3.02.2018
2017/904
2018/129
Her ne kadar şikâyetçi şikâyetinden vazgeçtiğine dair dilekçe vermiş ise de şikâyetli avukatların Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 8. maddesinde belirtilen ‘Avukat kendine iş sağlama niteliğindeki her davranıştan çekinir’ hükmüne aykırı davranmış oldukları sabittir.
(Av. Yas 34, 134 TBB Mes. Kur 3, 4)
Şikâyetli avukatlar hakkında; “Şikâyetçi avukatın hukuk müşavirliğini yaptığı firmaya ‘Arabuluculuk Hakkında’ konulu ve ‘Değerli Müvekkillerimiz’ şeklinde başlayan arabuluculukla ilgili bilgi içerir elektronik posta gönderdikleri, bu eylemleri ile Avukatlık Kanunu’nun 34, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3, 4 ve 8. maddelerini ihlal ettikleri” iddiası üzerine başlatılan disiplin kovuşturmasında, eylem sabit görülerek ayrı ayrı ceza tayin edilmiştir.
Şikâyetlilerin önceki savunmalarında özetle; elektronik posta çıktılarının şirket yetkilisinin onayı ile gönderdiklerini, … A.Ş. yetkilileri ile herhangi bir şekilde iletişime geçilmediğini, müvekkili olan … A.Ş. yetkilisi A.D. vasıtası kendilerine ulaştıkları, yapılan görüşme neticesinde hukuki danışmanlık almak istediklerini beyan ettikleri bunun üzerine teklif de bulunduklarını, yapılan teklif değerlendirmesinde herhangi bir sonucu varamadıklarını, yapılan görüşmeler de .. A.Ş. Mali ve İdari İşleri Müdürü E.H.’nin de katıldığını, bu süre içerisinde kartvizit alış verişinde bulunduklarını, çalıştıkları hukuk bürosunda düzenli olarak elektronik posta datalarına kaydolmuş kişilere hukuki konularda bilgilendirme amaçlı elektronik posta gönderdiklerini, … A.Ş. tarafından bu konuda talep de olduğunu ve devamında da kendilerinin rızası doğrultusunda bilgilendirme elektronik postası gönderdiklerini, elektronik posta gönderimine dair şirket yetkilisinden almış oldukları rızaya ilişkin belge olduğunu beyan etmişlerdir.
İncelenen dosya kapsamında; Baro Yönetim Kurulu’nun 07.06.2017 günlü kararı ile şikâyetli avukatlar hakkında Avukatlık Kanunu’nun 34, 134, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3, 4 ve 8. maddeleri uyarınca değerlendirme yapmak üzere ayrı ayrı disiplin kovuşturması açılmasına karar verdiği,
Şikâyet konusu elektronik postaların firmanın mail ve idari işler müdürü olan E.H.’nin mail adresine gönderildiği, 21.03.2016 tarihinde şikâyetli avukatın mail adresinden “Arabuluculuk Hakkında” konulu ve “Değerli Müvekkilimiz” şeklinde başlayan ve arabuluculukla ilgili bilgi içerir yazı gönderildiği ve yazının sonunda “Yukarıda belirttiğimiz sebeplerle … Hukuk Bürosu bünyesinde faaliyet gösteren arabuluculuk merkezimiz tarafından belirleyeceğiniz gün ve saatte bilgilendirme semineri ve toplantısı gerçekleştirmek isteğimizi ilginize sunarız” şeklinde elektronik posta gönderildiği,
11.02.2017, 09.03.2017, 17.03.2017 tarihlerinde “… Sirküler- Bilgilendirme” konulu ve “Değerli Müvekkilimiz” şeklinde başlayan üç ayrı daha elektronik posta gönderildiği, işbu elektronik postaların sonuna “…istişare etmek istediğiniz ve/veya bilgi almak istediğiniz konularda tarafımıza dönüş sağlamanızı rica ederiz, saygılarımızla” ifadelerinin olduğu, elektronik posta eklerinde 2017/5 sirküler nolu “Kitle Fonlanması” konulu ve 2017/4 sirküler nolu “Hava Yollarında Yolcu Hakları” konulu bilgi notu gönderildiği,
Şikâyetçinin 24.03.2017 kayıt tarihli dilekçe ile şikâyetinden vazgeçtiği, işbu dilekçede şikâyetli avukatların disiplin kovuşturmasına sebep olan elektronik postaları sehven gönderdikleri, kasıtlarının olmadığı, bir daha böyle bir olayın tekrarlamayacağı kanaatinin kendisinde hâsıl olduğunu, bu sebeple de şikâyetinden vazgeçtiğini beyan ettiği,
Baro Disiplin Kurulunun “…Her ne kadar şikâyetçi şikâyetinden vazgeçtiğine dair dilekçe vermiş ise de şikâyetli avukatların Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 8. maddesinde belirtilen ‘Avukat kendine iş sağlama niteliğindeki her davranıştan çekinir’ hükmüne aykırı davranmış olduklarında ve Avukatlık Kanunu madde 136/2’ de belirtilen ‘5 Yıllık bir dönem içerisinde iki veya daha çok defa disiplin cezasını gerektiren davranışta bulunan avukata her yeni suçu için bir öncekinden daha ağır bir ceza uygulanır.’ maddesi gereğince kınama cezası vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle şikâyetliler hakkında oy birliğiyle ayrı ayrı kınama cezası verildiği,
Şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde; eylem tarihi itibariyle tekerrüre esas 12.09.2014 kesinleşme tarihli kınama cezası, 27.09.2014 ve 11.10.2015 kesinleşme tarihli iki ayrı uyarma cezası olduğu,
Diğer şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde ceza olmadığı,
Şikâyetli avukat T.K.’nın 15.11.2017 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde; önceki savunmalarını tekrarla, … şirketine iş sağlama amacıyla yapılmış bir ziyaretinin olmadığını, müvekkil şirketlerden .. A.Ş. yetkilisi A.D. vasıtası ile bahsi geçen şirketin hukuki danışmanlık almak için kendilerine ulaştıklarını, teklifin kendilerince kabul edilmemesine rağmen kartvizit alışverişi olduğunu, şirket tarafından düzenli olarak müvekkil şirketlere gönderdikleri bilgilendirme elektronik postalarının kendilerine iletilmesini istediklerini nitekim … Limited Şirketi tarafından dosyaya şirket adlarının konu olması sebebiyle ‘….com.tr ve ...com.tr elektronik posta adreslerine gönderilen tüm hukuki bilgilendirmeler rızam dâhilinde gerçekleşmiş olup, talebimiz doğrultusunda mezkûr mailler gönderilmiştir’ ifadeleriyle kişilerin bilgisi ya da rızası dışında herhangi bir elektronik posta göndermediklerini beyanla aleyhine tesis edilen cezanın kaldırılmasını talep ettiği,
Şikâyetli avukat C.Y.’nin 15.11.2017 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; diğer şikâyetli avukatın beyanlarının benzerini ve önceki savunmalarını tekrarla aleyhine tesis edilen disiplin cezasının kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür.
Baro Disiplin Kurulu’nca yapılan hukuksal değerlendirmede yasaya aykırı bir yön ve hukuki isabetsizlik görülmediğinden, şikâyetli avukatların itirazının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
Gereği düşünüldü:
1-Şikâyetli avukatların itirazlarının reddine, … Barosu Disiplin Kurulu’nun ayrı ayrı “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin 27.09.2017 gün ve 2017/50 Esas, 2017/56 Karar sayılı kararının ONANMASINA,
2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,
Oy birliği ile karar verildi.