MESLEKTAŞLARIMIZIN MARDİN’DE UĞRADIĞI SALDIRIYI KINIYOR, SORUŞTURMANIN YAKIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIMIZI KAMUOYUNUN BİLGİSİNE SUNUYORUZ

4942

Mardin Barosu'na kayıtlı meslektaşlarımız Avukat İbrahim Dündar ve Avukat özlem Dündar, takip ettikleri bir dosyada davanın karşı tarafı olan kalabalık bir grup tarafından evlerinin önünde saldırıya uğramış ve darp edilmişlerdir.

Şiddetin esir aldığı gözü dönmüş saldırganlar, meslektaşımız İbrahim Dündar’ı bıçak ile yaralamış, meslektaşımız özlem Dündar’ı ise karnındaki 8 aylık bebeği ile ağır darp etmişlerdir.

Meslektaşlarımıza acil şifalar diliyor, TÜRKİYE Barolar Birliği olarak Mardin Baromuzla birlikte soruşturmanın yakın takipçisi olacağımızı ve faillerin hukuk önünde cezalandırılmasını sağlayacağımıza söz veriyoruz.

Saldırı, bir hâkime ya da savcıya yapılsa verilecek tepki maalesef yargının kurucu unsuru olan avukata yapıldığında aynı olmuyor.

Bunun en son örneği iki saldırganın suçlarını itiraf etmelerine rağmen adli kontrolle serbest bırakılmaları olmuştur.

Sadece şunu soruyoruz:

Bir hakim ya da savcı çifte bıçaklı saldırı olsa, hamile eş darp edilse, diğer eş bıçakla yaralansa saldırıyı gerçekleştirdiğini sorguda itiraf edenler salıverilir miydi?

Başka sorumuz yok!

Mardin Baromuzun aşağıda aynen verdiğimiz açıklamasına biz de imza atıyoruz.

TÜRKİYE Barolar Birliği

 

BASINA VE KAMUOYUNA

Baromuz avukatları meslektaşlarımız Av. İbrahim Dündar ve Av. özlem Dündar 17.09.2019 tarihinde akşam vakti, evlerine girmek için arabadan indikleri sırada, evlerinin önünde takip ettikleri bir dava dosyası nedeni davanın karşı tarafı olan ve evlerinin önünde pusuda bekleyen kalabalık bir grup tarafından saldırıya uğramış ve darp edilmiştir. Saldırıda meslektaşımız Av. İbrahim Dündar bıçak darbesi ile yaralanmış yine meslektaşımız Av. özlem Dündar 8 aylık hamile olmasına rağmen ağır şekilde darp edilmiştir. Yine meslektaşımız Av. özlem Dündar’ın annesi de aynı saldırıda darp edilmiştir. Saldırı uzun süre devam etmiş, çevreden yetişenlerin ve orada bulunan sivil bir polis memurunun yardımı ile daha vahim sonuçları olmadan saldırganlar kaçmak zorunda kalmıştır.

öncelikle meslektaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Meslektaşlarımıza yapılan bu saldırıyı lanetliyor ve kınıyoruz. Yapılan saldırı sadece meslektaşlarımıza değil, savunma mesleğine, baromuza ve savunma yılmaz neferleri olan Mardin Barosunun her bir ferdine yapılmıştır.

Saldırganlardan üç kişi yakalanmış, 3 kişi ise halen aranmaktadır. Yakalanan şüphelilerden ikisi adli kontrol şartı ise serbest bırakılmış, birisi ise tutuklama talebi ile Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edilmiş olmasına ve üzerine atılı suçu ikrar etmiş olmasına rağmen imza şartı ile serbest bırakılmıştır.

Yapılan bu hain saldırının meslektaşlarımızın takip ettiği bir dosya nedeni ile mesleki faaliyetlerinden kaynaklı bir saldırı olduğu açıkça ortadadır.

Herkes tarafından bilinmesini istiyoruz ki; avukat bir davanın ya da çekişmenin tarafı değildir. Avukat, kendi işini ya da davasını değil, müvekkilinin işini ya da davasını takip eder. Unutulmamalıdır ki hayatın olağan akışı içerisinde herkesin bir gün savunulmaya, bir avukata ihtiyacı olacaktır. Bunun en çarpıcı örneği bugün meslektaşlarımıza saldıran şahısları dahi kanun gereği yine başka bir meslektaşımız savunmak zorunda kalmıştır.  Avukatı, davanın ya da çekişmenin tarafı olarak gören ve hasım yerine koyan anlayış sorunludur, sıkıntılıdır ve derhal bu anlayışın terk edilmesi gerekmektedir. 

Ancak tarafı hâkim-savcı olunca trafikteki bir basit bir tartışmayı bile gözaltı ve tutuklama nedeni sayıp, iş avukatların canına kast etmeye varan saldırılar dahi olsa aynı tepkiyi vermeyen yargı ve adalet anlayışı her şeyden daha sorunlu ve sıkıntılı olup, bu anlayış ve uygulamanın kabul edilebilmesi mümkün değildir. 

Yine diğer meslek mensuplarına yönelik saldırılara karşı, idareciler ve yargı makamları hızlı ve etkin bir şekilde tepki gösterirken, avukatlara yönelik saldırılara tepki verilmemekte, saldırıların maalesef artık sıradan bir hal almasına ve normalleşmesine sebebiyet vermektedir. Bütün yetkililer avukatlara saldırıları cesaretlendiren, normalleştiren bu anlayış ve uygulamalardan derhal vazgeçmeli, adaletin üç temel ayağından birisi olan savunmayı temsil eden ve bu anlamda kamu hizmeti veren avukatları, artık sıradanlaşan ve gün geçtikçe artan bu tür saldırılara karşı korumalı, bu saldırıların sona ermesi için bütün tedbirleri acil bir şekilde almalıdır.

Herkes, avukatlara yapılan saldırılara sessiz ve duyarsız kalsa da, biz barolar ve avukatlar her zaman gerekli tepkiyi en üst seviyeden vermeye devam edeceğiz.

Yine tekrar ediyoruz, bu hain saldırı sadece meslektaşlarımız Av. İbrahim Dündar ve Av. özlem Dündar’a karşı değil, Mardin Barosu’nun her bir ferdine, 125.000 avukata ve her ne kadar üzerlerine alınmasalar da bütün yargı camiasına karşı yapılmış bir saldırıdır.

Başta saldırıya uğrayan meslektaşlarımız olmak üzere, hiçbir meslektaşımız yürüttüğü kutsal ve onurlu mücadelede yalnız değildir. Mardin Barosu olarak, Yönetim Kurulumuz, Avukat Hakları Merkezimiz ve bütün avukatlarımız ile birlikte faillerin yargı karşısına çıkarılıp en ağır şekilde cezalandırılması için soruşturmanın sonuna kadar takipçisi olacağız.

 

Av. çelebi ARAZ

Mardin Barosu Başkanı