Cumhurbaşkanı ile Görüşme
  
  “BİZ HEM YURTTAŞLARIMIZIN CANLARI YANMASIN İSTİYORUZ 
  HEM DE DEVLETİN POLİSİYLE HALK ARASINA 
BİR NEFRET DUVARININ ÇEKİLMESİNİ ÖNLEMEYE ÇALIŞIYORUZ”   
Türkiye  Barolar Birliği Başkanı Av. Metin Feyzioğlu, Gezi Parkı protestoları sonrasında  Türkiye geneline yaşanan olaylar hakkında Cumhurbaşkanı Gül ile görüştü. 
  
  Görüşmede  TBB Başkan Yardımcıları Av. Berra Besler, Av. Başar Yaltı, Sayman Üye Av. Sabri  Erdal Güngör ile Yönetim Kurulu Üyesi Av. Kürşat Karacabey de hazır bulundu.
  
  Görüşmenin  ardından bir açıklama yaparak, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı’na  gösteriler sırasında polisin uyguladığı şiddete ilişkin olarak ellerinde  bulunan görüntüleri verdiklerini söyleyerek, “Bizzat şahit olduğumuz ya da  meslektaşlarımızın yaşadığı çok önemli çarpıcı olayları anlattık. Örneğin  Kızılay'a ambulansların girememesi sebebiyle Ankara Barosu Eğitim Merkezi  (ABEM) gibi Mülkiyeliler gibi yerlerde kurulmak zorunda kalan geçici revirlerde  yaşananları, polisin kalabalıkları çevirip aslında tehlikesizce dağıtmak  amacıyla sınırlı olarak kullanılması gereken gazı cezalandırmak amacıyla  kullandığını ifade ettik” dedi. 
  
  Polisi  kötülemek ve siyasi iktidarı yıpratmak gibi bir amaçlarının bulunmadığını ifade  eden Feyzioğlu, “Böyle bir amacımız olsa hiç bir şey yapmamıza gerek yok,  kenara çekiliriz ve polisin bu şiddet uygulamalarını devam ettirmesini  bekleriz” diye konuştu.
  
  Hem  yurtdaşların canın yanmasını, hem de devtletin polisi ile halk arasına daha  sonradan giderilmesi mümkün olmayan bir nefret duvarının çekilmesini önlemeye  çalıştıklarını ifade eden TBB Başkanı Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı’na yanlarında  götürdükleri biber gazı bombası kapsülü ve fişeği hakkında bilgi verdiklerini söyledi.  Feyzioğlu açıklamasını şöyle sürdürdü:  
  
  “Medyada  sadece biber gazının kapsülü görünüyor. İnsanlar kapsül gaz tüfeğinden kenara  atıldıktan sonra namludan sadece gaz çıkıyor sanıyor. Namludan çıkan fişektir.  Gaz tüfeği gaz atmak için değil, çekirdeği bir insanın vücuduna saplamak için  kullanılıyor. Bu çekirdeğin insanların ayaklarının dibine doğru sıkılması  durumunda şarapnel parçaları oluyor. Şarapnel parçalarının Numune Hastanesinde  yatan iki hastanın testislerini paramparça ettiğini izah ettik. 3-4 göz kör  olmasına sebebiyet verdiğini, avukatlarımızın meydandan geçerken acımasızca  dövüldüğünü, gözlerinin patlatıldığını fotoğraflarla belgeledik. ABEM’den CMK  görevi yapmak üzere karakollara gitmek isteyen meslektaşlarımızın üzerine  eminim bilmeden ama bir baro binası olduğunu gözetmeden gaz bombaları  atıldığını, binaya dahi sıkıldığını izah ettik.”
  
  SORUMLULAR  HAKKINDA ADLİ VE İDARİ İŞLEMLERİN BİR AN ÖNCE BAŞLATILMASINI İSTEDİK
  
  Mazeret  üretmenin olaylara faydasının bulunmadığının altını çizen Feyzioğlu, mazeret  üretmenin ders çıkarılmasını önleyeceğini kaydetti. Gül’den bir an önce  sorumlular hakkında adli ve idari işlemlerin başlatılmasını, bundan sonra  olabilecek olayların caydırılmasını istediklerini anlatan Feyzioğlu, “Twitter”  konusunu da ele aldıklarını belirtti. Twitter'ın 21. yüzyılda gençliğinin  iletişim aracı olduğunu Gül’e aktardıklarını ifade eden TBB Başkanı, Twitter'ın  bir baş belası olarak nitelendirilerek özgürlüklerin kısıtlanacağına dair  sinyal verilmesinin son derece ürkütücü bulduklarını vurguladı. Twitter  mesajları konusunda Gül’e bilgi verdiklerinin altını çizen Feyzioğlu, “Twitter  mesajlarının içeriklerini arz ettik. Bir suç unsuru taşımadığını, tam aksine  son derece masum halk hareketinin kendi içerisinde spontan örgütlenmesinden  ibaret olduğunu ifade ettik. Tweet atan gençleri soruşturma konusunda  gösterilen bu aceleciliğin çok daha fazlasının ve etkilisinin vatandaşları  öldüresiye döven polisler, onlara göz yumanlar, onları azmettirenler ve teşvik  edenler hakkında gösterilmesini istedik. Cumhurbaşkanı'ndan sorumlular hakkında  gereğinin yapılacağının bir kez daha mesajını vermesini istedik” diye konuştu.
  
  Cumhurbaşkanını  son derece anlayışlı ve gereğinin yapılması konusunda kararlı gördüğünü dile  getiren Feyzioğlu, olaylar dindikten sonra bir cadı avı başlatılacağı, terörle  terörle mücadele mahkemelerinin önüne göstericilerin getirileceği şeklindeki  duyumlarını Gül'e aktardıklarını belirterek, “Böyle bir cadı avı olmayacağını,  olmasına ihtimal vermediğini ifade etti. Bunu da biz yeterli güvence olarak  görmek istiyoruz” dedi. Gözaltına alınan gazetecilerin sayısının sorulmasının  üzerine Feyzioğlu, gözaltında tutulanlara ilişkin sağlıklı bir sayının  bulunmadığını, sayının sürekli değiştiğini ifade etti. 
  
  Polisin  slogan atan gösterici ile otobüs durağını yakan arasında bir fark görmediğine  dikkat çeken Feyzioğlu, şunları söyledi:
  
“Siyasi  iktidarı eleştirmek için yola çıkanlar ile diğerini de aynı kefeye koyuyor.  Polisin adliyeye sevk ettiği 3 grup insan var. Dünyanın en barışçı gösterisini  yaparak sadece slogan atanların paydası daha fazla özgürlük. İkinci grup ise  bunlar slogan atarken kenarda bekleyenler. 3. grup ise marjinal gruplar. Bunlar  çok az sayıda. Bunlar bu kitlenin bir araya gelmesini kendi amaçları için  kullanmaya çalışıyor. Acımasızca polis tarafından dövülen bir kişinin yerine,  gözaltına alanın bir kişinin yerine, 50-100 kişi sokağa iniyor. Oğlunun  dövüldüğünü gören bir anne-baba sokağa iniyor. Normalleşmeyi sağlamak için  polis şiddetinin sonlandırılması lazım. Sorumlular hakkında yasal işlemlerin  başlatılması lazım. Buna göz yumanların bulunup tedbiren görevden  elçektirilmesi ve bu yapılanların da halka anlatılması lazım ki devlet ile halk  karşı karşıya gelmesin, araya nefret duvarı örülmesin. Bugün insanlar evine  gider, yarın hangi kıvılcımla ne olacağını bilemeyiz.”







 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                