HES PROJESİ ÇED SÜRECİNDE VERİLEN SÜRE RET KARARINI ADİL YARGILANMA HAKKINA AYKIRI BULAN ANAYASA MAHKEMESİ KARARI DOĞRULTUSUNDA E-ÇÖZÜM ÖNERİSİ

3495

Artvin, Yusufeli, Demirdöven Köyü sınırlarındaki vadide yapımı planlanan Damla Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali (HES) projesine (dönemin) çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen 27.04.2009 tarihli çED olumlu kararının iptali istemiyle açılan davada verilen süre ret kararına karşı Anayasa Mahkemesi'ne yapılan bireysel başvuru sonuçlandı. 22.02.2019 Cuma günlü Resmi Gazete'de yayımlanan kararı ile AYM, süre ret kararını adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiğine hükmetti.

(http://www.anayasa.gov.tr/icsayfalar/basin/kararlarailiskinbasinduyurulari/bireyselbasvuru/detay/pdf/2014-14359.pdf)

Bakanlık tarafından alınan 27.04.2009 tarihli çED olumlu kararının 21.05.2009 tarihinden itibaren 10 gün boyunca Artvin Valiliği ilan panosunda ilan edilmesi sonrasında, başvurucular 16.10.2009 tarihinde haberdar oldukları karara karşı Bakanlığa başvurmuşlar, Bakanlık'ın ret cevabını aldıkları 12.11.2009 tarihinden itibaren yasal sürede dava açmışlardı.

Başlangıçta yürütmenin durdurulması karar veren (10.01.2012) Mahkeme, esas kararında ise (31.01.2012) çED olumlu kararının ilanından sonra yasal sürede dava açılmadığı gerekçesiyle süre ret kararı vermiştir. Karar temyiz edilmişse de Danıştay 14. Dairesi'nin 05.06.2013 tarihli oy çokluğuyla verdiği kararla itiraz reddedilerek, süre ret kararını onanmıştır.

Son olarak yapılan karar düzeltme başvurusunun da reddi sonrası Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuru üzerine 22 Şubat 2019 Cuma günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 25.12.2018 tarihli karar alınmıştır.

AYM Birinci Bölüm kararında, başvuruculardan Demirdöven Köyü tüzel kişiliğinin "kamu tüzel kişisi" sayılması nedeniyle 6216 sayılı Kanun'un 46.maddesi uyarınca bireysel başvuru hakkına sahip olmadığı belirtilerek, köy tüzel kişiliği yönünden "kişi bakımından yetkisizlik"e hükmedilmiştir.

Anayasa'nın 36.maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının, AİHM yaklaşımına uygun olarak, "mahkemeye erişim hakkını" da içerdiğini vurgulayan Anayasa Mahkemesi, Danıştay 14. Daire tarafından da onaylanan İdare Mahkemesi süre ret kararı ile başvurucuların mahkemeye erişim hakkına müdahale olduğunu kabul etmiştir.

çED olumlu kararının duyurulması için sadece Artvin il merkezindeki Valilik ilan panosuna asma işleminin yapılması ile yetinildiğini tespit eden AYM, yöre insanının konudan haberdar olmasını sağlayacak başka bir yönteme başvurulduğuna dair bir belge ve bilgi bulunmadığından hareketle, Demirdöven köyünde yaşayan başvurucuların şehir merkezinde bulunan Artvin Valiliği ilan panosunda yayımlanan kararı takip ederek ilan süresinden itibaren dava açmalarını beklemenin "hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri bağlamında öngörülebilirlik sınırları içinde olmadığı" sonucuna varmıştır.

İdare Mahkemesi'nin çED kararının öğrenilmesine ve değerlendirilmesine imkan tanımayan nitelikteki Valilik ilan/askı tarihini esas alarak dava açma süresini belirlemesinin başvurucuların mahkemeye erişim hakkını kullanmasını aşırı derece güçleştirdiği ve bu haliyle hakka yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğuna hükmeden AYM, gereği yapılmak üzere dosyayı Rize İdare Mahkemesi'ne göndermiştir.

Mahkemeye erişim hakkına yönelik olumlu bir değerlendirme içerir karar oldukça önemli olmakla beraber, kararın neredeyse 10 yıl sonra çıkmış olması farklı bir bakış açısı geliştirilmesini gerektirmektedir. Bu tür süreçlerin yöre sakinleri tarafından veya onlar adına etkin bir şekilde takip edilebilmesi için, gelişen teknolojinin kullanımına yönelik çabalara ihtiyaç vardır.

Son derece yaygın bir hal almaya başlayan e-devlet uygulamaları ile TÜRKİYE Cumhuriyeti yurttaşlarının pek çok iş ve işlemlerini online olarak yapmaları mümkün hale gelmiştir. Bugün, idareler e-devlet altyapısını kullanarak saniyeler içerisinde bazı bilgilere erişme ve ilgililerine bildirimde bulunma imkanına sahiptir. Yani, mevcut altyapı kullanılarak, çevresel etki değerlendirme süreçlerine dair karar, ilan ve bildirimlerin, ilgili bölge/ilde yaşayan tüm yurttaşlara bir tıkla gönderilmesi mümkündür.

Bu altyapının kullanımı önünde bir engel var mıdır? Hayır. Bu devirde hala il/ilçe merkezi ilan panosuna asma yoluyla duyuru yapıldığını düşünmek kabul edilemez bir kötü idare uygulamasıdır. öyleyse, bu altyapı kullanılarak yöre sakinlerinin tümüne, eş zamanlı olarak bildirim yapılmalıdır.
Bu durumda, hem yurttaşlar bu işlemlerden derhal haberdar olma hakkı edinecek, bir yandan da sürekli olarak mahkemeleri meşgul eden "süre" sorunu ortadan kalkmış olacaktır. Zira, işlem tarihinden itibaren 10 yıl sonra gelen bir karar ne davacı/başvurucular ne idare ne de kamu yararı için bir zafer anlamına gelir.

TÜRKİYE Barolar Birliği çevre ve Kent Hukuku Komisyonu