Emekli Aylıklarına Bloke Konulmasına İzin Veren Yargıtay Kararı Sosyal Hukuk Devletini Zedelemiştir
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 21.03.2025 tarihli ve 2022/2 Esas – 2025/1 Karar sayılı içtihadı, 17.07.2025 tarihli ve 32958 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kararla birlikte, "Tüketici kredisi nedeniyle verilen hapis, takas, mahsup ve benzeri onay ve rıza talimatları nedeniyle bankanın emekli maaşına doğrudan bloke koyması” mümkün hale gelmiştir.
Verilen karar hukuka, Anayasa’ya, emredici yasal düzenlemelere ve sosyal devlet anlayışına açıkça aykırıdır.
- Emeklilerin Rızası Gerçek Anlamda Özgür Değildir
Bankaların sunduğu standart sözleşmelerde yer alan onay ve muvafakatnameler, çoğu zaman krediye erişim dışında başka bir seçenek bırakılmadan, emeklilere imzalatılmaktadır. Bu durumda verilen “rızanın” hukuken geçerli bir irade beyanı olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
- 5510 Sayılı Kanun ve TBK Açısından Aykırılık Taşımaktadır
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 93. maddesi “Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez. Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere 5510 sayılı Kanun'un 93. maddesi, emekli maaşlarının haczini sadece belli koşullarda (örneğin icra takibinde açık muvafakat) mümkün kılmakta; diğer tüm durumlarda açıkça yasaklamaktadır.
Ayrıca, Türk Borçlar Kanunu’nun 27. maddesi gereğince emredici yasalara aykırı sözleşme hükümleri kesin hükümsüzdür. Bu içtihatla, TBK 27. maddesi görmezden gelinmiş; yargı kararlarıyla yasal düzenin dışına çıkılmıştır.
- Anayasa'nın Sosyal Devlet İlkesi İhlal Edilmiştir
Anayasa’nın 2. maddesinde tanımlanan sosyal hukuk devleti ilkesi, özellikle yaşlı ve dar gelirli yurttaşların ekonomik olarak korunmasını gerektirir. Bu kararla birlikte, emeklilerin tek geçim kaynağı olan yaşlılık aylıklarının banka eliyle doğrudan tahsil edilmesine imkân tanınmış, anayasal koruma zedelenmiştir.
- Kararın Toplumsal Sonuçları Telafisi Güç Zararlar Doğuracaktır
Ekonomik krizin derinleştiği, alım gücünün düştüğü günümüz koşullarında, emekliler zaruri ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına kredi kullanmaya mecbur kalmaktadır. Bu içtihadın uygulanması halinde, milyonlarca emekli borç batağına sürüklenecek, temel yaşam hakları tehdit altına girecektir. Günün ekonomik koşulları ve yüksek enflasyon karşısında kar gibi eriyen aylıkları nedeniyle kredi kullanmak zorunda kalan emekliler açısından telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracaktır.
SONUÇ OLARAK;
-Anayasa’ya ve emredici yasa hükümlerine açıkça aykırı olan bu kararın, Anayasa Mahkemesi ve yasama organı nezdinde yeniden değerlendirilmesi gerektiğini,
-Emeklilerin, geçim kaynağı olan maaşlarına yönelik bu hukuki güvence ihlalinin, sosyal barışı tehdit eder boyutta olduğunu,
Bu tür içtihatlarla bireylerin en temel ekonomik haklarının aşındırılmasının, hukuk devleti ilkesine telafisi mümkün olmayan zararlar verdiğini kamuoyuna saygıyla bildiririz.
Türkiye Barolar Birliği
Tüketici Hakları Komisyonu
