SAĞKAN: İKLİM KIRIMI GİBİ SUÇLAR TÜRK CEZA KANUNU’NDA DAHA AĞIR YAPTIRIMLARI İÇERECEK ŞEKİLDE AYRICA DÜZENLENMELİ

3101

TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, Ankara’da düzenlenen Eko İklim Zirvesi’nin 5. oturumunda bir konuşma yaptı. Sağkan, konuşmasına TÜRKİYE’nin Avrupa’nın plastik çöplerinin toplandığı bir merkez haline geldiğinin uzun süredir konuşulduğunu hatırlatarak başladı. Kısa, orta ve uzun vadede iklim programının bulunmadığını kaydeden Birlik Başkanı, “Geri dönüşüm merkezi olmayan bir ortamda, plastik çöplerin toprağa, havaya ve suya karışmasının kamu sağlığına nasıl etkileri olacağına ilişkin hiçbir bilimsel çalışmamız yok” dedi.

CUMHURİYET SAVCILARINA TÜRKİYE’YE GETİRİLEN PLASTİK ATIKLARI SORUŞTURMA çAĞRISI

Sağkan sözlerini “Bu ülkenin Cumhuriyet savcılarının harekete geçerek, yapılan bu işlemin toplum sağlığına nasıl zararlar verdiğini tespit etmesi, bilimsel raporlar alması, etkin ve şeffaf bir soruşturma süreci yürütüp kamuoyunu bilgilendirmesi gerekirken, maalesef ki bunlar yapılmadığı için bizler sadece sosyal medya mecralarından gelişmeleri öğrenmek ve takip etmek durumunda kalıyoruz” şeklinde sürdürdü.

Sağkan, öte yandan yasal mevzuatımızın bu tür krizleri ne kadar engelleyebildiğini de konuşmak gerektiğini söyledi. TBB Başkanı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını düzenleyen Anayasa’nın 56. maddesinin hem devlete hem de vatandaşlara yönelik yükümlülük getirdiğini kaydederek TÜRKİYE’nin BM İklim Değişikliği çerçeve Sözleşmesi ve Paris İklim Anlaşması’na taraf olduğunu hatırlattı. Sağkan, “Bizler sadece bu sözleşmeleri imzalamakla kaldık. Bu sözleşmeler üzerine TÜRKİYE Cumhuriyeti, iklim politikasını oluşturmadığı gibi yasal mevzuatımızda da buna ilişkin çalışmalar yapılmadı” diye konuştu.

“İKLİM KIRIMLARININ ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ’NİN KONUSU OLMASI TARTIŞILIYOR”

İnsan haklarının artık devletlerin insiyatifine bırakılmadığını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM gibi denetleme mekanizmalarının kurulduğunu belirten TBB Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Maalesef ki iklim kırımlarının veya çevreye verilen zararların cezai yaptırım boyutları ise ülkelerin kendi inisiyatiflerine bırakılmış durumda. Ancak Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bileşenlerinin artık iklim kırımının da aynı savaş suçları gibi, soykırım suçları gibi Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin konusu olması gerektiğine ilişkin yoğun bir tartışma içinde olduklarını görüyoruz. Aynı şekilde TÜRKİYE’de de iklim kırımının ayrı bir yasal düzenlemeye kavuşturulması gerekliliği zorunluluğuyla karşı karşıyayız.”

Sağkan, çevreye verilen zararların Türk Ceza Kanunu 181. ve 182. maddelerinde düzenlendiğini, bu cezaların yeterli caydırıcılıkta olmadığını söyleyerek iklim kırımı gibi suçların ise ayrıca çok daha ağır yaptırımları getirecek şekilde; idarenin de eylemlerini denetleyecek bir mekanizma olarak hayata geçmek zorunda olduğunun altını çizdi.

Sağkan, TÜRKİYE Barolar Birliği’nin barolarla birlikte hukuki sürecini takip ettiği çevre davalarından da örnekler verdi.


Haber ile ilgili Görseller

Görüntüle
Görüntüle