Tarih
11.07.2015
Esas
2015/304
Karar
2015/540

Şikâyetli avukatın müvekkili tanık beyanları ile noter vekaletname ücreti dahil yargı giderlerini üstlendiği, bu tanıklarla olan ilişkilerinde ücret kesintisine ilişkin bir sorun yaşanmadığı nedeniyle itibar edilmesi gerektiği gerçeği karşısında eylemin sabit olduğu, peşin masraf ve avukatlık ücreti talep edilmemekle meslektaşlar arasında haksız rekabet yaratıldığı tartışmasızdır.

(Av. Yas 34, 13, Tbb Mes. Kur 3,4)


İtirazların süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

Şikayetli avukat hakkında “Şifahi olarak iletilen şikâyetlere göre, şikâyetli Avukat M.Ö.’in tüketicilerin bankalardan iade alabilecekleri masraflara ve izlenecek yola ilişkin farklı zamanlarda ve farklı yerlerde reklam sayılabilecek tutum ve davranışlarda bulunduğu, bürosu dışında başka yerlerde hukuki danışmanlık yaparak iş kabul ettiği, hatta iş toplamak için kurumları gezdiği ve kartvizitini dağıttığı, davet olmaksızın bürosu dışında danışmanlık yaparak yargılamaya ilişkin masraf avukatlık ücreti ve hatta vekâletname masrafı almaksızın vekâletname topladığı, gezerek çokça reklam yaptığı, yaptığı haksız reklamlar sayesinde ... Tüketici Mahkemesinde yüzlerce dava açtığı,” iddiası ile ... Barosu Yönetim Kurulu’nun 12.09.2014 tarihli 2014/781 Karar sayılı kararı ile açılan disiplin kovuşturmasında eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

Şikâyetli Avukat M.Ö. önceki savunmalarında özetle; hakkındaki isnatların gerçeği yansıtmadığını, bunların sadece dedikodular üzerine kurulu iddialar olduğunu, ortada somut bir delil olmadığını, oysaki gerek Noterdeki makbuzlar, gerekse gezdiği iddia edilen kurum kamera kayıtları incelendiğinde noter makbuzlarının şahıslar adına düzenlendiği ve de kamera kayıtlarında kendisinin yer almadığının açıkça görüleceğini, bu zamana kadar kimseyi dolandırmadığını ve Avukatlık Kanunu’na ve Meslek Kurallarına aykırı harekette bulunmadığını,  hatta banka dosya masrafları konusunda kendisinden bilgi almak isteyen tüm avukat meslektaşlarına elinden gelen yardımı yaptığı gibi kendi işinden çok onlara bilgi vermekle uğraştığını, hukukun somut deliller üzerine kurulu olduğunu, sadece söylentiler üzerine kurulamayacağını, bu hususlar dikkate alınarak dosya üzerinden karar verilmesini beyan etmiştir.

İncelenen dosya kapsamından; Şikayetli avukata gönderilen 12.05.2014 tarihli yazı ile iddiaların araştırılabilmesi için bankalardan iade alınacak dosya masraflarına ilişkin olarak işlem yapmış olduğu, takip ettiği Tüketici Hakem Heyetleri, İcra Daireleri ve Tüketici Mahkemelerindeki tüm dosyaları liste halinde Baroya sunması, dosya asıllarını sunmasına bu aşamada gerek olmadığı, sadece müvekkillerine ilişkin isim, adres, telefon ve vekaletname bilgilerini, özellikle adliye görevlilerinden (hakim-savcı-memur) vekil olarak işlerini takip etmiş olduğu müvekkillerinin kimlik ve dosya bilgilerinin ayrı bir liste halinde sunulmasının istendiği,

Şikâyetli avukatın Baro Başkanlığına hitaben vermiş olduğu 04.06.2014 tarihli dilekçesinde Baro Başkanlığınca istenilen bilgileri Avukatlık Kanununun 64. maddesi uyarınca meslek sırrını saklama yükümlülüğüne aykırı düşeceğini düşündüğünden istenilen bilgileri veremeyeceğini beyan ettiği,

Bunun üzerine, 03.07.2014 tarihli yazı ile ... Tüketici Mahkemelerine müzekkere yazılarak; Baro Başkanlığınca yürütülen soruşturma dosyası nedeniyle şikâyetli avukat M.Ö.’in vekil olduğu dosyaların taraflarına ait bilgilere ihtiyaç duyulduğu ve istenilen bilgilerin Baro Başkanlığına iletilmesi istendiği,

... Tüketici Mahkeme’sinin 07.07.2014 günlü yazısında şikâyetli avukatın çok fazla dosyasının olduğu, bu dosyalardan 26 kişiye ait bilgilerin gönderildiği,

... Noterliğine yazılan yazıda da yine benzer bir gerekçeyle istenilen bilgilerin verilemediği, bunun üzerine Tüketici Mahkemelerinden şikâyetli Avukatın vekilliğini yapmış olduğu kişilerden tanık olarak dinlenebilmesi bakımından birkaç isim istenildiği

