20.01.2024
2024/31
2024/64
* İncelemeye konu olayda; şikâyetli avukat, şikâyetçi avukatın bekletme talepli dilekçe sunduğunu bildiği halde, şikâyetçiyi beklemeyerek mesleki dayanışmaya aykırı hareket etmiştir.
(Av. Yas. m. 34, 134 TBB Mes. Kur. m. 3,4 )
Şikâyetli avukatlar hakkında; “Şikâyetçi avukat ile karşılıklı taraf vekili oldukları, ... 4. Aile Mahkemesinin 2019/579 esas sayılı dosyasının 24.09.2020 gün ve 11.30 saatli duruşmasına ilişkin olarak, şikâyetçi avukat tarafından bir gün önce Mahkemeye bekletme talepli dilekçesi sunulduğu halde, şikâyetçiyi beklemeyerek mesleki dayanışmaya aykırı davrandıkları” iddiası bakımından başlatılan disiplin davasında, şikâyetli avukat A.K. hakkında, disiplin cezası verilmesine yer olmadığına ve şikâyetli avukat T.E.’nin uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Şikâyetli avukat A.K. sözlü ve yazılı savunmasında özetle, ... şartlarında …Adliyesinde 10.20’de mevcut olan bir duruşmaya girerek, saat ll:30’da … 11:30 saatindeki duruşmaya yetişmesinin mümkün olmadığının herkesçe bilineceğini, şikâyetçi avukatın arkadaşı olan U.P.’ye şahsı olarak duruşmaya katılmayacağını, başka bir meslektaşının katılacağını, ellerinden geldiğince bekletmeye çalışacaklarını söylediklerini, hiçbir suretle “kesin bekleriz, 45 dakika bekleriz” demediklerini, ayrıca bekletme talebinin mahkeme hakimince değerlendirileceğini, şikâyetçi avukatın ilgili mahkemeye sunduğu tek 1 satır beyan bulunmadığını beyan etmiştir.
Şikâyetli avukat T.E. sözlü ve yazılı savunmasında özetle, mesleğini ifa ederken meslektaş dayanışmasına inandığını ve buna uygun olarak davrandığını, duruşma saatinden önce katılım sağlanmadığını, duruşma saati geldikten sonraki süreçte mazeret ve duruşma içindeki talepleri değerlendirilecek makamın hâkim olduğunu beyan etmiştir.
İncelenen dosya kapsamından, Baro Yönetim Kurulu’nun 14.02.2019 günlü toplantısında, Avukatlık Kanunu’nun 34, 134, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4. maddesi uyarınca şikâyetliler hakkında disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,
Talep gibi incelemenin duruşmalı yapıldığı, şikâyetçinin, önceki iddialarını tekrarla, şikâyetlilerin cezalandırılmasını talep ettiği, Baro Disiplin Kurulu’nca, “Şikâyetli Avukat A.K.’nın şikâyet konusu duruşmada bulunmadığı, avukatın eyleminde Meslek kurallarına aykırı davrandığı yönünde her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil olmadığı anlaşıldığından şikâyetli avukatın eylem ve işlemlerinde 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarına aykırı bir durum saptanmadığından, şikâyet olunan Avukat A.K. hakkında DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Şikâyetli avukat T.E.’nin ... 4. Aile mahkemesi 2019/579 Esas sayılı dosya ile görülen duruşmanın 24.09.2020 tarihli celsesinde duruşma saatinin 11:30 olduğu, şikâyetçi avukatın mahkemeye bir gün önce göndermiş olduğu bekletme talepli mazeret dilekçesi bulunduğu halde, şikâyetçi avukatı beklemeyerek, ‘…’a yetişmem lazım, tanıklarımız hazırdır, tanıklarımız dinleneceği için duruşma uzun sürecek dinlenmelerini talep ederiz’ şeklindeki beyanından sonra mahkeme hakimin 3 tanığı dinleyerek duruşmayı 11:34’te bitirdiği duruşma zaptından anlaşılmaktadır. Bu şekilde şikâyetli avukatın şikâyetçiyi beklemediği dosya içerisindeki belgelerden anlaşılmakla şikâyetli Avukat T.E.’nin Türkiye Barolar Birliği Meslek kuralları 11. Maddede düzenlenen ‘Avukat Türkiye Barolar Birliğince kabul olunan Meslek dayanışma ve düzen gereklerine uygun davranmak zorundadır’ kuralına aykırı davrandığı tespit olunduğundan eylemine uyan 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu Madde 135/1 maddesi gereğince…” gerekçesiyle karar verildiği,
