TBB ve Baroların Çocuk Hakları Kurulları Yıllık Değerlendirme ve Eşgüdüm Toplantısı

4839
Türkiye Barolar Birliği ve Baroların Çocuk Hakları Kurulları Yıllık Değerlendirme ve  Eşgüdüm Toplantısı  UNICEF’in katkılarıyla Türkiye Barolar Birliği Litai Konuk Evi’nde başladı.

Toplantıya 40 Baro’nun Çocuk Hakları Kurulları Temsilcileri ve gönüllü avukatlar katıldılar.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av.V.Ahsen Coşar toplantının açılışında şunları söyledi;

Türkiye Barolar Birliği Çocuk Hakları Kurulu’nun Değerli Başkanı ve Üyeleri,

Barolarımızın Çocuk Hakları Kurul, Merkez ve Komisyonlarının Değerli Temsilciler,

Sevgili Meslektaşlarım,

Sizleri Türkiye Barolar Birliği adına, kendi adıma sevgi ve saygı ile selamlıyorum.

Bu değerlendirme ve eşgüdüm toplantısını düzenledikleri için Türkiye Barolar Birliği Çocuk Hakları Kurulu’nun Sayın Başkanı ve üyelerine, katıldığınız için sizlere içten teşekkürlerimi sunuyorum.  

Haklar ve özgürlükler kullanılmak için, yaşanmak için vardır. Bu ise her şeyden önce hakların ve özgürlüklerin bilinmesi ile mümkündür. Çocukların hak ve özgürlüklerini en geniş biçimde ve hiçbir engelle karşılaşmaksızın kullanabilmeleri için her şeyden önce biz yetişkinlerin, anne ve babaların, öğretmenlerin ve elbette bu hak ve özgürlüklerin öznesi olan çocukların bunları tanıması, bilmesi gerekir.

Bu sorunun bireysel, kişisel boyutudur. Sorunun bir de devlet boyutu var. Bu bağlamda devlet çocuk sorunları konusunda düne oranla daha yoğun bir çaba içerisinde olmakla birlikte yine de Türkiye’nin çocukların sorunları ile ilgili olarak ulusal bir politikası yok. Olmadığı içindir ki ülkemizde daha hala çok fazla sayıda sokak çocuğu, madde bağımlısı çocuk, istismara, cinsel tacize uğrayan çocuk, düşük ücretle ve hatta ücretsiz çalışan çocuk, cinsiyet ayrımına tabi tutulan çocuk, suça itilmiş çocuk, eğitim ve öğrenim imkanı bulamayan çocuk, sosyal ve kültürel faaliyetleri engellenen çocuk, sosyal hizmetlerden destek alamayan çocuk var. Özel ilgili, koruma ve destek bekleyen zihinsel ve bedensel engelli çocuklar var.

Oysaki “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları’na Dair Sözleşmesi” ile birlikte ve dünya genelinde çocuklar için yeni bir dönem başlamıştır. Türkiye’nin de taraf olduğu bu sözleşme gereğince çocuklar hakları olan bireyler olarak kabul edilmektedir. Bu sözleşmenin getirdiği ve birbiriyle iç içe geçmiş olan sosyal muhteva gereğince çocukların katılım hakkını, devlet başta olmak üzere yetişkin bireyler ve sivil toplum kuruluşları olarak hepimizin içselleştirmesi ve buna katkı yapması gerekir. Ülkeyi yönetenlerin, yönetmeye talip olanların bugünü değil, geleceği de düşünüp planlaması ve çocuk konusunda ulusal politikalar geliştirmesi, bu bağlamda çocuk bireylerin haklarından en fazla biçimde ve eşit olarak yararlanmalarına zemin oluşturacak kısa ve orta vadeli stratejiler oluşturması ve bunları uygulamaya koyması gerekir.   

Bununla birlikte çocukların sorunları konusunda her şeyi devletten beklemeye de hakkımız yok. Anne baba olarak, yetişkin insanlar olarak bizlere düşen görevler de var. Bu görevlerimizi yapmadığımız gibi çocuklara pek çok konuda iyi örnek de olamıyoruz. Oysaki İngilizlerin deyişiyle “Children See, Children Do.” Yani “Çocuklar Görür, Çocuklar Yapar.” Yani “Çocuklar Gördüklerini Yaparlar/Çocuklar Ne Görürlerse Onu Yaparlar” Kimden görürler? Biz yetişkinlerden, anne babalardan gördüklerini yaparlar. Yani çocuklar bizi yansıtırlar. O halde biz yetişkinlerin kendimizi iyi yetiştirmemiz, çocuklara iyi örnek olmamız gerekir.  

Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyor, toplantının yararlı olmasını diliyorum.

Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Çocuk Hakları Kurulu Koordinatörü Av. Turgay Bilge yaptığı açış konuşmasında şunları söyledi;

Türkiye Barolar Birliği Sayın Başkanı, Barolarımızın değerli temsilcileri, sayın meslektaşlarımız ve konuklarımız,
 
TBB ve Baroların Çocuk Hakları Kurulları Yıllık Değerlendirme ve Eşgüdüm Toplantısı'na hoşgeldiniz. Sizi saygıyla selamlıyorum.

Ülkeler, maddi ve manevi mutluluğa ulaşmak ve barış içinde yaşamak istiyorlarsa olanaklarının çoğunu, çocukların maddi manevi ve kültürel gelişimlerine ayırmak zorundadırlar.

1990 Dünya Çocuk Zirvesi'nde de belirtildiği gibi çocuk; masum, duyarlı ve bağımlı bir varlıktır. Aynı zamanda da meraklı, canlı ve umut doludur. Bu dönemini neşe ve huzur içinde oynayarak, yeni şeyler öğrenerek ve gelişerek geçirirse, ikisi de hem kendisini mutlu kılar hem de toplumun mutluluğuna ve refahına katkıda bulunur.

Çocuğu en iyi anlatan ve biz büyüklere seslenen Halil Cibran'ın birçoğunuzun bildiğini düşündüğüm sözlerini sizinle yine paylaşmak istiyorum:

Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
 
Bir toplumun mutluluğu ve refahı ile ilgili olan çocuğun ve çocuk haklarının korunması sorunu, tüm dünyada günümüzün en önemli sorunlarındandır. Bir toplumda çocuklar kötü muamele görmekte, ihmal ve istismar edilmekteyse, geri kalmış bir toplumdan bahsedilebilir.

Gelişmiş toplumlardaysa çocukların yaşam standartları daha yüksek ve sağlıklı gelişim olanakları sağlanmış durumdadır.

Bu koşulların sağlanması ve sürdürülmesi ise hukuksal düzenlemelerle desteklenmiştir.

Çocuk hakları özel hukuk, sosyal hukuk, kamu hukuku ve uluslararası hukukta yer alan kuralların çocuklara tanıdığı yetkileri kapsar.

Çocuk hakları, insan hakları hukukunun da bir parçasıdır. Çocukların diğer insanlara karşı özel haklara sahip olması değil, gelişme gereksinimleri nedeniyle özel insan haklarına sahip olması anlamına gelir.

Bu bakımdan çocuk hakları, insan hakları öğretisinde olduğu gibi, doğal hukuk ve pozitif hukuk yaklaşımları ile ele alınabilir ve pozitif ayrımcılıkla desteklenir.

Bu düşüncelerle hazırlanan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi'ne göre;

Çocukları ilgilendiren konularda alınan kararlar, yapılan kanunlar ve devlet tarafından yapılan uygulamalar mutlak olarak çocukların yararları ve çıkarları dikkate alınarak yapılmalıdır.

Son sayımlara göre yaklaşık 29 milyon çocuk nüfusa sahip olan Türkiye'de Çocuk Hakları Sözleşmesi 1995'te uygulamaya geçti.

Bu alanda temel düzenleme olan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu, çocuk adalet sisteminden çok ceza kontrol sistemi uygulamasıdır.

Türkiye’de çocuklar halen Çocuk Mahkemeleri yerine Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılanabilmektedir.

Çocuk Mahkemeleri yaygınlaştırılamamış; kolluk, soruşturma ve yargılama sürecinde çocukların bulunduğu fiziki ve sosyal koşullar tamamen iyileştirilememiştir.

Uygulamanın doğrudan doğruya içinde yer alan ve birer parçası olan avukatların yaşanan olumsuzlukların giderilmesinde insani ve mesleki sorumluluk ve görevleri bulunmaktadır. Topluma ve çocuklarımıza karşı bu görevimizi yerine getirmek üzere Türkiye Barolar Birliği ve barolarımız meslektaşlarımızın yanında ve onların yolunu açmak üzere çalışmakta.

Bu kapsamda çok kısa bir süre önce kurulan TBB Çocuk Hakları Kurulu'muz çalışmalarını barolarımızı ve işbirliğinde bulunduğumuz kurumları arttırarak daha da genişletecek.

Kısa süre de bu programımızı düzenleyen kurulumuz üyelerini ve kurul Başkanı Sayın Dilek Dermancıoğlu'nu kutluyor; kendilerine teşekkür ediyorum.

Bugün ve yarın gerçekleşecek programımızın çocuk haklarının gelişimine yararlar getirmesi dileğiyle; çalışmamıza destek olan TBB Başkanı Sayın Ahsen Coşar'a, TBB Yönetim Kuruluna, UNICEF Türkiye'ye, katılan barolarımıza ve tüm konuklarımıza da teşekkürlerimizi sunuyorum.