“GÖÇ, YOKSULLUK VE KENT" ANKARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ FESTİVALİ

1803

Ankara Üniversitesi Hukuk ve Edebiyat Grubu öğrencileri tarafından bu yıl ilk defa düzenlenen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Festivali, Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Av. Berra Besler’in açılış konuşmasıyla başladı.

“Göç, Yoksulluk ve Kent" temasının ele alındığı ve 2 Nisan’a kadar devam edecek festivalde, kentsel dönüşüm, yoksulluk, kentte insan hakları konularında düzenlenen panel ve söyleşilerin yanı sıra resim atölyeleri ve öğrenci sunumları da gerçekleştiriliyor.

Festivalin açılışında konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Av. Berra Besler, büyük kentlere göçün şehirlerin dokusunu yok ettiğini, öte yandan yoksulluğun da aynı kaldığını söyledi. Besler, şöyle devam etti:

“Türkiye’de 1950’li yıllardan itibaren artarak yaşanan göç olgusu ne yazık ki Batı ülkelerindeki gibi sanayileşen şehirlerde, işçi nüfusuna duyulan ihtiyaç nedeniyle gerçekleşmedi. Tam tersine, kırsal kesimde, küçük kasabalarda çalışacak iş bulamayan insanların, ekmeğini kazanabilmek için şehirlere akması ve geldiği şehirlerde de umduğunu bulamayarak ve ekmeğin aslanın ağzında olduğunu görerek öğrenmesi şeklinde gelişti.

Göçler, bir yandan yoksulluğu kalıcı hale getirmenin, ucuz işçi çalıştırmanın, kaçak işçi çalıştırmanın yolunu açarak emek sömürüsüne neden olurken, göçmen nüfusun barınma sorunu da; arsa spekülatörlerini, emsallerine çok rastlanan dolandırıcıları ortaya çıkardı. Özellikle 80’li yıllarda peş peşe çıkarılan imar afları da çoğunlukla yoksul göçmenlerin, masum gecekondu sahiplerinin değil, onları sömürenlerin, kaçak yapı inşa edenlerin işine yaradı.

80’li, 90’lı ve 2000’li yıllarda, küçük kentlerden büyük kentlere doğru artarak süren göçler daha büyük rantlar yaratırken; şehirlerin dokusunu, kimliğini, mimarisini yok etti. Bu arada değişmeyen tek şey şehirlerdeki yoksulluk oldu.

Ormanların, tarım arazilerinin, zeytin bahçelerinin yok edildiği, su yataklarının ve derelerin kurutulduğu günümüz Türkiye’sinde bir yandan doğanın öte yandan şehirlerin yağmalanmasına tanık oluyoruz. Kentsel dönüşüm adı altında gerçekleştirilen pek çok proje ile şehrin arsa değeri yüksek bölgelerinde yaşayan yoksul insanların, evlerinden - yurtlarından edildiğini ve onların şehir merkezi dışında inşa edilen toplu konutlara itildiğini görüyoruz. Bir yanda bol güvenlikli lüx siteler, öte yanda dışlanan yoksulluk. Ve de tarihe mal olmuş, doğası ve kültürüyle dünyanın gözünün üzerinde olduğu Anadolu şehirlerimizde ve metropol şehirlerimizde değişen doku, hırpalanan kültürel değerler…

Ancak hiç kimse, güvenlikli villalarının duvarlarını yükselterek, yoksulluğu ve kaybolan değerleri saklayamaz. İşte bu festival de bunun ispatı olacak.”