KAMUOYUNA DUYURU
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU’NUN TÜRKİYE’DE VE BÖLGEMİZDE YAŞANAN VAHİM OLAYLARLA İLGİLİ KAMUOYU DUYURUSU
Ortadoğu’da  sınırlarımızın hemen bitişiğinde yaşanan kanlı olaylarla eş zamanlı olarak  ülkemizin değişik yörelerinde başlayan olaylar, çok tehlikeli bir iç çatışmaya  dönüşme eğilimi göstermektedir. Türkiye’nin bu duruma gelmesinin başlıca  sorumlusu, yanlış iç ve dış politikalar üretip bunları uygulayan siyasi  iktidardır. 
  
  Ortadoğu,  bir takım güç odaklarının eliyle tezgâhlanan bir büyük oyun içerisinde kan  gölüne dönüşmüştür. Hangi etnik kökenden veya inanç kümesinde olursa olsun  bütün sağduyulu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, oynanan oyunun ucuz bir  figüranı olmayı reddetmelidir. Bu hepimiz için tarihsel bir ödevdir. Kadim  uygarlıkların beşiği olan bu toprakların bütün oyunları bozacak sağduyuyu  üreteceği muhakkaktır. 
  
  Bugün  ihtiyacımız; Anayasamızın ilk üç maddesinde hükme bağlanmış olan ve maalesef  yıllardır süren ağır ve haksız saldırılarla yıpratılmak istenen Türkiye  Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerinin hayati önemini kavramak ve bunlara sıkı  sıkıya sarılmaktır. Buna göre; Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal  bir hukuk devleti olma hedefinden, vatanı ve milletiyle bölünmez bütünlüğü  sağlayan ortak paydalardan uzaklaştıkça, ülkemizin Ortadoğu’daki kaosun içine  sürüklenmesi kaçınılmazdır. 
  
  Sürekli  olarak etnik, inançsal ve dilsel farklılıklarımızı öne çıkarmak, bizi ulus  devletten uzaklaştırarak bölünme tehlikesiyle karşı karşıya bırakmaktadır.  Bunun yerine ortak geçmişimize ve geleceği birlikte yaşama ortak ülkümüze sahip  çıkılmalıdır. Bu paydada birleşmek suretiyle, farklılıklarımızı zenginlik  olarak görmeliyiz. Bunu yapabilmek için, demokratik, laik, sosyal, hukukun  üstünlüğüne koşulsuz bağlı bir yönetim anlayışının hayata geçirilmesine  ihtiyacımız vardır. 
  
  Yurtta  barış dünyada barış ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel kuruluş ilkelerindendir.  Bu ilke, komşu devletlere yönelik her türlü yıkıcı faaliyetin karşısında  durmayı gerektirir. Komşu devletlerin demokratik yönetimlere sahip olmasını,  insan haklarına saygı göstermesini istemek ve bunun için barışçı yaklaşımları  tercih etmek yerine, bu devletlerin toprak bütünlüklerini hedef alan terör  örgütlerine hoşgörüyle yaklaşılması, hem ülkemizdeki toplumsal barışa hem  bölgedeki barışa ağır zarar verir. Yanlış yanlışla düzeltilmez; yanlışta ısrar  felaket getirir. Bu bağlamda, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı  göstermek barış adına yerine getirmemiz gereken kaçınılmaz bir ödevdir.  
  
  Türkiye  Cumhuriyeti Hükümeti, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüklerine saygı  gösterilmesinin barış için vazgeçilmez olduğuna önce kendi inanmalı sonra buna  çağdaş dünyayı ikna etmeli ve uluslararası hukuk çerçevesinde çağdaş dünyayla  birlikte davranmalıdır. Bu çerçevede, tüm dünyayı, bölgemizde yaşanan insanlık  dramına kayıtsız kalmaması için harekete geçirmelidir. 
  
  Türkiye  Barolar Birliği olarak, bu talihsiz ve kritik süreçte; Türk Halkını, büyük  oyunun parçası olan tahriklere kapılmama, sağduyulu olma, itidal içinde  davranma, ırkçılık ve mezhepçiliğin her türlüsünü reddetmeye çağırmayı bir  görev biliyoruz. 
  
  Yöneticileri,  bu tehlikeli gidişten tek çıkış yolunun Cumhuriyetimizin temel ilkelerine sahip  çıkmak olduğu konusunda bir kez daha uyarmayı, tarihsel bir görev olarak  değerlendiriyoruz.
  
Kamuoyunun  bilgilerine saygılarımızla sunarız.
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu


 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                