"Göç ve Hukuk Sempozyumu"nda, "Yabancılar Ve Uluslararası Koruma Kanunu" ile "Haklara Erişim" Konuları Tartışıldı

373 kişi bu haberi görüntüledi.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Göç ve İltica Komisyonu tarafından düzenlenen Göç ve Hukuk Sempozyumu, 21 Haziran 2025 tarihinde, Av. Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

TBB Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, TBB Göç ve İltica Komisyonundan sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Ali Bayram ve Komisyon Sözcüsü Av. Taner Kılıç’ın konuşmalarıyla başlayan Sempozyumda, “11. Yılında Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu” ile “Göç Yönetiminde Haklara Erişim” başlıklı iki oturum yapıldı.

“Elimizdeki siyasi ve hukuki araçlar, bize karşı karşıya olduğumuz olguyla baş edebileceğimiz imkânları sunamıyor”

İstanbul Barosu Başkanı Av. İbrahim Özden Kaboğlu ve Ankara Barosu Başkanı Av. Mustafa Köroğlu’nun katılımlarıyla gerçekleştirilen sempozyumun açış konuşmasına, etkinliği düzenleyenlere ve katılımcılara teşekkür ederek başlayan TBB Başkanı Sağkan, şunları söyledi:

Ulusal ve uluslararası göç, zorunlu göç mağdurları, mülteciler, sığınmacılar, geçici koruma kapsamında olanlar… İnsanlık 20. yüzyıl boyunca büyük trajedilere tanıklık etti ve bu trajedileri kavramsallaştırarak bunlara isimler verdi. Söz gelimi, daha önce de dünya çapında savaşlar yaşanmıştı ama “dünya savaşı” kavramı bir 20. yüzyıl icadıdır. Daha önce de kitlesel katliamlar yaşandı ama holokost ve soykırım 20. yüzyıl icadıdır. İnsanlık daha önce de büyük kitlesel göç hareketleri yaşadı ancak yukarıda saydığım kavramlar birer 20. yüzyıl icadıdır.

20. yüzyıldan devraldığımız kavramsal miras, 21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamaya yaklaştığımız bu günlerde daha hararetle tartışılıyor. Zira âdeta bir uzatılmış 20. yüzyıl finali gibi yaşadığımız şu günlerde siyasi, sosyal, iktisadi, hukuki vb. gelişmeler kendilerini ifade etmekte yararlandığımız kavramsal çerçeveleri zorluyor ve insanlığın bu kavramlar çerçevesinde kurduğu yapıları sorgulatıyor. Bugün, adı konmamış vesayet savaşları sürse de, somut bir “dünya savaşı” konsepti olmaksızın on milyonlarca insanın kitlesel bir göç hareketi içerisinde olduklarını görüyoruz. Bu sosyal olguyu bir yandan eski kavramlarımızla mülteci, sığınmacı şeklinde tarif etmeye çalışıyoruz ancak öte yandan eski kavramlarımıza dayalı olarak inşa ettiğimiz yapıların, uluslararası mekanizmaların, hatta yurttaşlık, insan hakları vb. şeklindeki diğer kavramların karşı karşıya olduğumuz olguyu karşılamakta yetersiz kalışına tanıklık ediyoruz.

Bugün -hangi kavramı tercih ediyorsanız- mülteci, sığınmacı, zorunlu göç mağduru, düzensiz/belgesiz ve/veya kaçak göçmen meselesinin aynı zamanda siyasi ve sosyal bir kriz olarak yaşanmasının sebeplerinin burada aranması gerektiğini düşünüyorum. Emperyalist politikalar dünyanın geri bırakılmış halklarının yaşadığı coğrafyaları çeşitli şekillerde talan ederken büyük bir göç dalgasına sebebiyet veriyor; bu göç dalgası “merkez” olarak adlandırılan ülkelerde sosyal, siyasi ve iktisadi bazı sonuçlar doğuruyor, bir yandan ırkçılık düzeyine varan bir göçmen karşıtlığı yükseliyor, öte yandan safdil bir hayırhahlık düzeyinde “hümanizm” dile getiriliyor; ve her halükârda, elimizdeki siyasi ve hukuki araçlar, bize, karşı karşıya olduğumuz olguyla baş edebileceğimiz imkanları sunamıyor.

