"YETİŞTİRME YURTLARI VE HAYATA TUTUNMA” KONULU PANEL

7161
“YETİŞTİRME YURTLARI VE HAYATA TUTUNMA” KONULU PANEL, TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ İLE YETİŞTİRME YURTLARI GENÇLİK, EĞİTİM, KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLDİ
 
PANEL SONUNDA AÇIKLANAN BİLDİRİDE, YETİŞTİRME YURDUNDAN REŞİT OLMADAN AYRILANLARIN İSTİHDAMINDA ORTAYA ÇIKAN MAĞDURİYETİN GİDERİLMESİ İSTENDİ
 
Türkiye Barolar Birliği ile yetiştirme yurtlarından ayrılanlar tarafından kurulan Yetiştirme Yurtları Gençlik, Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği’nin birlikte düzenlediği “Yetiştirme Yurtları ve Hayata Tutunma” konulu panel, Av. Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Yetiştirme yurtlarından ayrılanların da katılarak sorunlarını dile getirdiği panelin açış konuşmasını yapan Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Av. Berra Besler, “Ben isterdim ki ilgili Bakanlık mensupları da gelsinler, bu sesleri duysunlar. Ülkemiz için, huzurumuz için birlikte bir şeyler yapalım. Uzattığımız el itilmesin” dedi.

Besler, sosyal devlet anlayışına ilişkin saptamalarda bulunduğu konuşmasında, çeşitli nedenlerle aileleriyle birlikte yaşama imkânından yoksun bulunan çocukların koruma altına alınmasının sosyal devletin vazgeçilmez görevi olduğunu söyledi.

Çocukların önemli bir bölümünün ailelerin ekonomik yetersizliklerinden dolayı yurtlarda kaldıklarına dikkat çeken Besler, “Bu durum ülkemizde, milli gelirin topluma adaletli bir şekilde yayılmadığının, tüm yurttaşların insan onuruna yakışacak şekilde asgari yaşam koşullarına kavuşturulmadığının, yani sosyal devlet anlayışının sağlıklı bir şekilde işlemediğinin göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Keza üzülerek söylemeliyim ki ülkemizde demokrasi ve hukuk devleti de ağır tahribat altındadır” şeklinde konuştu.

DEVLET KORUMASI ALTINDAKİ ÇOCUKLARA YÖNELİK HER TÜRLÜ ŞİDDET TAMAMEN KAZINMALI

Besler konuşmasını şöyle sürdürdü:

Devlet koruması altındaki yetiştirme yurtlarında kalan çocukların hayatını iki ayrı zaman dilimine ayırırsak, ilki yurtta kaldıkları yaşamları, ikincisi de yurttan ayrıldıktan sonraki yaşamlarıdır. Hiç kuşkusuz, yaşamlarının ikinci evresi, birinci evresinin koşullarıyla bağlantılıdır.

Bu toplantıya gelmeden önce yaptığım okumalarda en çok dikkatimi çeken konu, yurtlarda kalan çocukları inciten bazı uygulamalar oldu. Eğer hala yapılageliyorsa, küçük gibi görünen ama çocukların yaşamlarını derinden etkileyen uygulamaları, hiçbir ekonomik maliyeti olmadan önlemek mümkün. Çocuklara bir örnek saç traşı yaptıran, bir örnek kazak giydiren yurt idarecilerinin; derse girer girmez öğrencileri ayağa kaldırarak annelerinin babalarının ne iş yaptığını, nerede oturduklarını soran öğretmenlerin buna bir son vermesini sağlamak gerekiyor. Çocukların barınma, beslenme, giyim ihtiyaçlarını karşılamak, harçlıklarını vermek yetmiyor, onları toplumdan ayıran her türlü uygulamayı da sona erdirmek gerekiyor.

Öte yandan, çocuklara fedakarca annelik, babalık yapan; onları koruyup koruyan yurt idarecilerini, öğretmenlerini ve bakıcılarını tenzih ederek söylüyorum, devlet koruması altındaki çocuklara yönelik fiziksel, cinsel ve duygusal şiddetin tamamen kazınması, devletin bu utancı silecek çok sıkı denetim önlemlerini alması gerekiyor.

Medyanın gündemine düşen bu haberler fedakârca çalışan yurt görevlilerini rencide ederken, toplum vicdanında da derin yaralar açıyor. Medyanın haber verme görevini yerine getirirken özenli olmasını istemek ne kadar hakkımızsa, devletin bu tür haberlerin yapılmasına gerek kalmayacak şekilde önlem almasını istemek de o kadar hakkımızdır.