M.K., R.K. ve O. K. isimli şahısların tanık sıfatıyla dinlendiği ifadelerinde özetle “Şikâyetli avukatın kendisinden her hangi bir masraf talep etmediğini, yine şikâyetli avukatın yönlendirmesi ile vekâletnameyi vermek için istasyon caddesinde bulunan ... Notere gittiğini, Avukat M.Ö.’in kendisini gönderdiğini söylediğini, Noterde görevli çalışanın şikâyetli avukatın verdiği listeyi çıkardığını, listede kendisinin isminin de olduğunu gördüğünü ve bunun üzerine şikâyetli Avukat M.Ö.’e vereceği vekâletnameyi düzenlediğini, vekâletname için noterin kendisinden her hangi bir ücret talep etmediğini, noterde görevli olarak çalışan şahsın vekâlet ücretinin Avukat M.Ö. tarafından verileceğini söylediğini, zaten kendisinin de notere giderken Avukat M.Ö.'in kendisine hitaben “Notere her hangi bir vekâlet ücreti vermeyeceksin, vekâlet ücretini ben ödüyorum” dediğini, bu nedenle kendisinin de notere her hangi bir ücret vermeyi teklif etmediğini, noterin de bu nedenle kendisinden her hangi bir ücret talep etmediğini… Anlaşmamıza göre kazanırsa %10 masraf olarak kesinti yapılacağını kararlaştırdık ve bu şekilde kesinti yapılarak kalan miktarı avukatın kendisinden elden teslim aldım.” beyanında bulundukları,

Şikâyetli Avukat M.Ö.’in şahsi sicil dosyasında, hakkında verilmiş herhangi bir disiplin cezasının olmadığı görülmüştür.

Şikâyetçi ... Barosu Başkanlığı 16.03.2015 tarihli itiraz dilekçelerinde özetle; Şikâyet edilen avukatın, Avukatlık Kanunu’nu ve Reklam Yasağı Yönetmeliği’ni farklı yerlerde ve birçok defa ihlal ettiği ve aykırılıkların halen devam ettiğini, bürosu dışında ve özellikle adliye binasında danışmanlık yaparak adliye personelinin kredi dosyalarını takip ettiğini, Noter vekâletname ücretlerini dahi kendisinin ödediğini, ...’de binlerce kredi dosyasında görev aldığını ve bu dosyaları haksız rekabet yaparak topladığını, işyerleri gezmek, kartvizit dağıtmak gibi sayısız ihlalinin mevcut olduğunu, tüm bu hususların avukatlarca bilindiğini ve tanıkların da bu hususları teyit eden beyanlarda bulunduğunu, Şikâyet edilen avukatın en çok şikâyet konusu edilen avukat olduğunu, söz konusu eylemleri ile Meslek Kurallarının çok sayıda ve halen ihlal edildiğini, mesleğin onur ve saygınlığının ağır bir şekilde zedelendiğinin sabit olduğunu, eylemlerin birden fazla kuralı ihlal etmesi karşısında kınama cezası yerine Avukatlık Kanunu’nun 135/4 maddesinden dolayı ceza verilmesinin gerektiğini, bu nedenle 135/4 maddesinden dolayı cezalandırılması yönündeki itirazlarının kabulünü talep etmişlerdir.

Şikâyetli Avukat M.Ö. 02.04.2015 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; sadece tanık beyanlarına dayalı olarak kınama cezası verildiğini, söz konusu tanık ifadeleri hiçbir somut delile dayanmayan sübjektif ifadeler olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını, ayrıca lehine ifade veren tanıkların ifadelerinin de kararda hiç geçmemesi de manidar olduğunu, bu yüzden hakkında lehe olan hiçbir delil dikkate alınmadığı için verilen kınama cezasının kaldırılması gerektiğini, isnat edilen iddiaların gerçeği yansıtmadığını, sadece dedikodular üzerine kurulu iddialardan ibaret olduğunu, aslında kendisinin bu dosya masrafı işine girmesinden dolayı ... Barosuna kayıtlı birçok meslektaşı için kazanç kapısı olduğunu, bu durum hep göz ardı edildiğini, ortada somut bir delil olmadığı halde hakkında kınama cezası verilmesinin usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu ve işbu disiplin cezasının kaldırılması gerektiğini beyan etmiştir.

Avukatlık Yasasının 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi,   “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

Şikâyetli avukatın müvekkili tanık beyanları ile noter vekaletname ücreti dahil yargı giderlerini üstlendiği, bu tanıklarla olan ilişkilerinde ücret kesintisine ilişkin bir sorun yaşanmadığı nedeniyle itibar edilmesi gerektiği gerçeği karşısında eylemin sabit olduğu, peşin masraf ve avukatlık ücreti talep edilmemekle meslektaşlar arasında haksız rekabet yaratıldığı tartışmasızdır. 

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

Baro Disiplin Kurulu’nun şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4. maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde ve disiplin sicilinde ceza bulunmaması nedeniyle ... Barosu Başkanlığı ve Şikâyetli avukatın itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

Sonuç olarak ... Barosu Başkanlığı ve Şikayetli avukat M.Ö.’in itirazlarının reddi ile;

1-... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin 31.12.2014 günlü ve 2014/22 Esas, 2014/24 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere, Oybirliği ile karar verildi.