Şahsen, karşı karşıya olduğumuz olağanüstü düzeydeki hareketliliğe tek bir kavramsal çerçeve, tek bir çözüm aracı ile karşılık verebileceğimizi düşünmüyorum. Ne zenofobik politikalara ne de ütopik bir “kardeşlik” söylemine dayanarak bir hukuki çerçeve çizilebileceğini düşünüyorum. 21. yüzyıldaki göç ve mültecilik olgusunun ortak akla dayalı, bilimin süzgecinden geçmiş tartışmalara dayanarak ele alınabileceğini ve doğru çözüm yöntemlerine bu şekilde ulaşılabileceğini düşünüyorum.

Mülteciler yalnızca korunmaya değil topluma katılmaya ve insan olarak tanınmaya ihtiyaç duymaktadır

TBB Yönetim Kurulu Üyesi Av. Ali Bayram da konuşmasına, “Bugün burada 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle savaş zulüm ve işkenceden kaçarak hayatta kalma mücadelesi veren milyonlarca insanın onurlu yaşam hakkını hatırlamak ve bu hakkın korunması için biz hukukçulara, Barolara ve Türkiye Barolar Birliği’ne düşen sorumlulukları konuşmak için bir aradayız” sözleriyle başladı.  

1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme ve buna bağlı ulusal düzenlemelerin mültecilerin yalnızca korunmasını değil, onurlu bir yaşam sürebilmelerini de garanti altına almayı amaçladığına dikkat çeken Bayram şunları söyledi:

“Sınır dışı edilmeme, barınma, çalışma, eğitim, sağlık ve adalete erişim gibi haklar yalnızca birer idari düzenleme değil insan onurunu temel alan evrensel ilkelerin yansımasıdır. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünya genelinde zorla yerinden edilen kişi sayısı 122 milyonu aşmıştır. Bu insanların büyük çoğunluğu sanılanın aksine yüksek gelirli ülkelere değil komşu ve çoğu zaman kaynakları sınırlı ülkelere sığınmaktadır. Türkiye, kurulduğu coğrafya itibarıyla bu kitlesel hareketlerden en çok etkilenen ülkelerden biri olup, uluslararası sorumluluklarla iç hukukun uygulanması arasındaki dengeyi sağlamakla yükümlüdür.”

Bayram, pratikte ise mültecilerin ve sığınmacıların karşılaştıkları sorunların ciddi boyutlara ulaştığına dikkat çekerek; “Geçici koruma statüsündeki insanların uzun süren belirsizlik içinde yaşamaları eğitim, sağlık ve çalışma gibi temel haklara erişimlerini zorlaştırmaktadır” dedi.

Mültecilerin toplumsal düzeyde de ayrımcılık, dışlanma ve ötekileştirme ile karşı karşıya olduğunu kaydeden Bayram, hukuki güvencelerin kâğıt üzerinde kalmaması gerektiğinin altını çizerek, “Mülteciler yalnızca korunmaya değil topluma katılmaya ve insan olarak tanınmaya ihtiyaç duymaktadır” ifadesini kullandı.

TBB Göç ve İltica Komisyonu Sözcüsü A. Taner Kılıç da konuşmasında; göç ve iltica alanının TBB için hem insan hakları hukukunun temel parçalarından biri olması hem de bu alanda çalışan meslektaşların karşılaştıkları sorunlar bakımından önem taşıdığına dikkat çektiği konuşmasında Birlik tarafından yürütülen uluslararası projeler ile sempozyumda ele alınacak konular hakkında bilgi verdi.

Sempozyumun İstanbul Barosu Başkanı Av. Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu yönetimindeki “11. Yılında Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) başlıklı ilk oturumunda; Dr. Neva Övünç Öztürk, İzmir 1. İdare Mahkemesi Hakimi Rıza Şengül ve Av. Abdulhalim Yılmaz birer sunum gerçekleştirdi.

Ankara Barosu Başkanı Av. Mustafa Köroğlu’nun yönetimindeki “Göç Yönetiminde Haklara Erişim” başlıklı ikinci oturumda da Arş. Gör. Rıdvan Akın, TİHEK Uzmanı Celal Araz, Kamu Denetçiliği Kurumu Uzmanı Mustafa Aydın Ertunç ile TBB Van Hukuk Kliniği Sorumlusu Av. Emine Ebiri İliklerden sunumlarını gerçekleştirdi.


Haber ile ilgili Görseller

Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle
Görüntüle