Yurtlarda kalan çocuklara yönelik şiddetin, az önce örneğini verdiğim uygulamaların, toplumda oluşturulan algıların, zaten ülkemizde çok yaygın olan şiddeti ve suç işleme alışkanlığını tetiklediğini biliyoruz. Bu kısır döngü, yurtlarda kalan çocukların suç işlemeye meyilli olduğu algısını oluşturuyor ki, çocuklarımızın geleceği açısından en büyük tehlike de budur.

Yurtlarda kalan çocuklarımız açısından ikinci ve çok önemli bir sorun da eğitim. Çocukların yetersiz eğitim almaları, özellikle yüksekokula gidenlerin oranının çok düşük olması, onları geleceğe hazırlamada ne kadar yetersiz kaldığımızı da ortaya koyuyor.

Yurtlarda kalan çocukların bu süre içerisinde geçirdikleri yaşamın kalitesi, onların yurttan çıktıktan sonra hayata tutunup tutunamayacakları sorusunun nasıl cevap bulacağına da temel teşkil ediyor. Bu nedenle temel meselelerimizden biri, yurtlarda kalan çocuklarımızı hayata hazırlamaktaki yetersizliğimiz olarak ortaya çıkıyor.

Eğitim düzeyinin düşük olduğunu da göz önüne alırsak, çoğunlukla 18 yaşından sonra yurttan çıkarılan ve zaten kendilerine sahip çıkmadıklarını düşündükleri, sorunlu oldukları ailelerine teslim edilen çocuk yaştaki gençlerimizi bekleyen tehlikeleri en iyi bilen, onları bu tehlikelerden korumak için dayanışma ruhunu sergileyen siz değerli konuklarımızsınız. Göstermiş olduğunuz hassasiyet ve özverili çalışmalarınızdan dolayı sizlere hepimizin teşekkür borcu var.

Bu çabaların en önemli karşılığı hiç kuşkusuz, Sayın Akın Gönen’in büyük gayretleriyle, yurtlardan çıkarılan gençlere istihdam olanağı sağlayan yasal düzenlemenin 25 yıl önce gerçekleştirilmiş olmasıdır. Bu çok büyük adımdır. Kamu kurumlarında istihdam olanağı bulabilen gençlerimizi suça bulaşmaktan, kötü alışkanlıklardan, sokaklarda kalmaktan kurtarmıştır. Ancak yeterli değildir. Çocuklarımızın yurttan ayrılmaları ile işe yerleştirilmeleri arasındaki sürede karşılaşacakları tehlikeler, istihdam edildikleri kadrolar, özel sektörde çalışma imkânını elde edecekleri, rekabet koşullarına uygun eğitimi almamış olmaları ve daha çok fazla sorun, yapılacak çok şey vardır.

Besler’den sonra kürsüye gelen Yetiştirme Yurtları Gençlik, Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Kudret Bulut, yetiştirme yurdundan ayrılanlar tarafından kurulan derneklerinin koruma kararı kaldırılanların önünü açmak için hizmet verdiğini söyledi.

Yetiştirme yurtlarından ayrılan gençlerin istihdamına olanak sağlayan 3413 sayılı Yasa’nın 25 yıl önce çıkışına öncülük eden eski Devlet Bakanı Akın Gönen de, Yasa sayesinde 40.000’den fazla çocuğun işe girmesine aracılık ettiğinden dolayı duyduğu mutluluğu ifade etti. Gönen, Bakanlık tarafından kapatılan yetiştirme yurtları tarafından açılan sevgi evlerinin çocukların sosyalleşmesi açısında şehir merkezinde olması gerektiğini söyledi. Yurttan ayrıldıktan sonra kamuda istihdam edilmek için sıra bekleyen gençlerin bulunduğunu söyleyen Gönen, Bakanlık tarafından yapılan düzenlemelerle bu sayının azalmaya başladığını kaydetti.

Türkiye Barolar Birliği Başkan Başdanışmanı Av. Prof. Dr. Necdet Basa yönetimindeki panelde, Prof. Dr. Kasım Karataş, Prof. Dr. İlhan Tomanbay, Yrd. Doç. Dr. Ergün Yazıcı yetiştirme yurtlarındaki çocukların koruma kararları kaldırıldıktan sonraki hayatlarına ilişkin sıkıntılara dikkat çekerek çözüm önerilerini dile getirdiler.

Panelin ardından Türkiye Barolar Birliği ile Yetiştirme Yurtları Gençlik, Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından kamuoyuna ve ilgili makamlara duyurmak üzere bir sonuç bildirgesi açıklandı.

