HUKUK SANAT BULUŞMASINDA TARİHİ GÜÇBİRLİĞİ

15294

HUKUK SANAT BULUŞMASINDA TARİHİ GÜÇBİRLİĞİ
SANATIN HUKUKU SAHİPSİZ DEĞİLDİR

Türkiye Barolar Birliği tarafından gerçekleştirilen “Hukuk Sanat Buluşması” tarihe bir ilk olarak geçti.

Türkiye Barolar Birliği, Sanatçılar Girişimi, Tiyatro Platformu ve TOBAV arasında işbirliği protokolünün imzalanması ile etkin sanat örgütlerinin katıldığı Güçbirliği Deklarasyonu’nun okunması ekseninde düzenlenen “Hukuk Sanat Buluşması” bir ilke sahne oldu.

Türkiye Barolar Birliği Avukat Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi’nde TBB Yönetim Kurulu üyeleri ile Ankara, Aksaray, Kocaeli, Denizli, Tokat, Afyon, Bursa ve Eskişehir baro başkanlarının katılımıyla düzenlenen etkinlik; Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun açış konuşması ve Protokole imza koyan taraflar adına yapılan konuşmalarla başladı.

ÖZGÜR DÜŞÜNCEYİ YOK ETMEK, KENDİ GELECEĞİNE PRANGAYA VURMAKTIR

Konuşmasına, rahatsızlanarak yoğun bakıma kaldırılan Nejat İşler’e acil şifalar dileyerek başlayan Feyzioğlu, “Diren Nejat, çünkü Berkin Elvan uyandığında seni soracak” dedi.

Feyzioğlu şunları söyledi:

İnsanlık, daima yaratıcılığın beşiği olan özgür düşünce ile paralel bir gelişme kaydetmiştir; özgür düşünceye alan açan toplumlar, ekonomide, bilimde, teknolojide ve özellikle de güzel sanatlarda ilerlemişler ve zenginleşmişlerdir.

Aksine, özgür düşünceyi engelleyen toplumlar ve medeniyetler, durağanlaşmış ve sonunda da yok olmuşlardır.

Kısacası tarih, sanat olmaksızın, ekonomide, teknoloji yaratmada, kültürde ve bilimde gelişmiş hiçbir ülkeyi ya da milleti kaydetmemiştir.
Önemli bir bilim adamı ve düşünür şöyle diyor: “Sanat ve bilim bir kuşun iki kanadı gibidir; her iki kanadı birlikte kullanabilen toplumlar, yürürler, koşarlar, uçarlar, yükselirler; bu iki kanadı aynı anda kullanamayan toplumlar ise, “tavuk toplum” olurlar; önlerindeki yemi gagalarken, altlarındaki yumurtayı başkaları alır ve onlar farkına dahi varmazlar”.

Büyük Atatürk ve arkadaşlarının başardıkları devrimlerin önde gelen amaçlarından biri de, oluşturulacak özgür düşünce ortamında bilim, kültür ve güzel sanatlar başta olmak üzere, top yekûn bir toplumsal gelişme ve kalkınmadır.

Sonuç olarak, özgür düşünceyi yok etmeye çalışmak, kendi geleceğini prangaya vurmakla eş anlamlıdır.

Aslında insan, sanatı; sanat da insanlığı sürekli bir devinim içinde yaratır durur. Sanattan yana taraf olmak insandan insanlıktan, insanı insan yapan bütün değerlerden ve özelliklerden yana taraf olmaktır. Sanatı aşağılamak ise insanı aşağılamaktır.

Gelin bir durum tespiti yapalım. Sanatçıların kulislerde, kafeteryalarda, kendi aralarında ne olacak bu ülkenin hali, biz sanatçıların durumu” diye sohbetleri bu güne kadar bir çözüm sağlamış mıdır? Aynı şekilde biz avukatların adliye koridorlarında ve kafeteryalarda ne olacak mesleğimizin itibarı” şikâyetleri çözüme yönelik tek adım attırmış mıdır?

