KADINLARIN ÖLDÜRÜLMEDİĞİ BİR ÜLKE İÇİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN İLKELERİNE GERİ DÖNÜLMELİDİR!
Bir kadın daha yaşam hakkından mahrum bırakıldı.
Bir kadın daha bir bavulun içine sığdırılarak öldürüldü.
22 yaşındaki genç bir kadının çöp konteynerine atılmış şekilde bulunan cansız bedeni, ülkemizde kadına yönelik şiddetin ulaştığı vahim boyutu ve devletin koruma yükümlülüğünü yerine getirmedeki yetersizliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Kadınların yaşam hakkını güvence altına alan ve devletlere bu konuda açık yükümlülükler getiren İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çekilme kararı, kadınların yaşamına doğrudan etki etmiş; şiddetle mücadeledeki kararlılığı zayıflatmış ve faillerin cesaret bulduğu bir cezasızlık iklimine zemin hazırlamıştır.
Hatırlatmak isteriz ki İstanbul Sözleşmesi;
*Kadına yönelik şiddeti bir insan hakları ihlali olarak tanımlar,
*Şiddeti önleme, mağduru koruma, failleri cezalandırma ve bütüncül politika geliştirme yükümlülüğü getirir,
*Taraf devletlere, toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan bir yaklaşım benimsemelerini zorunlu kılar.
Türkiye'nin sözleşmeden çekilme kararından sonra kadınlar için adalet yolları daha fazla tıkanmış, şiddete karşı etkin koruma ve önleme mekanizmaları daha da zayıflamıştır.
Ülkemizde kadın cinayetlerinde failler hâlâ “iyi hal”, “tahrik” gerekçeleriyle indirim alırken; kadınlar sistematik olarak korunmasız bırakılmaktadır. Bu dava da dahil olmak üzere birçok vakada, kadının kolluk veya adli makamlara başvurduğu, yardım istediği halde etkin koruma sağlanamadığı bilinmektedir. Devletin önleme yükümlülüğü, yaşam hakkını koruma sorumluluğu kadar kritik bir anayasal ve uluslararası yükümlülüktür.
Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) olarak bir kez daha hatırlatıyoruz:
Kadınların yaşam hakkı, hiçbir siyasi kararın veya keyfi tasarrufun konusu olamaz.
Kadınların öldürülmediği bir ülke için, İstanbul Sözleşmesi’nin ilkelerine ve ruhuna geri dönülmelidir.
Kadınların eşit, özgür ve şiddetsiz bir yaşam sürdüğü bir toplum mümkündür ve hukuk bu düzenin teminatı olmalıdır.
Bir bavula sığdırılmaya çalışılan kadınlar değil, şiddeti besleyen cezasızlık ve suskunluk sona ermelidir.
Hayatlarınız bizim mücadelemizdir.
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ
KADIN HUKUKU KOMİSYONU (TÜBAKKOM)
Haber ile ilgili Görseller
