18 MART ZAFERİNİN ŞEHİT VE GAZİLERİNE RAHMET VE SAYGIYLA
1.Dünya Savaşı’nın çıkış nedenini anlamak için iki anahtar sözcüğün iyi bilinmesi gerekir. Emperyalist devletlerin 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğuna yönelik niyetleri “Doğu sorunu” ve “Hasta adam” sözleriyle ifade edilmektedir. Hasta adam, Osmanlı İmparatorluğudur. Doğu sorunu ise Osmanlının siyasi coğrafyasının paylaşımı ve varlığına son verilmesi projesidir.
Avusturya-Macaristan Veliahdına Saraybosna’da düzenlenen suikast (28 Haziran 1914) ufak bir kıvılcım bekleyen emperyalistler için savaşının nedeni değil bahanesi olacaktır. İngiliz-Fransız ittifakına Rusya’nın dahil edilmesi için İstanbul ve çanakkale boğazları teklif edilmiştir. Sıcak denizlere inme ve Türk boğazlarının denetimini eline geçirmek isteyen Rusları ikna etmek zor olmayacaktır.
Devleti tasfiye edilip mirası paylaşılacak Osmanlı İmparatorluğunun savaş dışında kalması olanaksızdı. Anlaşma, uzlaşma önerileri bağlaşıklar tarafından reddedilen Osmanlı için Almanya, Avusturya-Macaristan ittifakında yer almak seçeneksizliğin dayattığı bir mecburiyetti. Osmanlı İmparatorluğu 29 Ekim 1914’te kendisini büyük kapışmanın içinde bulacaktır!
Bağlaşıklar (İngiltere-Fransa-Rus bloğu) rakip bloğun en zayıf halkası gördükleri Osmanlı İmparatorluğunu savaşın başında saf dışı etmek için en kestirme yolu seçmişlerdir. çanakkale Boğazına yüklenip, boğazın iki yakasındaki Türk tahkimatlarını dağıtıp İstanbul yolunu açacaklardır. Başkentleri düşen Türkler savaşın ilk aylarında teslim alınacaktır!
Bağlaşıkların en büyük hatası, Londra’da, Paris’te, Moskova’da yapılan hesapları çanakkale’de tersyüz edecek kaderin adamı Mustafa Kemal’i ve Mehmetleri hesaba katmamış olmalarıdır. 18 Mart 1915, çok sayıda zırhlı ve değişik savaş gemilerinden olan bağlaşık donanmasının çanakkale Boğazını geçme denemesidir. Mehmetler, kibirli düşmanın geçişine izin vermeyecek, namlularıyla boğazın iki yakasına ateş kusan mağrur düşman zırhlılarını boğazın serin sularına gömecektir!
Bağlaşıklar, çanakkale’yi denizden geçmenin olanaksızlığını görünce, Gelibolu’yu işgal ile İstanbul yolunu açmayı düşüneceklerdir. çıkartma tarihi olarak belirlenen 25 Nisan’a kadar her türlü hazırlık yapılır. Aynı anda 5 ayrı noktadan çıkartmaya girişen bağlaşık ordusunun karşısında yine Mehmetlerin süngüleri ve 19. Tümen Komutanı, kaderin adamı Mustafa Kemal Bey vardır!
çanakkale muharebelerine katılmış İngiliz General (tarihçi) Oglander, İngiliz Resmi Harp tarihinde kaderin adamı hakkında şunları yazacaktır: “19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in 25 Nisan 1915’te Arıburnu bölgesindeki durumu derhal kavramış olması ve inisiyatifini kullanarak 57. Alayla yapmış olduğu taarruz, çanakkale Savaşının sonucunu tayin etmiştir. Bir tümen komutanının kendi inisiyatifiyle giriştiği hareketler sonucu, bir savaşın ve hatta bir ulusun kaderini değiştirecek büyüklükte bir zafer kazandığı tarihte pek az görülür.”
18 Mart 1915 yalnızca bir deniz zaferi değildir. 18 Mart, Türk Milleti için deniz muharebesi ve boğaz savunmasından daha derin, daha geniş anlamlar taşımaktadır. 18 Mart, ülkelerini işgale yeltenen emperyalistlere karşı Türk Halkının direnme ve savaşma gücü ve azminin sınırsızlığını göstermektedir.
18 Mart zaferinin şehit ve gazilerine rahmet ve saygıyla.
TÜRKİYE Barolar Birliği