Mesele toplumun yaşam damarlarından biri olan sanattan yoksun bırakıldığında, o toplumda hukukun üstün olduğu demokratik bir rejimi kurmanın imkânsızlığıdır. Peki şimdi soruyorum,; hukukun üstün olmadığı, yani hukuk kurallarının evrensel ölçütleri karşılamadığı veya bu kurallara uyulmadığı bir yerde avukatın alın terinin değeri olur mu? Bilenle bilmeyen, çalışanla çalışmayan hiç fark eder mi? Sanata değer verilmeyen, sanatın sarsıcı, silkeleyici, düşündürücü, zindeleştirici etkisinin yaşanmadığı toplumlarda, hukukçular özgürleştirici, prangaları kıran yorumları kolay kolay yapabilirler mi? Friedrich Schiller’den ilham alarak söylüyorum, hayatında sanata yer vermeyen bir insan, hangi makam ve mevkide olursa olsun yetkin bir insan olabilir mi?

Hukukun ve hukukçunun desteğinden mahrum bırakılmış bir sanatçı da acımasızca dönen ve kendine benzemeyeni öğüten baskı çarkının karşısında yalnızdır. Oysa gün aydınlanma için, çağdaşlaşma ve özgürlük için birleşme günüdür. Demek ki çözüm top yekün bir çağdaşlaşma ve özgürleşme hamlesini siz sanatçılar ve biz hukukçuların kol kola girerek başlatmasıdır.

Feyzioğlu, toplantıda Ekim 2013’te Gezi’ye destek veren muhalif tiyatrolara Kültür Bakanlığı desteğinin kesilmesiyle başlayan ve “Türkiye Sanat Kurumu Yasa Tasarısı” tartışmaları ile devam eden sürecin ayrıntılarıyla ele alınacağını söyleyerek “Söz konusu yasal düzenleme çalışmalarının, ‘kültür ve sanatı kamu sorumluluğunun dışına itmesi ve getirilmek istenen yapının özerk olmaması’ gibi nedenlerle ‘ülkemiz sanat ve kültürünün geleceği için tehlike oluşturacağını’ hatırlatmakla yetiniyorum. Kaldı ki, bugünkü şartlarda sanat ve kültür faaliyetlerini piyasaya terk etmek, dar gelirli birçok sanatseverin kültüre erişiminin önemli ölçüde kısıtlanması anlamına da gelecektir; bu da, mevcut birçok sanat kurum ve kuruluşunun yok olması demektir” dedi.  

Feyzioğlu sözlerini şöyle tamamladı:

Sanatçı istisnadır, aykırıdır, sıra dışıdır, başkaldırır, kalıpları zorlar. Çünkü gerçek sanatçı ancak başkaldırarak sanatçı olabilir. İşin özü kişi sanatçı olduğu için başkaldırmaz; başkaldırı onun karakteri olduğu için gerçek sanatçı olabilir. Önce ailesine başkaldırır, sonra asırlar boyu süren ses nefes temrinleriyle, parmak uçları nasırlanarak geçen uykusuz gecelerle canlandırdığı rollerin ruhlarına, bedenlerine girip onlarla bütünleşmesiyle hayatın olağan akışına başkaldırır. Türkiye’de sanatın ve sanatçının etrafına bir baskı duvarı örmek isteyenlere son sözü biz değil, büyük usta söylesin.

O duvar,
O duvarınız,
Vız gelir bize vız!..
Bizim kuvvetimizdeki hız,
Ne bir din adamının dumanlı vaadinden,
Ne de bir hülyanın gönlü yakışındandır.
O yalnız
Tarihin o durdurulmaz akışındandır.
O duvar
O duvarınız,
Vız gelir bize vız!..

OMUZ OMUZA DURMANIN ONURU

Sanatçılar Girişimi adına Ataol Behramoğlu’nun, Tiyatro Platformu adına Ragıp Yavuz’un ve TOBAV adına Genel Başkan Tamer Levent’in konuşmalarının ardından; Sanatçılar Girişimi sözcüsü Orhan Aydın tarafından Güçbirliği Deklarasyonu okundu.