Şikâyetlilerin disiplin sicil özetinde ceza olmadığı,
Şikayetli avukat T.E.’nin 11.07.2023 kayıt tarihli ve duruşma talepli itiraz dilekçesinde özetle, hiçbir suretle şikâyetçi avukat ile ya da ortağı ile telefonda ya da yüz yüze görüşme gerçekleştirmediğini, bu hususun gerek şikâyetçi avukatın gerekse de avukat A.K.’nın beyanları ile sabit olduğunu, şikâyetçi avukata karşı “seni bekleyeceğim” gibi bir söz vermediğini, ekte sunulu 23.06.2023 tarihli ... 4. Aile Mahkemesinin yazısı ve Uyap sisteminden alınan detaylı evrak işlem kütüğü bilgilerinden de görüleceği üzere söz konusu duruşmanın başlangıç saatinin 11:36:42, bitiş saatinin ise 12:20:35 olduğunu, yani mahkemenin hiçbir suretle duruşmayı saatinden erken almadığını, bu hususu ... Barosu’nda yapılan duruşma esnasında da dile getirdiğini ancak heyet tarafından duruşma zaptında yazılı olan saatin esas alınacağı belirtilerek, haksız ve hukuka aykırı olarak tarafına ceza verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ettiği,
Şikâyetçi avukatın 29.12.2023 kayıt tarihli itiraza cevap dilekçesinde özetle, önceki iddialarını tekrarla, tam 12.10’da adliyeye varmış olduğunda 11:30 duruşmasının saatinden de önce yapılmış olduğunu gördüğünü, duruşma salonunun kilitli ve tüm çalışanlar yemekte olduğunu, yani şikâyetlinin gerçeğe aykırı beyanında söylediği gibi duruşmanın asla ve asla 12:20’de bitmediğini, kaldı ki duruşma zaptında da şikâyetlinin bekletme talebini görmezden geldiğinin ve beklemek istemediğinin açıkça anlaşıldığını belirterek itirazın reddini talep ettiği,
Şikâyetçi avukatın 31.10.2023 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle, duruşma günü, sabah önce ikametinin bulunduğu …’dan ...’a, ...’daki duruşmanın 10.10’da görülecek olmasına rağmen sarkmalar sebebiyle 11.22’de bitmesinin akabinde yetişme telaşı ve stresiyle ... adliyesindeki duruşmaya katılmak üzere kan ter içinde gittiğini, ...’dan ...’ya gitmeye çalışırken araba sürdüğü ve telefon trafiği ile uğraşamayacağı için yola çıktığını ve beklemelerini rica ettiği dosyadaki diğer vekil Avukat U.P.’ye haber verdiğini, onun da karşı tarafla görüşüp bekleyecekleri yönünde teyit aldığını, kendisinin tanığı olduğunu, şikâyetçilerin bekletme dilekçesi gönderdiği ve taraflarına meslektaşı vasıtasıyla telefon yolu ile ulaşarak bekleyecekleri teyidini aldığı halde beklemediği gibi apaçık dosyayı vaktinden erken aldırdıklarını ve tamamen kötü niyetle meslek etiğine aykırı davrandıklarını, bu durumda Avukat T.E.’nin sadece uyarma cezası ile cezalandırılmış olmasının ve diğer şikâyetli Avukat A.K. hakkında ise disiplin cezası verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olmasının kabul edilemez olduğunu, Avukat T.E.’nin bahsi geçen duruşmaya Avukat A.K.’dan almış olduğu yetki ile katılmakta olduğunu ve A.K.’nın verdiği yetki ve talimat doğrultusunda hareket ettiğini belirterek her iki avukatın da kınama cezası ile cezalandırılması talebiyle karara itiraz ettiği,
Usulüne uygun tebligata rağmen itiraza cevap verilmediği görülmektedir.
Her ne kadar şikâyetli avukat T.E. incelemenin duruşmalı yapılmasını talep etmiş ise de Avukatlık Kanunu madde 157/2’deki “Birlik disiplin kurulu, disiplin davalarını dosya üzerinde inceler. Ancak, işten veya meslekten çıkarma cezasına yahut işten yasaklanmaya dair kararların incelenmesi sırasında, ilgili avukatın isteği üzerine veya kendiliğinden duruşma yapılmasına karar verebilir.” düzenlemesi karşısında itiraz incelemesi Kurulumuzca dosya üzerinden yapılmıştır.
