Yargıçlar Sendikası’nın Yanındayız
İkinci kez kapatılma tehdidiyle karşı karşıya bırakılan Yargıçlar Sendikası hakkında açılan dava, yargıçların Anayasa’nın 51’inci maddesindeki temel hakkına dönük bir tehdittir.
Yargıçlar, tüm çalışanlar gibi sendikal örgütlenme hakkına sahiptir.
Yargıçlar, mesleğin gerektirdiği sınırlara tabi olsalar bile bu haktan, hakkın özüne zarar verecek şekilde kategorik olarak mahrum bırakılamazlar.
Türkiye Barolar Birliği olarak Yargıçlar Sendikası’nın yanında olduğumuzu bildirir, konuyla ilgili uluslararası insan hakları hukuku standartlarını hatırlatmak isteriz.
Avrupa Yargıçları Danışma Konseyi’nin “Yargıçların Etik ve Sorumluluğuna Dair Görüşü”ne (§ 34) göre:
Yargıçların ulusal yargı politikasıyla ilgili belirli tartışmalara katılmalarına imkân tanınmalıdır. Kendi statülerine ve genel olarak yargı sisteminin işleyişine ilişkin yasa hazırlık süreçlerinde görüşlerinin alınabilmesi ve bu sürece etkin şekilde katılabilmeleri sağlanmalıdır. Bu konu, yargıçların sendikalara üye olup olamayacakları sorusunu da gündeme getirir. İfade ve düşünce özgürlükleri çerçevesinde, yargıçlar sendikalara üye olma hakkını (örgütlenme özgürlüğünü) kullanabilir; ancak bu hak, grev hakkına ilişkin sınırlamalara tabi tutulabilir.
Aynı Konsey’in “Yargıç Örgütlenmelerinin Yargı Bağımsızlığını Desteklemedeki Rolü” başlıklı 23 no.lu Görüşü’ne göre:
“Yargıçların çalışma koşulları, ücretleri, emeklilik hakları ve güvenlikleri devlet tarafından güvence altına alınmalıdır. Bu nedenle yargıçlar, işverenlerine karşı kendi kişisel durumlarını korumak ve iyileştirmek bakımından diğer bireylerle benzer bir zorlukla karşı karşıyadır. Bu bakımdan, yargıç dernekleri ile sendikalar benzer çıkarlara sahiptir. Bazı üye devletlerde, yargıçların sendika üyeliği yargıçlık makamıyla ve yargıcın rolüyle bağdaşmaz olarak görülmektedir. Diğer bazı üye devletlerde ise bazı yargıçlar aynı anda hem sendika hem de yargıç derneklerine üyedir. Hatta kimi yargıç dernekleri, ya sendika olarak tanınmakta ya da kendilerini bu şekilde görmektedir. Sendika statüsü, onlara zaman zaman ilave imkânlar da sağlamaktadır.
Yargıçlar ayrıca sendika kurabilir ve sendikalara üye olabilirler. Yasalar, yargıçlara yönelik olarak bu haklara bazı sınırlamalar getirebilir; ancak bu sınırlamalar yargıçları söz konusu temel haklardan tümüyle yoksun bırakmamalıdır.”
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 2014 ve 2016 yıllarında yayımladığı Örgütlenme Özgürlüğü Komite raporlarında da aynı gerçek vurgulanmıştır.
Benzer şekilde; Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin CM/Rec (2010)12 sayılı tavsiye kararına göre:
“Yargıçların, bağımsızlıklarını gözetmeyi, çıkarlarını korumayı ve hukukun üstünlüğünü desteklemeyi amaçlayan meslek örgütleri kurmaları ve bunlara katılmaları serbest olmalıdır.”
Hâkimlerin Magna Carta’sı İlke 12’ye göre:
“Yargıçlar, yargının toplumdaki misyonunu savunma görevini üstlenen ulusal veya uluslararası yargıçbirliklerine üye olma hakkına sahiptir.”
Yargı Bağımsızlığına Dair Temel İlkeler’e (par. 8-9) göre:
“İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi uyarınca, yargı mensupları da diğer yurttaşlar gibi ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, örgütlenme ve toplantı özgürlüğü haklarına sahiptir. Ancak bu hakları kullanırken, görevlerinin onurunu ve yargının tarafsızlığı ile bağımsızlığını koruyacak şekilde davranmaları gerekir.
Yargıçlar, mesleki çıkarlarını temsil etmek, meslek içi eğitimlerini geliştirmek ve yargı bağımsızlığını korumak amacıyla yargıç derneği ya da benzeri örgütler kurmakta ve bunlara katılmakta özgürdür.”
Bangolar Yargı Etiği İlkeleri’ne (md. 4.6.) göre:
“Yargıç, diğer yurttaşlar gibi ifade, inanç, dernek kurma ve toplanma özgürlüğüne sahiptir; ancak bu hakların kullanılmasında, yargı mesleğinin onurunu, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını koruyacak şekilde davranmalıdır.
Yargıçlar tarafından kurulan ve tüm yargıçların serbestçe üye olabildiği meslekî kuruluşlar, statülerinden kaynaklanan hakların korunmasına -özellikle bu yargıçlarhakkında karar alma süreçlerine katılan makamlar ve organlarla ilişkili konularda- önemli ölçüde katkı sağlar.”