Türkiye Barolar Birliği, Sanatçılar Girişimi, TOBAV - Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Çalışanları Vakfı, sanat dünyasındaki etkin örgütlerin katılımıyla oluşturulan Tiyatro Platformu (İŞTİSAN - İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları Derneği, ASSITEJ -Uluslarası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği Türkiye Şubesi, Türkiye Tiyatrolar Birliği, TOMEB - Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği, Batı Karadeniz Tiyatrolar Platformu, Akdeniz Tiyatrolar Birliği, Amatör Tiyatro Çevresi, DETİS - Devlet Tiyatrosu Sanatçıları Derneği, TEB - Tiyatro Eleştirmenler Birliği, KATİB - Karadenize Kıyısı Olan Kent Tiyatroları Birliği, Oyuncular Sendikası, Belediye Tiyatroları Girişimi, Sanatçılar Girişimi, Amatör Tiyatrolar Birliği, TAKSAV - Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakı), Direklerarası Seyircileri Derneği, BEKSAV - Bilim Eğitim Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı, Feminist Sanatçılar Platformu), Kültür Sanat Sen, PEN Türkiye Merkezi, Türkiye Yazarlar Sendikası, UPSD – Uluslararası Plastik Sanatları Derneği ve Nazım Hikmet Kültür Merkezi tarafından imzalanan deklarasyonda; avukatlar ve sanatçıların “söyleyecek sözümüz var” diyerek biraraya geldiği vurgulanarak, “Hukukun üstünlüğünden, insan haklarından, emekten ve özgürlükten yana kararlı duruşundan ödün vermeyen Türkiye Barolar Birliği ile ‘karanlığa karşı özgür ve özerk sanat’ mücadelesini bir yaşam biçimine dönüştürmeyi görev edinmiş sanatçılar, örgütlü mücadeleye olan inançla, omuz omuza durmanın onurunu paylaşmaktadır” denildi.

BÜYÜK İŞBİRLİĞİ

Deklarasyonun okunmasının ardından Türkiye Barolar Birliği Başkan ve Yönetim Kurulu üyeleri ile sanat örgütlerinin temsilcilerinin de katılımıyla İşbirliği Protokolü’nün imza töreni gerçekleştirildi.

“Sanatın ve sanatçının önündeki bütün yasal ve yasaların uygulanmasından kaynaklanan engeller kaldırılmalıdır ki, hukuk kuralları eleştirel bir gözle irdelensin ve özgürlükçü bir düşünceyle yorumlanabilsin” vurgusunun yer aldığı İşbirliği Protokolü’nün amacı, “Karşılıklı işbirliği çerçevesinde, ‘hukuk - sanat el ele’ anlayışı ile sanatın özgürce icra edileceği ortamı sağlayacak çalışmalar yapmak’ olarak açıklandı. Protokol kapsamında tarafların sanat mevzuatına yönelik çalışmalar yapacağı, ilgili kurum ve kuruluşların katkıları ile yasa taslak ve önerilerinin hazırlanması, Türkiye Barolar Birliği’nin uygulamadaki aksaklıkların giderilebilmesi için; Sanatçılar Girişimi, Tiyatro Platformu ve TOBAV’a hukuki destekte bulunması; tarafların, çalışma konularıyla ile ilgili olarak alt kurul ve komisyon oluşturması konuları yer aldı.

ORTAK ÇALIŞMA İÇİN FİKİRLER ÜRETİLDİ

Güçbirliği Deklarasyonu’nun okunması ve İşbirliği Protokolü’nün imzalanmasının ardından; “Devlet Sanatın Neresinde olmalı”, “Sanatla Eğitim Eğitimle Sanat”, “Cezalandırılan Sanatçı mı Yurttaş mı”, “Sansürlenen ve Sürgün Edilen Sanat” başlıkları altında sanat dünyasının önemli temsilcileri ortak çalışmaya kaynak oluşturacak düşüncelerini paylaştılar.

