Basın Açıklaması

7267

BASIN AÇIKLAMASI VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Yönetim Kurulu üyeleri ve baro başkanları, kamuoyunda “İç Güvenlik Paketi” olarak anılan torba yasa teklifi hakkında meclisteki grup başkanvekillikleri ile görüşerek basına açıklama yaptı.

İç Güvenlik Paketi ile Türkiye'de adı konulmamış bir sıkıyönetim ilan edileceğini söyleyen TBB Başkanı Feyzioğlu şöyle konuştu:

1- İç Güvenlik Torba Yasa Teklifi ile Türkiye’de adı konulmamış bir sıkıyönetim ilan edilmektedir.

2- Yargı kararı olmadan, telefon dinlemelerin ve üst aramaların önü, keyfi bir şekilde açılmaktadır.

3- Yargı mercii olarak ise Ankara’da bir hâkim olağanüstü yetkilerle görevlendirilmektedir.

4- Yargı kararı olmadan polise kişileri 48 saat gözaltına alma yetkisi verilmektedir.

5- Vali ve kaymakama gözaltına alma yetkisi tanınmakta ve mülki amirler adli soruşturmada savcının üzerinde konumlandırılmaktadır.

6- Polisin keyfi şekilde sıktığı, öldürücü etkileri olabilen biber gazından canını korumak için ağzını yüzünü bezle örten kişilerin terör örgütü üyeliği ile suçlanması muhtemel hale getirilmektedir.

7- Polisimize ve askerimize; tuğlayla, molotof kokteyliyle, taşla, sopayla saldırılmasını asla kabul etmeyiz. Ancak mevcut kanunlar, zaten bu sayılanların silah olarak değerlendirilmesine izin vermekte ve meşru müdafaa durumunda orantılı güç kullanılması yetkisini tanımaktadır. Dolayısıyla “molotof kokteylini ve sair bazı araçları silah haline getiriyoruz” açıklamaları gerçeği perdelemeyi amaçlamaktadır. Çarpıcı gerçek, yürütme organına yargı yetkisi verilmekte ve böylece temel hak ve hürriyetlerin kullanılamaz hale getirilmekte olduğudur.

8- Bu yasa teklifi ile Türkiye’nin demokratikleşme yolculuğunun bütün durakları ve bugüne kadar çekilen ızdıraplarla sağlanan gelişmeler hiçe sayılmaktadır. Öyle ki 1215 yılında kabul edilen Magna Carta’nın bile bazı açılardan gerisine düşülmektedir.

Aklı selimin galip gelmesini ve teklifin geri çekilmesini diliyor; siyasi iktidarın ülkeyi yönetilemez hale getirerek ateşe atmamasını umut ediyoruz.

Her ne olursa olsun demokrasi ve adalet mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir. Eninde sonunda özgürlük ve demokrasi kazanacaktır.