdım. Şu anda verdiğim ifadem doğrudur. Avukat hanımın tanıklık yapmamı istediği doğrudur. Kendi el yazımla şahsıma ait bilgileri yazıp kendisine verdim. Bayramın birinci günü sitede şuan cici ismini hatırlamadığım başka bir avukat bayan biraz nezaketsiz bir üslupla; Bu sitede Adalet hanımdan başkaca avukatların olduğunu neden sadece onun ismini içeren ilanlar olduğunu ve niye kaldırılmadığını sorguladı. Sitemizde personel değişikliği olduğundan şuanda çalışan personelin anılan dönemde çalışmadığı tespit olunmuştur. Bu sebeple başkaca bir kimseyi tanık olarak getiremedim. İlaveten son beyan olarak ilanın dağıtılması hususunda avukat hanımın herhangi bir talebi olmadı, benim ısrarım sonucu işlerin yoğunluğu sebebiyle anılan duyuruları bilgi maksatlı hazırlanmıştır. Dağıtılan benim, bundan da bir menfaatim olmamıştır." dediği,

Disiplin Kurulu tarafından; “Şikâyetli avukatın ikamet ettiği sitede banka masraflarının iadesine ilişkin olarak, site yöneticisi tarafından kendisine sunulan beyanlara karşı sessiz kalmak suretiyle pasif şekilde, müteakip dağıtılan ve asılan ilanları hazırlayarak, site yöneticisine ulaştırmak suretiyle aktif şekilde Avukatlık Yasası’nın 55. maddesi uyarınca reklâm yasağına muhalefet ettiği anlaşılmakla” gerekçesiyle şikâyetli avukatın uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,

Şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde ceza olmadığı,

Şikâyetli avukatın 23.05.2016 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle, TBB Reklam Yasağı Yönetmeliği’nin 12. maddesindeki ön koşula uyulmaksızın hakkında disiplin kovuşturması açıldığını, TBB Disiplin Kurulu’nun kararlarında da bu ön koşulun yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerektiğinin belirtildiğini, tanık ifadelerine ve dosyaya sunulan Facebook ekran görüntüsünde Avukat C.Ç.’ın beyanı dikkate alındığında, söz konusu yazının uyarı yazısına gerek kalmaksızın kaldırıldığını, tanık R.D.’in soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan ifadelerin gerçeği yansıtmadığını, baştan iyiniyetli olduğunu düşündüğü site yöneticisi bu şahsın … Barosu Gençlik Meclisinin kendisini ihbar ettiği dilekçe ekindeki yazıyı yazdığını, kendisinin reklam panosuna asılan yazıdan haberinin olmadığını, kendisinin talebi üzerine panolardaki yazıların kaldırıldığını beyan ederek, hakkında verilen cezanın iptali ile disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.

Olayda tartışılması gereken reklâm kavramıdır.

11 Ağustos 1341 (1925) tarihli İstanbul Barosu Dahili Nizamnamesi M.35, "Bir şahsın veya bir şirket veya dairei resmiyenin vekâletini kendisine tevdi ettirmek için avukatların mümafıi haysiyet teşebbüsat ve münasebatta ve müvekkil celbi zımnında cerait ve vesaiti saire ile ilanatta bulunmaları ve küşat ettikleri yazıhanelerine kendi isim ve unvanlarından başka evsaf izafe eylemeleri memnudur. "

Amerikan Avukatları Ahlak Yasası’nın 27. Maddesine göre, "Avukatın sirküler veya diğer vasıtalı veya vasıtasız yollarla reklâm yapması yasaktır.",

Uluslararası Barolar Birliğinin 1956 Oslo toplantısının 8. no.lu kararı, "Reklâma başvurmak, avukatlık vakar ve şerefi ile bağdaşmaz. ",

Vod Kantonu Meslek Kurallarının 4. Maddesi, "Avukat, reklâm sayılabilecek her şeyden kaçınmağa mecburdur. Mesleki faaliyetinin üstüne kamunun dikkatini çekmek için davaları hakkında yayında bulunamaz." ,

Paris Barosu İç Yönetmeliğinin 37. Maddesi, "Reklâm niteliğindeki her davranış yasaktır."

Romanya Avukatlık Yasası’nın 88. Maddesi, "Avukatın gerek sözle ve gerek mektuplarla, sirkülerle ve sair ilan vasıtaları ile hizmet arz etmesi yasaktır."

Görüldüğü üzere ulusal ve Amerika dahil uluslararası uygulamada, avukatın kendine iş sağlama niteliğindeki her tür davranışı engellenmekte, reklâmı hoş görülmemektedir.

Avukatların yapabileceği işler kanuni bir tekel olan Avukatlık mesleğine aittir. (Av. Yas.35). Her ne kadar Avukatlık hizmeti serbest bir meslek olarak tanımlanmış ise de (Av. Yas. 1/1);

Genel olarak reklâm, kamunun tümünün veya bir kesiminin ilgisini çekerek yarar sağlamak amacıyla herhangi bir yoldan yapılacak tanıtma faaliyeti olarak ifade edilebilir. Bu sebeple reklâm "serbest rekabet" kavram ve kuralları içinde yer alır. Oysa Avukatlar rakip değil, Adaletin gerçekleşmesinde Sav, Savunma ve Karar üçlüsünde yargının kurucu unsuru olarak görev alan, adaletin yardımcısıdırlar. Nasıl ki hâkim ve savcının reklâma ihtiyacı yoksa avukatında yoktur. 

Amaç; Bir kamu hizmeti olan avukatlık mesleğini iş temini konusunda meslektaşlar arasında haksız rekabetin yaratılması, mesleğin ticarileşmesi ve avukatın iş sahipleri karşısında bağımsızlığını kaybetme tehlikesine karşı korumaktır.

Avukatlık Yasası M. 55, reklam “sayılabilecek” her türlü teşebbüs ve hareketi, yasaklamıştır.

Reklam yasağının amacı; bir yandan, avukatlık hizmetini ticari bir meta haline dönüştürmemek, adaletin yerine getirilmesinde eşitliğin bozularak olası olumsuz sonuçları önlemek, diğer yandan da, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açacak farklılıkların ortaya çıkmasına engel olmaktır.

Şikâyetli avukat Reklam Yasağı Yönetmeliği’nin 12. maddesi gereği ihtarat yapılmadan karar verilemeyeceğini savunmakta ise de eylemin birden fazla temadi ettiği, ilanı metninin kendisi tarafından yazılarak panoya yönetici aracılığı ile asıldığı, site de oturan diğer avukatların serzenişleri sonucu amaç elde edildikten sonra kaldırıldığı gerçeği karşısında itirazın dayanağı yoktur.

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

Baro Disiplin Kurulu’nun, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34, 55, 134 ve TBB Meslek Kuralları 7, 8. maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde ise de; Avukatlık Yasası 136/1. maddesine aykırı olarak uyarma cezası tayini yerinde görülmemiş ve aleyhe itiraz olmadığından itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

Sonuç olarak Şikâyetli avukat A.S.Ö.’ın itirazının reddi ile;

1-… Barosu Disiplin Kurulunun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 17.03.2016 gün ve 2015/22 Esas, 2016/9 Karar sayılı kararının aleyhe itiraz olmadığından ONANMASINA,

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,

Katılanların oybirliği ile karar verildi.