Program yönetmeni Orhan Aydın (Sanatçılar Girişimi) ve konuşmacılar; Levent Üzümcü (İŞTİSAN - İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları Derneği Başkanı), Barış Atay (oyuncu), Haluk Işık (oyun yazarı, YERYÜZÜ Sahnesi-İzmir, TOBAV İzmir Şubesi), Orhan Alkaya (yazar, yönetmen, oyuncu), Arda Aktar (OPSOD - Opera Solistleri Derneği Başkanı), Mehmet Ege (DETİS - Devlet Tiyatroları Sanatçıları Derneği Genel Başkanı), Av. Atila Sav (Türkiye Barolar Birliği Önceki Başkanı, tiyatro eleştirmeni), Prof. Dr. Nurhan Tekerek (U. Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölüm Başkanı), Prof. S. Çetin Aydar (A. Ü. Devlet Konservatuvarı Müdürü), Doç. Mürîde Sun Aksan (H. Ü. Ankara Devlet Konservatuvarı Sahne Sanatları Bölüm Başkanı), Mehmet Aksoy (heykeltraş), Mustafa Köz (Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı), Tarık Günersel (PEN Türkiye Merkezi Başkanı, Üstün Akmen (Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Başkanı, Kemal Kocatürk (tiyatro oyuncusu, yönetmen), Levent Özdilek (oyuncu, rejisör, Bedri Baykam (Cumhuriyet Gazetesi yazarı, sanatçı), Yavuz Demirkaya (Kültür Sanat Sen Genel Başkanı), Orçun Masatçı (Türkiye Tiyatrolar Birliği, İzmir Yenikapı Tiyatrosu), Zafer Gecegörür (Türkiye Tiyatrolar Birliği), Mehmet Esatoğlu (Türkiye Tiyatrolar Birliği), Hale Gökalpsezer (TOBAV İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı), Müjde Kurt (Söz Sahne-Der Genel Sekreteri, Orhan Kurtuldu (TOMEB - Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği İstanbul Şube Başkanı), Zafer Ayden (Sine-Sen Genel Başkanı) ve Attila Özdemiroğlu (müzisyen, besteci, aranjör) salonu dolduran sanatçı ve sanatçı dostlarınca büyük dikkat ve ilgiyle izlendi.

CAN OYUNU’NA AYAKTA ALKIŞ

Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun konuşmasıyla kapanan program, akşam gerçekleştirilen sanat etkinlikleriyle taçlandı.
Can Yücel’in şiirlerinden Genco Erkal tarafından uyarlanan “CAN” adlı oyun aynı zamanda yönetmeni de olan Kemal Kocatürk tarafından sahnelendi.

TİMUR SELÇUK’TAN SİHİRLİ ŞARKILAR

Gece büyük sanatçı Timur Selçuk’un piyanosu eşliğinde verdiği konserle noktalandı. Selçuk, “Üretken, Paylaşımcı, Zulme Boyun Eğmeyen AHLÂKLI  YURTTAŞLARA  ŞARKILAR” başlığı altında gerçekleştirdiği konserle salondaki coşkulu konuklara unutamayacakları bir gece yaşattı.

Güçbirliği Deklarasyonu

İşbirliği Protokolü

 

Fotoğraflar


Fotoğraf 1

Fotoğraf 2

Fotoğraf 3

Fotoğraf 4

Fotoğraf 5

Fotoğraf 6

Fotoğraf 7

Fotoğraf 8

Fotoğraf 9

Fotoğraf 10

Fotoğraf 11

Fotoğraf 12

Fotoğraf 13

Fotoğraf 14

Fotoğraf 15

Fotoğraf 16

Fotoğraf 17

Fotoğraf 18

Fotoğraf 19

Fotoğraf 20

Fotoğraf 21

Fotoğraf 22

Fotoğraf 23

Fotoğraf 24

Fotoğraf 25

Fotoğraf 26

Fotoğraf 27

Fotoğraf 28

Fotoğraf 29

Fotoğraf 30

Fotoğraf 31

Fotoğraf 32

Fotoğraf 33

Fotoğraf 34

Fotoğraf 35

Fotoğraf 36

Fotoğraf 37

Fotoğraf 38

Fotoğraf 39

Fotoğraf 40

Fotoğraf 41

Fotoğraf 42

Fotoğraf 43

Fotoğraf 44

Fotoğraf 45

Fotoğraf 46

Fotoğraf 47

Fotoğraf 48

Fotoğraf 49

Fotoğraf 50

Fotoğraf 51

Fotoğraf 52

Fotoğraf 53

Fotoğraf 54

Fotoğraf 55

Fotoğraf 56

Fotoğraf 57

Fotoğraf 58

Fotoğraf 59

Fotoğraf 60

Fotoğraf 61

Fotoğraf 62

Fotoğraf 63

Fotoğraf 64

Fotoğraf 65

Fotoğraf 66

Fotoğraf 67

Fotoğraf 68

Fotoğraf 69

Fotoğraf 70

Fotoğraf 71

Fotoğraf 72

Fotoğraf 73

Fotoğraf 74

Fotoğraf 75

Fotoğraf 76

Fotoğraf 77

Fotoğraf 78

Fotoğraf 79

Fotoğraf 80

Fotoğraf 81

Fotoğraf 82

Fotoğraf 83

Fotoğraf 84

Fotoğraf 85

Fotoğraf 86

Fotoğraf 87

Fotoğraf 88

Fotoğraf 89