 

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ ve YETİŞTİRME YURTLARI GENÇLİK, EĞİTİM KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ TARAFINDAN 29 Mayıs 2015 TARİHİNDE ORTAKLAŞA DÜZENLENEN “YETİŞTİRME YURTLARI VE HAYATA TUTUNMA” KONULU PANEL SONUÇ BİLDİRGESİ

1- Reşit olmadan kurum bakımından korunma kararı kaldırılarak 3413 sayılı Yasadan yararlanamayan çocuklarımız için kanuni yollar için barodan yardım alınması gerekirse 3413 sayılı Yasanın reşit olmadan ayrılanlar hükmünün değiştirilerek çocukların mağduriyetinin giderilmesi,

2- Korunma ve bakım altında kalan çocukların kuruluştan ayrılmadan önceki son bir yıl içerisinde hayata hazırlanması amacıyla gerekli eğitimlerin verilmesi ve reşit olduktan sonra da istihdam sağlanıncaya kadar geçen süre içerisinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı İl Müdürlükleri tarafından eğitim, sosyal hayata hazırlama ve barınma birimleri kurularak çocukların 18 yaşından sonra da istihdam sağlanıncaya kadar izlenmesi,

3- Aileye dönüş çerçevesi adı altında koruma kararı kaldırılacak olan çocukların aileleri ile birlikte o ilde bulunan bu alanda faaliyet gösteren sivil toplum örgütü temsilcisinin de bulunacağı bir komisyon kurularak aile ve çocuğunda fikrinin alınarak koruma kararının kaldırılması,

4- Kurum bakımındaki çocukların sağlıklı yetiştirilebilmesi için çocukların kurum bakımına alınma nedenleri göz önünde bulundurularak, rehabilitasyon sürecinin iyi yönetilmesi, etkili ve kesintisiz sunulması,

5- Çocukların kurum bakımında bulundukları süre içinde onların damgalanmasına yol açacak ve çocukları toplumdan daha çok soyutlayacak uygulamaların ortadan kaldırılması,

6- Kuruluşlardaki personel yetersizliği ortadan kaldırılmalı ve meslek profesyonellerinin (sosyal çalışmacı, psikolog, sosyolog ve pedagog gibi) arttırılması,

7- Kurum bakım hizmetleri sonuçlarının değerlendirilebilmesi için kurumdan ayrılan kişilerin başarılarının ve başarısızlıklarının izlenmesi, değerlendirilmesi, denetlenmesi,

8- Çocuk Koruma Kanunu ve Sosyal Hizmetler Kanunu çerçevesinde kurum bakımına alınan çocukların kurum bakımı öncesindeki yaşamları değerlendirilerek, hizmet programlarının ayarlanması,

9- Kurum bakımında kalan çocukların yaşamış olduğu problemlerin ortadan kaldırılması için o problemi daha önce yaşamış olan kişilere eksiklikler sorulması, onların tecrübelerinden yararlanılması,

10- Kurumdan ayrılmış ve işe girmek için sıra bekleyen kişilerin kamu kurumlarında faaliyet gösteren taşeron firmalarda geçici olarak istihdam edilmelerinin öncelikli olarak sağlanması,

11- İşe yerleştirme hakkı elde etmiş ancak sabıka kaydından dolayı işe yerleşemeyen kişiler için düzenleme yapılması,

12- Koruyucu ailede bulunan çocukların kurum görevlileri tarafından değerlendirilmelerinin özenle ve sıklıkla yapılması,

13- Koruma kararı alınarak ayni ve nakdi yardımlarla aile yanına döndürülen çocukların, koruma kararı kaldırılıncaya kadar sosyo-psikolojik yönden takip edilmesi ve çocuklar için gerektiğinde rehabilitasyon hizmeti sunulması,

14- Ön lisans, lisans, yüksek lisansını tamamlayan, kurum bakımından yararlanmış kişilerin istihdamında mezun oldukları programların Devlet Personel Başkanlığı tarafından dikkate alınması

konularında tam bir görüş birliğine varılarak, sonuç bildirgesi imza altına alınmıştır.

Kamuoyuna ve ilgili makamlara saygıyla duyurulur.

Fotoğraflar


Fotoğraf 1

Fotoğraf 2

Fotoğraf 3

Fotoğraf 4

Fotoğraf 5

Fotoğraf 6

Fotoğraf 7

Fotoğraf 8

Fotoğraf 9

Fotoğraf 10

Fotoğraf 11