Avukatlık Mesleğinin Korunması Avrupa Sözleşmesi Uluslararası Kolokyumu” İstanbul Barosu’nun Ev Sahipliğinde Gerçekleştirildi

726

Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve İstanbul Barosu ortaklığında düzenlenen "Avukatlık Mesleğinin Korunması Avrupa Sözleşmesi Uluslararası Kolokyumu", 27 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul Barosu'nun ev sahipliğinde yapıldı.

TBB Başkan Yardımcısı Av. Ercan Demir ile İstanbul Barosu Başkanı Av. İbrahim Kaboğlu'nun selamlama konuşmalarıyla açılan programa, Avrupa’nın farklı ülkelerinden ve Türkiye’nin dört bir yanından Baro Başkanları, yöneticiler ve çok sayıda meslektaş katıldı.

TBB Yönetim Kurulu üyeleri Av. Kemal Aytaç ve Av. Nizam Dilek'in de katıldığı etkinlikte; "Vatandaşların haklarının korunmasının bir bileşeni olarak avukatların korunma ihtiyacı, iki oturum halinde ele alındı. Katılımcılarla tartışma ve değerlendirmelerin ardından Sempozyum Raporu ve Sonuç Bildirgesi hazırlandı.

“Bu sözleşme, geleceğe dönük bir teminat ama aynı zamanda bugün için de acil bir ihtiyaçtır”

TBB Başkan Yardımcısı Av. Ercan Demir, açılışta yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Bugün burada, yeni bir sözleşmenin hükümlerini konuşmanın ötesinde, avukatlık mesleğinin temel ilkeleri olan özgürlük, bağımsızlık ve güvenliğin korunmasına dair ortak bir savunma iradesini de ortaya koymak üzere toplanmış bulunuyoruz. Avrupa Konseyi’nin Mart 2025’te kabul ettiği “Avukatlık Mesleğinin Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, uluslararası hukukta mesleğin güvencelenmesi bakımından önemli bir adım niteliği taşıyor; mesleki faaliyetleri engelleyen baskı ve müdahalelere karşı ortak bir standart geliştirmeyi amaçlıyor.

Sözleşme, avukatların yalnızca hukuki bir işlev üstlenmediğini, aynı zamanda kamusal yaşamda önemli bir sorumluluk taşıdığını açık biçimde ortaya koymaktadır. Bu çerçevede, mesleki hakların korunması kadar, bu hakların toplum yararına kullanımının da güvence altına alınması gerektiği belirtilmektedir. Mesleğini sürdüren bir avukatın baskı ve müdahaleye açık olması, yalnızca bireysel bir hak ihlali değil; adalet düzenine yönelik bir risk olarak değerlendirilmelidir. Sözleşme, bu risklere karşı ortak bir koruma zemini oluşturmayı hedeflemektedir.

Bugün burada, İstanbul Barosu’nun ev sahipliğinde bulunuyor olmamız ayrı bir anlam taşıyor. Bir meslektaşımızın halen tutuklu olduğu, Baro Yönetim Kurulu üyelerinin yargılandığı bir ortamda, savunma mesleğinin kurumsal kimliği topyekûn hedef alınmışken; bu sözleşme, geleceğe dönük bir teminat ama aynı zamanda bugün için de acil bir ihtiyaçtır.

Avrupa Sözleşmesi’nin 9. maddesi, mesleğimizi tehdit eden fiziksel saldırılara, baskılara, gözdağına karşı açık bir koruma öngörmektedir. 7. maddesi, ifade özgürlüğümüzü yalnızca bir hak olarak değil, demokratik tartışmanın zorunlu bir parçası olarak tanımaktadır. 4. maddesi ise baroların bağımsızlığına yönelen her türlü müdahalenin karşısında açık bir duruş sergilemektedir.

Bizler, bu sözleşmenin içeriğinde yer alan hakların ve güvencelerin kâğıt üzerinde kalmasını kabul etmiyoruz. Türkiye Barolar Birliği olarak, bu sözleşmenin Türkiye tarafından da imzalanması ve onaylanması için gerekli tüm girişimleri yapacağımızı; tüm barolarla birlikte bu süreci kararlılıkla yürüteceğimizi ilan ediyoruz. Sözleşme’nin tanıdığı uluslararası izleme mekanizmasının parçası olmak, bizim için ve yurttaşlarımız için bir güvence olacaktır.

Çünkü avukatı korumak, bir meslek mensubunu değil, yurttaşın hakkını, toplumun adalet umudunu korumaktır. Çünkü savunmayı susturmak, sessizliğin hukukuna razı olmaktır.

Bu sözleşme, bizim için bir umut metni ve bir mücadele çağrısıdır."

Demir, konuşmasını katılımcılara dayanışma ve destekleri için teşekkür ederek tamamladı.


Haber ile ilgili Görseller

Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle