Kamuoyu Duyurusu

6692

17.02.2010

ERZİNCAN CUMHURİYET BAŞSAVCISI’NIN GÖZALTINA ALINMASI VE TUTUKLANMASI NEDENİYLE YAPILAN KAMUOYU DUYURUSU

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısının gözaltına alınması ve tutuklanması, hukuk devletine ve onun en önemli özelliği olan yargı bağımsızlığına son zamanlarda vurulan darbelerin yeni bir örneğidir.

Hukuk devletinde hakimler ve savcılar dahil hiç kimsenin hukuka aykırı işlem ve kararları sebebiyle sorumsuz olamayacağı açıktır. Yargının kurucu unsurlarının temsilcilerinin de, gerektiğinde soruşturulmalarının ve kovuşturulmalarının usul ve esasları, Anayasa ve diğer yasalarda düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını amaçlamaktadır.
Yaşanan son örneklerle; hukuk bilimi, yasalar ve hukukun kuralları pervasızca aşındırılmakta; hukuka ve yargıya olan güven sarsılmakta ve toplum güvenceden yoksun bırakılarak korku ortamına itilmektedir.

Hukuk devletinde hukuk kuralları, herkes bakımından eşitlik içinde doğru ve dürüstçe uygulanmalıdır. Aksine davranışlar hukuk ihlali niteliği taşır. Halkımızın hukuk ihlallerini görmeye değil, hukuk düzeni içinde yaşamaya ihtiyacı vardır. 

Daha da ilginç olan; yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına ağır darbe vuran bu gelişmelerin; siyasal iktidarın, yargı reformu çalışmalarını sürdürdüğü bir dönemde hız kazanmış olmasıdır. Siyasal iktidarın “birey hakkının güvencesi olan” yargı bağımsızlığını ortadan kaldırmayı hedefleyen keyfi uygulamalarının en büyük zararı; demokrasiye, hukuk devletine, onun en önemli özelliği yargı bağımsızlığına, halkın hak arama özgürlüğünün sesi olan savunmaya ve en önemlisi halkımıza yansımaktadır.

Toplumun, “yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi” ve “yargının tarafsızlığının geliştirilmesi”ne bugün her zamankinden daha çok ihtiyacı vardır.

Bu tür hukuka aykırılıklar düzeltilse bile, bugün için yarası bir hayli ağırlaşan hukuk devletine ve yargı bağımsızlığına verilen zararlar hiçbir şekilde telafi edilemeyecektir.

İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin “Başlangıç” bölümünde, çağdaş anlamda özgür bir toplumdan söz edebilmek için, en başta o toplumu oluşturan insanların “korkudan kurtulmuş” olmaları gerektiği vurgulanmaktadır.

Yaratılmaya çalışılan korku toplumu, hukuk devleti ve insan hakları gibi kavramlar için değil; totaliter ve otoriter yönetimler için elverişli bir zemin oluşturur.

Sağlıklı ve huzurlu bir yargı düzeni, çağdaş demokrasinin de ön koşuludur. Böyle bir yargı düzeni kurulmamışsa, “hukuk devleti”, “insan hakları” ve “demokrasi” gibi kavramlar, güvenceden yoksun, boş laflar olmaktan ileri geçemez.

TBB; bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, hukukun üstünlüğünden, hukuk devletinden, yargı bağımsızlığından, savunma özgürlüğünden, ülkemizde demokrasinin eksiksiz uygulanmasından yana olan ve ödün vermeyen anlayışıyla, mücadelesini sürdürmeye devam edecektir.

Herkesi hukuk düzeni içinde kalmaya davet ederek, görüşlerimizi kamuoyuyla saygıyla paylaşırız.


Türkiye Barolar Birliği