SORUŞTURMA İŞLEMLERİ; ONUR KIRMA, GÖZDAĞI VERME VE CEZALANDIRMA ARACI OLARAK KULLANILAMAZ
Gazeteci Özlem Gürses’in, YouTube kanalında dile getirdiği fikirleri nedeniyle hakkında hukuka aykırı gözaltı işlemi yapılması ile devamında konutu terk etmeme tedbiri ve yurt dışı çıkış yasağı kararı verilmesi, hemen öncesinde ise muayene edilmek üzere hastaneye kelepçeyle sevkedilmesi; ifade ve basın özgürlüğü ile bağdaşmaz, demokratik hukuk devleti değerleri bakımından kabul edilemez niteliktedir.
Kamuoyunu bilgilendirmek ve kamuoyunun bir görüş oluşturmasına imkan sağlamakla görevli gazetecilerin ifade özgürlüğü söz konusu olduğunda eleştiri, özgürlük ve hak alanı daha geniştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Dalman v. Romanya kararında, ifade özgürlüğünün yalnızca olguların ifade edilmesiyle sınırlı olmadığı, bu özgürlüğün önemli bir unsurunun da kanaatlerin ve değer yargılarının dile getirilmesi olduğu belirtilmiştir.
Konunun ifade hürriyeti ile sınırları bakımından tartışılması demokratik hukuk düzeninin bir gereği olmakla birlikte; delillerin karartılması ihtimali yokken, davet üzerine ifade vermeye gelebilecek kişilerin gözaltına alınması dahi hukuka aykırıyken, verilen tedbir ve yasak kararı, ifade ve basın özgürlüğü ile kamuoyunun genel eleştirilerini bastırmaya yönelik ölçüsüz bir müdahale olmakla kalmamakta; kelepçeli sevk uygulaması ile birlikte onur kırıcı muameleye peşin bir cezalandırmaya ve kamuoyuna yönelik gözdağına dönüştüğü görülmektedir.
Türkiye’nin, eleştirel her türlü düşüncenin bastırıldığı ve yasaklarla anılan bir ülke olmaması için, hak ve özgürlük alanlarını daraltan değil koruyan hukuki düzenlemelere ve yargı kararlarına ihtiyaç duyulduğunu bir kez daha hatırlatır; ifade ve basın özgürlüğü başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin ve hukukun üstünlüğünün savunucusu olmaya devam edeceğimizi ve yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.
Türkiye Barolar Birliği