AİHM’nin 9.2.2021 tarihli N.Ç. / Türkiye kararının özet çevirisi

11409

Olay, 2002 yılında, 14 yaşındaki kız çocuğunun (N.ç.) fuhuşa zorlanması, özgürlüğünden yoksun bırakılarak kapatılması ve birçok kişi tarafından tecavüze uğraması ile ilgilidir. 2003 yılında N.ç. Savcılığa şikayette bulunmuş, olayla ilgili 28 kişinin kimliği belirlenmiş ve 27’si tutuklanmıştır. Mardin Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmada, duruşmanın kamuya kapalı yapılmasına karar verilmiştir. Duruşmadan sonra, sanık yakınları, N.ç.’ye ve temsilcilerine saldırmış, N.ç.nin avukatlarının, koruma tedbirine ve güvenlik nedeniyle davanın başka yere aktarılmasına ilişkin talepleri reddedilmiştir.

Yargılama 11 yıl sürmüş, bu süre içinde, Yargıtay’da hiçbir açıklaması olmayan 5 yıl geçirilmiştir. N.ç., yargı organının isteğiyle 10 kez, neden gerek duyulduğu açıklanmayan ayrıntılı tıbbi muayeneye tabi tutulmuş, duruşmalarda, sosyal danışmanın, psikoloğun veya başka bir uzmanın desteği olmaksızın, kendisine tecavüz edenlerle karşı karşıya getirilmiş ve onların önünde, mağduru olduğu tecavüz eylemlerinin en ince ayrıntısına kadar anlatmaya ve eylemleri canlandırmaya (reconstruction) zorlanmış ve bunun neden gerekli olduğu açıklanmamıştır. N.ç., duruşmalardan sonra, sanıkların yakınlarının saldırılarına maruz kalmış ve bu saldırıların birinde, polis, N.ç.’yi zorlukla şehir dışına çıkarabilmiştir. Bütün bunlara rağmen yargı organı, N.ç.’yi sanıklardan koruyacak hiçbir tedbir almamıştır. üstelik yargı organı, yargılama sırasında yürürlükte olan eski CK’nın 414. Maddesinin daha az ceza öngören 1. Fıkrasından yararlanabilmelerini sağlayabilmek için büyük çaba sarfetmiş ve bu amaçla, bazı sanıkların tehditlerini ve uyguladıkları şiddeti görmezden gelerek, N.ç.’nin tecavüz eylemlerine rıza gösterdiği görüşünü benimsemiştir. Bu görüş benimsenirken, N.ç.’nin yaşının küçüklüğü ve buna bağlı olarak güçsüzlüğü ve dirençsizliği dikkate alınmamıştır. Sonuçta, sanıklar hakkında eski CK’nın 414. Maddesinin 1. Fıkrasına göre çeşitli cezalara hükmedilmiş, özgürlükten yoksun bırakma ve fuhuşa teşvik suçları ise, zamanaşımına uğramıştır.

AİHM’ye göre, tecavüz mağduru küçüğün, korumasız bırakılması, kendisine tecavüz edenlerle karşı karşıya getirilmesi, tecavüz eylemlerinin en ince ayrıntısına kadar anlatmaya ve canlandırmaya zorlanması, yargı organının, küçüğün korunması bağlamında dengeleyici bir uygulama (balancing exercise) içinde olmadığını göstermektedir. AİHM, N.ç.’nin, duruşmalarda, gereksiz yere, ifade verme ve kanıt sunma sınırlarını aşarak ve kendisine travma yaşatarak, tecavüz eylemlerini en ince ayrıntısına kadar anlatmaya ve canlandırmaya zorlanmasının, haysiyetini (dignity) rencide ettiği ve özel hayat hakkını çiğnediği sonucuna varmış ve bu durumun, sanıkların adil yargılanma hakkı ileri sürülerek mazur gösterilemeyeceği değerlendirmesini yapmıştır.

AİHM’ye göre, N.ç.’nin 10 kez ayrıntılı tıbbi muayeneye tabi tutulması da vücut ve psikolojik bütünlüğüne aykırıdır. AİHM, yargı organının, N.ç.’nin küçük yaşını dikkate almaksızın, tecavüz eylemlerine rıza gösterdiği ya da yeteri kadar karşı çıkmadığı varsayımına ağırlık vermesini, tecavüz mağduru küçüğün korunması yükümlülüğü ile bağdaştıramamıştır. Yargılamanın özenle ve süratle yürütülmemiş olması da yine, tecavüz mağduru küçüğün korunması yükümlülüğüne aykırı bulunmuştur. AİHM, bütün bunların, N.ç. için, ikincil mağduriyete (secondary victimisation) yol açtığı sonucuna varmış ve AİHS’nin 3. (işkence ve kötü muamele yasağı) ve 8. (özel hayata saygı hakkı) Maddelerinin ihlal edildiğine hükmetmiştir.

AİHM ayrıca, N.ç.’ye 25,000 Avro manevi tazminat ile 3,000 Avro yargılama gideri ödenmesine karar vermiştir.       

Karar, temyiz edilmediği takdirde, 3 ay sonra kesinleşecektir.