BÜYÜK ZAFERİN 106. YILI

2089

1.Dünya Savaşı, “Hasta Adam” denilen Osmanlı’nın emperyalistlerce parçalanıp paylaşılması amacıyla çıkmıştır. Fransa, İngiltere ve çarlık Rusya’sının başını çektiği bağlaşık blok, İtalya ve Yunanistan’ın da katılımıyla genişlemiştir.

18 Mart 1915, çanakkale’nin Boğaz’dan, yani deniz yoluyla geçilerek İstanbul’un işgaliyle, Türkleri savaşın başında saf dışı bırakma denemesidir.  18 Mart’ta Boğaz’dan merasim geçişi gibi düşünülen deniz harekâtı günün sonunda kabusa dönüşecek, İstanbul’un fethi düşü, Boğaz’ın serin sularına gömülecektir.

25 Nisan 1915 ikinci denemedir. 18 Mart’ta çanakkale’yi denizden geçemeyen bağlaşıklar karaya yönelecektir. Planları, Gelibolu’yu işgal edip, Türk savunmasını çökerterek deniz yolunu güvenli hale getirmektir. Bağlaşıkların hedefinde iki stratejik tepe vardır. Seddülbahir’e çıkan 29. İngiliz Tümeni’nin ilk hedefi Alçıtepe, Arıburnu’na çıkan Anzak Kolordusu’nun ilk hedefi Kocaçimen’dir. Bu stratejik tepeler ele geçirildiğinde Gelibolu düşecek, çanakkale Boğazı, donanmanın geçişine hazır hale getirilecekti. 

Mehmetler, masa başında mükemmel görünen planı sahada bir kez daha bozacaklardır. İngilizlerin “Kaderin adamı”olarak tanımladıkları Yarbay Mustafa Kemal Bey’in inisiyatif ve iradesi ile Mehmetlerin süngüsü, düşmana Alçıtepe ve Kocaçimen yolunu muharebenin sonuna kadar kapayacaktır.

25 Nisan’da Bigalı’da konuşlu 19. İhtiyat Tümeni Komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in, süreç içinde Anafartalar Grup Komutanlığını üstlenerek, rütbesinin çok üstünde birliklere komuta etme ve inisiyatif kullanma yetkisine sahip olması, muharebelerin sonucunu belirleyecek önemdedir. Mustafa kemal Bey’in Anafartalar ve Conkbayırı muharebelerindeki sevk ve idaresi, düşmanın zafer beklentisinin son kırıntılarını da yok edecektir. Ağustos ayındaki kanlı çatışmaların devamı, Aralık sonuna kadar sürecek karşılıklı siper muharebeleridir. Ocak ayının ilk haftası ise gece karanlığında ayaklarının ucuna basan hırsız misali sessiz bir utanç içinde Gelibolu’yu boşaltma ve kaçıştır!

çanakkale Muharebeleri’ne katılmış İngiliz tarihçi General Aspinal Oaglender’in, Mustafa Kemal’in rolünü anlatırken kullandığı; “Bir tümen komutanının üç ayrı yerdeki krize zamanında müdahale ederek, sadece oradaki harbin gidişatını değil, bütün bir milletin kaderini, geleceğini değiştirmesi ve etkilemesini tarih çok nadiren kaydeder”cümlelerinin üzerinde durulmalıdır. Gerçekten Mustafa Kemal Bey’in çanakkale’de kanıtlanan üstün komuta yeteneği ve liderliği, ileride verilecek Kurtuluş Savaşının önderinin de habercisi olarak değerlendirilmelidir.

Büyük Zaferin 106. yılında süngüleriyle çanakkale’yi geçilmez yapan Mehmetlere ve ebedi komutanları kaderin adamına saygıyla.

TÜRKİYE Barolar Birliği