Şikâyetçi ve şikâyetli avukatın itirazı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Avukatlık Kanunu’nun 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler”,
Avukatlık Kanunu’nun 134. maddesi, “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”,
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3. maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”,
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.”,
Avrupa’da Avukatların Tabi Olduğu Meslek Kuralları’nın 5.1. maddesinde Meslektaşlık ruhu şöyle tarif edilmiştir: “Meslektaşlık ruhu, müvekkillerin yararının gözetilmesi, gereksiz davalara ve mesleğin saygınlığını zedeleyecek diğer davranışlara meydan verilmemesi açısından, avukatlar arasında güven ve iş birliğine dayalı bir ilişkiyi gerektirir. Bir avukat üye devletlerin tüm avukatlarını meslektaş olarak görmeli ve onlara karşı adilane ve nazik davranmalıdır” denilmiştir.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın “Meslektaşlar Arası Dayanışma ve İlişkiler” başlıklı III. Bölümünün 30. maddesinde de “Mesleki çalışmada avukatlar arasında usule ilişkin işlemlerde ve dosya incelemelerinde dayanışma gereği sayılabilecek yardımlar ve kolaylıkla esirgemezler.” hükümlerini amirdir.
İncelemeye konu olayda; şikâyetli avukat, şikâyetçi avukatın bekletme talepli dilekçe sunduğunu bildiği halde, şikâyetçiyi beklemeyerek mesleki dayanışmaya aykırı hareket etmiştir.
Her ne kadar şikâyetli avukat savunmasında duruşmanın, saatinden çok sonra alındığını savunmuşsa da duruşma zaptından duruşmanın 11.34’te sona erdiği anlaşılmaktadır. Avukatlar mesleklerini icra ederken, sadece sonuca odaklanmamalı, meslektaşlarının kolaylığına olacak şekilde hareket etmeli, birbirlerini gözetmelilerdir. Avukatlık mesleğinin önemi ve özelliği düşünüldüğünde, şikâyetli avukat, şikâyetçi tarafından dosyaya sunulan bekletme talepli dilekçeyi bilmesi karşısında gerekli duyarlılığı göstererek duruşmanın alınmamasını sağlamalı, meslektaşına gerekli duyarlılığı göstermelidir. Her ne kadar şikâyetli avukat, bugün duruşmanın alınmasını sağlayan taraf olarak yargılama dosyasında yer almaktaysa da mesleğini icra edeceği ilerleyen günlerde bekletme dilekçesi sunan tarafın kendisi olabileceğini bilerek hareket etmeli, mesleki dayanışmayı meslek hayatı boyunca ön planda tutmalıdır. Bu nedenle, şikâyetlinin eyleminin disiplin suçu gerektirdiği anlaşıldığından itirazın reddi gerekmiştir.
Diğer şikâyetli Avukat A.K. bakımından yapılan incelemede ise; her ne kadar şikâyetçi avukat, şikâyetli Avukat T.E.’nin diğer şikâyetlinin talimatlarıyla hareket ettiğini iddia etmişse de dosya münderecatında bu hususa ilişkin bilgi ve belgenin yer almadığı, şikâyetlinin isnat olunan eylemi işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delilin dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 11. Maddesi, “Avukat, Türkiye Barolar Birliği’nce kabul olunan mesleki dayanışma ve düzen gereklerine uygun davranmak zorundadır.” sarih hükmü ve yukarıda bahsedilen ilke ve kurallar gereğince, şikâyetli avukatın mesleki dayanışma ilkelerine aykırı davrandığı ve eylemin karşılığı olan cezanın Avukatlık Kanunu’nun 135/1.maddesi gereğince uyarma cezası olduğu anlaşılmakla, itirazların reddi ile usul ve yasaya uygun olarak verilen Baro Disiplin Kurulu kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Gereği düşünüldü:
1-Şikâyetçi ve şikâyetli avukatın itirazının reddine, ... Barosu Disiplin Kurulu’nun Şikâyetli avukat A.K. hakkında, “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ve şikâyetli avukat T.E.’nin “Uyarma Cezası ile Cezalandırılmasına” ilişkin 19.06.2023 gün ve 2022/D.389 Esas, 2023/452 Karar sayılı kararının ONANMASINA,
2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,
Oybirliği ile karar verildi.